All language subtitles for Kasaba Doktoru 06

Gelin Hocam, gelin.

İşte bu.

Ne bu şimdi?

Her gün onca işimizin
arasında bir de Gümüşok’tan...

...gelen misafirleri
ağırlamakla mı uğraşacağız?

Misafir olarak gelmedik Hakan Hoca.

Yalçın Hoca’nın selamı var.

Artık ekip olarak
biz de Uluçınar’dayız.

Babam seni ne kadar seviyormuş.

Bu dağ başındaki hastaneye tek
başına göndermeye kıyamamış.

Yalçın Hoca bu
kararı oğlu için almadı.

Grubumuza ait bu
hastanenin selameti için aldı.

Ne kadar güzel cümleler.

Sen CEO olsana, orada işe yarar.
Bana gerçeklerle gel Bülent.

Ben mi? Ben mi gideceğim Uluçınar’a?

Evet.

Yalnız da gitmeyeceksin.
Bir ekip kuracaksın.

Hocam ben Gümüşok’un
ikinci adamıyım.

Yani yanlış anlamayın,
her zaman emrinizdeyim...

...ama benim kariyerim
açısından Uluçınar’a gitmem…

-Hocam olacak iş mi?
-Önce şuna bir açıklık getirelim.

Sen çok iyi bir
doktor ya da çok iyi bir...

...yönetici olduğun için
ikinci adam değilsin.

Emirlerimi harfiyen yerine
getirdiğin için bu mevkidesin.

Arkadaşlar, Hakan Hoca’yla
çok eskiden beri tanıştığımız...

...için bazen böyle arada
tatlı tatlı atışabiliyoruz.

Ekipmanların geliyor.

Ama dün Yalçın Hoca
hastaneyi ziyaret ettiğinde...

...tek eksiğin ekipman
olmadığı ortaya çıktı.

O da bizi gönderdi.

Canla başla çalıştığınızı biliyorum.

Biliyorum ama artık
daha iyi şartlarda, güçlerimizi...

...birleştirerek çok daha
huzurlu bir şekilde çalışabileceğiz.

Evet arkadaşlar bu mümkün.

Ne teklif etti sana?

Hadi bak buraya bu kadar kişi...

...toplandık, söyle.
Hepimiz duyalım hadi.

Şimdi söyleyeceklerim
sadece ikimizin arasında kalacak.

Erol Bey’den sonra
grubun başına ben geçeceğim.

Burada göstereceğin başarı sana
Gümüşok’un başhekimliğini getirecek.

Hazır mısın?

Grubumuzun bize verdiği
her göreve daima hazırız.

Şimdi de burada ihtiyaç olduğu
söylendi. Biz de çıktık geldik.

İnşallah hep birlikte çok
daha başarılı işler yapacağız.

Böyle bekleyecek miyiz daha?

Tabii.

-Bektaş hadi bakalım sen arkadaşlara…
-Turgut Hocam.

Siz buradan bir yere ayrılmayın.

Sen de.

Hocam.

Ben böyle bir yüzsüzlük görmedim.

Böyle bir şey
olabilir mi Allah aşkına?

Benim yapacağım
şey gayet açık ve netti.

Ben o Berk’i bırakmayacaktım.

Bunlardan hiçbirisi de içeriye
tek bir adım bile atamayacaktı. Tek.

Tamam, bir sakin ol.

Fesleğen limon. Yumuşatır.

Önce sağlık.

Sen de kusura bakma
da bıraksam adamlara tek...

...tek merhaba diyeceksin.
Ellerini sıkacaksın.

Yok bir de ayaklarına
terlik verseydin.

Hakancığım haklı
olabilirsin ki bence haklısın.

Ama çalıştığımız hastane
grubu bize eleman göndermiş.

Ne yapayım?
Kapıdan mı kovayım hepsini?

Bektaş’a dedim, ellerindeki
bavulları alın getirin dedim.

Böyle olmaz.
Bu kadar rahat davranamazlar.

Gideceğim, hepsini
tek tek kovacağım.

-Nereye gidiyorsun?
-Ne yapacağım yani?

Hayır, hayır müsaade etmiyorum.

Bir kere bu öfkeyle olmaz.
Öfke gözlüğünü çıkaracaksın.

Yerine ne koyacağız?
Sükûnet gözlüğü.

Kimi arıyorsun? Hakan.

-Kim kim?
-Bir dakika dur, öğreneceksin.

Muhasebe kayıtlarının
grafiklerini alalım.

Onları önümüzdeki
sene içinde kullanabiliriz.

-Alo Hakan Hoca, buyur.
-Erol Bey merhaba. Nasılsınız?

-Müsait misiniz?
-Evet.

Erol Bey biliyorsunuz
ben dün yanınıza geldim.

Size bir derdim vardı, onu anlattım.
Siz de bana dediniz ki çözeceğiz.

Fakat Yalçın Bey’in,
Yalçın Hoca’nızın bugün, bu...

...sabah buraya gelip ne
yaptığını biliyor musunuz?

Biliyorum. Dün gece bana geldi.

Cihazlar için ayrı bir
klasör oluşturdum buraya.

Hepsini tek tek
buradan görebilirsiniz.

Tamam Hocam.

Sabah sizinle konuştuktan
sonra içime sinmedi, kalktım...

...Uluçınar’a gittim aramızdaki
sorunları düzeltmek için.

Tabii Hakan’la ne
kadar mümkün olursa.

Tamam, onun hakkında
kötü bir şey duymak...

...istemiyorsunuz ama
Hakan zor bir insan.

Gittim bütün ekip,
ekipman, her şeyi inceledim.

Eksik olan her şeyi yazdım.
Listesini aldık.

Hatta onların listesinde
olmayan bazı aletler bile ekledim.

İşte bu Hocam. Ben zaten senin
doktorluktan çok bu yanını seviyorum.

Sen iyi bir doktorsun belki
ama asıl sen çok iyi bir iş adamısın.

Estağfurullah.
Sizin yanınızda haddimize değil.

Merak etmeyin bütün ekipman yarın
teslim edilmiş ve kurulmuş olacak.

Bu yaklaşımın beni çok mutlu etti.

Can sizin canınız.

Canınızı Hakan’a
emanet etmek istediniz.

Bana saygı duymak
düşer, patronumsunuz.

Ancak gördüm ki
sadece ekipman eksiği yok.

-Eleman eksiği de var.
-Evet.

Gümüşok Hastanesi’nden
bir ekip ayarladım.

Yarın sabah göreve başlayacaklar.

İyi ama hoca şimdi ekip
falan, yine bir kriz çıkmasın?

Böylesine önemli bir ameliyatta
bir kriz çıkacağına şimdi çıksın.

Oraya Berk’i de gönderiyorum.
Kendi oğlumu.

Ben daha ne yapayım Erol Bey?

Hakan Hoca adam daha ne yapsın?

Bu Yalçın sizi ne kadar
sevmiş öyle Erol Bey.

Size ne kadar kıymet vermiş.

Biz aslında şöyle yapalım.

-Biz ameliyatı erteleyelim.
-Hayır.

Yalçın Bey’in büstünü yapıp Masumiyet
Müzesi’ne koyalım. Ne diyorsunuz?

Bir dakika, bir dakika Hakan Hoca.

Tamam, bir dur, bir nefes al.
Düşür şu tansiyonunu hele.

Erol Bey, bu Yalçın dediğimiz
adam tek nefesiyle çiçek soldurur.

Bakın bu adamın kafasında
bin bir türlü tilki dolaşıyor.

Bu adamın hesabı benimle
ve maalesef sizi de alet ediyor.

Sakin.

Hakan Hoca ekipman dedin, hallettik.

Hem de istediğinden fazlası gelecek.

Üstüne bir de eleman da yolladık.

Al işte, istediğini yap.

Artık ama sen de şu niyet okumayı
da paranoyaları da bir kenara bırak.

İstediğin oldu mu, olmadı mı?

Peki Erol Bey.

Peki, dediğiniz gibi olsun.

Uluçınar’a hayırlı, uğurlu olsun.

Bu kadar.

Ne olur sence? Gelebilirler mi?

Valla ben Hakan Hoca’yı
biraz tanıdıysam hayır.

Murat’ı özlemişim aslında.
O gelseydi bari.

-Her gün geliyor zaten.

Dedikoducu insan da
lafının üstüne gelirmiş.

O laf sanki tam öyle değil ama.

Yok, belli oldu. Biz sana kolay
kolay kendimizi affettiremeyeceğiz.

Ne oluyor? Siz küs müsünüz?

Ne yaptı? Kahve mi getirmedi sana?

Asıl ben sana küsüm kızım.

Beş sene Leyla. Beş koca sene geçti.

Sen bize nasıl bir şey
yaşattığının farkında mısın cidden?

Ben en başlarda kafayı yedim.
Ne yapıyor bu kız? Nereye gitti?

Kendine bir şey mi yaptı acaba diye.

Evet yani belki biraz sorumsuzcaydı.

Belki mi?

Abi insan tam da böyle
anlarda dostlarına sığınmaz mı?

Ben olsam ilk sana gelirdim.

Tamam işte geldin, buldun. Uzatma.

Üstüne gitme kızın.
Demek ki öyle olması gerekmiş.

-Gel gel. Çok özledim seni.
-Ben de seni çok özledim deli.

Bak işte ne güzel artık birlikteyiz.

Burada.

Ben de onu soracaktım aslında sana.

-Sen de mi onların tarafındasın?
-Kimin?

Yalçın Hoca’nın.

Abi bir sakin.
Ben bir anlayayım tarafları falan.

Hakan Hoca siz beni kafalamak için...

...geldiğinizde bayağı sinirlendi.
Söylendi.

Bu Yalçın’ın adamları
burada ne yapıyor falan dedi.

Belli ki Yalçın Hoca’yla
aralarında bir şey var.

Şimdi siz de geldiniz.
Yalçın Hoca’nın takımı.

Bana Erol Bey’in
ameliyatı için dendi.

Orayı kalkındırmaya gidiyoruz dendi.
Başka bir şey söylenmedi.

Bizim bilmediğimiz
bir şeyler var kesin.

Savaş başlıyor, net.

Bir tarafta Hakan Hoca,
bir tarafta Yalçın Hoca.

Öyle bir şey olursa
ben ne yapacağım?

Senin şüphelendiğin
bir şeyler yok mu?

Berk kankanla o kadar yol geldiniz.

Abi.

Selam.

Benim adım mı geçti
yoksa bana mı öyle geldi?

Berk, Ömer, Leyla. Yıllar
sonra hep bir arada çalışıyoruz.

Çalışacağız diyorduk ki sen geldin.

Aslında ben de Ömer’le
bunu konuşmak istiyordum.

Dün yaşanan tatsızlığı unutalım.

Yani sonuçta biz aklı
başında iki doktoruz.

Öyle itişme kakışma
olmaması lazım aramızda.

Beraber çalışacağız öyle değil mi?

Aynen. Aynen öyle düşünüyorum.

Sonuçta iş arkadaşıyız biz.
Anlaşmak zorundayız.

Ama ben bir şey merak ediyorum.

Şimdi Yalçın Hoca beni gözümün
yaşına bakmadan buraya gönderdi.

Murat’ı da gönderdi.

Ama seni nasıl gönderdi?

