All language subtitles for Aslan Ailem 24

(Yumurta çatlama sesi)

(Horoz sesi)

(Tavuk sesi)

Dur kardeşim, dur. Vallahi öpeceğim.

Damat oluyor ya benim kankam, damat!

-Tamam oğlum, tamam.
-Vallahi duygulandım ya.

-Darısı benim başıma abi.
-İnşallah kardeşim. Âmin.

Tabii önce bir gelin adayı
bulmam lazım benim de.

Buluruz, gel.

Hop dur. Dur koçum nereye böyle, yavaş.

Kusura bakma abi ya, görmedim.

Tamam, dur bakayım sen. Ne oldu
iyi misin? Var mı bir şeyin?

İyiyim abi, iyiyim.

Ne oluyor ya, veledin hıza bak.

Cık, cık, cık.

-Cemo koş, yüzüğü çalmış.
-Ah velet!

(Müzik - Aksiyon)

Sen şuraya bak, ben buraya gidiyorum.

(Müzik)
(Kâğıt sesi)

Canım kızım...

...burada seni düşünmeden
geçirdiğim tek bir günüm bile yok.

Seni orada bir dolu sıkıntıyla
bıraktığım için çok üzgünüm.

İşler yoluna girecek diye
beklerken iyice zorlaştı.

Anlaşılan o ki benim senin
yanına gelmem imkânsız...

...bu yüzden senin buraya
gelmeni istiyorum.

Bu mektubu sana avukatım aracılığıyla
gönderiyorum. Uçak biletin zarfta.

Gelişini dört gözle bekliyorum yavrum.

(Müzik)

Ben Burcu'yu çok seviyorum Cemo.

Onunla bir hayat kurmak istiyorum.

Abi o zaman ne bekliyorsun?

Çık karşısına.

Gitme, kal de. Tak yüzüğü parmağına.

Bu dediğini o kadar çok
yapmak isterdim ki...

...ama yapamam.

Eğer kalacaksa bu kendi
kararıyla olmalı.

Benim yüzümden bir pişmanlık
yaşamasını istemiyorum.

(Selin) Ya Murat'la konuşsan mı acaba?

Hani belki gitme der. Kal der.

Yani yardım eder karar vermende.

Selin, ben Murat'ın omuzlarına
böyle bir yük yükleyemem.

Hadi kaldım diyelim.

İleride babamı her özlediğimde...

...özlemle her andığımda...

...Murat kendini suçlu hissedecek,
kötü hissedecek.

O da doğru, haklısın.

(Selin) Ya ben bile şu an en
yakın arkadaşın olarak...

...bir şey söylemeye cesaret edemiyorum.

Çünkü etkilenmemen lazım.

Tek başına vermen lazım bu kararı.

(Müzik - Duygusal)

-Burcu.
-(Burcu ses) Alo Murat.

Mu... Murat.

Ben gidiyorum.

Sana söyleyemedim.

Ama gidiyorum ben.

Biliyorum Burcu, biliyorum.

(Murat ses) Uçak biletini gördüm.

Zaten onu gördüğüm andan şu ana kadar,
her saniye işkence oldu bana.

Murat seni çok seviyorum.

Ben de seni seviyorum.

Seni çok seviyorum ve sensiz nasıl
yaşayacağım, gerçekten hiç bilmiyorum.

Murat.

Hanımefendi lütfen telefonunuzu kapatın ve
kemerinizi bağlayın, uçak kalkmak üzere.

Hayır, inmek istiyorum ben.
Ben inmek istiyorum ya.

(Kadın ses) Kalkmak üzereyiz
hanımefendi, lütfen.

Burcu!

(Burcu ses) Ya kapıları açar mısınız,
lütfen.

(Kadın ses) Uçak kalmak üzere, lütfen
yerinizde durun ve sakin olun.

Burcu!

(Burcu ses) Ya size inmek istiyorum
diyorum, inebilir miyim lütfen.

Bırakın işte!

Bıraksanıza inmek istiyor.

Burcu!

Burcu!

Burcu!

(Müzik - Hüzünlü)

(Müzik - Hüzünlü)

(Yağmur ve gök gürültüsü sesi)

Aa!

Dur Burcu benim ya, Murat. Sakin ol.

Ya nasıl sakin olayım, korktum.

-Bu yağmurda kalamazsın.
-Daha iyi bir fikrin var mı?

Var, hadi gel içeri giriyoruz. Gel.

(Müzik - Hüzünlü)

(Murat iç ses) Ben sana âşık oldum Burcu.

(Murat iç ses) Ben seni seviyorum.
Hem de çok seviyorum.

Ben de seni seviyorum.

Hayatımda kimseyi sevmediğim kadar.
Çok seviyorum seni.

(Müzik - Hüzünlü)

(Burcu) Murat!

(Müzik - Hüzünlü)

Burcu!

(Müzik - Hüzünlü)

Gerçek mi bu?

Sen var ya...

...inmek istiyorum deyince bir şey
yapamadığım için kafayı yiyordum.

İndirmiyorlardı...

...ben de kalp krizi geçiriyormuş gibi
numara yaptım.

Ah şükürler olsun.

(Müzik - Duygusal)

Gitmedim.

Gidemedim.

Gitme zaten.

Gitme, hep yanımda kal.

Bir ömür boyu.

(Müzik - Duygusal)

Murat abi, bu lazım mı Murat abi?

Hem de nasıl lazım.
Tam zamanında geldin, çak.

(Müzik - Duygusal)

Burcu...

...benimle evlenir misin?

(Müzik - Duygusal)

Evet.

(Müzik - Duygusal)

(Müzik - Duygusal)

Bu dizinin betimlemesi ES FİLM tarafından
Sesli Betimleme Derneğine yaptırılmıştır.

www.sebeder.org

(Müzik - Jenerik)

(Müzik - Jenerik)

(Müzik devam ediyor)

(Müzik devam ediyor)

(Müzik - Jenerik)

(Müzik - Jenerik)

(Yumurta çatlama sesi)

(Horoz sesi)

(Tavuk sesi)

Ya Murat, biz şimdi gerçekten
evleniyor muyuz?

Evet.

Ya bundan sonra, hep berber mi olacağız?
Birlikte mi yaşayacağız?

-Sonsuza kadar.
-Ya çok tatlı ya!

-Ya bunlar şimdi, yüzük mü taktılar?
-Evet, evet.

Ya Burcu'ya bak, ayakları yerden
kesildi vallahi.

Çocuğum fıtık olacak şimdi ya.

Anneciğim kız senin yarı kilonda, yapma
Allah aşkına ya, ne oluyor?

Oğlum, ona bir şey olmayacak da
sana olacak sanki.

Ne dedim şimdi?

Ya görüyor musun? Murat resmen Burcu'ya
evlenme teklif etti.

Gördüm Hatice'm gördüm.
Vallahi Burcu da nasıl mutlu oldu ha.

Ya inanamıyorum var ya.

Millet gidiyor yok paraşütle
atlarken ediyor...

...yok, suyun altına tüple
dalıyor orada ediyor.

Benim abim şöyle köşede bitirdi işi.
Çat diye ya.

Aslan oğlum, en doğrusunu yaptı.
Baksana, nasıl mutlular.

Ya şimdi yani Burcu benim
gelinim mi oluyor?

Tabii tabii.
Şimdi yavaş yavaş bizim bu...

...telefondaki mesajlaşma
grubumuza da eklenir.

Aslan Ailesi yavaş yavaş büyüyor ya.

Tamam anladık, birbirlerini çok
seviyorlar, tamam biz de kabul ettik de.

Yani böyle yüzük takmak falan,
biraz erken olmadı mı?

Bence tam zamanında oldu Hatice'm.
Baksana çok mutlular.

(Vedat) Birbirlerini çok seviyorlar.
Daha beklemeye ne gerek var?

Buraya bakıyorlar.

Yok, yok bakmıyorlardı canım.

Ben şöyle hemen bu tarafa geçiyorum,
siz de koltuklara geçin...

...hiçbir şey olmamış gibi davranın
tamam mı?

-Yavaş oğlum ne yapıyorsun.
-Baba, ne yaptın ezdin beni ya.

Yemin ederim kilo almışsın.
Yiyorsun tatlıları.

Sus çok konuşma.
Tatlıyı matlıyı karıştırma.

(Öksürme sesi)

-Eğilerek geç şuradan eğilerek.
-Dur oğlum dur terliğim.

-Yüzük bol mu oldu biraz?
-Ya evet, birazcık.

-Tamam çıkart.
-Daraltırız öyle takarsın.

Olmaz!

Ben bu yüzüğü şu anda parmağımdan
hayatta çıkartmam.

Çünkü kendisiyle büyük bir
aşk yaşıyorum.

Murat.

Ya bu çiftliğe ilk geldiğim günleri
düşünüyorum da...

...böyle şeyler yaşayacağımı
hiç hayal etmezdim.

Hele âşık olacağımı hiç.

Ama şu an dünyanın en mutlu
insanı oldum.

Ben de.

Biz artık gitsek mi?

(Gülme sesi)

Hadi bakalım hoppa!

(Müzik - Duygusal)

(Anahtar sesi)

Ah 2001...

(Kapı açılma sesi)

Biz geldik.

Aa! Ben de örgüye bir dalmışım ki,
geldiğinizi fark edemedim çocuklar.

Ya ben de gazete okuyordum hiç
görmedim geldiğinizi çocuklar.

Baba, baba ters tutuyorsun gazeteyi.

Niye orada öyle dikildiniz.
Geçin şöyle geçin.

(Müzik - Neşeli)

Size çok güzel bir haberimiz var.

Biz evlenmeye karar verdik.

Ne?

Ne, ne dedin sen?

Vallahi işte elenmeye karar verdik.

Murat az önce bana tam şurada evlenme
teklif etti ben de kabul ettim.

Sen kimden izin aldın da o
evlenme teklifini kabul ettin?

İzin vermiyorum efendim.

İzin almadım, izin mi almam gerekiyordu
Hatice teyze?

Yani abiciğim, ne yapıyorsun sen?
İki gündür tanıdığın kızla evlenilir mi?

Ne diyorsun oğlum sen?

Yok efendim yok, benim bu evliliğe
iznim falan yok. Nokta bitti.

Ya siz kendi kafanıza göre
ne yapıyorsunuz öyle?

Baba ama--

Aması maması yok Murat Efendi.
Aması maması yok!

Nedir bu ya, çocuk oyuncağı mı?
Evlilik ya.

Hayır, böyle bir evlilik olamaz.
Mümkün değil.

Biliyordum.

Hayatımda hiçbir şeyin yolunda
gitmeyeceğini biliyordum.

Burcu!

-Burcu abla gitme!
-(Hep bir ağızdan) 1 Nisan!

(Gülme sesleri)

Gel, gel, gel buraya sen bakayım.

(Gülme sesleri)

Ya bu yapılır mı bize?

Bayağı iyiydik bak ama.
Oscar goes to Aslan Ailem.

-Gel.
-Gel buraya aslanım, gel.

Üzülme, şakaydı şakaydı.
Sana bir şey söyleyeceğim ama.

Evladıma çok iyi bakacaksın.

Vallahi Hatice teyzeciğim...

...ee biliyorsun yani beni daha önce
böyle bir sürü sınavlara soktunuz.

Ee, bir şey yapamıyorum, birazcık
beceriksizim.

O yüzden ben yatacağım dinleneceğim,
her işi Murat yapacak.

Yani Murat ev işlerinde iyi bence.
Becerir yani.

Ay ne? Ah ah!

1 Nisan!

(Gülme sesleri)

Ay Burcu, şaka yapıyormuş.

-Şakaydı.
-Gel tebrik ederim.

Merhaba, bu çiçekler sana Pelin.

-Aa bana mı? Kim göndermiş acaba?
-Bilmiyorum artık.

-Ay teşekkür ederim.
-Rica ederim.

Ya çok mutlu oldum.

Teşekkür ederim.

(Müzik - Neşeli)

(Umut) Vay be!

-Ya aşkım! Çok teşekkür ederim.
-Güzel hayatım.

Bugünü hatırlayacağını hiç
düşünmüyordum.

Hangi günü, ne ki bugün?

Gaziantep’in düşman işgalinden
kurtuluş günü.

Şaka mı yapıyorsun Umut?
Bugün ilk tanıştığımız günün yıl dönümü.

Bu çiçekler de onun için değil mi?

Çiçekleri ben göndermedim
ama Pelinciğim.

Nasıl sen göndermedin?
Kim gönderdi o zaman Umut?

-Ya ne bileyim, kart falan yok mu?
-Bilmem, bakalım.

Hah.

-Kimmiş?
-Metin Bey diye biri.

-Senin eski patronunmuş.
-Ha evet.

Yarın seni iş görüşmesi için
yemeğe davet ediyor.

Ne işi ya?
Ay sakla kanaldakiler görmesin

Ya sana teklif yapacak herhalde.

Yani yeni bir kanal kurduğunu duymuştum
ama Antalya'da kuracaktı.

-Antalya mı?
-Hım.

Antalya'daki iş için mi sana teklif
yapacak bu?

Yani bilmiyorum, artık yarın yemeğe
gittiğimde öğrenirim.

Öğrenirsin.

Ay çok güzel bir çiçek.

(Müzik - Duygusal)

Ben hâlâ inanamıyorum.
Biz şimdi evlenecek miyiz?

Ben de inanamıyorum.

Hım, hadi.

Fincanları kapatalım da Sevgi gelsin
falımıza baksın.

Aman Burcu, fal mal saçma sapan işler.
Hem zaten gerek yok.

Bizim falımız fallandı artık.

Allah Allah, kim demiş öyle olduğunu?

Bir kere benim şartlarım var.
O şartları bir gözden geçirmemiz lazım.

Bak sen, şartların var ha?

Ne o, sen evlilik sözleşmesi mi
hazırladın?

Yani kızman, böyle küçükken yazmışım,
hazırlamışım.

Muhtemelen dokuz on yaşlarında
falanmışım yani.

Allah, yandık desene.

Ya dur dalga geçme.
Şimdi ciddiyet zamanı.

Burcu'nun şartları. Başlıyoruz.

Ya bakma!

(Gülme sesi)

(Öksürme sesi)

Madde 1; kocam olacak kişi her akşam
eve çikolata getirecek.

(Gülme sesi)

Bak bu zor oldu ama hadi kabul.

(Gülme sesi)

Madde 2; kocam olacak kişi...

Kocam olacak kişi ne ya? Laflara bak!

Yok, yok sevgim ben bu küçük Burcu'yu,
matrak kızmış.

Dur dur, devam ediyorum.

...bana hep hediyeler alacak, örneğin
sarışın bebek.

(Gülme sesi)

Ben bu bebek fikrini sevdim.

Ama oyuncak değil de canlısını
tercih ederim.

Ama sarışın olması garantisini veremem.

Devam ediyorum.

Madde 3; serviste beni koruyacak.

Ha!

O zamanlar serviste bir çocuk vardı, ama
nasıl yaramaz bir çocuk...

...muhtemelen beni gıcık ediyordu,
ben de bu maddeyi o yüzden eklemişim.

Beni parka götürecek ve
çilekli dondurma alacak.

Tamam, sıkıntı yok.

Ben zaten sana korumanın
alasını yaparım.

Ee tamam o zaman, anlaştık.

-Bu kadar mı?
-Ee bu kadar tabii.

Gör Murat Bey, Murat bey!
Ne kadar mütevazı bir insanmışım.

Ee, senin bir isteğin, bir arzun,
bir şartın falan var mı?

Benim için senin varlığın yeter.

Ama bir konuda seninle anlaşmamız lazım.

Babam mı?

Burcu...

...ben babanı er ya da geç
yakalayacağım.

Eğer suçluysa...

...bu durumda hapse--

Ya Murat dur dur!

Bu durumda diye bir şey yok.
Çünkü benim babam suçsuz.

Suçsuz olduğu için hapse girmeyecek, bu
mesele de zaten tatlıya bağlanacak ha?

(Müzik - Duygusal)

Yüzük nerede?

Yüzüğüm nerede, ya yüzüğümü ne yaptın?

Yüzük nerede ya? Yüzüğüm nerede ya?

Yü... Ya!

Yüzüğüm, hi! Kaybettim zannettim.

-Bak ne diyeceğim sana.
-Hı?

Şunu çıkart istiyorsan, gidip kuyumcuya
daraltalım.

Hayır, bu yüzük bu parmaktan çıkmayacak.

-Düşürürsün kaybedersin sonra.
-Ben mi kaybedeceğim?

Ben asla kaybetmem,
ben çok dikkatliyimdir bir kere.

Evet tabii, gördük.

Peki.

Sen öyle diyorsan tamam.
Ama kaybedersen bak ben görürüm seni.

Ya öyle bir şey olmayacak diyorum.
Bak, ıh kilitledim.

Parmaklar kilitlendi. Düşüyor mu?
Düşmüyor.

Bak hiçbir şey düşmüyor. Bak böyle.

Bak aldım koydum,
yüzük hep parmakta bak.

Hep böyle bak, her şey tamam.
(Telefon zili sesi)

Cemo arıyor.

Efendim Cemo.

Tamam. Tamam, tamam.
Ben hemen geliyorum, hadi.

Ne oldu?

Ya bizim Murat'ın DNA'sına uyan bir aile
şimdi emniyete geliyormuş.

Ya gerçekten mi?
Ay inşallah ailesi çıkar ya inşallah!

İnşallah.

Hadi hadi.

Hişt, elimi tut.

(Müzik - Neşeli)

Ah be Hatice'm be, annem olmayınca
ev de pek sessiz oluyor.

Ay Vedat ya, ben de öyle düşünüyorum.

Ama gittiği bir taraftan da iyi oldu.