Berk.

Bugün hayatımın en
acı gününü yaşattın bana.

Bu yaşta tokat yiyen benim.

Babasından dahi
olsa tokat yiyen benim.

Bunu benim söylemem gerekmiyor mu?

O tokat geç atılmış bir tokattı.

Sürekli kalkmak için
babasının kolundan tuttuğu...

...bir adama atılmış,
geç kalmış bir tokat.

Ama o tokat senin
başlangıcın olacak.

O tokadı yediğin yer senin
ayağa kalktığın yer olacak.

Bir dakika, bir dakika. Beni
oraya göndermeyeceksiniz değil mi?

Gideceksin. Oraya gideceksin
ve kendini ispatlayacaksın.

Okulda da hastanede de
hep Ömer’den sonra geldin.

Bir kez olsun git ve onu yen.

-Baba bakın ben…
-Yeter!

Artık başarısız olmuş
bir evlat istemiyorum.

Sen benim yerime geçeceksin.

Gümüşok’un başhekimi olacaksın.

Seni herkesin gördüğü en
genç başhekim yapacağım.

Ama önce gidip Ömer’den iyi
olduğunu kanıtlayacaksın bana.

Sizleri nasıl gönderdiyse beni,
oğlunu da o şekilde gönderdi işte.

Demek ki neymiş?
Benim babam adil bir insanmış.

Niye bunu böyle düşünmüyorsunuz ki?

Ama Yalçın Hoca’nın torpilli oğlu
demek daha kolay geliyor değil mi?

Olsun. Ben alışkınım böyle şeylere.

Dediğim gibi dün
yaşanan tatsızlığı da unuttum.

Önümüze bakalım.

Tamamdır, akşam test
sonuçlarınız ulaşır. İyi günler.

-Gökçe kalem verir misin bir tane?
-Hemen Şefim.

Mine ve melekleri. Selam kızlar.

Selam. Onların hepsinin bir adı var.

Gökçe, Sevil, Berna.

Üçü de birlikte çalışmaktan
gurur duyduğum meslektaşlarım.

Bahar Hanım.

Şefim ben kâğıt sipariş etmiştim.
A4 söyledik, A3 gelmiş.

Tamam Onur, yedeği var.
Bakarız sonra.

Sen yeni iş arkadaşımızla tanış.
Bahar Hanım.

Onur da hemşirelerimizden.

Sen şu her hastanede
olan, bir iş verildikten sonra...

...arkasından iki kere kontrol
edilecek olan elemansın.

Ben onu gerçi sensindir diye düşündüm
ama. Silik bir tipe benziyorsun.

Demek ki senmişsin.

Bahar Hanım ben on yıldır...

...başhemşireyim.
Burada da beşinci yılım.

Kimsenin birbiriyle böyle bir üslupla
konuştuğuna burada şahit olmadım.

Olsam da müsaade etmem.

Siz de lütfen burada
üslubunuza dikkat edin.

Onur ve Berna’dan özür
dilemenizi rica ediyorum.

Başhemşireydin.

Ben hâlâ başhemşireyim.

Rüyanızdan uyanmanızı
tavsiye ediyorum.

Ben sizi rüyanızdan
uyandırayım o zaman.

Anladık, buralar benden
sorulur havasındasın falan ama bitti.

O, ben gelmeden önceydi.

Görev tanımımız dahilinde olan her...

...şeyden iki başhemşire
olarak sorumluyuz.

Bundan sonra burada olan biten
her şeyden benim de haberim olacak.

Aksi bir durum olursa Bülent
Hoca’ya haber vermek zorunda kalırım.

Çocuklar bugün her ne
kadar güler yüzümü görseniz...

...de ben aslına disiplinli
bir başhemşireyim.

Bunu unutmasanız iyi olur.

Kolay gelsin.

Bu neydi şimdi?

Hadi geçmiş olsun hepimize.

Bunca işimizin gücümüzün arasında
bir de Bahar Hemşire çıktı başımıza.

Bakın bir tatsızlık
falan istemiyorum.

İşinize gücünüze bakacaksınız.
Anlaşıldı mı?

-Anlaşıldı Şefim.
-Tamam Şefim.

Bülent Hocam bu katta
geniş doktor odalarımız var.

Daha önce gelmiştiniz zaten.
Bu oda Turgut Hocamızın odası.

Yandaki oda da
Hakan Hocamızın odası.

-Ayrı, tek bir oda.
-Evet Hocam.

Yani bu böyle küçük bir
hastane için lüks değil mi?

Niye diğer
doktorlarla birlikte olmuyor?

Yani sizden iyi
olmasın, Hakan Hocamız...

...Uluçınar’ın eli ayağıdır Hocam.
Yani bu odayı sonuna...

...kadar hak etmiştir
kendisi yani sonuçta değil mi?

Tamam, ben yazdım bunu bir yere.
Düşüneceğim.

Mine Hanım hâlâ mı bir
hoş geldiniz demek yok.

-Hoş geldiniz.
-Hoş bulduk.

Bahar Başhemşire’yle
tanışmışsınızdır.

Yalçın Hocam sizi çok sever.
Bilirsiniz.

O yüzden yolladı onu buraya.

Üstünüzdeki yükü hafifletmek için.

İhtiyacımız yoktu. Zahmet etmiş.

Ben son dönemde birkaç
defa daha geldim buraya.

Hemşirelerle ilgili
aynı fikirde değiliz.

Ama Bahar Başhemşire’nin bu
sorunu değiştireceğini düşünüyorum.

İhsan Bey biz devam edelim.

Burada herkes eğlenmeye alışmış.

Ne yapayım? Ne yapayım?

Ne yapayım?
Geldim Hocam.

Gel.

-İyi misin?
-Neden?

Bu Gümüşok’tan neden geldiklerini
ikimiz de biliyoruz değil mi Hakan?

Şimdiden başladılar
sinir uçlarımızla oynamaya.

Ne yaptılar?

Öyle halledemeyeceğimiz
bir şey değil ama.

Belli ki büyüyecek.

Ben seni merak ediyorum.

Akışına bıraktım.

Akışına bıraktın.

Sen.

Seni tanımasam
inanacağım bu söylediklerine.

İlk günden kaybetmeyelim
olur mu Hakan?

Olur. Zaten eğer aksi olsaydı
şu an burada oturuyor olmazdım.

Ne yapıyorsun sen orada?

Yavru kedi videoları izliyorum.
Sakinleşmek için birebir.

Ne yapıyorum sence?

Gördüğün gibi satranç oynuyorum.

Madem kuralına göre oynayacağız.
O zaman kuralları bilelim.

Ben senin yanındayım.
Bunu unutma tamam mı?

O meşhur sinirin tepene
çıktığında gözlerin beni arasın.

Ben senin yanında olacağım.

Buradan gidecek
başka bir hastane yok.

Sen merak etme. Ayrıca
tavsiye için de teşekkür ederim.

Uyacağım.

Pardon.

Odamdayım Turgut.

Tamam bak yeni cihazlar geldi.
Taşıyor çocuklar.

-Aşağı in tamam mı?
-Tamam tamam. Geleceğim birazdan.

Ne diyor? Ne olmuş?

Yeni cihazlar gelmiş.
Bekliyorlarmış aşağıda beni.

Kazanmaya başladık bile.

Aman. Aman çocuklar.
Aman bak çok kıymetli bunlar.

-Tamam.
-Hadi.

Onur, İhsan müdürünü gördün mü?

Görmedim Hocam.
Acilde de yoktu valla.

Ben gördüm.

Doktor var ya yeni gelen doktor.
Şu başı büyüklerden.

-Kimler?
-Büyükbaş.

Bektaş o nasıl laf öyle?
Adam başhekim yardımcısı.

-Adı neydi?
-Bülent.

Bülent Bey ya da Bülent Hocam.

Hoca.

İhsan müdürümle onlar
hastaneyi dolaşıyor Hocam.

Tamam, ben bulurum onları.
Dikkatli, dikkatli.

-Anlaşıldı, hadi.
-Şey yapma. Çok yorma kendini.

-Hadi bakalım.
-Buyurun Bülent Hocam.

Buyurun.

Burası sizin.
Buyurun Hocam.

Allah Allah. Çalışıyor.

Aşk olsun Hocam.
Çalışıyor tabii, çalışıyor.

Lütfen rica edeceğim
buyurun Hocam buyurun.

Tarihin kokusunu
içinize çekin Bülent Hocam.

-Hocam. Tamam.

-Hocam iyi misiniz?
-Tamam.

-Hocam iyi misiniz?
-Tamam tamam. İyiyim.

Toz alerjim var.

Kaç yıllık dolap bu böyle?

Şöyle söyleyeyim size.
Bu külüstür diye...

...gördüğünüz dolaplar artık
bu dönemde moda Hocam.

Ama isterseniz ben yenisini
hemen sipariş ettiririm Hocam.

-Bir ara değiştirirsiniz.
-Tamam Hocam.

Şimdi gelelim size.

Bana mı?

Yalçın Hoca’nın sizin kariyerinizle
ilgili çok güzel planları var.

Gümüşok ve Uluçınar
hastaneleri arasında...

...koordinasyon
müdürü olmanızı istiyor.

Koordinasyon müdürü.

Yani idari işler müdürünün dışında
ikinci bir görev değil mi Hocam?

Şu andaki görevinizden
daha büyük bir mevki.

Çok güzel. Çok güzel.

Yalçın Hocamıza layık
olmaya çalışacağım Hocam.

Yalnız bu çok önemli bir görev.

Sizinle açık konuşacağım.

Uluçınar Hastanesi’yle ilgili
daha detaylı bilgi edinmek istiyorum.

Ne isterseniz anında
görüntü Hocam, anında.

Farkındaysanız biz
buraya geldiğimizden...

...beri hastanede
herkesin yüzü gülüyor.

Bir değişim, bir
yenilik rüzgârı esiyor.

Bundan böyle burada eskiye
dair ne varsa değiştireceğiz.

O yüzden herkes
uyum içerisinde çalışmalı.

Tabii Hocam tabii.
Ben koordinasyon müdürü olarak...

...herkesi koordine edeceğim.
Hiç merak etmeyin.

Ondan hiç şüphem yok.

Uluçınar Hastanesi
yıllardır çakılı kalmış durmuş.

Hakan Hoca gibi
eski kafalı biri burada...

...olduğu sürece
hepiniz harcanırsınız.

Bülent Hocam, Hakan
Hoca yani eski kafalı falan.

İhsan Bey, Uluçınar’ın
geleceği için Hakan...

...Hoca’nın da kendine
çekidüzen vermesi şart.

Kerem nasılsın kardeşim?

Ömer nerelerdesin?
Ayrılmışsın Gümüşok’tan.

Evet, öyle oldu.

İstanbul yakınlarında
bir hastaneye nakil oldum.

Ama uzun hikâye.
Ben anlatırım sana sonra.

-Benim sana bir işim düştü.
-Yapabileceğim bir şeyse.

Sizin hastanede tedavi gören bir
hastanın raporlarına ihtiyacım var.

Ömer dalga mı geçiyorsun? Bir
hastanın bilgilerini başka birine…

Yok kardeşim herhangi biri değil.

Annem. Annemin raporları.

Bülent Hocam siz de Hakan
Hoca’yı çok iyi tanıyorsunuz.

Biliyorum yani zor bir adam
ama çok iyi bir cerrahtır kendisi.

Ayrıca unutmayalım, Erol Bey’in
ameliyatını da kendisi yapacak.

Bizim tüm çabamız da bu yönde zaten.

O ameliyatın sorunsuz
gerçekleşebilmesi için.

Ama ondan sonra, bana inan,
burada Hakan Hoca falan kalmayacak.

Bülent Hocam, Allah
aşkına sen ne diyorsun?

Hakan Hoca’dan bahsediyoruz.
O ne biçim laf?

Değişime ayak uydurmayan gider.
Tarafını seç diyorum İhsan Bey.

Az önce Mine
Başhemşire’ye Yalçın Hoca sizi...

...çok sever dediğimde
niye cevap vermedi?

Sen de fark ettin gördüm.

Kimin kimin yanında
olduğunu bilemezsin.

Ama sen nerede olacağını bileceksin.

Şimdi yani ne diyeyim ben?

Bu da ilk maaş ikramiyen.

Yalçın Hoca özel olarak gönderdi.

Her şey Uluçınar için İhsan.

Her şey Uluçınar Hastanesi için.

Allah’ım.

Aynen öyle.

Tamam Hocam tamam. Ben çıkayım.

Ben çıkayım Hocam.

Dur dur baba. Ben hallederim.

Hani iş yapmayacaktın sen?
Kaç yaşına geldin.

Kızım şu yatak
odası takımını alalım.

Hayırlısıyla düğünü de yapalım.
Sonra istesen de sen beni bulamazsın.

Baba dedim ya ben alacağım diye.

Bak biz Fahri’yle
de konuştuk şimdilik.

İkinci el tertemiz
yatak, dolaplar var.

Yılbaşında maaşımıza
zam gelince halledeceğiz.

Tertemiz boyadım ben evinizi.

Eski püskü şeyleri
sokturur muyum ben o eve?

Kim yattı, ne kalktı belli değil.

Yemin ederim halledeceğim ben.
Bir bırak, bir güven bana.

Bak yatak yıkama
çağıracağım, yepyeni olacak.

Kızım bu konuda benimle tartışma.

Hem sonra yatak
odası takımı kız tarafına ait.

Her şey yepyeni olacak o kadar.

Yani iyi, dediğin gibi
olsun da çok çalışma lütfen.

Kalbin var baba.

Doktor ne dedi sana?
Çok yormayacaksın kendini.

Bak valla çok korkuyorum.

Yani abimden istesek yatak odasını.

Kızım çocuk da kendi derdinde.

Abim için bir yatak odası
parası ne ki? Ne olacak?

Hem yengemin de işi iyi.

Kızım onların da
kendilerine göre masrafları var.

Hem niye el açayım ki ben çocuğuma?

Bak sapasağlamım ben. Turp gibi.

Gücüm sana da yeter, bana da.

İyi. Bak dikkat et ama.

Sakın merdivene falan çıkayım deme.

Sen de beni iyice yaşlı zannettin.

Hadi allahaısmarladık. Hadi.

Amca. Amca neyin var?

Amca. Amca iyi misin?

Yardım edin. Yardım edin.
Yardım edin.

Acil ambulansı arayın. Çabuk.

Adam ölüyor. Çabuk ara.

Amca. Amca.

Bir insan hiç mi değişmez?
Dur, nereye koşturuyorsun kızım?

Biz bu makineleri ne zamandır
bekliyoruz haberin var mı senin?

Ömer sana bir şey söyledi mi?

Ne söyleyecekti?

Özel bir şey.

Özel bir şey.

Özel yani öyle birebir
diyalog kurduğunuz bir anda.

Bak ben Ömer’i böyle
şeyler için çok sık uyardım.

Çok acayip çıkışları var. Bir anda
bana seni seviyorum falan diyor.

İkimizle ilgili sana ne
anlattı bilmiyorum ama.

Yok ya vallahi öyle bir şey değil.

Daha özel bir şey.

-Aileyle ilgili falan.
-Aile?

Bana bir şey söyleyeceğim,
o arkadaşına söyle bana böyle...

...herkesin içinde evlenme
falan teklif etmeye kalkmasın.

Öyle bir sürpriz mi yapacak?

Yok be yakacaksın ikimizi de.
Öyle bir şey yok. Saçmalama, hayır.

Ne bileyim?
Sever o öyle delilikleri.

Sen bu fikri bir sevdin mi?

-Pardon.
-Gittim ben.

Leyla Hocam merhaba.

Merhaba. Bahar Hemşire değil mi?

Başhemşire. Gümüşok’tan.

Nasılsınız?

İyiyim.

Sevindim toparlamanıza.

Cenk Hoca harika bir insandı.

Öyleydi.

Ben bir gelen makinelere bakacaktım.

Önünde çok uzun ve
harika bir hayat vardı.

Kaybına hepimiz çok ama çok üzüldük.

O kaza nasıl oldu hiç anlamadık.

-Benimle evlenir misin Leyla?
-Başka birine âşık oldum.

Cenk.

Size de baş sağlığı dileyemedik.

Bir anda ortadan kayboldunuz.

İki senedir oyalıyorsun beni.

Bu kaza olmasa
haberim bile olmayacaktı.

Ben sana söz mü verdim?

Çok özür dilerim.

Leyla Hocam çok özür dilerim.
Kötü bir niyetim yoktu.

Eski sevgilinizi
hatırlattım size durduk yere.

Leyla Hocam iyi misiniz?

İyiyim.

Bir şey mi soracaktınız?

Evet. Benim hastanedeki ilk günüm
ya herkes hakkında bilgi topluyordum.

Bu hastanedeki görev
tanımınız tam olarak nedir?

Yine aynı bölümde misiniz?

Ben şu anda…

Leyla Hoca’nın acil
tıp ve kardiyotorasik...

...cerrahı alanında uzmanlığı var.

Teşekkürler.

O hâlde daha sık görüşürüz artık.
Tekrar özür dilerim.

Bu arada siz beni tam çıkartamadınız
ama ben sizi çok severdim.

Bahar Hemşire sizin işiniz vardır.
Biz sizi tutmayalım.

Asıl ben sizi tutmayayım.
Özür dilerim tekrar.

Kolay gelsin Hocam.

Niye öyle dedin?

Ne dedim?

Yani böyle ne bileyim laf
sokar gibi, bir şey ima eder gibi.

Yok yani bunlara fazla
yüz vermeyelim bence.

Ömer Bey ortada savaş var
durumuna bayağı kaptırmış gibisiniz.

Sonuçta bir şeyler var.

Yani safını da belli etmiş gibisin.

O hiç sevmediğin Hakan
Hoca’nın tarafında gibi görünüyorsun.

-Yanlış mıyım?
-Hayır. Ben ortadayım.

Yani en azından kimin ne
olduğunu anlayana kadar.

Bahar Hemşire’yle konuşmandan
bana pek öyle gibi gelmedi.

O konuda ortada değilim ama bak.

O kadın iyi bir kadın değil.
Bu konuda bana güvenebilirsin.

Bu aletlerin hepsi yeni nesil.
Dijital göstergeli. Muazzam.

Gel ameliyathanedekilere bakalım.
Bunlardan dört tane geldi.

Takoz falan insan alışıyor be.
Üzüldüm valla şimdi.

Yani nereden baksan
bir on beş yıllık vardır.

Var mıdır diyorsun?

Vardır herhalde.
Sen anlıyorsun bunlardan galiba.

Yok canım. Öyle görünüyor yani.

Gidiyor demek. Vay be.

Acaba lojmana götürüp
bir yere mi koysak?

-İnsan bir üzülüyor değil mi?
-Evet.

-Hadi görüşürüz.
-Sana da hayırlı olsun.

Teşekkür ederim.

Ben bir ameliyathanedekine
bakmaya gidiyorum.

Kes.

Burası tamam.
Bir iki saat fazla oynatma.

Teşekkür ederim.

Burada kahveyi nereden buluyoruz?

Kahve derken Hocam?

İşte filtre.
Hatta kahve otomatına razıyım.

Yok Hocam burada o tarz şeyler.

Hadi ya. Bak bu canımı sıktı.

-Sana kolay gelsin.
-Sağ olun Hocam.

Üç numaradaki hastayı
serum bitince taburcu edebiliriz.

Tamam Hocam.

Ne yapıyorsunuz abi çocuk gibi?

Adam sana geldi
güzelce elini uzattı.

Ben onun ciğerini biliyorum.

Beni on dakika idare et.
Hemen geliyorum.

Tamam.

-Şeyle ilgili ne yaptın?
-Ne?

Annenle ilgili abi.
Sana bir şey söyledim ya.

Sanki hiçbir şey
söylememişim gibi davranıyorsun.

Abi söyledin bitti.
Kapat artık şu konuyu.

Valla ne yalan söyleyeyim Gümüşok’tan
daha eski aletler bekliyordum.

İşte öyle bir şey olaydı bu
aletler hastaneden içeriye giremezdi.

Hayırlı olsun Hocam.

Olsun valla Leyla. Oh be.

Daha da bana alet falan demeyin.
Tamam mı?

Tamam işte.

Nerede bu hemşireler?

Alo.

Tamam.

Arkadaşlar beş dakika içinde
kalp krizi vakası geliyor. Hadi.

Hocam.

Çok sağ ol.

Ben zaten size teşekkür etmek
istiyordum. Siz de kahve deyince.

Baban nasıl oldu? İyi mi daha?

Sayenizde.

Kahve çok iyi geldi.

Ama teşekkürlük bir durum yok.

Görevimdi, yaptım.

Yok, aslında
yapmasaydın kimse seni...

...suçlayamazdı.
Sonuçta burada çalışmıyordun.

Sen orada insaniyet ve
kurallar arasında bir tercih yaptın.

Ben ne yapsam
hakkını ödeyemem senin.

Ama şunu yapabilirim.

Biz arada kendimize kahve yapıyoruz.
Artık sizi de unutmayacağım.

Teşekkür ederim.
Hatta fal da bakıyorsan süper olur.

Vay arkadaş.
Altıncı nişana geri sayım başlamış.

Yardım et.

Tamam geldim. Geldim tamam.

Tamam, yardım edeceğim ben sana.

Hocam bir de böyle bir kafe
tarzı bir şey yapsak buraya.

Koş. Yardım edin, adam ölüyor.

-Ne oluyor?
-Koş Suat koş.

Bektaş nereden
buldun oğlum bu hastayı?

Müdürüm şeyden
buldum, dışardan kendi geldi.

Böyle iş yapılır mı?
Sedye yok mu sedye?

Sedyeye gerek yok.
Ben sedyeden hızlı götürürüm.

Öyledir Hocam.
Bizim Bektaş iyidir maşallah.

-Aslanım benim. Gel, hadi bende.
-Koşun. Yardım edin.

-Hadi Bektaş.
-Yardım edin.

Hibrite alalım hemen.

Gel. Yan, yan bırak, yan
bırak, yan bırak. Sırtında yara var.

Başını tut tut tut.

Bantlar takılsın.

-Bektaş iyi misin?
-İyiyim Hocam iyiyim.

Aşağıdan yaralı getirdim de.

Bu kan ne?