Kaplıca dizlerinin ağrısına
falan çok iyi gelecek.

Hem orası çok sessiz sakin bir yer.
Suça da bulaşamaz.

Gerçi gideli iki gün oldu ama
ben şimdiden özledim.

Vallahi ben de.

Ya bana bak, sen sanki bu işe biraz
sevinmiş gibisin.

Neye, annemin gidişine mi?

Aman yok canım, şu Burcu'yla Murat'ın
hikâyesine.

Sevindim tabii sevinmez olur muyum?
Tabii sevindim.

Ama biraz da içim burulmadı değil yani.

Baksana, çocuklar tek tek
yuvadan uçuyorlar.

Önce Umut, şimdi Murat.

-Gayret sırasını fena kaptırdı vallahi.
-Ya çocuğum benim.

Allah ona şöyle iyi bir kısmet
nasip etse de...

...yüzü gülse evladımın.

Yok, yok güler, güler ya.

Çünkü temiz titiz çocuk.
Zeki, kafası çalışıyor.

O halleder işini de Mutlu'dan
pek umudum yok.

Evet, benim canım Aslan Ailem, size
süpersonik, inanılmaz bir haberim var.

-(Mutlu) Hazır mısınız?
-Hazırız oğlum, hazırız.

Ben de evleniyorum.

-Ne?
-Evet.

Hem de Afrikalı bir kızla, daha yeni
tanıştık, inanılmaz güzel bir kız.

Babası çok önemli bir insan.
Afrika’da bir kabilenin lideri.

O yüzden oraya gidip orada
yaşamamız gerekecek.

Bizim dilimiz konuşamıyor ama biz
çok iyi anlaştık anne, gerçekten.

(Mutlu) Gerçi sizinle tanıştırdığımda
zor anlaşacaksınız.

Bir getireceğim size göstereceğim
sonra biz gidiyoruz maalesef.

Vedat ya...

Bir şey söylesene ne diyor bu çocuk ya?

Tabii, tabii oğlum sen git.

Ya 1 Nisan!

-Şaka yaptım.
-Şaka?

Şaka yapmış.

Şaka mı yaptın?

-Al sana şaka!
-Ah!

Yetmez, al bunu da.

Anneciğim çok iyi oldu bu terlik atmalar,
çünkü babaannemi çok özlemiştim.

Yalnız senin biraz daha
çalışman lazım...

...babaannem gibi böyle
balistik atamıyorsun.

Buyurun.

(Gülme sesleri)

Babamdan korktum ha.
Çat diye vurabilir çünkü.

(Müzik - Neşeli)

Birazdan burada olurlar.
Sakin olmaya çalışın.

Çocuk geldiğinde büyük bir şok
yaşatmayalım.

Heyecandan bayılmak üzereyim.
Kaçırıldığında daha iki yaşındaydı.

O günden beri yaşadım mı, öldüm mü
bilmiyorum.

Geliyorlar.

(Müzik - Duygusal)

-(Murat) Merhaba.
-Merhaba.

(Kadın) Ne kadar da büyümüş?

Muratcığım, hani yolda gelirken
konuşmuştuk ya.

(Murat) Seni yıllardır bulmaya çalışan
annen baban burada.

Bak seni çok özlemişler.

Bir sarılmak ister misin onlara?

-Benim gerçek annem babam mı?
-Hı hı.

Evet, senin gerçek annen baban biziz.

(Müzik - Duygusal)

Canım oğlum, canım oğlum.

Ağlama anne.

(Kadın) Tabii ki ağlamayacağım artık.

(Kadın) Seni buldum ya, artık
yanımdasın ya, hiç ağlamayacağım artık.

(Kadın) Canım oğlum.
(Öpme sesi)

-Burcu abla, fotoğrafımızı çeker misin?
-Çekerim tabii junior.

-Hadi bakalım.
-Papyonu düzelt, papyonu.

Gülümseyin.
(Deklanşör sesi)

(Müzik - Duygusal)

Bu senin olsun Murat abi, ben sayende
gerçek ailemi buldum.

Umarım bir gün sen de gerçek
aileni bulursun.

(Müzik - Duygusal)

(Köpek havlama sesi)

Bugün çok güzel haberler aldık.
Önce siz, sonra Küçük Murat.

Vallahi çok mutluyum ha.

Ya Küçük Murat ne yapıyordur şimdi ya?

Ya ne yapacak, bütün evi birbirine
katıyordur ya.

Siz emniyette görecektiniz,
nasıl heyecanlandı.

Ya Murat bir şey söyleyeceğim.

O, yaramazlık yaptığını görünce
ailesi iade eder mi çocuğu geri bize?

Yok abiciğim etmezler, sen merak etme.

Evet efendim!

Oo, Hatice Sultan ve gelinleri!

Vay vay vay!

Her günümüz böyle olur inşallah.

(Vedat) Şahane olmuş balık.

Çıtır çıtır kızarttım.

Evet, salatayı da ben yaptım.

-Ellerine sağlık.
-Afiyet olsun.

Anneciğim, Pelin'i mutfaktan
uzak tutmanız iyi olmuş...

...onun daha bir 10 yıla
falan ihtiyacı var.

-Umut!
-Şaka yapıyorum aşkım, tamam ya.

Vallahi abi iyi ki evleniyorsunuz ha.
Baksanıza midemiz bayram eti sayenizde.

Bak, nanköre bak. "Tok evin aç kedisi"

Miyav.

(Kapı zili sesi)

Aa! Gayret hepimizin eli bulaşık,
bir tek seninki temiz.

(Hatice) Bir kapıya baksana evladım.

Ya benim ödüllendirilmem gerekiyor elim
temiz diye ben niye kapıya bakıyorum ya?

Bu gitsin, elini yıkasın. Hem de ona
ceza olur gitsin sonra da kapıyı açsın.

Oo ben elimi yıkayana kadar
gider ya kapıdaki.

(Mutlu) Sen git abi ya.
Sen git aç hemen iki dakikada.

Evladım hadi bir kapıya bak.
Bak gidecek kim geldiyse.

Tamam, Allah Allah!

-Olmuş mu?
-Hım çok güzel olmuş.

Vallahi hakikaten çok mutluyum.
Ailemiz kocaman oldu. Geniş.

Ya bundan büyük saadet mi olur?
Allah bozmasın mutluluğumuzu.

Âmin.

(Murat) Âmin, âmin.

Kankam gelmiş, kankam.

-Aa hoş geldin.
-Hoş geldin kuzum, hoş geldin.

-Oo afiyet olsun.
-(Vedat) Gel otur sen de.

Yok Vedat amcacığım, sağ olun.
Ben evde yemiştim, rahatsız etmeyeyim.

Aa olur mu Sevgi öyle şey?
Yok kokmuştur evladım.

Hadi git içeriden bir tabak al gel,
sen de otur masaya hıh.

Ben de size revani yapmıştım.

Aa en sevdiğim tatlı.
Bayılırım revaniye.

Şişt! Vedat lütfen, lütfen.

Ama bugünün hatırına bir lokma
yiyeyim canım.

Ee hadi bugünün şerefine ye!

(Gülme ve tezahürat sesleri)

(Hatice) Ya ne diyeceğim size, madem
böyle toplandık...

...neşeliyiz, mutluyuz. Diyorum ki;
bu nişan işini hiç uzatmayalım...

...hemen aramızda bu nişanı yapalım ya.

Kim, kim nişanlandı?

Siz mi?
Ay vallahi tahmin etmiştim var ya.

Demiştim onlar bir seneye kalmaz
kesin evlenirler.

Ee darısı sana kızım artık.

Âmin, inşallah.

(Pelin) Bizde her şey çok hızlı gelişti.
Şimdi her şeyi usulüne göre yapalım.

Önce kız isteme faslı olsun.

Ya iyi de benim kimsem yok ki.

Yani kimden isteyeceksiniz beni?

Ben öyle demek istememiştim, tamamen
aklımdan çıkmış, özür dilerim.

Benden isteyin.

(Müzik)

Niye öyle bakıyorsunuz ya?
Ben abisi sayılırım.

Geçici olarak da babası olurum.
Ne var yani?

Gelirsiniz benden istersiniz.

Ama nereye geleceksiniz? Aynı yerdeyiz.
Gelmeyin.

(Gülme sesi)

(Hatice) Bu çocuk.

Hadi ne olur, benden isteyin vallahi.
Tamam hadi, buradayız çok güzel olur.

Hadi benden istesenize
ben babası olurum.

Öyle tek başına Gayret'ten olmaz.
O zaman ben de varım, benden de isteyin.

Bu nişan boyunca Gayret babası olacaksa
ben de annesi olayım.

Pes vallahi, ailemizin saçmalama eşiği
git gide artıyor.

Evet artıyor.

Size ne oluyor acaba Sevgi Hanım?
Allah Allah!

Ben yeterim, sadece benden
isteyeceksiniz.

(Sevgi) Öyle olmaz.

Erkekler anlamaz bir kere bu işten.
Her işte bir kadın lazım.

Ben kesinlikle Sevgi'ye katılıyorum ya.

O zaman, bu mesele bitene kadar
Sevgi ve Gayret abi benim ebeveynlerim.

Beni Sevgi ve Gayret abiden isteyin ha?

(Vedat) Tamam gayet uygun.

Biz Burcu'yu, Gayret ve Sevgiden
isteyelim adet de yerini bulsun.

Abim çok sağ ol.

Lafı olmaz ki Murat ne olacak?
Kurban olurum ben sana.

Şişt!
Benden var ya çok güzel kız istenir.

Her şeyi organize edeceğim ben.
Tamam hadi çok eğle... Oo...

(Alkış sesi)

(Müzik)

(Telefon zili sesi)

Gayret?

Alo Gayret ne oldu? Ne oldu?

Ne oldu ne oldu? Deprem mi oldu
sel mi oldu, yangın mı çıktı?

Uçak mı düştü, sen yataktan mı düştün?

Ne oldu sana bir şey mi oldu?
Ne oldu ne oldu?

Bir susarsan söyleyeceğim. Allah Allah!
Bu saatte, bu ne enerji?

Enerji değil bu, panik atak.
Ne oldu, anlat.

Ya şimdi bu... Biz vekil aile olduk ya.

Biz derken yani ben.

Bu durum bende; çok büyük bir
sorumluluk yükledi bana.

(Nefes verme sesi)

-Ee Gayret?
-(Gayret ses) Ee si şimdi ben...

...vekilen Burcu'nun babasıyım.
Babası olmuş olacağım ya...

...Murat da benim peşime düşecek.

Sence benim peşimde olan, beni
yakalamaya çalışan bir adama...

...kızını verir miydin?

Bence sen uyu Gayret.

Ya Allah Allah!
Sen de ne vurdumduymaz çıktın ya.

Nasıl vekil anne olacaksın sen?
Burada bir soru var diyorum.

Bu soru sorun olmadan
bir çözüm üretmeli.

Onun için aradım ben seni.

Gayret, bir daha beni deminki
saydığım felaketler olmadan...

...sabahın dördünde arama!

Alo Sevgi! Alo, alo, alo!

Ne yapacağım şimdi ben ya?

(Müzik - Neşeli)

(Müzik)

Gayret!

-Ay!
-Ah!

Ya Gayret oğlum...
Tövbe estağfurullah ya.

Gece gece, ne işin var senin burada ya?

Ateşin mi yükseldi, hasta mı oldun,
ne oldu ya?

Evladım, ne yapıyorsun gece gece?

Uyku tutmadı ya.
Ya doğru kararı veremezsem ben?

Ne diyor ya?
Tercüme etsene, ne demek istiyor?

Burcu'nun babası olacağım ya, onun
için en doğru kararı vermem gerekiyor.

Ya veremezsem diye.

Oğlum onlar zaten birbirini seviyor.

Bizim senden istememiz
sadece bir formalite.

Burcu'nun gönlü olsun diye istiyoruz.

Ya ne formalitesi ya? Ben bilmem
formalite falan. Allah Allah!

Evladım, Burcu Murat'tan
daha iyisini mi bulacak?

Hem güvenilir, hem dürüst, artı polis.
Daha ne olacak?

Ama babasının da peşinde
o ne olacak anne?

Ay, ay, ay!

Yatıyor musunuz?

-Evet oğlum, müsaade edersen.
-Kalksanıza.

Uyumayalım da ne yapalım?

Ben yatamıyorum.

Chucky kılıklı çocuk, geç odana.

(Müzik - Hareketli)

(Horoz sesi)

Güzeller güzeli sözlüm benim.
Şekeri uzatır mısın?

Ayy, biz şimdi sözlendik değil mi ya?
Gerçekten sözlendik mi?

Ee birbirimize söz vermedik mi?

Verdik.

Al şeker.

Çok sağ ol.

Ve...

-Bu senin.
-Bana?

Aman...

Yalnız sen beni böyle
beslersen, evlenince ben...

...böyle bin kilo olup çıkacağım ha.
-Olsun, ben seni öyle de beğenirim.

(Müzik)

-Abi?
-Abi.

Günaydın diyeceğim ama sen
pek günün aymamış galiba.

Gayret abi, ne oldu? Kâbus falan mı
gördün dün gece?

Eğer uyusaydım, belki görürdüm.
Belki değil, kesin görürdüm hatta.

Göreceğim kâbus da sizin
evlenmiş olmanız olurdu.

Biz anlayamadık da abi,
sen açıklayabilir misin?

Açıklayayım Murat.

Siz evlenemezsiniz.

(Gülme sesi)

Geriden geliyor, şakacı.
1 Nisan abi o geçti.

Geçti be Gayret abi.

1 Nisan dündü. Dün dündü, bugün
bugün yani geçti artık. Şaka bitti.

(Gülme sesi)

Burcu...

...ben gülüyor muyum kızım ha?

Eğleniyor muyum Murat?

Ne yapıyorsun abi?

Bunlar hayatın acı gerçekleri.

Temsili de olsa ben bu
kızın babası mıyım?

Hı hı.

Sen de bu kızın babasının
peşinde misin Murat Efendi?

O zaman bu durumda...

...ben bu kızın babası olaraktan
bu evliliğe onay vermezdim.

Abi saçmalama lütfen, sabah sabah.

(Murat) Ya biz bu konuyu konuştuk
zaten Burcu'yla.

Biz birbirimizi seviyoruz ve evleneceğiz.

Hadi bakalım.

Murat, Gayret abi aslında
doğru söylüyor.

Ben hakikaten babamın yerine
kendimi koyup hiç düşünmedim.

Ya babamın rızası olmayabilir
belki bu evliliğe.

O benim hayatımdaki en
önemli insanlardan biri.

Ya onayı olmazsa?

(Müzik - Duygusal)

Bunları ben düşünmesem,
kim düşünecek acaba ha?

Allah Allah, böyle
başınızda kavak yelleri.

Aklınız bir karış havada burada tatlı
tatlı kahvaltı yapıyorsunuz bir de.

Bütün gece uyumadım. Bunlar geldi aklıma.
Ben ne yapacağım acaba?

Ben düşündüm abiciğim.

Ama Burcu hani...

...biliyorsun ki babana ulaşamıyoruz.

Keşke her şey normal şartlarda olsaydı da
babanın onayını almamız mümkün olsaydı.

-Ama değil.
-Yoo, ben bir yolunu bulurum.

Neyin yolunu bulacaksın? Sen,
babana ulaşabiliyor musun?

Yani...

...babama yok, nasıl ulaşayım ki?
Ulaşayım derken ulaşıyorum...

...onun gibi düşünürüm. Babam gibi
düşünürüm, kendimi ikna ederim.

Ben, babam olurum. Burcu, babası olur.
İkna olur.

Olurum ikna yani.

Burcu Hanımefendi,
sen kendini değil.

Beni, yani babanı ikna etmen
gerekiyor, anladın mı?

Anladım Gayret abiciğim,
ben seni ikna ederim.

İkna ederim ben seni.

Yardım eder misin aşkım?

Hı.

Vallahi...

...bu kadar hevesli olduğunu bilmiyordum
ha, Antalya'ya gitmek için.

Bayağı bir heyecanlısın.

Daha işi bilmiyoruz Umut.
Hemen yangın çıkarma.

Yani yangın falan çıkardığım yok.

Yani ikimiz de biliyoruz herhalde...

...kocanı bırakıp Antalya'ya
gitmeyeceğini. Değil mi?

O belli olmaz, önce teklifi görelim.

İyi tamam, ben de geleyim. Şu
Metin Bey'le tanışırım ben de.

Olur mu öyle şey Umut, çocuk muyum ben?
Veli gibi götüremem seni oraya.

-Velim değil, kocam diyeceksin Pelin.
-Hayır efendim, diyemem kocam falan.

-Ciddi bir iş bu.
-Ben de gayet ciddi bir insanım.

Olmaz öyle şey Umut. Hadi çıkalım,
işe geç kalıyoruz.

Ayy.

(Ayak sesi)

İyi iyi. Her şeyin yolunda olmasına çok
sevindim küçük adam.

Hadi anneye, babaya çok selam.
Öpüyorum seni.

Bak bizi de ihmal etme ha.
Arada gel ziyaretimize.

Bak Cem abinin de çok selamı var.
Hadi bakalım.

-Çok mutlu değil mi bizim ufaklık?
-Hem de nasıl.

Vallahi uzun süredir bu kadar
sevindiğim bir olay olmamıştı ya.

Darısı başıma. Ben de inşallah biyolojik
ailemi bulacağım.

Senin doğduğun yıla ait bütün kayıtlara
baktık. Bir şey çıkmadı, biliyorsun.

Biliyorum. Biliyorum.

Zaten doğum kaydım bile var mı
onu da bilmiyorum.

Kurcalamasan mı artık devrem ya?

Böyle iyisin, üzülüyorsun sonra.