Onun kanı Hocam.
Onu sırtladım da getirdim.

-Bantları yapıştırdınız mı?
-Yapıştırdım Hocam.

-Hastayı monitörize edin hemen.
-Hemen.

Leyla Hoca makas.

-Leyla Hoca makas.
-Tamam Hocam.

Şefim.

-Polise haber vermemiz lazım.
-O iş bende Hocam. O iş bende.

-Hemen İhsan.
-Hadi gel gel.

Gökçe intraket.

-Hemen.
-Yaşam bulguları?

Hocam 100’e 70. Nabız 130.

-Bol sıvı verin hemen.
-Hemen Hocam.

Hemen Şefim.

Sağ taraftaki
yaralar derin değil ama...

...sol tarafta iki yara
var bayağı derin.

Batını delmiş. O yüzden ultrasonla
hemoporitonyum var mı diye bakacağız.

Ultrason.

Hocam satürasyonu
yüzde seksen sekiz.

Ultrason geldi Hocam.

Tamam. Gümüşoklu, entübasyon.

Ben mi?

Burada senden başka Gümüşoklu var mı?
Geç şuraya.

Tamam. Murat bu arada ben.

Geç hadi geç.

Hızlı hızlı.

Yastık, yastığı alalım.

Tamam, bir sakin ol.
Bilmediğin şey değil.

Abi bağırıyor falan, gerildim.
Acemi birliğinde miyiz?

Konuşma kendi aranda.

-Bugün başaracaksın inşallah.
-Airway.

-İlkokul çocuğu muyum ben?
-Susar mısın artık?

-Hortum tamam mı?
-Hazır burası.

Hocam kan basıncı 80’e 40.

-İki ünite eritrosit verin.
-Tamam Hocam.

Hocam yeni taşınabilir bir göğüs
röntgenimiz var. Hazırlayayım mı?

Ultrason çekilmesi lazım.
Kan basıncı yüzün...

...üzerine çıkarsa eğer
tomografi çekeceksiniz.

Tamam. Ultrasonun fişini takın.

Kalp krizi vakası geldi.
Onur koş.

Hemen Şef.

Probu uzat Gökçe.

Gel.

Çabuk.

Üçte alıyoruz. Bir, iki, üç.

Elektrotlar, pedler takılsın.

-Yaşam bulguları ne?
-Hâlâ aynı.

Bana devret. Bende.

Aldım.

Onu nasıl buldunuz?

Otobüs durağında
kalp krizi geçirmiş.

Yanında biri varmış.
Hemen bizi aramışlar.

Ne kadar sürede yetişebildiniz?

On yedi dakika kadar ama Hocam
bizi arayan adam işi biliyormuş.

Kalp masajı yapmış. Biz devraldık.

Ailesine ulaştınız mı?

Evet Hocam haber verdik.
Gelmek üzerelerdir.

-Leyla Hoca.
-Hocam.

Şu anda ilgilendiğin
hastanın kişisel bilgilerini...

...al. Daha sonra
yaralarını bir güzel kapat.

-Tamam Hocam yapıyoruz.
-Gümüşoklu buraya gel.

Geldim Hocam.

-Geldin mi?
-Geldim Hocam.

Bıraktığımda aynı
ritimle devam edeceksin.

Üç, iki.

Aynı ritim!

Diğer arkadaşlar nerede?

Diğer arkadaşlar nerede?

Berna cüzdanını ve
telefonunu kontrol edin.

Tamam Hocam.

Bir şey yok.

Bektaş getirdi, ona sor.
Güvenliğe falan bırakmışlardır, sor.

Tamam Hocam.

Ne durumdayız?

Hocam bakıyorum buradan çıkmıyorsun.

Ameliyatınızı düşünmekten
geceleri gözüme uyku girmiyor.

Bu konuda kararı verdim
ve o konuyu kapattım Hocam.

Elbette.

Ancak sizin için en iyi
olanı düşünmek zorundayım.

Daha fazla ne yapabilirim
diye düşünmekteyim.

Bu sebeple bu ameliyatı olana kadar
burada kamp kurmaya karar verdim.

Hakan Hoca’nın size karşı
tavrı ortadayken bu doğru olur mu?

Uluçınar’a giden ekibin
başında bizzat kendim olmalıydım...

...ancak bu dediğiniz sebepten
ötürü kendimi geri çektim.

İyi düşünmüşsün Hoca da Hakan
Hoca enteresan bir adam biliyorsun.

Neye kurulacağı hiç belli olmuyor.

Bir ameliyatın
başarılı olabilmesi için...

...sadece iyi bir
doktor yeterli değildir.

Aynı zamanda iyi bir ekip
ve ekipman gerekmekte.

Haklısın.

Her türlü aletin en iyisini koyduk.

Affınıza sığınarak Erol
Bey açık konuşacağım.

Hakan’ın ekibi rezalet.

Elle tutulur tarafları yok.

O yüzden kendi ekibimi gönderdim.

Ancak bu ekibi
Hakan ne kadar kullanır...

...ne şekilde değerlendirir
bunu bilemem.

Arzu Hanım eski dostluğundan
ötürü Hakan’a pek kıyamaz.

Onu da anlayabiliyorum
ancak hakikat bu.

Erol Bey’in sağlığı
her şeyden önce gelir.

Ayrıca o rezalet
dediğiniz ekibin içinde bir...

...zamanlar sağ kolunuz olan
Hemşire Mine Hanım da var.

Öyle olmuş olsaydı inanın
şu anda yanımda olurdu.

Bir dakika, bir dakika, bir dakika.
Bir susun bakayım.

Hoca senin gözün kulağın
bunların üzerinde olsun.

Ama bu işi Hakan’ı
dellendirmeden yap tamam mı?

Yalçın Hoca’ya otelde her
türlü kolaylığı sağlayın Arzu Hanım.

Siz nasıl isterseniz Erol Bey.

Teşekkür ederim.

Gözüm de kulağım da
üzerlerinde olacak. Merak etmeyin.

-Ömerciğim.

Bak sen gelmedin. Biz sana geldik.

Hocam bir an ne
sanmıştım biliyor musunuz?

Hani siz benim için böyle
etrafta dolaşıyordunuz ya.

Kendimi bulunmaz Hint
kumaşı gibi hissetmiştim.

Sen çok yeteneklisin.
Bizim için değerlisin.

Bakın Hocam burada ne
dönüyor, Hakan Hoca’yla...

...Yalçın Hoca’nın arasında
ne var hiç bilmiyorum.

İlgilenmiyorum da.
Benim tek derdim işimi yapmak.

Bir tarafta o psikopat. Bir tarafta
camianın gözbebeği Yalçın Hoca.

Ve sen bu şartlarda ben
ilgilenmiyorum mu diyorsun?

Bir tarafta oğlu için beni
feda eden Yalçın Hoca.

Bir tarafta da ne
kadar yıldızımız barışmasa...

...da zamanında bana
yol gösteren Hakan Hoca.

Sen tercihini yapmışsın sanki.

Sonra pişman olma.

Bunu açmam lazım.

Kerem ne yaptın
kardeşim, bulabildin mi?

Ömer yolladım. Sen de bir
bak ama asıl anneni ikna et.

İkna et derken?

Abi rapor parlak değil.
Baktığın zaman göreceksin.

Tamam, ben de bir inceliyorum şimdi.

Ama asıl sıkıntı
olan, annen hastaneden...

...ayrılmış.
Ameliyat olmak istemiyormuş.

Böyle yapmayın abi.
Cerrahi müdahaleyle temizleyebiliriz.

Yine siz bilirsiniz ama.

Tamam kardeşim, sağ ol.

-Kahve için teşekkürler.
-Ne demek Hocam.

Bu doktoru da bir sevemedim.
Gözü göz değil bunun.

Al benden de o kadar.

Memur Bey bizim hizmetlimiz Bektaş...

...hastanenin tam
önünde bulmuş yaralıyı.

Kimlik ya da üzerinden
çıkan herhangi bir şey?

Kimlik de yok, telefon da yok.
Hiçbir şey yok.

Biz bulan arkadaşla
yine de bir görüşelim.

Tabii tabii.
Bektaş gel oğlum buraya.

Gel.

Anlat bakayım memur beylere olay
nasıl oldu? Nasıl buldun yaralıyı?

Adam kapının önüne geldi.

Ondan sonra ben de onu
sırtladım, yukarıya çıkarttım.

İki yüz jül yükle.

Yüklendi.

Çekil.

Çekil!

Üç, iki, bir.

Yaşam bulguları?

Tansiyon 70’e 40. Nabız 74.

Çekil.

Üç, iki, bir.

Masaja devam.

Hayati bulgular?

Hocam, hastanın değerleri düşüyor.

Çok fazla kanaması var.
Bir an önce ameliyata alınması lazım.

-O zaman sorun nedir?
-Cerrahlar nerede?

Cerrahlar nerede?
Kimse haber vermedi mi daha?

Ben çağırırım Hocam.

Bırak bana.

Ağladın mı sen?

Ne diyorsun sen?

Tamam ya kızma sert çocuk.

Gözüne toz kaçtı deriz.

Bak Leyla üzülmesin
diye el sıkıştık.

Ama bir daha onunla öyle
aşklı meşkli konuşursan senin...

...kafanı da kırarım, elini
de kırarım haberin olsun.

Tamam. Ağlamıyorsun tamam.

Ne kadar büyüttün.

Gerçi sen hep böyle
kaba saba bir çocuktun.

Ama artık buranın
havasından mıdır, suyundan...

...mıdır bilmiyorum.
İyice yabani olmuşsun.

Berk bak zaten kafam bozuk.
Şansını zorlama.

Peki ne olacak bundan sonra?

Sen böyle her kafan bozuk
olduğunda bana mı saracaksın?

Ne o kabadayı? Dövecek misin beni?

Senin başka bir planın var.
Başka türlü gelmezsin buraya.

Ama neyse.

Yani ben senin gibi
içten pazarlıklı değilim ki.

Tecrübe kazanmaya geldim ben buraya.

Yani istediğim zaman
dönebiliyorum senin aksine.

Evet.
Benim aksime senin baban başhekim.

Çok iyi bağlantıların var.

Yoksa bir halt değilsin sen.

Baban dışında benden daha iyi olduğun
ne var senin bir söylesene bana.

Oraya gideceksin ve
kendini ispatlayacaksın.

Okulda da hastanede de
hep Ömer’den sonra geldin.

Bir kez olsun git ve onu yen.

Ne oldu? Sinirlendin mi?

Vuracak mısın bana kabadayı?
Vur. Hadi.

Değmezsin. Elime yazık.

Sen iyi bir cerrah bile
değilsin ki neden yazık olsun?

Ömer. Ömer.

Evet, evet Memur Bey şimdi.

Kavga ediyorlar.
İki doktor kavga ediyor.

Kavga mı ediyorlar?
Yok yok. Suat fırla.

Kavga değildir o.
İdari bir anlaşmazlıktır Memur Bey.

Siz devam edin. Lütfen kesmeyin.

-Bektaş devam et yavrum sen.
-Tamam.

Suat hadi Suat.

Ömer tamam, sakin.

Ömer Hocam. Ömer Hocam
ne yapıyorsunuz Allah aşkına?

Yakışıyor mu size hiç bu hareketler,
kavga dövüş? Ne yapıyorsunuz?

Tamam.

-Şu hâlimize bak.
-Evet, şu hâlinize bakın.

Doktorsunuz siz doktor.
Ömer Hocam yapmayın.

Aşağıda polis var polis.

Hastane burası.
Hatırlatmak isterim yani.

Lütfen yani kendinize gelin.

Affedersiniz.
Hakan Hoca sizi aşağıda bekliyor.

Entübasyon yapalım.

Geç.

-Altı inçlik EB getir.
-Tamam.

Hâlâ çok kanama var.
Yaşam bulguları ne?

Hocam tansiyon 70’e 40. Nabız 74.

Çok fazla kanama var.
Başka bir yerden geliyor olabilir mi?

Sırtına bakalım.

Ambu hazır.
Stetoskop.

Dikkat et.

Hocam bu tarafa gelmeniz lazım.

Her üç dakikada bir bir
miligram adrenalin veriyorsunuz.

Ambuyu da altı
saniyede bir sıkıyorsun.

Tamam. Tamam.

Gel benle.

Sponge. Batikonu da ver.

Gökçe.

Buyurun Hocam.

Yeterli süre geçti.
Yer değiştirip nabzı kontrol et.

Şefim.

Nabız yok.

Çık.

Hakan Hocam.

Sırtında da bir yara var.

Gümüşoklu.

Gümüşoklu doktor burada.

Hasta dönene kadar
kompresyona devam ediyorsun.

Dinlendikten sonra sen alırsın.
Sakın bırakmayın.

Tamam Hocam.

Hocam torakolomber
bileşkenin orada duruyor.

İçerde bir şey hissettim.

Batikon.

Bıçak ağzı.

Galiba saplandığında
kırılmış olsa gerek.

Günün sorusu, bu cerrahlar nerede?

Ben sormaktan bıktım.
Siz susmaktan bıkmadınız.

Leyla şu kız beceremedi galiba.
Git bir de sen bak hadi.

Tamam Hocam.

Bülent Hocam buralar karışacak gibi.
Gelseniz iyi olur.

Ömer neredesin sen?
Geç kalmayı âdet edindin.

Bir işim vardı.

Bir dakika. Dudağına ne oldu?

Bir şey yok.

Kavga mı ettin?

-Ne kavgası? Çocuk muyum ben?
-Kimle?

Kavga etmedim diyorum Leyla.
Ne kavgası?

Berk’le değil mi?

Ömer senin derdin ne gerçekten? Nedir
bu bitmek bilmeyen öfkenin sebebi?

Vaka ne?

Karnından beş kere
bıçaklanmış bir hasta.

Torakolomber bileşkeye saplanıp
kalmış bir bıçak var.

-Sinir yaralanması var mı?
-Bacakları iyi durumda değil.

Karnı ne durumda?

İki yerinde bağırsak
deliği var ama ince bağırsak...

...mı, kalın bağırsak mı
anlayamıyoruz şu an.

Ayrıca Hakan Hoca
yoksunuz diye çok sinirlendi.

Bana yeni bir şey söyle.

Yani tekrar olacak ama
dudağın kanıyor Ömer.

Bir şeyim yok işte benim.
Niye ısrar ediyorsun?

-Babam. Babamı getirmişler buraya.
-Yardımcı olayım.

Telefonla aradılar. Babamın yolda
kalp krizi geçirdiğini söylediler.

Hanımefendi, Saffet
Kaman’ın yakınısınız öyle değil mi?

-Evet.
-Tamam. Lütfen sakin olun.

Telaş etmeyin.
Müdahale ediliyor şu anda.

Biz sizi alalım şöyle, oturtalım.

Berna Hemşire.
Lütfen buyurun, buyurun.

Siz buyurun oturun şöyle lütfen.

Ben hemen geliyorum.
Lütfen sakin olun.

Durumu peki?

Hemen öğrenip geleceğim.

Nabız var.
Spontane dolaşıma geri döndü.

Kan basıncı 90’a 60.

-İşte bu.
-Yalnız CVC yapmanız lazım değil mi?

Ne?

CVC.

CVC’ye ihtiyacım var evet.

İşte burada. İyi görünmüyor.

İşte assolistimiz de geldi.

Diğer eleman nerede?

Niye cevap vermiyorsun?

Seninle birlikte diğer elemanı
da çağırdım. Nerede o çocuk?

Hocam biz Ömer
Hoca’yla koridorda hemen...

...girişte karşılaşınca
direkt geldik.

Tamam işte cerrahlar nerede dedim.
Diğeri nerede?

Burada.

Neyse.

Kimliği belirsiz vaka.

Sırtında ve karnında olmak
üzere toplamda altı tane yarası var.

Karnının sağ bölgesinde üç kesik var.
Üçü de hafif.

Fakat sol tarafında
iki tane derin kesik var.

Ve maalesef bağırsağı
delinmiş durumda.

Hastanın sırtındaki
kesikte ise saldırıda...

...kullanılan bıçağın
bir parçası kalmış.

-Kombine ameliyat gerekecek.
-Aynen öyle.

-Nereden başlayalım?
-Karnından başlayacağız.

Hasta bir daha yürüyemeyebilir
ama en azından hayatta kalır.

Tamam. Ben hazırlıklara başlıyorum.

Bu ameliyat böyle küçük
bir hastanede yapılamaz.

Hastanın daha iyi bir hastaneye
sevk edilmesini öneriyorum.

Hatırlatayım. Erol Bey de bu
hastanede ameliyat olacak Bülent.

Bir şeyler ters giderse
diye endişeleniyorum.

Burada işler çok
kolaylıkla ters gidebilir.

Bülent sen bir şansını zorlama.

Ayrıca hasta yakınının
onayını almadan...

...bu ameliyatı yaparsak
başımız çok ağrır.

Üstüne bir de ameliyatın
iyi gitmezse ne olacak?

O zaman yakını buraya gelir. Biz
de ondan öyle izin alırız olur mu?

Gelsin, versin o zaman.

Bu adam eks olursa,
hakkında dava açılırsa...

...tam da Erol Bey’in
ameliyatının arifesinde.

Senden bütün bu mesuliyeti alıp
istifa etmeni bekleyemeyiz değil mi?

Tamam o zaman şöyle yapalım.

Bizim zaten hastayı ameliyata...

...hazırlamamız en
az bir saatimizi alır.

O bir saat içinde
de biz yakınına ulaşır...

...bir şekilde iznini
almaya çalışırız.

Çünkü fazlası zarar.

Fazlası Bülent, bu hastanın
ölümüne yol açar. Anladın mı?

Ben diyeceğimi dedim.

Bir şey olursa prosedürü uygularım.

Bülent ben göz göre göre bu
hastayı ölüme göndermeyeceğim.

Bir şey söyleyebilir miyim?

Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 24.
maddesinin...

...7.
fıkrasına göre hastanın rızasının...

...alınamadığı,
hayati tehlikesinin...

...bulunduğu ve
bilincinin kapalı olduğu...

...acil durumlarda
hastanın bir organını...

...tamamen kaybetmesi
veya fonksiyonlarının...

...bir kısmını
yitirmesi hâlinde rızası...

...olmadan tıbbi
müdahale yapılabilir.

Bu durumda hastaya gerekli müdahale
yapılarak durum kayıt altına alınır.

Kurallar. Duydun.

Kanunlar, kurallar.

Evet, Bülent Bey’i
de tatmin edebildiysek...

...ben ameliyat hazırlıklarına
başlıyorum Hocam.

-Lütfen Turgut Hocam.
-Pardon Hocam.

Lütfen.

Evet, size gelince.

Omurga ameliyatını ben yapacağım.

Sen de kesikleri ameliyat edeceksin.

Sen de onu asiste edeceksin.

Bir saniye, ben neden
asistanlık yapıyorum?

Çünkü canım öyle istiyor.
Eğer istemiyorsan keyfin bilir.

İstiyor musun, istemiyor musun?

Hocam ben istiyorsanız
onun yerine asistanlık yapabilirim.

Sen kalbi duran hastanın
tedavisinde yardımcı olacaksın.

Ben seni asiste edeceğim.

Ve daha sonra da omurga
ameliyatını bitireceğim.

Evet, herkes önce bir soluklansın.

Daha sonra da hızlı bir
şekilde ameliyata başlayalım.

Tamam mıyız? Hadi. Hadi.

Onur, Sevil yer değiştiriyorsunuz.

Hastayı hazırlıyoruz hemen.
Onur hadi çabuk.

Ömer ne yapıyorsun?
Girmeyecek misin gerçekten ameliyata?

-Hâlim yok.
-Ne demek hâlin yok? nasıl hâlin yok?

Bak bugün benim
üstüme gelmeyin tamam mı?

Tavsiye de vermeyin.
Hiçbir şey söylemeyin bana.

Görüyorsun değil mi? Bak ben boşuna
söylemiyorum, bu adam hep böyle.

Kan kokusunu alınca
aklı başından gidiyor.

Manyak ya manyak.

Leyla Hocam valla
ne güzel girdiniz araya.

Bülent Hoca’nın
yüzünü görmeniz lazımdı.

Evet gördüm.

Ama valla Hakan Hoca sen
hizmetlisin, ne karışıyorsun...

...bu işlere falan diyecek
diye korktum açıkçası.

Merdivenden çıkınca yukardalar.
Buyurun Memur Bey.

Buyurun, soldan geçelim. Buyurun.

-Dikkat.

Çocuklar ben geliyorum.

Tamam Şef.

Onur, Gökçe.
Bir dakika, bir dakika durun.

Fotoğraf taraması
yapacak memur beyler.

Bir mafya hesaplaşmasından...

...şüpheleniyorlarmış.
Kimliği falan da yok.

Buyurun.

-Tamam. Teşekkürler.
-Rica ederim. Rica ederim.

Kolay gelsin.

Leyla Hocam
bileğinize bir şey mi oldu?

Biraz kanama var.
Ben bir pansuman yapayım.

-Ben bakabilirim isterseniz.
-Yok yok, ben bakarım.

-İhsan Bey yardım edebilir misiniz?
-Tabii ki Hocam, tabii ki.

Ömer’le kavga mı ettiniz?

Ömer’e sordun mu?

O bugün bana dokunmayın diyor.

Ama görünen ortada. Etmişsiniz.

Yorum yok.

-Leyla dur, ben yapayım.
-Gerek yok. Ben hallederim.

Tamam. Bari yardım etmeme izin ver.

Sen ameliyata hazırlan.

Koskoca Hakan Hoca senin ameliyatına
girecek. Asistanlık yapacak sana.

Tamam, bırak. Dur, ver şunu.

Hakan Hoca bence orada şaka yaptı.

Yani tamam
muhtemelen ameliyata ben...

...gireceğim ama o bana
asistanlık falan yapmaz.

Ömer de gelir zaten.

Bu nasıl oldu?

Önemli bir şey değil.
Küçük bir kaza.

Dolap kapağı kesti.

Dolap kapaklarına jilet
takıyorsunuz herhalde.

Söyleyin, biz de dikkat edelim.

Ayrıca bu bayağı
bildiğin dümdüz bir kesik.

Benim diyen cerrah yapamaz bunu.

Bayağı da derin.