İyiyim, iyiyim. Cemo da mesele o değil ki.

Eli yüzü, ne bileyim huyu suyu...

...ya da herhangi bir şeyi bana
benzeyen birini tanımak isterdim.

Nasıl birileri acaba? Mesela ben
hangisine daha fazla benziyorum.

Anneme mi, babama mı?

Haklısın devrem. İnşallah
bir ipucu yakalarız.

İnşallah.

Bu konuda bize yardım edebilecek
tek isim, Burcu'nun babası.

Tayfun Olgun.

-Ay kızım boşa atıyorsun bu maili ya.
-Ya şansımı deniyorum Selin.

Ya babama başka türlü nasıl
ulaşacağımı bilmiyorum ki.

İyi de yani baban zaten Murat'la
evlenmene bir şey demez ki.

Boşa kasıyorsun.

Boşa kasıyorum ha? Bu boşa kasıyorum?

Selin, sen babana sormadan
evlenebilir misin acaba?

Yani...

(Horoz sesi)

Bir de düşünüyorsun ya.

Yani ne bileyim belki çok
sevsem falan olabilir.

Cık, olmaz öyle şey.

Babamın iznini almam lazım.

Ee kızım diyelim ki gördü bu
maili ve izin vermedi yani.

O zaman ne yapacaksın?

Gönderiyorum.

Aa...

Bilgisayar kapandı.

-Şarjı falan mı bitti?
-Yok ya.

Şarjı takılı.

-Ee, ne oldu ki?
-Allah Allah, açılmıyor.

Uff, tam da maili gönderirken.

Neyse ya tamam, zorlama. Benim
bilgisayardan yazalım.

Selin...

...bu bir işaret olmasın sakın.

Ne işareti ya?

Ya babam, Murat'la
evlenmemi istemiyorsa?

Ay Allah aşkına saçmalamaz mısın?

(Vedat) Tamam anacığım, tamam.
Mutlu'ya söylerim, gider alır.

Ya tamam, tamam anladım. Hepsini
alır anacığım, sen merak etme.

Selamını da söyleriz. Hadi ellerinden
öperim, sen kendine iyi bak.

Tamam, tamam anacığım.

Mutlu...

Aradığınız Mutlu, şu anda
başka biriyle görüşüyor.

Evladım, yastıkla görüşmen bitince kalk.
Mübeccel teyzene gideceksin.

Ne oldu Vedat? Niye Mübeccel teyzeye
gidiyor, Mutlu?

Evet, anneme katılıyorum. Ben niye
Mübeccel teyzeye gidiyorum ya?

Ya anacığımla telefonla konuştuk.
Onun altınları Mübeccel teyzede ya.

Bu bizim Burcu'yla Murat'ın
nişanına yetişemem...

...altınları siz benim yerime
takın, selam söyleyin dedi.

Ee tamam, Mutlu gitsin
alsın dememiş ki.

Ayrıca niye Mübeccel teyzede
babaannemin altınları ya?

Çünkü Mübeccel teyzenin
altınları da babaannende.

Ne alaka? Niye böyle bir şey yapıyorlar?
Bütün beynim yandı yine. Niye?

Evladım eskiler böyle yaparmış.

Ellerindeki altınları bozdurmamak
için birbirlerine emanet ederlermiş.

Hem bankada yok ya. Öyle
daha güvenli gelirmiş.

Ha... Ee sene 2018, ne alaka?
Ya Mübeccel teyzeye hırsız girerse?

Ağzını hayrı aç, hergele.

Uff! Vallahi hiç uykumu
bölmeye değmez bir şey bu.

Zaten siz çıkıyorsunuz benim
yerime gidin, alın Aslan ailem.

Ne olur ya, ben yatayım.

Sen kalk bakayım!

Sen kalk. Öğlen olmuş hâlâ yatıyorsun.
Çabuk kalk.

(Hatice) Biz abinin nişan töreni
için alışveriş yapacağız.

Bir işin ucundan da sen tutacaksın.
Hadi yürü, yürü, yürü.

Hadi, marş marş.

Yani abiler evleniyor hep bana yol,
su, elektrik olarak dönüyor ya.

Kalk.

Yürü Vedat.

(Müzik)

Bir odama gitseydim bari. Off.

Yüzük yakışmış Burcucuğum, tebrik ederim.

Teşekkür ederim Ece.

Ver bakayım bir.

Yani yüzük çok güzel ama böyle bir
emanet mi duruyor sanki elinde?

Ece ya, sen fesat fesat konuşmadan
duramıyor musun kızım?

Yani ne alakası var ya.

Baksana bol yani. Düştü düşecek,
benim suçum mu?

Ben de o yüzden geldim ya buraya tatlım.

Murat'la beraber kuyumcuya gidip
daralttıracağız.

Ya Burcu babanın haberi var mı bu
yüzük olaylarından falan?

Yani henüz haberi yok. Ama...

...haberi olacak yakında.

Seninki iyi cesaret vallahi Burcu.

Benim babam yani onun peşindeki
bir polisle evlenmeyi kalkacağım.

Ay kıyameti koparırdı, yani
evlatlıktan reddederdi.

(Rüzgâr sesi)

(Cam kırılma sesi)
(Bağırma sesi)

(Rüzgâr sesi)

Ne oluyor ya?

Ben söyleyeyim de temizlesinler.

Hii!

Ya Murat'la fotoğrafım.

Selin...

...bak gördün mü bu da bir işaret işte.
-Kızım saçmalama artık ya.

Hız kesmeden saçmalamaya devam
ediyorsun. Ne işareti Allah aşkına.

Ne işareti olacak?

Babamın bu evliliğe onay
vermeyeceğinin işareti.

Burcu sadece rüzgâr esti ve düştü.
Abartma istersen.

Aman aman, ayy içim ürperdi.

(Ortam sesi)

(Müzik)

-Çıkıyor musun hayatım?
-Evet aşkım, çıkıyorum.

Ben özleyeceğim seni ya.

Hayatım gurbete gitmiyorum ki.
Altı üstü yemek yiyip, döneceğim.

Olsun ama uykum da bile özlüyorum seni.
Bir saniye bile ayrı kalamıyorum.

Umut bak geç kalıyorum, bunları
sonra konuşuruz. Tamam mı?

Ben müdüre sadece arkadaşımla
buluşacağımı söyledim.

Lütfen pot kırma, idare et olur mu aşkım.

(Öpme sesi)

Tamam, idare ederim.

Teşekkür ederim, bir
tanecik kocacığım benim.

Güle güle.

İdare edemem Pelin.

Umut, nasıl olmuş gözlüklerim?

Güzel.

Güzel.

(Su sesi)

(Müzik)

Küçük kızın evleniyor babacığım.

Hem de seni yakalamaya çalışan
bir polisle.

Acaba bunu bilseydin ne yapardın?

İzin mi verirdin, yoksa
evlatlıktan mı reddederdin?

Uff...

(Müzik)

-Afiyet olsun.
-Teşekkür ederim.

Burcu'yla Murat'ın evlenmesine
benim hiç gönlüm razı değil kanka.

Yine mi aynı plak Gayret?

Ya aynı plak. Çünkü omuzda, sırtımda
büyük bir sorumluluk ve yük var ya.

Düşünsene bir insanın hayatı benim iki
dudağımın arasından çıkacak lafa bağlı.

Ya çok kötü olursa?

Hiç iyi hissetmiyorum kendimi.
Çok kötü kafam karıştı.

(Müzik)

(Erkek) Bu acılı olmuş.

Ha, belki de çok acılı olacak bu evlilik.

(Hızlı sarma sesi)

-Tuz da yok.
-Tadı tuzu da kaçabilir.

Evlilik bu çünkü. Belli
olmaz ki sağa, solu.

Ayrıca sana hava hoş Sevgi Hanımefendi.

Evlilik diyene, duvak alıp
koşan bir insansın sen.

Hiçte bile bir kere.

Bak sen babası yerine koyuyorsan
kendini, ben de annesi yerine koyuyorum.

Kızımızın mutluluğuyla oynuyorsun.

Ya hayır, efendim tam tersi.

Aksine kızımızın mutluluğunu ve
geleceğini düşünüyorum ben bir kere.

-Böyle mi düşünüyorsun Gayret?
-Evet.

Bak bir kere böyle empati yap.

Bir kedini yerine koy, onun yerine
koy tamam mı? Bak bir düşün.

Şimdi mesela...

...ee, sen beni çok seviyormuşsun
böyle bana çok âşıkmışsın tamam mı?

Ee?

Böyle benden başka hiçbir
şey düşünemiyormuşsun.

Mesela yani.

Ben de seni çok seviyorum, muşum.
Mesela yani.

Ee?

Yani sen bizim evlenmemizi istemez misin?

Cık, yoo istemem. İstemem ki.
Niye isteyeceğim?

Niye?

Nasıl niye ya? Allah Allah!

Bir kere biz ayrı çamaşır suyu
markalarının insanlarıyız.

Olmayız yani, yapamayız.

Bak Gayret, çocuklar
seviyor işte birbirini.

Bırak sevenler kavuşsun. Ben mutlu
olamadım bari onlar mutlu olsunlar.

Çık!

(Müzik)

Belki de evlenmeleri daha doğrudur.
Çok kafam karıştı.

Pardon, tuz demiştim.

Ha, demiştin. Tuz mu getireyim?

Ama benim tadım tuzum kalmadı ki ya.

Ya bir de dikkat edin, bu
yaşta tuz muz Allah Allah!

Bir acı, bir tuz. Aa!
Geliyorum, geliyorum.

Keşke biraz naz yapsaydın ya.
Süründürseydin Murat'ı.

-Hemen taktın yüzüğü kabul etmiş oldun.
-Selin seviyorum, ne yapayım?

Ayrıca ben kıyamam ki Murat'a.

(Kapı açılma sesi)

Hadi bakalım.

Gel sen yüzüğü kaybetmeden gidelim
kuyumcuya da daraltalım.

Kim? Ben mi kaybedeceğim?

Burcu Ol yüzüğünü kaybedecek.

Senin taktığın, bu parmağa
taktığın yüzüğü kaybedecek.

İmkânsız.

Ben bu yüzüğü kaybetmemek
için var ya gerekirse üç-beş...

...yetmedi 10-12 tane
koruma tutarım vallahi.

Kaybetmem yüzüğümü.

İyi o zaman, siz çıkıyorsanız
ben de okula geçeyim.

-Hadi.
-Eyvallah olsun Selin.

Ne, nereye gidiyorsun sen ya?

Gidilir mi? Gidilmez.

Biz ödev hazırlayacaktık, ödevi teslim
edecektik biz okula gitmemiz lazım.

Ödevimiz var bizim.

Ne ödevi ya?

Kız kızım ne ödevi
olur mu, Allah Allah?

Böyle Murat, B12'sini almıyor, ilaçlarını
ihmal ediyor. Ondan böyle oluyor.

Bak, devirdin her yeri tabii korktu.
Hoca lafını duyunca korktu.

Çünkü biz ödevi teslim etmezsek ne olur?
Sınıfta kalırız, olmaz öyle bir şey.

Ay Selin ya, et yemiyorsun. Et
yemen lazım, ben sana hep diyorum.

Et sağlıktır diyorum. Şey yapalım
Murat, biz yüzüğü sonra halledelim.

Sen iyi misin Burcu?

Hayır, bir anda böyle
garipleştin de ben anlayamadım.

İyiyim canım, çok iyiyim. O
kadar iyi ama korktum tabii.

Ödevi yapmayı unutunca ben korktum,
öyle yüzük müzük, tabii dağıldı aklım.

Ah. Cık, cık, cık.

-Ee yüzük ne olacak?
-Yüzük ne olacak? Ee, Allah Allah!

Ne demek ne olacak? Gideceğiz,
yaptıracağız bir ara.

Sınıfta mı kalayım? Okul daha önemli.
Eğitim şart bir kere Murat.

Tamam o zaman. Şey yaparız,
akşam haberleşiriz.

-Ne oluyor Burcu?
-Ya ne olacak yüzüğümü kaybettim.

Ne?

Evet, düşürdüm Selin, düşürdüm.
İşte yüzüğü kaybetmişim.

İnanmıyorum ya. Nerede
düşürdün ki acaba?

Bir düşün bakayım belki buluruz.

Ee en son böyle yüzüğü Ece'ye
göstermiştim Murat'ın odasında.

O zaman Murat'ın odasında düşürdün.

Ayy Selin. Hayır.

Ya tuvalette düşürdüm galiba,
tuvalette elimi yıkarken düşürdüm.

Gel, gel.

(Kapı açılma sesi)

Kolay gelsin merhaba. Buralarda
bir yüzük gördünüz mü acaba?

-Ne yüzüğü?
-Tektaş.

Vallahi ben görmedim.

Nasıl ya? Hay Allah ya. Of of!

Ya kızım bakacağız işte buralara.
Yani lavabonun altına falan bakalım.

İllaki elinden kaydı düştü.

Selin bu da bir işaret, gördün mü?
İnanmıyorsun bir de bana.

Hatta en büyük işaret bu.

Hey Allah'ım ya Rabbim. Hâlâ işaret
diyorsun, Burcu saçmalama lütfen ya.

Ah! Ah!

Uff!

Gördün mü? Kafanı vurdun
işte, bu da işaret.

Gerçekten saçmalıyorsun artık.

Hıı.

İşte Mübeccel teyzenin evi. Gel.

Oğlum ya bu kadının adı
Mübeccel mi, Mücebbel mi?

Mübeccel. Mübeccel, benim de
kafamı karıştırın Rıfkı.

-(Rıfkı) Mübeccel.
-Buraya kadar kapatmış ya.

Mübeccel.

Mübeccel teyze.
(Kapı vurma sesi)

(Kapı vurma sesi)
Mübeccel teyze.

(Kapı vurma sesi)
Mübeccel teyze.

Yavaş yavaş.

Yok kanka duymuyor. Yaşlı ya,
ağır işitiyor kesin.

Televizyonun da sesini açık unutmuştur.
Duymuyordur bizi, sen bir daha vur.

Dur.

(Kapı vurma sesi)
Mübeccel teyze!

Allah Allah! Ne yaptı ki markete,
pazara falan mı gitti bu kadın ya?

Dur, ben babaannemi arayayım bir.

Ha alo babaanneciğim.
Evet benim, benim, benim.

Sıcacık yatağından kaldırdığın torunun.
Ee geldik biz, Mübeccel teyze evde yok.

-Umre'ye mi gitmiş?
-Hadi buyur.

İyi tamam. Tamam babaanneciğim.
Tamam, tamam, tamam.

Tamam.

Tamam, tamam. Ben halledeceğim babaanne.
Merak etme, öpüyorum seni.

-Hadi baybay.
-Ne diyor?

Mübeccel teyze Umre'ye gitmiş,
o da yeni öğrenmiş.

Allah kabul etsin kanka. Ee biz de mi
gideceğiz şimdi Umre'ye?

Ha, biz de gideceğiz.

Ya yok Mübeccel teyze demiş girsin
çocuklar alsınlar, sandıkta altınlar.

Yerini falan söylemiş
girip alacağız işte.

İyi güzel söylemiş de nasıl gireceğiz
oğlum, ışınlanacak mıyız içeri?

Ya hayır Rıfkı ya. Anahtar
saksılardan birinin altındaymış.

Oldu olacak altınları da
direkt koysalardı.

Boşu boşuna uğraşmazdık,
alır giderdik direkt.

Ama şimdi böyle de ayıp olmaz mı?

Kadın evde yok, biz böyle
çat diye gireceğiz falan.

Yok, yok ayıp olmaz ya.

Onlar yakınlar Mübeccel teyzeyle,
babaannem kardeş gibiler.

Zaten kadın kendi demiş, bulsunlar diye.
Sen şunlara bak, bak sen şunlara.

Allah! Bak giderayak
hepsini sulamış bir de ya.

(Rıfkı) Bak bunlar var ya birbirine
geçmeli saksı ha. Altlarına bak, alt--

Pü! Ağzıma toprak girdi hep.

-(Pelin) Nedim Bey geldi mi acaba?
-Buyurun.

(Ayak sesi)

-Sağ olun.
-Hoş geldin Pelinciğim.

-Merhaba. Nasılsınız?
-Çok teşekkürler.

Kusura bakmayın, geç kaldım.
İstanbul trafiği malum.

Hiç önemli değil. Ben senin ne kadar
dakik, ne kadar çalışkan bir kız...

...olduğunu çok iyi biliyorum.
Ayrıca olur böyle şeyler.

Oturmaz mısın? Lütfen.

(Ortam sesi)

-Uzun zaman oldu.
-Evet.

Ama seni ve yaptığın çalışmaları
hâlâ takdir ediyorum. Ve takip ediyorum.

Aferin sana.

Teşekkür ederim. Ne
öğrendiysem sizden öğrendim.

Aman canım, haksızlık etme kendine.
Sendeki bu hırs, bu azim...

...bu çalışkanlık olmasa bizim
yaptıklarımızın ne önemi olabilir ki.

Kolay gelsin oğlum.

Buyurun efendim, hoş geldiniz.
Bir kişi misiniz?

Üç kişiyiz.

Ben de kimlik bölünmesi bağlı olarak
dissosiyatif, kişilik bozukluğu var.

Öyle mi?

-Üçünüze de geçmiş olsun.
-Teşekkür ederim, ederiz.

Buyurun beyefendi sizi şu masaya alalım.

-Yalnız ben oraya oturmak istiyorum.
-Beyefendi, o masa rezerve efendim.

-Sizi şu masaya alalım.
-Kolumdan çekmeyin.

Beni öyle almayın, ben bu
masada oturmak istiyorum.

Beyefendi o masa rezerve, buraya alalım.