Hadi biraz hızlı olur musun?
Hastam var.

Benim sargım düştü de o
da yardım edeyim deyince.

Tamam ben… Ben şunu alacaktım.

Siz keyfinize bakın.

Yine rezil ettim kendimi aptal gibi.

Bu da kaldı elimde.

Niye bu kadar gerildin?

Açıklama yapmak zorunda değilsin.

Ben senin koluna
pansuman yapamaz mıyım?

Yok, hayır canım.
Yani normal konuştum.

İyi peki, öyle diyorsan.

Tamam, teşekkür ederim.

Rica ederim. Ne zaman istersen.

Ama o dolap kapaklarına dikkat et.

Ameliyata aldılar şimdi.

Girerken bitiriyordum
işini, polis geldi.

Yok, olmaz o.

Dönmek yok. Bitireceğim bu işi.

Şimdi ben hastanede
kalmanın yolunu bulacağım.

-Yavaş be kardeşim, yavaş be.
-Pardon. Pardon.

Ne pardonu? Dikkat et biraz.

Hayret bir şey.

Alo.

Demek hastaneye almayacaktı sizi.

Erol Bey’i de aramış.

Hocam, karşısında
bizi görünce şoka girdi.

Nasıl Uluçınar?
Beklediğimiz gibi mi?

Çok daha fazlası.

O kadar kötü yani.

O kadar karışık ki.

Yani neresinden baksak bir yerlerden
bir gariplik, bir açık çıkıyor.

Ama hepsini not alıyorum Hocam.
Merak etmeyin.

Orayı da kendisine benzetmiş.

Karışık, kuralsız,
pislik içerisinde.

Aynen öyle Yalçın Hocam.
Yani sandığımızdan...

...daha çok uygunsuz
işler dönüyor orada.

Mesela?

Mesela bir tane kız var hastanede.

Kaçak mı, suçlu mu belli değil.

Bütün gün ortalıkta geziniyor.

Nasıl ortalıkta geziyor?

Bayağı ortalıkta geziyor Hocam.

Bahar Başhemşire söyledi.

Bu arada Bahar Başhemşire süper.
Gözüm kulağım oldu.

Nokta atışı yapmışsınız.
Çok teşekkür ederim Hocam.

Bahar iyidir.

Ama yetmez.

Hakan’ın etrafındaki
herkesi istiyorum.

Onu yalnız ve savunmasız
bırakmak istiyorum.

Siz hiç merak etmeyin.
Ben ekibi oluşturmaya başladım.

Tahmin ettiğiniz gibi
önce İhsan kabul etti.

Yani artık dört değil, beş kişiyiz.

İhsan belliydi.

Ömer?

Ömer biraz ortada gibi Hocam.

Yani Hakan ne yaparsa
yapsın ondan kopamıyor.

Mesela bugün ameliyathanede
Hakan ameliyatı Berk’e verdi.

Ömer’e de asistanlığı
verince Ömer çok bozuldu.

Güzel. Tam beklediğim gibi.

Yani suratı öyle bir düştü
ki Hocam görmeliydiniz.

Ama işte Ömer bu yani
ne yapacağı belli olmaz ki.

Sen de dikkat et.

Ameliyatı Berk’e vermesinin
nedeni de güvenini kazanmak.

Güvenini kazanıp
yanına çekmek istiyor.

Olacak iş mi Hocam?
Berk sizin oğlunuz sonuçta.

Oğlum da olsa ben
kimseye güvenmem Bülent.

Bunu gayet iyi biliyor olman lazım.

Hakan’ın bilmediği,
oğlumun bana güvendiği.

Sözümden çıkmayacaktır.

Onu ben yetiştirdim.

Asıl sıkıntıyı Leyla
verdi bize bugün.

Yani Hakan’ı öyle
güzel delirtmiştim ki.

Tam köşeye sıkıştırdım,
araya girip işi bozdu.

Leyla’yı merak etme.

Leyla bizim yanımızda olacak.

-Alo.
-Beni arama.

Niye aradığımı merak etmiyor musun?

-Etmiyorum.
-Ben yine de söyleyeceğim.

Sana yakınım. Oteldeyim.

Konuşmamız lazım.

Bırak seninle yüz
yüze gelmeyi, telefonla bile...

...konuşmaya bile
tahammül edemiyorum.

Şöyle söyleyeyim. Eğer sen
buraya gelmezsen ben oraya gelirim.

Sakın gelme.

Gelirim diyorum.

Hadi sen görevinin başına dön.

Kahveyi, ağır misafirim
var, onunla içeceğim.

Peki Hocam.

Afiyet olsun.

Kapı çalma âdeti de kalmamış.

Mesai saatleri
içinde özel işlerinizi...

...halledebileceğinizi
düşünemedim Mine Hemşire.

Benim ne zaman ne
yapacağım sizi hiç ilgilendirmez.

Ben bu hastanenin
işleyişinden sorumluyum.

En az sizin kadar.

Koskoca Gümüşok Hastanesi’nden bu
köhne yere boşuna gelmedik herhalde.

Düzen herkese lazım.

Bana bak niye buraya geldiniz,
size ne vadettiler bilmiyorum.

Ama değmez.

Arada ezilirsin. Kendine dikkat et.

Kalp atışı var.

Ritmi de olağan ama uyanması zor.

Uyansa bile hayatına kaldığı
yerden devam edemez. Yürüyemez.

Konuşabilir mi? Onu da sanmam.

-Beyin?
-Hipoksik hasar yok.

HYSY?

-Yok. Yapmadım.
-Neden?

Adamın kızına durumu uygun şekilde...

...belirttim ama
kızcağız yıkılmıştı zaten.

Çok pahalı, veremeyiz
derlerse ne olacak?

Çok öyle bir durumları
yok gibi geldi bana çünkü.

Doktor Hanım çok özür dilerim.
Benim kafam durdu.

HYSY yani ne demek?

Hedefe yönelik
sıcaklık yönetimi demek.

Uyanacak mı yani?

Bir insanın herhangi bir
nedenden dolayı kalbi durduğunda...

...yüksek ihtimalle yirmi dört
saat içinde bir daha duracaktır.

Kalp atışının neden
durduğunu tespit edebilmek için...

...kan testi yapıp tomografi
çekmemiz gerekiyordu.

-Çektiniz mi?
-Evet çektik.

Ve beyninde hiçbir hasar görünmüyor.
Bu çok güzel bir şey.

Çok teşekkür ederim.

Buyurun oturun, şöyle geçelim.

Bir şey mi oldu?

Beyin hasarı olmaması
uyanacağı anlamına gelmiyor.

-Demeyin işte öyle, demeyin.
-Tamam şimdi şöyle yapacağız.

Babanıza sıcaklık
denetimi uygulayacağız.

Yani vücut ısısını
normal değerlerin altında...

...tutacağız ki oluşabilecek
beyin hasarını engelleyelim.

Peki siz öyle yapınca
uyanacak mı babam?

İstatistikler benzer
vakalarda yüz kişiden...

...dördünün hayatta
kaldığını gösteriyor.

Bir şansı var yani öyle mi?

Var. Tabii ki var.

Ama düşük bir şans.

Hemen yapın.

Tamam.
Yalnız bilmeniz gereken bir şey var.

Bu biraz maliyetli bir uygulama.

Yani çoğu sağlık sigortası
bu tedaviyi karşılamıyor.

Bir banka teminatı
göstermeniz gerekecek.

Doktor siz yapsanız.
Ben hepsini şimdi ödemesem.

-Taksit yapsanız.
-Öyle değil.

Benim düğün için
aldıklarımı hemen satabilirim.

Maaş, maaşım var.

Hepsini birden vermesem.
Ayrı ayrı bölseniz.

Ben iş yeriyle konuşurum.
Direkt sizin hesabınıza yatırırlar.

Abim de yardım eder.

İhsan Bey ben bunları
bilmediğimden sormuyorum.

Bir çözüm bulalım diyorum.
Durumları iyi değil.

Tamam, durumları iyi değil.
Benim de durumum iyi değil Hocam.

Bakın valla bende de yok.

Bakın şimdi şöyle yapalım.
Ben gidip hastayla ilgilensem.

Siz de Gümüşok Hastanesi’ne bir
yazı yazıp özel izin alsanız olur mu?

Hem durumu da
anlatırsınız böyle böyle diye.

Yahu Hocam zaten bir şey olsa da...

...Uluçınar’ı kaparsak
diye ensemizdeler.

Pusuya yatmışlar biliyorsunuz.

Ne bileyim hani bir
kişiyi kurtarmak için de bu...

...kadar personel, bu
kadar hasta feda edilir mi?

Yani benim bu kadar emeğim
feda edilir mi? Emeğimiz yani Hocam.

Ne yapalım? Ne yapalım?
Bırakalım da ölsün mü adam?

Tamam, indirim yaptırdık.
Taksite böldürdük.

Kızı dedi biliyorsunuz.

Yemin billah etti,
ben ödeyeceğim dedi.

Diyelim ki adamcağız öldü Hocam.

Biz bu kızı nerede bulacağız da
nasıl yapacağız? Öyle değil mi?

Bakın ben yaşatmak için
elimden geleni yapmakla mesulüm.

Tahsilatçı değilim.

Tabii. Ondan size konuşmak
o kadar kolay değil mi Hocam?

Yanlış anlamayın Hocam.
Kurban olayım yanlış anlamayın.

Bakın bir gün gelin şu
hesabı beraber yapalım olur mu?

Hatta şöyle yapalım Hocam.

Siz benim yerime geçin.
İhsan Bozkır olun.

Ben Leyla Hoca olayım.
O zaman inanın beni anlarsınız.

Yemin ediyorum size o
zaman anlarsınız beni Hocam.

Bakın İhsan Bey biz şu
anda zaman kaybediyoruz.

Siz bence bu masrafları
nasıl ödeyeceğiz...

...nasıl karşılayacağız onu düşünün.
Olur mu?

-Mine abla nereye?
-İşim var.

Mine Hemşire hayırdır?
Betin benzin atmış.

-Kötü bir şey mi oldu?
-Bir işim var. Dışarı çıkıyorum.

Eğer acil bir şey olursa telefonum
da yanımda. Ararsın tamam mı?

Hadi görüşürüz.

Allah Allah. Ne oldu acaba?

Aman yavaş.

Ben, ameliyat için her şey
hazır, onu haber vereyim dedim.

Tamam, sağ ol. Zahmet oldu.

Yok Hocam ne zahmeti.
Haber vereyim dedim.

Siz nasıl, alışabildiniz mi?

Benim ikinci günüm
ama hareketli sayılır.

Malum burası küçük bir yer.
Bazen hiç kimse gelmiyor.

-Bazen bir yığın insan geliyor.
-İyiymiş.

Ama tanıdıkça seversiniz.
Çalışanlarımız çok iyidir.

Aslında Ömer’i tanıyorum.

Ama aramız limonidir.
Leyla’yı çok iyi tanırım.

Hem çocukluktan hem de
meslektaşlıktan bayağı iyi arkadaşım.

-Yamandır yani.
-Canım Leyla Hocam.

Onu hiç iyi görmedim.

Yani o anlatmadan
sormak da istemedim aslında.

Ama çok endişeleniyorum onun için.

Çok kötü bir his biliyor musun?
Hani çok böyle...

...sevdiğin bir dostuna
aslında el uzatamamak.

Ha onun canı yanmış ha benim.

Yani sen bir şey biliyorsan ya da
benim yapabileceğim bir şey varsa.

Hocam siz de diyorsunuz ya
kendisi anlatmadan doğru olmaz diye.

Yok, yanlış anladın. Ben
muhabbet açıldı diye söyledim zaten.

Ona bakarsan kâğıt
üstünde benim de...

...babana müdahale
etmem çok doğru değildi.

Ama işte insaniyet
diye de bir şey var.

-Biri mi bir şey yaptı ona?
-Yok, hayır.

Kendisi yani…

Kendisi yaptı.

Gerçi Mine abla bizim
bu konuyu konuşmamızı...

...yasakladı ama siz yakınıymışsınız.

Bileğini kesti.

Bilerek yani.

Hadi ya.

Önceden de onun bileğinde sorun
vardı. İşini engelliyordu bazen.

Hatta biz şey
diyorduk, geçmişini kesip...

...atmak istedi.
Kurtulmak istedi diyorduk.

Artık ne yaşadıysa.

Ama şimdi iyi.

İyi gibi.

Anlıyorum.

Hadi, hadi Murat.

Leyla, adamın kızını gördün.
Onay aldın değil mi?

Hallettim, hallettim ben.
Kızı istiyor.

Beş yıl geçmiş
olması yalan söylediğini...

...anlamayacağım anlamına gelmez.

-Ben böyle alengirli işlere yokum.
-Niye alengirli bir şey çevireyim?

Niye böyle bir şey yapayım?
Ne alengiri?

Ecmo yapmıştın
Gümüşok’ta da hatırlıyor musun?

Evet hatırlıyorum.
O zaman da yardım etmemiştiniz.

Ömer yardım etmişti
ve hastayı kurtarmıştık.

Yalçın Hoca’dan da
sıkı bir zılgıt yemiştin.

Yaşayabilir diyorum.

Bu sefer yardım etmek zorundasın.

Kızı da istiyor.

Peki deli peki.

Bazı şeyler hiç değişmiyor.

Al tut şunları hadi.

Ne yorucu bir gün. Resmen bitmiyor.

Ben de öldüm.

Bu çalışmak beni yormuyor da bu...

...huzursuzluk beni
çok yoruyor arkadaşlar.

Ben onlarla çalışmak istemiyorum.
Gitsinler buradan.

Sence gidecek bir
hâlleri var mı Allah aşkına?

Sen lütfen bir ağzını
hayra açar mısın?

Yani ben o Bahar
cadısıyla çalışmak istemiyorum.

Niye öyle diyorsunuz ki?
Bence aralarında iyi insanlar da var.

Herkesi aynı kefeye koymamak lazım.

Acaba Berk Hoca babanı kurtardı diye
olaya duygusal bakıyor olmayasın?

İnşallah o duygusallık
sadece o konuyla ilgilidir.

Saçmalama.

Tamam be sakin. Şaka yaptık.

Ben kapattım o
duygusal şeyleri tamam mı?

Tabii. Beşinci kez.

Kuzum tamam, şaka yaptım.

Bir de olaya şöyle bakalım.
İnsan gücümüz arttı.

İyi de canım benim bizim
insan gücüne ihtiyacımı yoktu ki.

Bizim ekipmana ihtiyacımız vardı.
Geldi onlar da burada.

Onur bence kaygılanma.

Bir düşünsene koskoca
Gümüşok dururken...

...Berk Hoca gibi biri ne
yapsın bu hastanede?

Onlar Erol Bey’in
ameliyatından sonra giderler zaten.

Yok abi ben istemiyorum
onları burada. Gitsinler buradan.

Rahatsız oluyorum. Huzurum kaçtı.

Kimi istemiyorsunuz beyefendi?

Onca işimizi gücümüzü
bırakacağız, Onur...

...Bey’i memnun etmeye
çalışacağız öyle mi?

Oldu.

Siz yanlış anladınız Bahar Hemşirem.

Kimdir, nedir belli
olmayan tipleri hastanede...

...barındırırken gayet
mutlusunuz ama Onur Bey.

Uzatmayalım isterseniz.

Suçlu mu, kaçak mı, ne idüğü belirsiz
tipleri hastanede barındırın.

Valla bravo. Bravo.

Onun bir adı var. Ayperi.

Öyle sizin dediğiniz gibi
habersiz de gezmiyor ortalıklarda.

O sesini bir kıs önce.

Ayrıca sizin gibi huzur kaçırmıyor.
Hepimize huzur veriyor.

-Oldu mu böyle?
-Ben önce şu kızı bir araştırayım.

Ondan sonra ilk işim
senin bu terbiyesizliğini...

...hastane yönetimine
bildirmek olacak.

O zaman gör bakalım
kimmiş huzursuzluğu yaratan.

Ayperi.

Özür dilerim.
Benim yüzümden kötü duruma düştün.

-Gerçekten çok özür dilerim.
-Ayperi hayır hayır.

Senin yüzünden değil.

Kadın arıza çıkarmak için
bahane arıyor görmüyor musun?

Ben gitmek istiyorum.
Hepiniz bana çok iyi davrandınız.

Hepinize çok teşekkür
ederim ama ben gitmek istiyorum.

Ayperi saçmalama ne olursun.
Seninle bir alâkası yok.

Bak ben Mine Şefimle konuşurum.

Yetmedi Hakan Hoca’yla konuşurum.
Ben hallederim bunu.

Lütfen bana güven. Tamam mı?

Bilmem ki.

Yani ben benim yüzümden
bir tatsızlık çıksın istemiyorum.

Ben halledeceğim, söz veriyorum.
Bana güven olur mu? Lütfen.

-Tamam.
-Tamam.

Benim şimdi ameliyata gitmem lazım.

Sen ortalarda gözükmeden
işini halletmeye çalış.

Ben halledeceğim. Bana güven
tamam mı? Lütfen. Tamam mı?

Senin ellerin kıymetliydi değil mi?

Eğer bir daha kavga etmen
gerekirse yumruklarını kullanma.

Bak kavga etme demiyorum.
Yumruklarını kullanma diyorum.

Bazen kavga etmek gerekir.

Onlara ne yapacaksın?

Ya tekme atacaksın.

Ya da dayak yiyeceksin.

Hocam neden beni buraya getirttiniz?

Şimdi de ameliyata
sokmak istiyorsunuz.

Yani neden Ömer değil de ben?

Babandan öc almak için seni
kullandığımı mı düşünüyorsun?

Böyle saçma sapan şeyleri
düşüneceğine ameliyata odaklan.

Yürü.

Evet hazır mıyız?

-Ömer Hoca gelmeyecek mi hakikaten?
-Hazır mıyız?

Hocam, Ömer Hoca’yı
arayabilirim isterseniz.

Ömer Hoca’ya gerek yok.
Asistanlığını ben yapacağım.

Bitti, bu kadar.

Ciddiydin yani.

Şaka yapar gibi bir hâlim mi var?

Özür dilerim geç kaldım.

Çık dışarı.

Hocam ben biraz…

Sana burada ihtiyacımız yok Ömer.
Çık dışarı.

Hakan Hocam, Ömer Hocam o
kadar hazırlanmış gelmiş. Acaba…

Başlayalım mı artık? Lütfen.

Evet Berk göster kendini
bakalım ne kadar iyiymişsin?

Ameliyata başlıyorum.

-Neşter.
-Neşter dedi doktor, hadi.

Pardon Hocam.

Koter.

Hoş geldin.

Niye bunu yapıyorsun?

Niye yaptığımı biliyorsun.

Bırak artık peşimizi.

Çok uzun bir zaman oldu görüşmeyeli.
Neden tadını çıkarmıyoruz?

Ben bir bu kadar daha görüşmeyi
düşünmüyordum ama kader işte.

Neden geldin o zaman?

Neden Hakan’a haber vermedin?

Nereden biliyorsun
haber vermediğimi?

Haber vermiş
olsaydın önce o gelirdi.

Senin de amacın bu zaten değil mi?

Senin karşında eski Kemal yok.

Neden? Seni sevmiyor mu artık?

Kıskanmıyor mu?

Sen seviyor musun?

Cevabını bildiğin
soruları bana sorma Yalçın.

Benim canımı artık yakamazsın.

Ben senin canını yakarım.

Seni o yüzden çağırdım.

Ne söyleyeceksen söyle.

Eğer canının yanmasını istemiyorsan
bu ameliyatı engelleyeceksin.

Ne kadar önemliymiş
bu ameliyat senin için.

Bayağı önemliymiş.
Şimdi bunu daha iyi anladım.

Önemli. Hem de çok önemli.

Ve sen de bana anlaşma
teklif ediyorsun öyle mi?

Senin gibi bir adama yakışıyor mu?

Bir de şöyle düşün istersen.

Karşında kaybetmeyi
sevmeyen bir adam var.

Bu işe oğlunu koymuş.

Sence daha neler yapmayı göze alır?

İstersen bir düşün.
Hemen karar verme.

Bence izle.

O hastanede neler olacak izle.

Yavaş yavaş olacak her şey.

Gör. Düşün.

Ayaklarıma kapanacaksın.

Seni o hâlde görmemek
için bu teklifi yapıyorum sana.

Düşün.

Birisi benimle ilgilenecek mi?

İlla kolumuz, bacağımız
mı kopsun bir bakın diye?

Beyefendi…

Durumu nedir?

Hocam valla anlamadım.
Sabahtan beri öyle oturuyor.

Vital bulgularına bakayım,
kan alayım dedim. İstemedi.

İlla serum takacakmışız.
Kendisini halsiz hissediyormuş.

Buyurun beyefendi.
Şikâyetiniz nedir?

Anlattım işte arkadaşlara.
Daha kaç kişiye anlatacağız?

Halsizim işte.
İyi hissetmiyorum kendimi.

Bir serum, vitamin falan bağlayın.
Yatayım şöyle, bir kendime geleyim.

Parasıyla değil mi kardeşim?

AVM mi burası beyefendi?
Gömlek mi satın alıyorsunuz?

Öyle serum mu takılır?

Elinizi uzatın lütfen.
Bir muayene edelim en azından.

İyisiniz. Gayet iyi görünüyorsunuz.
Vücut ısınızda da bir problem yok.

Gidebilirsiniz.

Benim size yalan borcum mu var?

Şuradan şuraya
yürüyecek hâlim yok diyorum.

Tamam. O zaman size
hemen bir kan testi yapalım.

Zaten hızlı çıkar sonuçlar. Gökçe.

-Hemen Hocam.
-Hemen kan mı alacaksınız?

Bunun daha kolay bir yanı yok mu?

Daha önce de oldu zaten.
Serum bağladılar, oldu bitti.

Beyefendi burada bunu yapamazsınız.
Burası öyle bir yer değil.

Burası parası olanın düdüğünü
çalabildiği bir yer değil. Lütfen.

-Ben de acil geldim zaten.
-Beyefendi zorluk çıkarmayın.

Bakın burası acil. Burayı
kafanıza göre meşgul edemezsiniz.

Hayret bir şey.

Beyefendi biraz daha gitmezseniz...

...güvenlik çağıracağım.
Onlar çıkartacak.