Ya, orası da rezerve--
(Cam kırılma sesi)

Bizi zor durumda bırakıyorsunuz.

Ya siz beni zor durumda
bırakıyorsunuz ya.

(Zorlama sesi)

Ya Mutlu ne beceriksiz adamsın ya. İki
saattir bir kapıyı açamıyorsun abi ya.

-Al sen yap.
-Açarım, çekil.

Dur bakayım.

(Zorlama sesi)
Ne oldu?

Kanka ilk denemem ya bir dur.
Kapı yalama olmuş.

(Zorlama sesi)

-Oğlum açılsana.
-Israr etme kardeşim.

İkna olmaz o. İkna yöntemiyle çalışmıyor.
Öyle olsaydı bu sektör biterdi.

Biliyorsun anahtar, kilit
sektörü biterdi yani.

Tamam zorlama kıracaksın
işte ya, tamam bırak.

Oğlum kırılmaz, yarama
olmuş sadece ya.

Ah!

Kırıldı.

Aferin Rıfkı sana.
Ne yapacağız şimdi?

Oğlum, sorun bende değil ki.
Sorun kapıda ya. Kapı hatalı.

Tabii, tabii.

Altınları almadan dönersek,
bir de şunu öğrenirse...

...babaannem bizi terlik
manyağı yapacak ya.

Nereye yapıyor oğlum?
Kadın kaplıcada değil mi?

Babaannem uzun menzilli atıyor.
Ta oradan vurur bizi.

Ayrıca söz verdim kadına şimdi ya.

Alırız babaanneciğim dedim.

Buraya kadar gelmişiz, geri mi
döneceğiz? Bu kapı eski acaba...

...demin şöyle itince ben...

Buldum. Toka ya da
maymuncuk var mı yanında?

Cık, hızlı çıktım ya unuttum herhalde.
Rıfkı sen deli misin ya?

Oğlum ben hırsız mıyım, niye yanımda
maymuncuk ya da toka olsun.

-Aa, yine buldum.
-Ne?

Kredi kartı.

Vay be. Benimki tek çekim olsun o zaman.
Ne yapacaksın kredi kartını?

Oğlum bir dalga geçme ya.
Ben bir filmde gördüm.

Adam böyle kapıya geliyor. Kredi kartını
fışt yapıyor. Kapı tak açılıyor.

Bu kapı açılır mı Allah aşkına ya?

Oğlum adam çelik kapı açıyordu ya,
bunu mu açamayacağız?

Hadi dene.

(Müzik)

(Zorlama sesi)

Kart kırıldı.

Rıfkı sen bir süre bir şey bulma,
tamam mı? Ben bulacağım kardeşim.

Ben bulacağım.

-Nasıl gireceğiz oğlum içeri ya?
-Dur.

Dur. Mübeccel teyze, yaşlı
kadın bak bütün ev pencere.

Bu pencerelerden, kesin bir
tanesini açık unutmuştur o.

-Doğru.
-Deneyeceğiz şimdi zorlayarak.

Tamam, bunu kapatmış.

Şuna bak bakayım.

Bunu çıkartayım mı?

-Hah.
-Ha. Hırsız mısın oğlum sen?

Nasıl çıkardın sinekliği
öyle sen, bak bak bak.

Vur.

(Müzik)

-(Mutlu) İttir.
-İttim ittim.

At.

(Müzik - Hareketli)

Çektim. Gel, gel, gel.

(Müzik - Hareketli)

(Ortam sesi)

Ya Selin, hiçbir yerde yok yüzük ya.
Kafayı yiyeceğim.

Uff böyle bir uğursuzluk olabilir mi?
Bak bu da bir işaret işte.

Ay Allah aşkına başlama yine
Burcu ya, işaret işaret.

Ya bakmadığımız bir yer kaldı mı acaba?

Ya işte Murat'ın odası kaldı, belki de
orada düşürdün.

Doğru. Doğru bir şey söyledin.

Ya Murat'ın odasında düşürdüysem,
oraya bakmadık.

Ama yani Murat odadayken...

...bakamayız, arayamayız ki.

Bizi bir süre Murat'ı
uzak tutmamız lazım.

(Ayak sesi)

Kızlar ne yapıyorsunuz,
beni korkutuyorsunuz ya?

Ay korkma canım, bir şey yapmayacağız.

Cem, senin yardımına ihtiyacımız var.

Ha?

Ben, Murat'ın bana
aldığı yüzüğü kaybettim.

Ve o yüzüğü bulmam lazım.

İyi de ben ne yapayım, yeni yüzük mü
bulayım. Ne istiyorsunuz benden?

Ayy. Ya Cem, sen polis akademisine
girdiğinde acaba puanlar çok mu düşüktü?

Ya başlatma şimdi polis akademisinin
sınavlarını düşük mü falan?

Yani Cemciğim senin, Murat'ı
odadan uzaklaştırman lazım.

Onu odadan çıkartacaksın. Biz de içeri
gireceğiz, yüzüğü arayacağız. Ha?

-Nasıl yapacağım ben bunu?
-Yok, ben diyorum ya.

-Kesin puanlar düşüktü.
-Selin...

Ya vallahi Cemciğim, artık orasını
sen düşün, sen bileceksin yani.

Senin gibi yetenekli, zeki,
çevik bir insan onu bilir.

Ama ben sana bir fikir vereyim,
al tutukla. O olmasa şey yap.

Hapse at, hapis olmazsa onu sorguya çek.
En olması sürgüne gönder canım.

-Ne bileyim sen bulursun bir şeyler.
-Yani yok, bunları yapamam da...

...ama daha mantıklı şeyler bulabilirim.

Umarım.

-Devrem.
-Hı?

Seninle konuşmamız lazım, çok önemli.

Çok önemli?

Evet.

İyi tamam, konuşalım. Geç.

Yok, burada olmaz. Dışarıda
söyleyeceğim.

O niyeymiş?

Ya burada olmaz işte,
dışarıda söylemem lazım.

Dışarı çıkalım, orada konuşalım hadi.

İyi tamam, biraz işim var.
Halledeyim sonra konuşuruz o zaman.

Yok olmaz. Yani söyleyeceklerim işten
daha önemli. Hayat memat meselesi.

Allah Allah. İyi tamam,
madem bu kadar önemli.

-Yürü konuşalım.
-Üstüne bir şey al, esebilir.

Hadi.

Stajdan sonra yaptığım ilk
haberi hiç unutamıyorum.

Ne günlerdi değil mi?

Sorma, o şeyi diyorsun
değil mi tanker haberini?

-Hatırlıyor musunuz?
-Tabii canım.

-Hiç unutur muyum?
-Ne maceraydı ama.

Aynen öyle. Haber atlatacağız diye o
helikopterden, olmadık şeyler yapmıştık.

Evet.

Zamanda yolculuk bir bitmedi gitti
arkadaş ya. Sadede gelin ya.

Sana demedim oğlum.

Hâlâ bir şey almak
istemez misiniz efendim?

Ne alırdınız?

Şu masaya geçmek mi istiyorsunuz?

(Müzik)

Biz müthiş bir ekiptik. Pelinciğim,
şimdi yeni kanalımızda da...

...yepyeni ve sımsıkı
bir ekip oluşturuyoruz.

Ve bu kanalın başına da
senin geçmeni istiyorum.

-Kanalın başına mı? Beni mi?
-Evet.

(Pelin) Antalya'ya mı?

Evet. Ne diyorsun, ne düşünüyorsun?

Bu göreve beni düşündüğünüz
için çok onurlandım Metin Bey.

Tabii ki, senden iyisini mi bulacağız?

(Müzik - Hareketli)

(Düşme sesi)

Umut?

Aa aşkım.

Tanıştırayım...

Kocasıyım.

Ne işin var senin burada?

Ya ben yemek yiyecektim,
karnım acıktı.

Atladım buraya geldim,
tesadüf bir baktım.

Ya ne yapıyorsun burada ya?

Ya ne büyük tesadüf ama değil mi?

Memnun oldum.

Siz az evvel garsona çarpıp o tepsiyi
deviren kişi değil miydiniz?

Ta kendisiyim ben. Vallahi hatırlattınız
bana da çok teşekkür ederim.

Ya bomba gibi bir hafızanız var hocam.
Çok hafızası, çok kuvvetli.

(Müzik)

(Ortam sesi)

-Abla benim oradaki çöpü de atar mısın?
-Olur, olur.

(Müzik)

Ya bir şey diyeceğim.
Gene mi bomba haber var, ne oldu?

Yani canım bunlar standart
ama haberler Burcu'dan.

-Ay yine ne yaptı?
-Hişt, gel gel.

Ha?

-Otur, otur.
-Ne oldu söyle, anlat?

Ayy.

Ha.

Sıkı dur, söylüyorum.

-Murat'la Burcu...
-Hı hı.

-Nişanlanmışlar.
-Ne? Aa!

Ha! Yok artık.

Yani böyle etrafta bir dolaşıyor ki,
böyle havalı havalı ıyy sorma.

Ya bir şey diyeceğim bu ne hız ya? Ee,
bunlar bizi nişana çağırmadılar, niye?

Hande, çağırsalar da gitmem.
Deli misin sen?

Murat'la Burcu nişanlanacak ben orada
öyle oturacak mıyım? Saçmalama.

Olmaz.

Yani öyle nişan dediğime de bakma zaten.

Öyle aralarında küçük
bir yüzük takmışlar.

Ha, nasılmış yüzük? Yüzük kaç karat?

Boyutu nasıl? Şey
baget; baget kesim mi?

Kesimleri onların bazen
çok farklı olabiliyor.

Handeciğim, ne bileyim ben
karatını maratını ya.

-Ama çok güzel bir yüzüktü.
-Ay gerçekten mi?

Darısı başımıza kız. Ya Rabbim ne olur.

(Müzik)

Evet, söyle bakalım
neymiş bu önemli konu.

Ee, ben hazır değilim devrem.

Neye hazır değilsin?

Evliliğe.

Hişt! Bir dakika, oğlum sen de mi
evleniyorsun yoksa ha?

Hayır. Yani senin
evliliğe hazır değilim.

Sence de biraz ani olmadı mı
bu evlilik kararı?

Oğlum manyak mısın nesin ya?
Şaka falan mı bu?

Canım bu işin şakası olmaz.
Evlilik ciddi bir iş.

İnsan hayatında kaç kere evlenir?
Bir, bilemedin iki.

Oğlum sen kafayı mı yedin ha?

Sen bu saçmalığı söylemek için mi
çıkardın beni çatıya, bu rüzgârda ha?

Ne saçmalaması devrem?
Tabiri caizse evlilik bir erkeğin...

...girebileceği en riskli dünya.
İyi düşün, geri dönüşü yok.

Ya sabır. Herkes kafayı yedi ha.

Hadi abi ben gidiyorum.
Sen sayıklamaya devam et.

Daha çıkmamışlardır.

-Çıkmayan kim?
-Kim?

Çıkmamışlar mıdır mı dedim?

Ha şey ya bizim şubeden Ayla'yla Ahmet.
Duydun mu onlar çıkmıyorlarmış.

Cemo, kardeşim sen
gerçekten iyi değilsin.

Bir rapor falan mı alsan
acaba birkaç aylığına ha?

Hatta birkaç yıllığına.

(Müzik)

Uff.

Aynı yerlere bakmaktan
fenalık geldi kızım ya.

Yok işte, Notre Dame'ın
Kamburuna döndüm resmen.

Ya Selin biraz daha dikkatli
bakalım lütfen arkadaşım ya.

Eğer o yüzüğü bulamazsam
ben rahat uyuyamam ya.

Çıldırırım gerçekten.

Ay ama belim tutuldu Burcu ya.
Bayılacağım şimdi.

Ara arkadaşım, ara benim
fedakâr arkadaşım.

Lütfen buradan çıkınca sana böyle
kocaman bir pasta ısmarlayacağım böyle.

Bol kremşantili, çilekli falan.
Lütfen, lütfen.

(Kapı açılma sesi)

(Müzik - Hareketli)

Ne yapıyorsunuz siz?

-Spor.
-Spor?

Evet, evet. Açma germe alıyorduk biz.

Ee sağlam kafa, sağlam
vücutta bulunur hesabı.

Evet evet. 48, 55, 62 çek, çek. Ay
omuzlarım. Dön, dön arkadaşım.

Yani vücudu bilmem ama
şu manzaran sonra...

...sağlam kafa kısmından
şüphe durmaya başladım.

Evet ya biz otur otur şey olduk.

Bacaklarımız falan böyle
şişti, ödem yaptık.

Aa sıkıldık dedik kalkalım
biraz spor yapalım. Önce tabii...

...ooo, kolları çalıştırdık bir,
iki, üç diye. Ondan sonra başladık.

Ama bak bir şey söyleyeyim mi o
yerdeki hareketlerde var ya...

...bu yerlerin hepsi pis. Bence çalışan
arkadaşlara bir uyarıda bulunman lazım.

Olmaz. Hiç olmaz.

(Müzik)

Allah Allah!

Herkes mi bir garip, ben de mi
gariplik var?

Hayır Cem öyle, siz böyle.

Abarttın canım ya. Sen ne
var ki spor yapıyorduk.

Zaten sporun sonuna geldik,
artık bitti. Ay pislendik biz.

Bir elimiz ayağımız...

...hep toz, toprak oldu. Hadi Selin
elimizi ayağımızı yıkayalım biz.

Bir dakika, bir dakika, bir dakika.

Hani sizin çok acil ödeviniz vardı?
Bugün son günüydü.

Sen hatta kuyumcuya gitmeyi bile
ertelendin. Siz niye hâlâ buradasınız?

Ben yanlış hatırlamışım. Nasıl olduysa
yanlış hatırlamışım.

-B12, hep bunlar B12'den oluyor.
-Aa Burcu bizim yine de...

...gidip araştırma yapmamız lazım.
Yoksa yetişemeyiz.

Yetişilmez, o nasıl yetişecek?
Sayfa sayfa çizim yapıyoruz.

-Yetişilir mi? Yetişilmez.
-Mümkün değil.

Sizde bir gariplik var ama dur bakalım
daha çözemedim.

Yalnız sen yüzüğü taktıktan sonra bir
haller oldu sana Burcu.

Belli oluyor değil mi? Ben belli
ediyorum, gizleyemiyorum.

Heyecandan bunlar hep, sinir stres
bende bu hallere girmeme sebep oldu.

Sen gelmeden önce tam o spor
hareketlerini yaparken...

...Selin'le bunun üzerine konuştuk.
Dedi ki, Burcu sana ne oldu dedi.

Ben de dedim ki, strese girdim dedim.

Evleneceğim, hayatımda kaç
kere evleniyorum dedim.

(İç çekme sesi)

Gidelim.

Bence de.

(Müzik)

Ya Selin, çok mu saçmaladım?

Sence?

Spor nereden çıktı yani?

Ben de sana uydum ama keşke daha
mantıklı bir yalan söyleseydin.

Ya o kadar panikten bu yalanı
söylediğime şükret sen.

-Cık, cık, cık!
-(Selin) Üf!

Bence söyle kurtul Burcu.

Ay sabaha kadar emniyette
duracak hâlimiz yok.

Bulamazsak sabahlayacağız.

Oldu canım.

-Cık!
-Ay söyle kurtul Burcu.

(Burcu) Ay ne var Selin sabahlasak,
arkadaşınla yüzük arasan?

Biraz daha arayalım lütfen.

Yani belki bu sırada biri bulur,
bana verir yüzüğümü, ha?

Ya sen bilirsin ama er ya da geç
parmağında yüzük olmadığını görecek.

Ay ne kadar saklayabilirsin ki,
elin cebinde mi dolaşacaksın?

Alçıya mı alacaksın, ne yapacaksın?

Ben ne yapacağımı biliyorum.

-Rıfkı?
-Ha?

Oğlum ne yapıyorsun orada ya?

Kanka...

...oğlum Mübeccel teyze...

...babaannemin kankası demedin mi?

Bir şey olmaz diye düşündüm.

Hayır, hiç bana haber vermiyorsun,
kendi başına yiyorsun orada ayıp ya.

Al kardeşim, ayıp ediyorsun ya

-Bak.
-Aa!

-Buldun mu?
-Buldum tabii oğlum.

Hazine kasasını patlattım kardeşim.

Bak.

Oo!

Bileziklere bak.

Oo!

-Vay be.
-Zincirlere bak.

Oğlum babaannen bunların hepsini...

...abinle Burcu'ya mı takacaktı?

Ya vallahi bilmiyorum ki,
"Hepsini al gel" dedi işte.

Harika.

Şuraya bak oğlum, nasıl oldu?

Amerikalı hiphopçulara
benzedin kardeşim.

-Ye man!
-Ye!

Bu ne ya, burma mı bunlar?

Yok burma bu, bak burma bu.

Burmaktan geliyor bak.

-Trabzon burması bak.
-Oo!

Babaannen de amma kirli çıkıymış be abi.

Acaba biz de mi evlensek?

Yani karlı olması için ayda en az
iki kere evlenmemiz lazım.

Seni altınla döverim Rıfkı.

(Polis) Polis, kıpırdama!
Kaldır ellerini!

(Polis) Kalk, kalk, kalk!

-(Polis) Kaldır elini, kaldır!
-(Kadın) Aa!

-(Kadın) Sizi terbiyesizler, hırsızlar sizi!
-(Polis) Kıpırdamayın!

-Onlar Mübeccel ablanın kefen parası.
-(Polis) 6212, merkez.

-(Kadın) Utanmıyorsunuz değil mi?
-(Polis) Zanlıları ele geçerdik.

(Kadın) Yaşınızdan başınızdan utanın!

Ah! Vah beni vah!

Vah benim talihsiz kızım!

Aşk nedir bilmez baban!

Seni sevdiğine vermedi mi?

Seni sevdiğine kavuşturmadı mı?

Nuh diyor, peygamber demiyor mu bu baban?

Kes yeter!

Yeter ya! Allah Allah!

Ya alt enflasyonu yaptın.

Tamam, vereceğim kızı.

-Gerçekten mi?
-Ya gerçekten Sevgi ya.

Vereceğim dedim ya, ben istemez miyim?

Yani temsili babası olmasaydım...

...gerçek kızım olsaydı...

...yıllarca yemeyip yedirirdim,
içmeyip içirirdim.

Hastalansa bir dakika bile başının
ucundan ayrılmazdım.

Gene de o bir tebessüm etse,
bir mutlu olsa...

...dünyaları değişmezdim ben ona.

Ya Gayret biliyor musun, temsili
kızımız için en doğru olanı yapıyorsun.

Çok mutlu olacak kızımız.

Ama...

...tamam Murat kardeşim olabilir ama
öyle o kadar da çabuk vermeyeceğim.

Birtakım şartlarım var.

Neymiş şartların?

Dur şimdi.

Bu şartları eğer kabul etmezse...

...hayatta benden alamazlar kızı.

Neymiş yaz bakayım şu şartları.

Yirmi...

...adet...

...burma.

Ay kadayıf mı? Çok iyi düşündün
vallahi ağzımız ballanacak aferin.

Ya ancak ağzını düşünüyorsun
sen de ya Allah Allah!

Ya bilezik o.

-Yirmi tane burma bilezik.
-Ne?

Ama sadece o kadar değil daha dur.

Elli adet Cumhuriyet altını,
100 bin TL Burcu'nun hesabına.

Çiftliğin tapusu da Burcu'nun
üzerine olacak.

Yuh yani! Ee, yuh yani Gayret!

Eflak, Boğdan'ı da isteseydin.

Ya abartma! Allah Allah!

Gayet makul şeyler yazdım.
Hem bu daha yarısı bile değil.

Vah benim talihsiz kızım!

(Kapı açılma sesi)

Devrem gelsene görmen
gereken bir şey var.

Yok kardeşim, sen bugün zaten
saçmalama kotanı doldurdun.

Benim daha fazla abuk sabuk
şey dinlemeye niyetim yok.

Ya öyle bir şey değil.

Gerçi yine bir saçmalık söz konusu
ama bu sefer kaynağı ben değilim.

Ya gel, gel. Vallahi gel,
bak gör gör, gel.

(Gülme sesi)

Hayır babaannem kaplıcaya gitmemiş
olsa kesin gene karşıma onu...

...çıkaracaksın diyeceğim de öyle bir
sorunumuz da kalmadığına göre.

Abi! Abi çıkart bizi ne olursun!

-Bak, bak, bak abi!
-Rıfkı!

Biz yapmadık. Bizim bir suçumuz yok.

Babaannem dedi. Babaannem, babaannem.

-Evet.
-Babaannem.

Babaannem.

Babaannem. Hatırladım babaannem.

Ya terlik diyorum terlik, evladımın
sıpası diyorum ya.

-Duyulmuyor ki.
-Ya gel abi, gel.

Cık, cık.

Uf!

Kızacak galiba biraz şimdi.

(Kapı açılma sesi)

Abi.

Abi! Abi!

(Kapı kapanma sesi)
Sana göstereceğim abiyi.

(Cem) Bu sefer soygunda
babaannen değil...

...torunuyla, ona yardım ve yataklık
eden arkadaşı Rıfkı karışmışlar devrem.

Öyle bir şey değil, bizim suçumuz yok
zaten onu anlatmaya çalışıyordum.

Babaannem istedi, o azmettirdi bizi.

Hah, babaannen de çıktı ortaya.

Hiç şaşırmadım zaten.

Ben konuşmama hakkımı kullanıyorum.
Avukatımı bekleyeceğim.

Oğlum sen çeşit misin, ne avukatı ya?
Aksiyon filmi çekmiyoruz burada.

O zaman ifade birliği yapalım.

Şimdi bizi çapraz sorguya alırlar kesin,
ötmeyelim abi çözülmeyelim hemen.

Hâlâ ya, sus!

Abiciğim, babaannem bizden rica etti.

"Mübeccel teyzenin altınları var.
Onları alın" dedi.

Anahtarı dedi yerini söyledi nerede
olduğunu biz öyle şey yaptık, girdik.

Ama sizi ihbar edenler camdan içeri
gizlice sızdığınızı söylediler.

Evet öyle oldu. Çünkü biz
anahtarı kırdık.

...yanlışlıkla kapıyı açarken
camdan girelim dedik.

(Rıfkı) Açıklama oğlum, açıklama ya.

Ya avukatımız gelmeden konuşmayacağız ya,
hakkımızı kullanıyoruz.

Sussana ya!

Bak sen ya, bu yana yakıla avukatını
istediğine göre kesin suçlu bunlar.

Al işte oğlum, senin yüzünden abi mi de
inandıramayacağız şimdi.

Niye tutturdun avukat avukat,
ne yapacaksın avukatını ya?

Oğlum, adamı hiç görmedim ya
bir gelsin bir tanışalım ya.

-Şu avukat kimmiş bir göreyim öğreneyim.
-Rıfkı sus!

Abiciğim, sen bakma buna ne olur ya,
bir şey yok.

Babaannem rica etti diye biz gittik.

Mübeccel teyzenin altınlarını,
o da senin için...

...yani en sevdiğim abim için
olmasa zaten hayatta gitmem.

Senin için seninle Burcu için aldık
biz almaya gittik yani altınları.

Sen de karıştın olaya.

Vay be, biz de babaannemi
kaplıcaya gitti sanıyoruz da...

...bayağı yerin altına inmiş, çetesini
kurmuş, hâlâ ortalığı karıştırıyor.

Ya yok abi, çete mete ne çetesi ya?

Cemo...

...sen kelepçele bunları nezarete at.

-Abi ne diyorsun yapma gözünü seveyim ya!
-Al işte, senin yüzünden oldu birader!

-Bekleseydin avukatı--
-Ya Rıfkı kapa çeneni!

Beklemiyorsun avukatı.
İki dakika bekleseydin...

(Murat) Kes!

Düzgün dur bakayım.

(Murat) O zaman...

...kahve kapıp gelsinler
bu seferlik affedelim.

Oley be, adam işte gördün mü?
Kurtardık oğlum.

Ne oleyi ya?

Abiciğim, benim hiç hâlim yok.
Bugün bir sürü şey yaptık.

Nasıl kahve alacağım, geleceğim,
şey yapacağım?

Tutukla abi ben içeri gireyim.
Orada yatacak yer vardır.

Ben getiririm kahve.

Oğlum, sen nasıl bir şeysin ya?

(Köpek havlama sesi)

(Burcu) Ay hiç sormayın ya.

Böyle tam Selin'in arabasından iniyorum.

Kapıya sıkıştı işte elim of, ay!

(Hatice) Ah canım benim,
ay içim acıdı vallahi.

Kim bilir nasıl zonklamıştır be
o kızım ya?

Zonkladı, Vedat amca böyle
zonk, zonk, zonkladı elim.

Hatta o kadar çok canım yandı ki
başım bile zonkladı.

(Köpek havlama sesi)

Ya Burcu, eline ne oldu?

-Arabanın kapısına sıkışmış abiciğim.
-Hı.

Bakayım şuna.

Kızım sen niye dikkatli olmuyorsun biraz,
ben seni kaç kere uyaracağım...

...şu durumlara biraz dikkat et diye?
Bu nedir ya?

Allah Allah! Âşık mısın nesin,
acaba kafan nerede senin?

-Cık!
-Âşık mısın?

Evladım niye bağırıyorsun çocuğa?
Olabilir kaza bu.

Olamaz.

Niye dikkat etmiyorsun sen,
hiç böyle kaza mı olur?

Kime çektiysen anlamadım gitti ya,
dikkatli ol.

Aç bakayım şunu, aç.

-Doğru düzgün bir sarayım onu.
-Sardım.

Çok güzel sardım. Güzelce sardım geçti.

Allah Allah, niye açıyorum ki sargımı?

Halletmişim işte, cık!

Ya neyi güzel sarılmış onun,
yamuk yumuk sarmışsın.

(Gayret) Allah Allah, bu evde doktor
olan benim.

(Gayret) Ver, ben adamakıllı
saracağım onu, aç şunu.

Ya Gayret abi, iyiyim işte.

Gayet iyiyim, hallettim diyorum.

Canım benim...

...baksın abim belki dikiş mikiş
atılması gerekiyordur.

Niye dikiş atılsın kesik mi var elimde?

Bak, var mı kesik? Yok.

Ee, şiş.

-Ha şişti.
-Aynen.

İyi o zaman artık yüzük
parmağına tam oluyordur.

(Gülme sesi)

Oluyor, hiç düşmüyor, o tam oldu.

(Gayret) Hişt, bana bak Burcu.

Şunu açar mısın lütfen?

Bak, yanlış sarılmıştır ödem olur,
Allah korusun kangren olursun...

...bir şey olursun. Şunu aç doğru
düzgün bir bakayım...

...pansuman yapayım ben sarayım hadi.

(Vedat) Kızım, Gayret doğru söylüyor.

Bu işi en iyi bilin o, bir aç bir
baksın ya.

Ya gerek yok diyorum.

(Burcu) İyiyim, hiçbir şeyim yok.
Vallahi bir şeyim yok.

Ee, az önce şişti demedin mi sen?

Dedim, şişti dedim ama içim
şişti manasında dedim.

Böyle hepiniz üstüme geldiniz.

Açacaksın, aç şunu aç!

Tamam açıyorum say.

Her yere elledim, paralara
pullara elledim.

Böyle mikroplara soktum elimi tamam.

Açar mısın Gayret abi, aç bak.
Bakmazsan olmaz.

(Burcu) Ben senin kızın değil miyim?

Ya kolum kolum şişerse, ya kangren
olursam?

(Burcu) Gel, gel Gayret abi.

Ha, güzel sarmışlar tamam.

-(Burcu) Bak, bir bak.
-Tamam.

(Gülme sesleri)

Aa, Hatice teyze siz ne aldınız
bana çeyizlik?

Çok merak ediyorum.

Ay canım benim öyle güzel
şeyler aldık ki.

Bir pijama takımı aldık.

İçinde hem saten, hem pamuklu
sabahlık var.

Ee, tabii pijaması da var.
Makyaj takımı da aldık.

Sen her şeyi giymiyorsun diye...

...senin eski eşyalarından kopya çektik,
sana uygun şeyler aldık.

(Gülme sesi)

Ee, bir çift terlik aldık ama annem
telefon açtı özellikle tembih etti.

"Böyle ucundan tutunca fırlatması
kolay olan bir şey alın" dedi...

...ondan aldık.

Sonra bir çift ayakkabı aldık.
Ee, tabii ki çanta aldık.

Ondan sonra nevresim takımı aldık.

(Hatice) Sonra bir de ben çok istiyordum,
sana sürpriz olsun istedim.

Ayna ve tarak takımı aldık, gümüş.

(Çığlık sesi)

(Çığlık sesi)

Ya, onlar şey eskilerdeki aynalardan mı?

Ayna almışlar bana baksana.

Gümüşlü ayna.

Ben karıma ellerimle elmalar mı
soyarmışım, ha?

Bak.

Bak, senin için hiç koparmadan
soydum hepsini ha.

Hadi ye aşkım şunu.

Bak yazık kıyafeti de yok, üşümesin
zavallı, hadi ye.

(Müzik)

Ne yapıyormuş benim aşkım, ha?

Çalışıyor musun sen?

Çok mu çalışıyorsun sen? Bak, bak, bak!
Cıpı cıpı cıpı hah.

Ya aşkım bir konuş be.

Ne olur bir iki çift laf et ya.

Tamam peki, madem sen benimle
konuşmuyorsun...

...ben konuşacak başka birilerini
bulurum.

Evet.

Baykuş kardeş ne haber ya?

Ha, ne haber, iyi misin?

Evet.

Ne yapalım işte biz de böyle
sürünüp gidiyoruz.

(Umut) Vallahi bizimki bana çok kızmış.

Çok büyük trip atıyor, konuşmayacakmış
benimle.

Ben de sabaha kadar seninle konuşacağım
böyle sohbet edeceğiz.

Umut, şu saçmalığı keser misin artık?

Aa ah! Bak! İlk cümle geldi ya.

İlk cümle... Tamam o zaman, kesiyorum
baykuşla konuşmayı.

Yeter ki sen benimle konuş, ha?

Konuşursam söyleyeceklerim hoşuna
gitmeyebilir ama.

Ya niye sana gelme dediğim hâlde
geliyorsun...

...oraya kadar takip ediyorsun beni?

Ya çok merak ettim Pelin.

Ya rezil ettin beni Umut.

Bana güvenmediğin ortaya çıktı işte.

Nasıl sana...

Pelin, ben nasıl karıma güvenmeyeyim ya,
böyle şey olur mu ya?

Tabii ki güveniyorum sana ben.

Bak, hatta dur ya.

Bak şimdi bir güven testi var,
onu yapacağız.

Sana güveniyor muyum, güvenmiyor muyum
şimdi göreceksin.

Bak şimdi bak, hiç güvenmeyen insan
böyle bir hareket yapar mı bak?

(Düşme sesi)
(Çığlık sesi)

Anam, anam, anam! Ay!

(İnleme sesi)

Ya güvenmesem daha iyiydi ya.

Niye tutmuyorsun ki beni ya?

Umut, aramızdaki güveni bu motivasyon
testleriyle mi ölçeceksin?

(Nefes sesi)

Pelin, özür dilerim, tamam.

(Umut) Ya çok merak ettiğim için
özür dilerim.

Kocanım çünkü kocan olarak yani merak
ettiğim için özür diliyorum senden, tamam.

İyi tamam. Ne yapacaksın peki, teklifi
kabul edecek misin onu söyle bari?

Bilmiyorum Umut.

Yarın bir daha görüşeceğim, o zamana
kadar da düşüneceğim.

Hatta izin verirsen yalnız
düşünmek istiyorum.

(Müzik)

(Köpek havlama sesi)

(Köpek havlama sesi)

Gece kuşu, yatmadın mı sen hâlâ?

Uyku tutmadı.

Uyku tutmadı ha?

Ne oldu, neyin var?

Yine şu baban meselesi mi?

Onay vermeyeceğini mi düşünüyorsun?

Ya öyle olmasından korkuyorum.

Üstelik birtakım işaretler bu evliliği
onaylamıyor sanki.

Birtakım işaretler?

Allah Allah!

Neymiş o işaretler?

Ya tam babama mail atıyordum...

...bilgisayar kapandı.

(Burcu) Ya eski maili.

Hani belki açar okur diye.

Yoksa gerçekten haberleşmiyoruz.

Sonra senin odandaydım, böyle
bir anda cereyan oldu.

Ve seninle ikimizin fotoğrafı
düştü kırıldı, param parça oldu.

Ha?

Başka?

Sonra yüz...

Yüz...

Yüz kere bindiğim arabanın kapısına
elim sıkıştı.

Burcu...

...biz birbirimizi seviyoruz değil mi?

Hem de çok seviyoruz.

Önemli olan da bu.

Bence başka bir işarete gerek yok.

Ama bu işaretleri görmezden gelemiyorum.
Ne yapayım?

Gel ben sana birkaç işaretten
bahsedeyim.

Bir gün bir suçluyu takip ediyordum.

Tam böyle suçüstü baskın yapacağım.

Görüş alanımın ortasına şımarık
bir kız girdi.

Bir de selfie çekti.

Kimdi o kız?

Bendim.

Ondan sonra bir tane dosyayı
takip ediyorum.

Peşinde olduğum adamın kızı
kim çıktı dersin?

Ben.

Sen.

Yetmedi...

...yıllardır yaşadığım çiftliğe bu
çiftlik benim diye bir kız geldi.

Kimdi o kız?

Tabii ki ben.

Tabii ki sen.

Ve kusura bakma ama benim işaretlerim
senin işaretlerini her türlü döver.

Gerçekten ya.

Bizi bir araya getiren tesadüfleri
biri bana anlatsa...

...imkânsız derdim.

Ama değilmiş.

Burcu, sen sadece kalbinin sesini dinle.

Birkaç gün sonra nişanlanmış olacağız.

(Müzik - Duygusal)

(Rüzgâr sesi)
(Bayrak dalgalanma sesi)

Babanızın davasında önemli
bir gelişme yok.

Birtakım delillere itirazda bulunduk.

Zaten birkaç ay sonra duruşması olacak.

(Avukat) Orada bu konuları ele alacağız.

Avukat bey, aslında ben başka bir şey
sormak için gelmiştim.

Buyurun, sizi dinliyorum.

Ben babama ulaşmaya çalışıyorum.
O yüzden bir mail attım.

(Burcu) Ama sanırım maili görmedi.

Ve onunla acil görüşmem,
konuşmam gerekiyor.

Çünkü ona sormak istediğim
bir şeyler var.

(Avukat) Bende de babanızla irtibata
geçeceğiniz bir telefon numarası yok.

(Avukat) O arar beni.

İletmek istediğiniz bir şey varsa
söyleyin bana...

...ben aradığında kendisine söylerim.

Bu arada konu neydi?

Beni nişanlanmak üzereyim.

O yüzden babamın onayını
almam gerekiyor.

Öyle mi? Tebrik ederim.

Kim bu şanslı erkek?

Murat.

Murat Aslan.

Ya bir an şaşırdım.

İsim benzerliği herhâlde.

Babanızı soruşturan Komiser
Murat Aslan mı?

Evet, kendisi.

Kusura bakmayın sizin düşüncelerinizi
yorumlamak bana düşmez...

...farkındayım ama...

Ama?

(Avukat) Böyle bir nişan yapmanız
kesinlikle doğru gelmedi bana.

Babanızın yerinde olsaydım kesinlikle
izin vermezdim.

(Müzik)

Üf!

(Kâğıt hışırtı sesi)

(Burcu dış ses) Murat'la beraber
kuyumcuya gidip daralttıracağız.

Ha, bu Burcu'nun yüzüğü.

İyi de benim masamın altında
ne arıyor ki bu?

(Müzik)

(Murat) Ece...

...seni çok seviyorum.

Sana deliler gibi aşığım.

Benimle evlenir misin?

Evet.

Evet, evet!

(Hep bir ağızdan) Bravo!
(Alkış sesleri)

Evet, evet, evet.

(Nefes sesi)

Hayır.

Hayır.

Hayır.

Ay, çıkmıyor bu ya!

Tamamdır bir dakika, ben
yazıyorum numarayı.

Ece! Ece!

Bir numara söyleyeceğim.
Yazabilecek misin?

Tabii, tabii.

Evet söyleyin, dinliyorum.

0216

Evet.

(Murat) 284

-Hadi Ece.
-Hemen hemen yazıyorum.

Bir daha söyler misiniz? Hadi Ece.

Ya, neydi?

Evet.

Tamamdır.

Hayırdır, ha?

Sen o kadar güzel resim çizen kızsın.

İki rakamı mı yan yana yazamadın,
anlamadım?

Ya şey elim uyuşmuş benim de
bir tutamadım kalemi.

Neyse.

Şimdi önemli bir robot resmi
çizmen gerekiyor.

(Murat) İnşallah elin uyuşmaz yine.

-Yok.
-(Murat) Birazdan tanık gelecek.

Malzemelerini alır gelirsin.
Ben şimdi odaya geçiyorum.

Hadi.

(Nefes sesi)

Ne yapacağım ben seninle ha?

(Horoz sesi)

(Ayak sesi)

Ne yapıyorsun oğlum?

Ne yapayım anneciğim
dolmalardan yiyorum.

Çok güzel olmuş da, kuru kuru
gitmiyor ya.

Sen bana acaba şuradan içecek bir
şeyler mi versen? Böyle yemeyeyim.

Yeme zaten, yeme. Onu nişan için
hazırladık.

Löp löp yutuyorsun sarmaları.

Ne olacak biraz yesem ya?

Hayır efendim, özel bir gün için
hazırlandı o, yemeyeceksin.

Ee tamam, ben o özel günde yiyeceklerimi
şimdi avans olarak çekiyorum önden.

-Hayır evladım, yemeyeceksin.
-İki tane yiyeceğim bırak.

-Oğlum bırakır mısın şunu?
-Anne yiyeceğim ya!

-Ya bırakır mısın şunu?
-Ya sarma yiyeceğim!

(Çığlık sesi)

Ne yaptın?

Anne, ne yaptın anne ya?
Gitti hepsi vallahi.

Şuna bak güzelim dolma.

Yemeyeceksin dedim sana!

-Ya ziyan olmasın bari.
-Yemeyeceksin!

Ha bu dibini yiyorum.

(Telefon zili sesi)

(Telefon zili sesi)

(Nefes sesi)

Merhaba Metin Bey.

(Metin ses) Bir aksilik yok değil mi,
buluşuyoruz?

(Metin ses) Heyecanla bekliyorum
cevabını.

Aslında belki de görüşmeye gerek yoktur.

Ya ben sabaha kadar düşündüm ve...

...teklifi kabul edemeyeceğim Metin Bey.

(Metin ses) Neden peki?

Metin Bey, ben daha yeni evlendim...

...ve eşimle ayrı şehirlerde
yaşamak istemiyorum.

(Metin ses) Yüz yüze konuşalım bir daha.

Ama kararımı değiştirmeyi düşünmüyorum
Metin Bey.

(Metin ses) Tamam anladım.
Sadece yarım saat vereceksin bana.

(Metin ses) O süre sonunda da aynı
fikirdeysen daha fazla ısrar etmeyeceğim.

Peki, tamam ama kararımı
değiştirmeyeceğimi bilin lütfen.

(Metin ses) Tamam, konuşuruz.

Hoşça kalın.

(Umut) Onunla konuştun değil mi, ha?

Ne zaman, nerede buluşacaksınız?

Bir saat sonra aynı yerde
buluşuyoruz Umut.

Yine rezil etmeye mi geleceksin beni?

Ne yapacaksın, kabul
edecek misin teklifi?

Bu benim bileceğim bir şey,
seni ilgilendirmez.

(Müzik - Duygusal)

Hayırdır evladım?

Ne oldu, beni apar topar buraya
niye çağırdın sen ya?

Kızımın geleceği için.

Ne kızı, ne geleceği ya, ne olmuş kıza?

Benim vekâleten babası olduğum kız,
Burcu'dan başka kim olacak acaba?

Biz şimdi Burcu'nun babasıyla annesini
temsil ediyoruz ya Vedat amca.

Ha, şu temsil.

Şimdi nasıl bir müsamere olacak?

Nasıl bir oyun ayarladın?

Oğlum, Gay...
(Gülme sesi)

Ha.

Sizi ciddiyete davet ediyorum Vedat Bey.

Ciddi bir konu söz konusu.

Tamam, tamam. Ciddiyete gelirim ben.

Yalnız takım elbise zorunlu mu,
smokin mi giyeceğiz?

Ayakkabı falan şart mı?
(Gülme sesi)

Ha.
(Boğaz temizleme sesi)

Şaka değil yani.

(Vedat) Buyurun, ne istediniz?

Kızımı vermek için belli
şartlarım var benim.

Tamam. Neymiş o şartlar?

Yirmi tane burma bilezik.

Elli tane Cumhuriyet altını.

Yüz bin TL Burcu’nun hesabına
yatırılacak.

Ayrıca çiftliğin tapusu Burcu'nun
üzerine yapılacak.

Yeter! Yeter, yeter, yeter!

Yetmez. Çünkü burada bak,
dört tane şey saydım.

Daha yarısına bile gelmedim.

Ama benim sabrımın sonuna geldik.

Aa, teessüf ediyorum Vedat Bey!

(Gayret) Ya Murat'ın sağı
solu belli ol...

Ya kızı ortada bırakırsa ne olacak?

Ben kimden hesap soracağım
ortalarda kalırsa?

Baba olarak ben ona nasıl yardım ed...
Kime hesap...

Kimi karşımda bulacağım acaba ben?

Tabii, baba olarak siz de çok
haklısınız.

Haklıyım.

Yalnız şeyi bilmek isterim tabii.
Bütün bunları gerçekleştirmek için...

...bizim bir zamana ihtiyacımız var.

Var, var öyle bir zaman değil mi?

Tabii, o kadar insafsız değiliz.

Bir hafta.

Hadi 15 gün.

Yetmez, yetmez.

Bize en az 40 yıl lazım.

Bu şartları yerine getirmek için
bize en az 40 yıl lazım Gayret Bey.

Ya 40 yıl neymiş be, Allah Allah?

40 yılda belki de biz çocuğumuzun
mürüvvetini göremeyeceğiz.

-Ne 40 yılı?
-Tamam, tamam.

Karar verdim ben. Sizden kız mız
alınmaz Gayret Bey.

Tamam. Hadi bakalım.

Bir de utanmadan beni buraya kadar
çağırıyorsunuz.

Aa dünür, ayıp ediyorsunuz.

Allah Allah!

(Sevgi) Bravo Gayret ya, bravo yani.

Sen bizim kızımızın mutluluğuna
mani olacaksın.

Baksana adam vazgeçti gitti ya.

(Sevgi) Bu kadar şey istenir mi?

Ha, yani nereye gitti ya? Sen de hiçbir
şeyden anlamıyorsun.

(Gayret) Blöf yapıyor şu anda
pazarlık başında.

Nasıl vazgeçecek?

Bu kızı istiyorlarsa bunları da
verecekler.

Allah Allah! Kızımı düşünmek zorundayım.
Kusura bakma.

Cık, cık, cık!

Eksik bir şey yazdım mı ya?

Şimdi robot resmi çizecek arkadaş
gelecek.

Sen ona gördüğün kişiyi ayrıntılı
bir şekilde anlatırsın tamam.

(Kapı vurma sesi)

(Murat) Gir.
(Kapı açılma sesi)

(Murat) Hah.

(Murat) Evet.

(Kapı kapanma sesi)

Evet, geldim. Başlayabiliriz.

Hayırdır, senin eline ne oldu?

Ya sorma Murat ya.

Sabah ben arabanın kapısına
sıkıştırmıştım elimi.

Hani sana uyuşuyor falan diyordum ya
hep ondanmış.

Şimdi sarınca rahatladım ama.

Arabanın kapısına?

Evet. Arabanın kapısına.

(Müzik)
(Martı sesleri)

(Gülme sesi)

(Dalga sesleri)
(Martı sesleri)

Ya Selin.

Avukat neler söyledi duydun.

Kafam o kadar karışık ki, ne yapacağımı
artık hiç bilmiyorum.

Ya bebişim, bu senin hayatın.

(Selin) Ve sen Murat'ı çok seviyorsun.

Bence kalbinin sesini dinlemelisin.

Kalbim böyle Murat, Murat diye
atıyor ama.

Ee, aması maması yok o zaman Burcu,
içinden geleni yap.

Ya sana daha önce de söyledim yani
baban izin vermese ne yapacaksın?

Ne yapacağım, babamı ikna etmek için
elimden ne geliyorsa onu yapacağım.

Ya baban senin Murat'ı çok sevdiğini...

...evlenmezsen sonuçta çok üzüleceğini
duysa izin vermez miydi?

Babam benim üzülmemi istemez ki.

Ee, işte bak, tamam. Aldın izni.

Bu yönden düşün yani.

Ya Selin, doğru söylüyorsun aslında.

Artık böyle birbirine âşık olmak falan
çok zor.

Ya siz ne güzel birbirinizi bulmuşsunuz.
Böyle bir şeyi heba etme bence.

Evet ya, kader karşıma Murat'ı çıkarttı.

İçimde böyle küçücük bir kuşku vardı.

Böyle karabulutların sen attın, yıktın,
geçtin arkadaşım ya.

(Burcu) İyi ki varsın vallahi.

Ya sonuçta ben Murat'ı çok seviyorum,
Murat da beni çok seviyor.

Ya biz mutlu olmalıyız ya.

Dünya çok güzel, hayat çok güzel.
(Martı sesleri)

Biz Murat'la çok mutlu olacağız.
Gel martı, gel.

Gel, gel.
(Martı sesleri)

Aa! Ya!

Ya terbiyesiz, üstüme pisledi ya
Selin ya!

Ya ben diyorum her şey yolunda gidiyor
çok güzel diyorum.

Kendimi ikna ediyorum, kandırıyorum.

Gelip doğa diyor ki, yok diyor baban
izin vermedi diyor, olmaz diyor.

Ya sil şunu ya gözünü seveyim ya, pis!

Terbiyesiz, sifonu çekseydin bari!
Yedin tabii simitleri.

Niye pisledin üstüme?

(Martı sesleri)

(Nefes sesi)

(Müzik)

(Kapı açılma sesi)

(Kapı kapanma sesi)

Evet, şimdi bakalım nasıl gideceksin
iş görüşmesine Pelin Hanım?

Ece, inanmıyorum sana, nasıl
becerdin bunu ya? Üf!

Ya ne bileyim Hande, yakışıyor mu diye
parmağıma taktım.

Sonra çıkar çıkarabilirsen ya.

-Neyse, dök şey yapalım şu yağı.
-Getir, al, al.

-Ay!
-Iy!

-Tamam dur, dökme al.
-Peçete.

Ay.

Hah, şimdi çek onu.

Çek, çek orada güzelce çek.

(Hande) Çek, çek.

-Çıkmıyor!
-(Hande) Yok yapamayacaksın sen onu.

(Hande) Ver bana, ver bana getir.

Aa!

Hande, parmağımı kopartacaksın ya!

Yüzükle beraber parmağımı da mı vereyim?

Hayır yani, nasıl sıkışmışsa
çıkmıyor bir türlü.

-Üf!
-Ne yapacağım ben ya?

(Hande) Bakayım.

Ama çok yakışmış biliyor musun
bu yüzük sana arkadaşım?

Değil mi?

Keşke hiç çıkarmak zorunda
olmasam Hande.

(Hande) Kız bir tane geyik vardı.
Böyle açık denizde başıboş gezen...

...sahipsiz gezen gemi bulanın
oluyormuş diye.

-Ee?
-Ne ee?

İşte sen de başıboş yüzük buldun.

Ya Murat da senin olsa, siz
nişanlansanız keşke.

Ay!

Ay ne güzel olur Hande.

Uf! Şimdi bunu sırası değil Hande!
Çıkarmamız gerek bunu!

Yok yani, onu komple kestirmen lazım.

Ne, parmağımı mı kestireceğim?

Ay hayır.

Yüzüğü kestirmen lazım.

Hı, oldu canım.

Ben Burcu'nun yüzüğünü kestireyim,
sonra da Burcu beni kessin.

Bravo, çok iyi plan.

Tamam. O zaman Murat'a söylemen lazım.

(Hande) Beraber gideceksiniz kuyumcuya,
bir güzel kestireceksiniz yüzüğü.

Hem o seni Burcu'ya karşı da korur.

Murat'a itiraf edeceğime ölürüm
daha iyi Hande.

Üf!

(Telsiz sesi)

(Kapı vurma sesi)
(Murat) Gir.

(Kapı açılma sesi)

(Kapı kapanma sesi)

(Murat) Ne oldu Ece, bir şey mi
istiyordun?

(Ece) Ya, Murat...

...ya çok kötü bir şey oldu.

Ben nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.

Ah!

Ben söyleyeyim istersen.

Burcu yüzüğü parmağından düşürdü.

(Murat) Sen de buldun ve
parmağına taktın.

Ama yüzük parmağına sıkıştı.

(Murat) İkiniz de olayı ayrı ayrı
gizlemek için...

...elinizi sardınız.

Ben de önce hanginiz söyleyecek diye
merak ediyordum ama...

...ilk itiraf senden geldi.

(Müzik)

Burcu yüzüğü benim bulduğumu bilmiyor.

Merhabalar.

Merhaba.

Siz...

...Pelin'in eşi değil misiniz?

Evet, evet. Hâlâ öyleyim.
Buyurun oturun.

Pelin!

-Pelin yok mu?
-Pelin yok.

Ben ondan önce gelip sizi bazı
konularda uyarmak istedim.

Neymiş onlar?

Yani şimdi insanın kendi karısı
hakkında...

...tabii böyle şeyler söylemesi de
zor ama...

...ya büyük bir hatanın da önüne
geçmek istiyorum tabii.

Dinliyorum.

Müdür Bey, Pelin...

...artık sizin de tanıdığınız
işinde başarılı...

...kararlı, çalışkan Pelin değil.

Ee, çok değişti.

-Öyle mi?
-Evet, öyle.

Yani ben arkasından toparlıyorum
toparlayabildiğim kadar.

Bazı şeyleri düzeltmeye çalışıyorum
ama nereye kadar yani?

Ne habercilikten anlar, ne
montajdan anlar.

Yani geçen ana haberde ilk haber diye
komik kedili video girdi ya.

(Gülme sesi)

Pelin mi yaptı bunu?

Evet, evet yaptı, yapıyor.

Ya yapmaya da devam edecek eminim.

(Umut) İki kere kanalı kapattırdı ya.

Ayrıca dediğim gibi yani saldı kendini.

Yani çok saldı, işe geç geliyor.

Hep dedikodu, ya aşırı dedikoducu
bir kız hâline döndü.

Yani müdürümüz hakkında ileri geri
her türlü şikayetini söylüyor.

Yani iftiraya varacak derecede
dedikodular.

Tamam, tamam. Anladım ben sizi.

Hiç kendinizi yormayın.

Yani birkaç negatif bir şey daha
söyleyecektim aslında Pelin hakkında.

Gerek yok.

Anladığım kadarıyla siz eşinizden
ayrılmak istemiyorsunuz öyle mi?

Siz benim yalan söylediğimi anladınız.

Müdür bey...

...aslında benim bu söylediklerimin
tam tersidir.

(Umut) Yani iş kolik manyağın tekidir.

Ayrıca dört dörtlük de bir gazetecidir.

Endişelenmenize hiç gerek yok.

Ben bu sabah Pelin'le konuştum.

O da zaten "İşi kabul etmeyeceğini"
söyledi.

-Ciddi misiniz siz?
-Evet.

Çünkü o da sizden ayrılmak istemiyor.

Ya nasıl olur ama bana hep...

...yani...

Ya bana kızdığı için öyle davrandı.

Ya ben yani böyle bayağı benim inadıma
işi kabul edecekmiş gibi davranıyordu.

Öyle konuşuyordu.

Evet, bana da bu durumda size
mutluluklar dilemek düşüyor.

Çok teşekkür ederim, sağ olun ya.

Gerçekten sağ olun.

Çok teşekkür ederim. Yani...

-Estağfurullah, estağfurullah.
-Vallahi çok mutlu oldum.

Ama bir sizden tek bir ricam olacak.

Bu görüşme aramızda kalırsa
çok mutlu olurum.

Çünkü Pelin zaten kızgın bana.

Yani bir de bunu öğrenirse
vallahi akşam...

...ana haberlerde ilk ben çıkarım ha.

(Metin) Sen hiç merak etme delikanlı.

(Metin) Konuştuklarımız mutlaka
aramızda kalacak.

(Umut) Çok teşekkür ederim.

Selçuk, şu karşıdaki adamı
tanıyor musun?

Sanki bir yerlerden tanır gibiyim.

Genç adamı tanımıyorum.

Diğeri Metin Koray.

Antalya'da kanal açacak diye duydum.

Ha, şu adam.

Ekip toplamaya geldi herhâlde.

Alo?

Geldim, emniyetteyim tamamdır.

Yakalanan soyguncu sorgudaymış.

Nakledilirken fotoğrafını çekmeye
çalışacağım.

Murat, ya çıkarttırmasak mı acaba
biz bu yüzüğü?

Yani Burcu'nun bu güzel yüzüğe
ne kadar değer verdiği ortada.

Kız anında kaybetti.

Hem belki ilişkinizi falan böyle bir
gözden geçirmek istersin?

Nişan atma olayları, ha?

Burcu'nun bir suçu yok Ececiğim.

Yüzüğü ben bol almışım.

Ayrıca biz nişanı atsak bile...

...yüzük niye senin parmağında
kalıyormuş?

Yani bence bunun için çok güzel bir
sebep bulunabilir Murat.

Şaka yapıyorum Muratcığım.

(Ece) Saçmalama, olur mu öyle şey?

Ya ayrıca Burcu'ya bu yüzüğün bende
olduğunu söylemediğin için...

...çok teşekkür ederim.

Yani duysa kıyameti koparırdı aman ay!

Yüzüğü çıkardıktan sonra söyleyeceğim.

O zaman bir problem olmaz.

Peki, söyle bakalım...

...biz bu yüzüğü nasıl çıkartacağız?

Ay canım acıyacak mı acaba?

Hiç canın acımayacak.

Şöyle yapacağız.

Bak şimdi.

Şu alttan küçük bir kesikle
halledecekler.

Bir dakika, bir dakika.

Teoman Bey, dandik bir haber için
geldik ama...

...büyük bir şey yakaladık galiba.

Ünlü Dinçer ailesinin kızına, gözümün
önünde nişan yüzüğü takıldı.

Tamam kapatın, hemen fotoğrafını
çekeceğim, kapatın.

(Müzik)

(Deklanşör sesi)

Ya o kadar çok şey istenir mi ya, ha?

Sen inkâr etsen de, sen
vallahi billahi bak...

...bizim kızımızın mutluluğuna
engel oluyorsun.

Ya sen neyi söylüyorsun acaba,
ne konuştuğunun farkında mısın?

Ben burada ne yazdıysam,
ne istediysem...

...hepsini kızımın mutluluğu için
istedim bir kere.

Az bile yazdım.

Ya, sen kadın ruhundan ne
anlamışsın ya, ha?

Ben senin için var ya ömrümü
çürüttüm, ömrümü!

Neye yaradı?

Bari dedem kızımız mutlu olsun,
onu da çok gördün çocuğa.

(Gayret) Allah Allah!

Sen mi ömrünü çürüttün benim...
Aa, ömrünü çürütmüşmüş.

Allah Allah!

Bir de gel bana sor bakalım, ben
neler çekmişim bunca yıldır.

Sana bu kadar katlandığım için bir kere
bana madalya takmaları gerekiyor.

-Sen bana katlandın mı, ha?
-Evet.

Sen bana katlanma!

Katlanma sen bana, boşanalım!

Boşanıyoruz! Ama kızım bende kalacak.
Burcu'yu ben alacağım.

Yok ya, yok ya? Vermiyorum
ben sana kızımı.

Mahkeme de zaten bana verir,
annesiyim ben.

Sen de anca hafta sonları görürsün.

Görürüz bakalım kimde kalacak?
Avukatı arıyorum şimdi.

Ara! Ara!

Ay ne avukatı ya? Evli değiliz ki biz.

Kendine benzettin beni de!
Allah Allah!

Gayret, sana şu an o kadar
sinirliyim ki...

...evli değilken bile
boşanabilirim yani senden.

Bana bak, Burcu'yla Murat evlenecek...

...sen de buna izin vereceksin.

O kadar!

(Kırılma sesi)

Aa tabağı niye kırıyorsun acaba sen?

Tabağı niye kırıyorsun?

Bana bak Sevgi Hanım avukatı hemen
arıyorum!

(Kapı açılma sesi)

-Burcu hoş geldin.
-Selam.

Murat'ı arıyorsan az önce çıktı.

Ya nereye gitti?

Bilmiyorum ki. Ece'yle beraber çıktılar,
nereye gittiklerini söylemediler.

Yüzüğü bulamadın galiba.

Ya maalesef bulamadım.

Murat haklı çıktı, böyle
kaybedeceksin deyip duruyordu.

Ondan sonra da kaybettim yüzüğü.

Aslında Murat'a söylesen iyi mi olur?

Ya ben Murat'a söylemek
için hazır değilim.

Gideceğim işte biraz daha odaya bakayım
o hazır yokken.

Yani ben de baktım da belki
bulurum diye ama yok.

Olsun ben biraz daha arayacağım yani
umudumu kaybetmedim.

Yani bulamazsam artık
bir şekilde söylerim.

O zaman sana bol şans.

Sağ ol. Hadi kolay gelsin.

(Telsiz sesleri)

-Pardon Metin Bey çıktı acaba?
-Çıktılar efendim.

Tamam, teşekkürler.

(Kafe ortam sesi)

Alo Metin Bey, ya kusura bakmayın
çok özür dilerim.

Ben geç kaldım ama siz de
gitmişsiniz galiba.

(Metin ses) Evet Pelinciğim.
Beklerken düşündüm biraz.

(Metin ses) Sen bu işi istemiyorsun.
Fazla ısrar etmek yanlış geldi.

Ne yani, tekliften vaz mı geçiyorsunuz?

(Metin ses) Evet. Bir gün başka şartlar
altında yine kesişir belki yolumuz.

(Metin ses) Kendine iyi bak.

Peki, teşekkürler hoşça kalın.

(Müzik)

Umut hemen odama gel.

(Kapı açılma sesi)

(Kapı kapanma sesi)

Ben kanala gelmeden ters bir
şey mi oldu? Müdür niye böyle?

Yok o da yeni geldi zaten Umut. Ben de
anlamadım.

Bir bak istersen.

(Kapı vurma sesi)
Gel!

Buyurun müdürüm.

Oturmanı gerektirecek kadar
uzun sürmeyecek konuşmamız.

Mesele nedir müdürüm?

Yeni iş aradığını bilmiyordum.

Pardon?

Az önce yaptığın iş
görüşmesinden haberim var Umut.

Yok ben...

(Müdür) Davranışların takım çalışmasını
ilke edinmiş kanalımıza...

...uygun durmuyor Umut!

Mademki gitmek istiyorsun, mademki
yeni iş arıyorsun seni özgür kılalım.

Buyurun!

Bugünden itibaren burada
çalışmıyorsun Umut.

Benim gitmek istediğim
falan yok Müdür Bey.

Ben burada çalışmayı çok seviyorum.

Sana iyi günler Umut, yolun açık olsun.

(Müzik - Hüzünlü)

(Kapı kapanma sesi)

(Horoz sesi)

Ya insan evladına böyle
bir eziyet yapar mı ya?

Koca bir tencere sarmayı ziyan ettin.

Bunu saracaksın.

Bütün bu tencereyi
birlikte saracaksınız.

Ya Hatice teyze ya tencereyi o
ziyan etti. Ben niye sarıyorum ya?

Almanya kaybetti diye ben
de mi yenik sayılıyorum?

Ha, her şeyi beraber yapmayı
biliyorsunuz değil mi?

Bunu da beraber yapacaksınız.
Hadi konuşma, sar bakayım.

Ya siz niye ağlıyorsunuz ki?

Bence bu çok eğlenceli bir iş yani.

(Tuhaf sesler)

Benim güzel çocuğum, bir tanem benim
ne kadar güzel sarıyor bak.

Aferin sana kızıma benim.

(Müzik)

Hatice teyze bu yaprak hatalı.
Kapanmıyor.

İçini öyle doldurursan kapanmaz tabii.

(Rıfkı) Oğlum biraz akıllı ol ya.

Dolduruyorum ki işimiz erken bitsin.

Fazla fazla doldur işte.

Çok iyi fikirmiş keşke çaktırmasaydın.

Ha.

Ha çaktırmasaydın iyiydi.

(Hatice) Yok efendim öyle
kaytarmak maytarmak yok.

Vallahi kaytaranın kafasına
şunu çıt diye indiririm.

(Hatice) Bunu böyle güzelce
saracaksınız.

Güneş sen çok güzel
beceriyorsun bu işi yavrucuğum.

Abilerine bir öğret şöyle tek tek nasıl
yapılıyormuş sarma. Bir anlat bakayım.

Tamam.

Şimdi öncelikle yaprağı
tabağımıza seriyoruz.

Sonra kaşık yardımıyla...

...pilavımızı alıp
yaprağımızın içine koyuyoruz.

Parmaklarımızla biraz
pilavımızı dağıtıyoruz.

(Güneş) Sonra yanlarını katlıyoruz.

Sarıyoruz ve oldu.

(Gülme sesi)

(Müzik - Hareketli)

Turşu kadar boyu var,
türlü türlü huyu var.

Geliyor şimdi.

Böyle mi öğretmenim?

Yanları biraz açık olmuş.

Güzel ama biraz daha çalışman lazım.

(Islık sesi)
Hareketiyle.

Evet.

Dayı bu ne? Bak sana ödev veriyorum.

Eve gidince 100 tane saracaksın.

(Gülme sesi)

Ne gülüyorsun oğlum ya?

Cezalısın diye. Komik geldi.

(Kapı açılma sesi)

Murat.

Merhaba.

(Telsiz sesleri)

(Kapı kapanma sesi)

(Ayak sesi)

(Burcu) Ne oldu?

Bir şey mi oldu?

Canım sıkıldı biraz ya.

Gelirken bir aile kavgası ihbarı
aldım da...

...ben de adrese yakındım,
gidip bakayım dedim.

Öyle mi? Ne olmuş?

Ya bu karı koca kavgası
iyice büyümüş işte.

Bu kadın, adamın aldığı
yüzüğü kaybetmiş de...

...adam da bunu duyunca sinirlenip...

...evde ne var ne yok her şeyi
kırıp dökmüş.

Ya.

Hayır adam haklı yani.

(Murat) O kadar özel bir şeyi nasıl
kaybedersin ki?

Yani ben kendimi adamın yerine koyuyorum
ulan nevrim falan dönerdi.

Yani öyle öfkelenirdim ki...

...ne yapacağımı kestiremiyorum bile.

Gerçekten mi?

Ya kadın bir dalgınlık
anında kaybettiyse yüzüğü?

Ne diyorsun sen Burcu, ne dalgınlığı ya?

Benim birlikte olduğum kişi
aldığım yüzüğü kaybederse...

...o yüzüğü bulmak zorunda.

Ya bulamazsa?

Bulamazsa ben onun kulağının...

...arkasından sihirbaz gibi çıkarırım.

-Benim yüzüğüm mü o?
-Senin yüzüğün tabii.

Ya nasıl nereden, kim, ne
zaman, ne alakası var?

Ben çoktan fark ettim senin
yüzüğü kaybettiğini.

Gerçekten mi?

E tabii. Senin kaybettiğin
yüzüğü Ece bulmuş.

Öylesine bakmak için takmış sonra da
çıkaramamış.

Nasıl ya?

Sen de kızarsın diye söylemeye korkmuş.

Birlikte gittik kuyumcuya da
kestirip çıkarttık.

Hem de daraltmış oldum.

Uzat bakalım parmağını.

(Müzik - Duygusal)

Bak hem de tam oldu.

Bu da iyiye işaret herhalde.

Bak, vallahi düşmüyor.
Düşüremedim.

Ha bir şey diyeceğim.

Peki bu karı koca
hikâyesi, o gerçek miydi?

Cık.

(Murat) Seni sıkıştırmak için uydurdum.

Aşk olsun ya nasıl korktum
biliyor musun?

Böyle korkudan kalakaldım resmen.
Yüreğime indiriyordun.

(Nefes sesi)
Oh!

Niye korktun?

Nasıl niye korktun ya?

Yüzüğü kaybetmiş dedin karısı dedin.

Kocası dedin böyle
terelelli olmuş dedin.

Kaybettim ya ben de yüzüğü.
Ondan korktum.

Değişik şeyler söyledin.

Burcu.

Tamam yüzük önemli ama yani kaybolursa
kaybolsun.

Benim kaybetmekten
korktuğum tek şey sensin.

(Müzik - Duygusal)

Ne oldu, yanlış bir şey mi söyledim?

Ya ben bugün babamın
avukatıyla görüştüm.

Hı?

Baban bu nişan olayına onay vermez dedi.

Sen şimdi boş ver avukatın
ne dediğini de...

...sen bana cevap ver.

Sen bunu yapmak istiyor musun
istemiyor musun?

(Müzik - Duygusal)

(Dalga sesleri)

Umut?

Aa hoş geldin karıcığım.

Ya ütüyü unuttum ya.

Hah.

Umut ne yapıyorsun?

Ha dur, dur, dur.

Dur, dur yemekler kaldı dur.

(Umut) Yemek yandı ya.

Umut ne oluyor, ne yapıyorsun?

Ya bir şey yapmıyorum ya,
yemek yapıyorum karıma.

Hatta birkaç tane yaptım bile bak.

(Umut) Pilav, etli patates yemeği.

(Umut) Taze fasulye.

Patlıcan yemeği. Ben yani çok
sevmiyorum ama senin için yaptım.

Ve tas kebabı hazır.

Güzel, güzel olacak.

Ha bir de ee şurada, orada
kuru fasulyeyi ıslattım.

Onu da yarın yapıyorum tamam?

Umut niye bu kadar çok yemek yapıyorsun?
Lokanta mı açacaksın?

Ya iyi fikir aslında ya vallahi.

(Müzik)

Bakayım tuzlu mu?

Abo yandım! Çok sıcak.

Ütü ütü, ütüler kaldı.

Umut buraya gelip bana ne olduğunu
anlatır mısın lütfen?

(Nefes sesi)

Umut ne olduğunu anlatır mısın artık?

Sen bugün kanala gitmedin değil mi?

Sabah gittim sonra Metin Bey'le
buluşmaya gittim. Onunla görüşemedim.

Sonra adliyeye gittim. Adliyeden de
direkt buraya geldim. Niye ki?

Of!

Vallahi nereden başlasam bilmiyorum
anlatmaya.

Önce eski patronunla niye
görüşemediğini söylüyorum o zaman.

Konuştum kendisiyle,
tekliften vazgeçmiş.

Evet, çünkü ben seni tuvalete
kilitledikten sonra...

...senden önce eski
patronunla görüşmeye gittim.

Beni tuvalete mi kilitledin?

Ben de kapı bozuldu sanmıştım Umut.

Tamam, tamam ya şu an
gerçekten anlatacağım.

Yani şu anda söyleyeceklerimin
arasında en önemsiz olanı o.

O yüzden devam edeyim ben.

Eski patronunla görüşmeye gittim.

İşte amacım hani seni kötüleyip
adamı tekliften vazgeçirmekti.

Saydırmaya başladım sana.

Yani adam inanmadı zaten,
yalan söylediğimi anladı.

Hatta senden ayrılmamak için
yalan söylediğimi de anladı.

Ve asıl önemlisi de senin zaten
teklifi reddettiğini söyledi.

Biraz sabretseydin ben zaten
sana söyleyecektim Umut.

Boşu boşuna ortalığı karıştırmışsın.

Ya bir adamın çok sevdiği
karısından ayrılmamak için...

...neler yapabileceğini bilmiyorsun.

Ben de bilmiyordum ta ki
bugün kendim yaşayana kadar.

Umut ben de senden ayrılmamak
için zaten teklifi reddettim.

Ya tamam o neyse de ya bunlar ne?

Bu çamaşırlar, temizlik, bu yemekler?

Evet oraya geliyorum.

Ee sanırım bunlardan daha çok yapacağım.

Niye ki?

Kanaldan kovuldum çünkü. Daha
çok vaktim olacak o yüzden.

Ne?

Nasıl, nasıl kovuldun? Niye
kovuldun Umut ne oldu?

Ya ben senin eski patronunla
görüşmeye gidince...

...benim patronum da daha doğrusu şu an
artık kendisi eski patronum oluyor.

Görmüş bizi. İş görüşmesi
yapıyoruz sanmış.

Çağırdı odasına. Oğlum dedi...

...özgürsün dedi, yolun açık olsun dedi.

İyi de Metin Bey'le görüşmeyi
ben yaptım, sen yapmadın ki.

Bunu ona söylemedim ben tabii ki.
Çünkü eğer söyleseydim...

...bu yemekleri temizliği sen
yapıyor olurdun. Onu da istemeyiz.

Of inanamıyorum böyle bir şey
olduğuna ya. Çok kötü olmuş.

Neyse ya benim bayağı bir ütüm
var bol bol onları yapayım.

Ya Umut tamam, bırak şimdi ütüyü falan.

Bak, çok sevdiğin işini kaybettin
ve şu an travma yaşıyorsun.

Ama merak etme ben Müdür Bey'le
konuşacağım yarın.

Hemen her şeyi çözeceğiz tamam mı?

-Sakın kendini üzme lütfen.
-Cık cık cık.

(Gülme sesi)

Ya gerek yok ya. Ya
ben çok iyiyim zaten.

Vallahi ne olur ki bundan
sonra ev beyi olurum ben de.

Harika, süper.

(Gülme sesi)

(Ağlama sesi)

Ya Umut tamam sakin ol bak
konuşacağım ben Müdür Bey'le tamam mı?

Ağlama.

(Ağlama sesi)

(Müzik)

(Horoz sesi)

Ee efendim nasılsınız?

(Vedat) Sağ olun efendim.
Siz nasılsınız?

Sağ olun, çok şükür.

Hanımefendi siz?

İyiyiz efendim çok şükür,
sizler nasılsınız?

İyiyiz çok şükür.

Sağ olun.

Siz nasılsınız Vedat Bey?

İyiyiz efendim. Siz nasılsınız?

İyiyiz, çok teşekkür ederiz.
Siz Hatice Hanım hı?

İyiyiz hanımefendiciğim, siz?

Çok teşekkür ediyorum, bizler de iyiyiz
hamdolsun.

(Nefes sesi)

(Müzik)

Ee daha daha nasılsınız?

Hamdolsun efendim iyi.

İşte havalar da güzelleşti böyle tabii.

Ne güzel oldu? Hiç güzel
olmadı, neyi güzel oldu?

Her taraf polen dolu ağzıma burnuma
kaçtı benim. Size kaçmıyor mu?

Hayır efendim, bize kaçan yok.

Çok haklısınız ben unuttum
tabii o polen işini.

Kusura bakmayın.

Lütfen.

Ee afacan sen nasılsın, ne yapıyorsun?

Allah Allah ya, bu numaradan kız isteme
olayını nerelere vardırdınız ya.

Yapmayın gözünüzü seveyim ya. Beni de
böyle giydirdiniz bayram çocuğu gibi.

Evladım âdettendir, idare et.

Âdetten? Annemle babam abime,
baba rolü yapan büyük abim...

...ve anne rolü yapan iş ortağından...

...zamanında babasının babama
emanet ettiği kızı isteyecekler.

Vay be böyle bir denklem Kore
dizilerinde yok. Bravo size ya!

Ne diyor bu?

(Sevgi) Sana ne?

Sana ne? Alan razı veren razı değil mi?

(Gülme sesi)

Henüz veren razı değil. Daha orasına
bakacağız.

Güneş nerede Güneş? Güneş'i göremedim.

Ben tableti verdim, içeride oynuyor.

Yazık kızın psikolojisi
bozulmasın bu ortamda.

Bana bak Gayret Efendi gene böyle
abuk sabuk şeyler istersen...

...vallahi çeker giderim.
-Ya ayıp ediyorsun dünür bak.

Vedat ne diyorsun, ya
burası bizim evimiz.

Ha o zaman o çeker gider.

Allah Allah. E onun da evi.

Allah Allah. Ya biz nasıl bir
açmaza düştük böyle Hatice'm?

Ay yok, açmaz maçmaz yok.

İnşallah bu işi böyle tatlı tatlı
bağlayacağız değil mi Gayret?

İnşallah, bakacağız.

Hayırlısı.

Ee daha ne yapıyorsunuz? İyisiniz?

Dağ dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.

Efendim?

(Horoz sesi)

(Kuş cıvıltısı sesi)

(Müzik - Duygusal)

(Kapı vurma sesi)

(Kapı açılma sesi)

Bu nasıl bir güzelliktir ya, ha?

Vallahi kelimeler kifayetsiz kalıyor.

Teşekkür ederim.

Ne oldu ben sol ayakla falan mı girdim?

O da mı olumsuz işaretlerden biri yoksa?

Murat dalga geçme.

Şu an hayatımda en çok istediğim
olaylardan birini yaşıyorum.

Ama içim tam rahat değil işte.

Dalga geçmiyorum ben.

Seni biraz neşelendirmeye çalışıyorum.

İçerisi fazlasıyla gergin.

Gergin mi, niye?

Senin babanı temsil eden Gayret abimden
seni almak fazlasıyla zor olacak.

Yani gerçek baban olsaydı
daha kolay olurdu herhalde.

İşte onu bilebilseydim.

Yani keşke babamın bu evlilikle
ilgili ne düşündüğüne dair...

...bir fikrim olsaydı.

Burcu...

...bak eğer bir tereddüttün varsa...

Hadi, hadi gidelim.

Ben daha sana kahve yapacağım.

Ya kahve yapacağım sonra içerideki
herkes bizi merak ediyordur.

Hadi, hadi, hadi.

(Müzik)

Sağ ol yavrum, sağ ol kızım.

Afiyet olsun babacığım.

Sağ ol kızım.

Teşekkür ederim kızım.

Afiyet olsun.

-Eline sağlık.
-Afiyet olsun.

Anneciğim.

Sağ ol annem.

(Müzik)

(Hatice) Maşallah maşallah.

Kızımız da pek güzelmiş.

Ya ya ne kadar güzel. İlk
kez görüyoruz zaten.

Hişt.

Ne?

Vedat hadi.

Aa, evet.

(Gülme sesi)

Sebebi ziyaretimiz malumunuz.

Gençler birbirini görmüş,
beğenmiş, sevmişler.

-Biz de âdet olduğu üz--
-(Gayret) Bir dakika!

Âdetlere saygımız sonsuz fakat
delikanlı ne iş yapar...

...huyu nedir, suyu nedir
bunları bir öğrenmemiz lazım.

(Müzik)

Dünür ya şaka yaptım.

(Gayret) Tanıyoruz tabii kendisini.

Çok başarılı bir komiserdir.

(Gayret) Karakteri olsun, kendisi olsun,
beyefendiliği olsun ama...

...işte kızımızın mutluluğu söz konusu.
Acaba geçindirebilecek mi...

...mutlu edebilecek mi, onun için.

-(Sevgi) Gayret.
-Ha?

Biz ne konuştuk seninle ha?

Ne konuştuk?

Allah Allah, konuştuk da fast forward
tuşuyla kız mı vereceğiz?

Bizde âdettendir yani konuşuyoruz.
Ne var yani?

Baba, babacığım afalladı abim.

Yapıştır sen iste hemen,
verecek şimdi iste.

Efendim Allah'ın emri
peygamberin kavliyle...

...kızınız Burcu'yu oğlumuz Murat'a--

-Bir dakika.
-Ne oldu ya?

Burada Murat abinin fotoğrafı var.

Çok güzel, hadi götür geri tamam.

Güneş, bak ama büyükler burada
önemli bir şeyler konuşuyorlar.

(Sevgi) Sen hadi içeride oyna hadi,
hadi kızım.

Se-Sevgi Hanımefendi bakar mısın şuna?
Doğru mu gördüm bak.

(Sevgi) Sosyetenin ileri gelen
ailelerinden...

...Dinçer ailesinin kızı Ece Dinçer...

...komiser Murat Aslan'la nişanlandı.

Aa! Bu ne bu?

Abiciğim sen ne yapıyorsun, nişan
koleksiyonu mu yapıyorsun ama ya?

Bak bak Hatice Hanım bak.

(Gayret) Ya bu nedir ya?

Bu nedir? Gidiyor oğlunuz
başka biriyle nişanlanıyor...

...ondan sonra utanmadan gelip bir
de benden benim kızımı mı istiyor?

(Gayret) Bir de benim
kızımla mı nişanlanacak?

Vedat Bey ayıp ediyorsunuz artık ha.

Aa evladım bu nasıl bir haber bu?

Ya gerçek değil bu haber.
Fotoğrafı çeken uydurmuş.

Burcu zaten olayın aslını biliyor.

(Sevgi) Bitti, bitti! Daha da
size kız mız yok.

Vermiyoruz kızı!

(Gayret) Bir kere benim kızımı daha...

...ne mühendisler ne
doktorlar isteyecek.

(Gayret) Kalkmış nişanlı nişanlı
gezen...

...delikanlıya mı vereceğim ben kızımı?
Vedat Bey lütfen.

Bunlar çok kaptırdılar kendilerini.

Benim şu an laf anlatmam gerçekten zor.

(Murat) Burcu sen tahmin ediyorsundur
ne olduğunu değil mi?

Hani sen yüzüğü parmağından düşürdün.
Ondan sonra Ece buldu, taktı.

(Murat) Yüzük parmağına sıkıştı.
Biz de kuyumcuya gidecektik...

...kestirmek için. Belli ki
emniyette birisi çekmiş.

Ay tamam, tamam kendine
sakla bahanelerini.

Yok yok yok, kalk gidelim Gayret.

Bir saniye bir aa!

Evet, tamam biliyorum zaten.

Ama...

...bunlar da bir işaret.

Yani...

...yüzüğün parmağıma bol gelmesi.

Yüzüğü düşürmem, Ece'nin takması.

(Burcu) Sonra gelip birinin
fotoğrafını çekmesi.

O fotoğrafın haberlere çıkması.

Bunların hepsi bana bir uyarı.

Son ana kadar işaretler bitmek bilmedi.

(Müzik - Duygusal)

Murat...

...bizim evlenmemiz doğru değil galiba.

(Anlaşılmayan konuşma)

Kardeşim.

(Müzik - Duygusal)

(Müzik - Duygusal)

Cık, hay Allah ya.

Perişan oldu çocuk.

Ben de çok üzüldüm.

E kızı vermeyeceğim deyip
duruyordun Gayret.

Ya Sevgi o zaman Burcu'nun
temsili babasıydım.

Şimdi Murat'ın gerçekten abisiyim.
Baksana ne durumda.

Bir de benim canım çok acıyor.

(Güneş) Ya hepsi benim yüzümden.

Keşke o fotoğrafı göstermeseydim.

Olur mu öyle şey kızım?

Sen göstermesen de çıkardı ortaya zaten.

Hem gerçek değilmiş, üzülme sen.

Burcu'nun sıkıntısı başka.

(Hatice) İşaret diyor.

İşaret de neymiş ya?

Sen benim çocuğumu seviyor musun
sevmiyor musun ona bak.

Ya onu da anlamak lazım Hatice'm.

Kızın aklı fikri babasında şimdi.
Bakalım onay verecek mi vermeyecek mi?

Of!

Ya Burcu kendini odasına
kapattı, sesi soluğu çıkmıyor.

Abim desen, bütün çimlere bastı dışarıda.

Evladım ne olacak bunların hâli?

Ya Hatice'm bu nasıl bir dolma
sarmak böyle ya? Anlamadım ki.

Aşk olsun baba. Sen şekle ne
bakıyorsun, tadına bak sen.

Tadı ne güzel bak.

Keşke Burcu da öyle yapsa.

Görüntüye değil de yaşayacağı
mutluluğa baksa. Yok.

Şu iyi mi ne dersin?

Götür baba, güzel o.

Güzel.

(Kapı kapanma sesi)

Murat, Murat.

(Müzik - Duygusal)

(Müzik - Duygusal)

(Müzik devam ediyor)

(Müzik devam ediyor)

(Müzik - Duygusal)

(Kapı vurma sesi)

Burcu kızım.

Vedat amca...

...biraz yalnız kalmak istiyorum.

Burcu, babanın avukatı geldi.

(Vedat) Mutlaka seni
görmek istiyormuş kızım.

(Müzik - Gerilim)

Kusura bakmayın sizi bu
saatte rahatsız ettiğim için.

Ama Tayfun Bey saat kaç olursa olsun
bu zarfı ulaştırmamı söyledi size.

Buyurun.

-Babam mı gönderdi bunu?
-Evet.

(Avukat) Elinize ulaşması konusunda
ısrarcıydı.

Ben de geç kalmadan getireyim dedim.

-Teşekkür ederim.
-Rica ederim.

Ben müsaadenizi istiyorum.

Bir şeyler içseydiniz?

Sağ olun. Malum evden apar topar çıktım
geri dönmem gerekiyor.

-Buyurun.
-İyi akşamlar.

-İyi akşamlar.
-İyi akşamlar.

(Kapı açılma sesi)

(Müzik - Gerilim)

Açmayacak mısın kızım?

(Nefes sesi)

(Müzik - Gerilim)

Canım kızım, yolladığın
mailden nişan haberini aldım.

(Burcu) Bu süreçte yanında
olamadığım için...

...nasıl üzgün olduğumu anlatamam.

Benim onayımı istemişsin.

(Müzik - Duygusal)

Bir zamanlar talihsiz
bir bebeği, Murat'ı...

...Vedat'a emanet etmiştim.

Kadere bak ki şimdi de kızımı...

...büyüyüp delikanlı olan Murat'a
emanet ediyorum.

(Müzik - Duygusal)

Murat beni yakaladığında
elimi öper artık.

Bir kâğıt daha var.

(Burcu) Sevgili Murat,
tahmin ediyorum ki...

...Burcu okuyacaktır sana bu mektubu.

(Burcu) Sana nişan hediyesi
olarak verebileceğim tek şey...

...öz ailenle ilgili bilgi.

(Müzik - Gerilim)

Bilinmeyen şeyler içimizi kemirir...

...yer bitirir bizi.

Bir gün öğreneceğiz diye
umut besleriz sürekli.

(Burcu) Ama boşu boşuna beslenen umut...

...insan için...

...en kötüsüdür belki de.

Sana bu kötülüğü yapmak istemiyorum.

(Müzik - Gerilim)

Evet?

Evladım...

...annenle baban...

...yıllar önce vefat ettiler.

(Müzik - Duygusal)

(Burcu) Elimde kalan
onlara ait tek bir şey...

...fotoğraf, onu da sana yolluyorum.

(Müzik - Duygusal)

(Müzik - Duygusal)

(Müzik devam ediyor)

(Kuş cıvıltısı sesi)

(Kapı açılma sesi)

Burcu.

-Ih!
-Burcu.

Burcu.

Burcu.

Burcu hadi uyan.

Ne oluyor ya?

Gel sen.

-Nereye?
-Gel.

Aa, Murat.

Bir dakika dur.

(Esneme sesi)

Ya bu çocuk niye bizi kaldırdı böyle
pijamalarla getirdi buraya oturttu yahu?

(Mutlu) Cık, hiç!

Çok da güzel bir rüya görüyordum,
limon sıktı rüyama ya.

-Ya Murat ne oluyor?
-Gel sen.

-Ya ne yapıyorsun?
-Gel sen geç.

Ya Murat sen ne yapıyorsun sabah sabah
hepimizi diktin buraya?

Oğlum bir yüzümüzü yıkasaydık bari ya.

Babacığım dün yarım kalan bir
işimiz vardı ya onu tamamlayacağız.

(Murat) Sen en son ne demiştin?
Allah'ın emri peygamberin kavliyle...

...Burcu'yu Murat'a...

İstiyoruz diyecektim.

-Dedin.
-Ya.

Abiciğim sana dedi. Veriyor musun kızı?

-Veriyor muyum?
-Verdin gitti.

-Evet babacığım yüzükler.
-Nasıl ya?

-Allah Allah!
-Ya şimdi bu kılıkta mı?

Ya olmaz.

Herkes benim sardığım
dolmalara benziyor ya.

Deli bu çocuk deli. Delirmiş, delirmiş.

Vedat amca bu benim değil.

Ha, yahu insanda kafa mı bıraktınız ya?

Al oğlum, bunu da sen.

Allah Allah, böyle şey mi olur ya?

Aa ya inanamıyorum, taktım mı?

Vallahi taktım. Hadi.

Gayret.

Oğlum sen bu işin başından beri...

...Burcu'nun gerçek babası
gibi ona sahip çıktın.

Öyle davrandın.

Şimdi bunu kesmek de sana düşer.

-Hadi gel Gayret abi gel.
-Gel aslan oğlum.

Gel hadi.

-Gayret baba! Gayret baba!
-Gel gel hadi abi.

(Gülme sesleri)

Abi senden muazzam bir
konuşma bekliyorum.

(Gayret) Burcu kızımız ve Murat
oğlumuz beraber bir karar almışlar.

Ömürleri boyunca birbirlerine
sadık kalacakları...

...birbirlerine duyacakları sevgi ve
saygının daim olması temennisiyle...

...bu iki güzel insanın...

...yüzüklerine bağlı olan kurdeleyi...

...siz kıymetli şahitler huzurunda...

...kesiyorum.

(Alkış sesi)

Vay be çalışmış belli.

(Alkış sesi)

(Müzik - Duygusal)

Burcu ben de sana söz veriyorum
seni ömrüm boyunca bırakmayacağım.

Ve seni mutlu etmek için elimden
gelen her şeyi yapacağım.

Ben de hayatımın sonuna kadar
seni hep ve çok seveceğim.

Söz veriyorum.

(Müzik - Duygusal)

Bir şey söyleyeceğim, şey yapmayalım mı?

Selfie çekeyim ya ben.

Kızım tebrik ederim.

(Hatice) Bir tane oğlum tebrik
ederim seni. Canım, canım, canım...

Tebrik ederim.

-(Burcu) Sarılayım mı ya?
-Oğlum.

Gayret abiye ilk defa sarıldım.

(Gülme sesleri)

Canım kızım tebrik ederim.

-Mutlu olun mutlu.
-Sağ olun.

-Bahtiyar etsin.
-Sağ olun.

Hadi bakalım oğlum.

Beni şöyle yakından çekme de
yüzüm kocaman çıkıyor ya.

Uzakta mı dursam acaba biraz?

Allah'ım ya Rabbim.

Babanın bana asıl nişan
hediyesi ne biliyor musun?

Ne?

İşte bu güzel aile.

Hadi tamam buraya bakın, buraya bakın.

(Fotoğraf çekme sesi)

(Müzik - Jenerik)

Bu dizinin betimlemesi ES FİLM tarafından
Sesli Betimleme Derneğine yaptırılmıştır.

www.sebeder.org

Sesli Betimleme Metin Yazarı:
Gülşen Bölükbaşı

Seslendiren: Çiğdem Banu Yeşilırmak

Alt Yazı: Ece Naz batmaz - Miliza Koçak
Bülent Temur - Özgür Deniz Türk

İşaret Dili Tercümesi: Müjde Kolçak

Son Kontroller: Zerrin Çınar -
Dolunay Ünal

Teknik Yapım: Dağ Prodüksiyon
ve Yeni Gökdelen Tercüme

(Müzik - Jenerik)

(Müzik - Jenerik)

(Müzik)