Ben sizin güvenliğinizi
sabah kahvaltısı...

...diye yerim de hadi
tatsızlık çıkmasın.

Ben gideyim.

Sağ olun Hocam.

Anlamıyorum bütün mafya
bozuntuları beni mi buluyor?

Bunlarla böyle anladığı
dilden konuşacaksın.

Kararını değiştirmemiş miydin?
Ameliyata girmedin mi?

Girdim.

Özür dileyip işimi yapayım dedim
ama Hakan Hoca konuşturmadı bile.

Vay be ciddiymiş demek ki.

-Kendi de asistanlık mı yapıyor?
-Evet.

Ameliyattaki hasta mafya
gibi bir şeymiş biliyor musun?

Hadi ya.

Dur bakayım.

-Gerek yok. Yaparım ben.
-Yok, tamam. Ben yaparım.

Sen göremezsin ki zaten.

Berk bana pansuman
yaptı diye mi böyle suratın?

Yok, değil.

Güzel. O zaman sus.

Benim sana bir şey söylemem lazım.

Benim annem ölüyor.

Kızım aptal mısın sen?

Kafan mı çalışmıyor senin?

Sen nasıl böyle bir
şeyi kabul edersin?

Bir de aramış yok
öyleydi, yok böyleydi. Bu ne?

Abi kabul etmemek ne demek?

Babamız o bizim.
Ölüme mi terk etseydim?

Yani adamın kalp krizi
geçirmesine hiç üzülemedim duyunca.

Yüzde dört diyor, yüzde dört.

Bıraksaydın da adam
orada huzur içinde ölseydi.

Doktor Bey. Doktor Bey lütfen, lütfen
abime izah eder misiniz durumu?

-Sorun nedir?
-Bu mu doktor?

Beyefendi lütfen
biraz daha sakin olalım.

Hastane burası.
Rica ediyorum. Lütfen.

Ne hastanesi? Tefecisiniz siz.

Kardeşim siz ölüyü mü diriltiyorsunuz
da dünyanın parasını çıkartmışsınız.

-Abi ölü ne demek?
-Lütfen bir sakin olalım.

Abi bak lütfen.
Doktor Bey’in zaten bir suçu yok.

Bize yardım eden
doktor bir hanımdı aslında.

Hâlâ yardım diyor.
Hâlâ yardım diyor.

Kabul etmiyoruz desene Sadıkçığım.
Niye kendini yoruyorsun sen?

Yenge lütfen sen bir karışma.

Ne demek karışma Feriha?
Ne biçim konuşuyorsun?

-Uyarır mısın?
-Feriha haddini bil tamam mı?

Haddini bil.

Sen de orada yatanın
baban olduğunu hatırla.

Lütfen, rica ediyorum biraz
daha sessiz olabilir miyiz? Lütfen.

Senin zayıf noktanı
biliyorlar ya onu kullanıyorlar.

Bak demedi deme sakın Sadık.

Kardeşim benden bir kuruş
para alamazsınız tamam mı?

Vermiyorum.

İlk günü kazasız belasız
atlatıyoruz İhsan Bey.

Evet Hocam.

Evet, hiç fena gitmiyoruz.
Hatta fena gitmek ne demek?

On numara gidiyoruz Hocam.
On numara.

Bu arada odanıza ben
bir hediye aldım Hocam.

-Teşekkür ederim.
-Rica ederim Hocam.

-Rica ederim. Ne demek. Ne demek.
-İhsan Müdürüm acil aşağı gelin.

O nasıl bir giriş?
Yani Bektaş öyle girilir mi oğlum?

İhsan Bey bu ne saygısızlık.

Aşağıda bir kargaşa var da
acil bir aşağı bakın isterseniz.

Bir kahve içirtmedin Bektaş.
Bir kahve içirtmedin adama.

Bak abuk sabuk bir şeyse var
ya yemin ediyorum seni yakarım.

Hocam kusura bakmayın.

Ben mevzuyu hemen bir
çözeyim, geliyorum Hocam.

Hadi Bektaş.
Bakalım bakalım neymiş bu kargaşa?

Acaba ne oldu?

Abi ben gerçekten
inanamıyorum artık sana.

Feriha yeter ya yeter, bir sus!

Bir dakika kardeşim burası hastane.
Ne oluyor?

Siz benim onayım olmadan babam
hakkında işlem yapmışsınız kardeşim.

Ben tabii Leyla
Hoca’ya söyledim ailenin...

...onayı olmadan işlem yapmayın
diye ama. Herhalde anlatamadım.

Hayır, biz kabul ediyoruz.
Lütfen yapın.

Bak beyefendi, kardeşin ne diyor?

Tamam kardeşim kabul
ediyorsa kendi ödesin.

-Ben kuruş para vermem tamam mı?
-Hadi gidelim biz.

Olur mu öyle şey? Allah Allah.

-Abi.
-Suat.

-Abi.
-Suat, Suat nerede?

-Abi sen nasıl bir insan oldun abi?
-Feriha bir sakin ol. Bir sakin ol.

Badanacı Saffet’in oğlusun sen.

O adam seni ne zorluklarla
okuttu sen biliyor musun?

Neyini eksik etti?

Yazıklar olsun sana. Yazıklar olsun.

Gidelim.

Oturun.

-Suat bir su getir.
-Tamam İhsan Bey.

Tamam kardeşim.

Tamam.

Bu da abi işte.

Kardeşim şimdi sen
kabul ettin değil mi bunu?

Yani sonuçta imza da attın.
Sonrasında...

...bir sıkıntı olmasın
diye soruyorum.

Yani taksit olursa.

Ben tekstil atölyesinde çalışıyorum.
İşçiyim ama kadroluyum.

Evet.

Anladım.

Anladım.

Hemen Leyla Hoca’yı bul.

Bu iş ikinizin üstüne kalır
ben sana söyleyeyim Hocam.

Tamam.

Ömer tamam, önce bir sakin ol.

Bak oradan dönen çok
hasta var sen de biliyorsun.

Benim nasıl bir kaderim
var ben anlamıyorum ki.

Annem de karaciğer kanseri.

Ama şöyle düşün.

Özellikle bu ameliyatta
çok tecrübeli bir oğlu var.

Uzun zamandır onu
aramayan bir oğlu var.

-Leyla biz bittik kızım, bittik.
-Ne oldu?

Hastanın oğlu tedaviyi kabul etmedi.
Bastı gitti.

Gel çabuk hadi.

Hadi git.

Leyla Hocam bakın
ben size anlattım değil mi?

Teker teker söyledim.
Ben bu işi yapamam dedim.

Ne yapsaydım?
Bıraksaydım da hasta ölse miydi?

Hocam bakın siz
bir tercih yapmışsınız.

Beni dinlememeyi tercih etmişsiniz.

O yüzden lütfen
kusura bakmayın, ben...

...bundan sonra size
göre hareket edemem.

-Efendim Bülent.
-Hocam çok önemli bir gelişme oldu.

Leyla, hasta yakını ödeme
yapmadan HYSY yapmış.

-Güzel.
-Hocam şu anda soruşturma açabiliriz.

Onu sıkıştırıp kendi
tarafımıza çekebiliriz.

Şimdi beni iyi dinle.

Ben de kabul ettim.
Abim yardım eder sandım.

-Lütfen hoca hanıma kızmayın.
-Yok, siz doğru olanı yaptınız.

Hayda.

Leyla sana pes artık.
İlk günden beni ne işlere soktun.

İhsan bakın yani biz hastane
olarak bence bir şey yapabiliriz.

Siz isterseniz olur bence. Lütfen.

Lütfen ya.

Leyla Hocam nasıl olur Allah aşkına?
Nasıl olur?

Hastanemizin
kuralları var biliyorsunuz.

Yani sonuçta ben
de taş kalpli değilim.

Değilim ama benim
de bir görevim var.

İdarecilik görevim var
anlatabiliyor muyum?

Hâline baksanıza Allah aşkına.

Ya ödemezse?

Ben ne yapayım? Ben mi ödeyeyim?
Bende de yok.

Lütfen kusura
bakmayın Hocam ama ister...

...o parayı siz
verirsiniz ister kız verir.

Ama bir şekilde benim o
parayı tahsil etmem lazım Hocam.

Anlatabiliyor muyum Hocam?

Bir şekilde almam
lazım bu parayı benim.

Bir dakika, bir dakika.

Artık bu krize bir son
vermek zorundayım.

Burası bir özel işletme.

Evet Hocam.
Ben de aynı şeyi söyledim ama.

Ama önce hastane.

Yalçın Hoca’ya durumu izah ettim.

Özellikle Leyla
Hoca’nın adını duyduktan...

...sonra inisiyatif verilebilir dedi.

Nasıl? Halledildi mi yani?

Hastanın tedavisi devam edebilir mi?

Tedaviye devam edilsin. Bütün
süreci bizzat takip edeceğim dedi.

İşte bu.

Hanımefendi.

Babanızın tedavi masrafları
hastanemizce karşılanacak.

Umarım bu süreç
babanız için çok sağlıklı geçer.

-Çok teşekkür ederim.
-Bana teşekkür etmeyin.

Kurumumuzun
başhekimi Yalçın Hoca’nın...

...gözbebeği Leyla
Hoca’ya teşekkür edin.

Tekrar geçmiş olsun.

Bende.

Biraz daha içerden.

Onur yardım eder misin?

Odaklan.

Beni giydirdikten
sonra çıkabilirsin.

Tamam Şef.

Rahatsız mı oldun Doktor?

Lavabo boş da bak sabun bitmiş.
Bir tek seninkinde var sabun.

Tamam, ben arkadaşlara
söyleyeyim, doldururlar.

Valla iyi olur be Doktor.

Malum hastanede mikroplu
ellerle dolaşmak olmaz değil mi?

Ameliyattaki hasta mafya
gibi bir şeymiş biliyor musun?

Hadi ya.

Berna, İhsan Bey nerede?

Aşağıda Bektaş’la konuşuyor Hocam.
Bir şey mi var?

Ben demedim mi sana oğlum.
Öyle girilir mi odaya? Kapı çalsana.

O kadarını biliyorum
Müdürüm de acil diye.

İhsan Bey polisler nerede?

Çoktan gittiler Hocam. Hayırdır?

Bu ameliyathanedeki hastayı
bıçaklayan adam şu an hastanede.

-Nasıl? Nerede?
-Az önce tuvaletteydi.

Ben daha önce de gördüm. Adam
birkaç saattir buralarda dolaşıyor.

Cebinde böyle kâğıda
sarılı bıçak gibi bir şey var.

-Ah be Hocam tutsaydınız keşke.
-Nasıl tutayım adamı?

Ben anlayana kadar çıktı gitti zaten.
Sonra da bulamadım.

-Hastanede bir yerde adam.
-Ne yapsak?

Hiç zaman kaybetmeyelim.
Polise haber verin.

Çalışanlara da haber verin.
Herkes dikkatli olsun.

Tamam o iş bende Hocam.
Tamam o iş bende.

Bektaş ne bekliyorsun oğlum?
Gitsene.

Hastanede bıçaklı adam var.
Ne duruyorsun burada?

-Gitsene hadi oğlum.
-Ben tek başıma ne yapayım?

-Allah Allah.
-Yürü git. Ben polisi arayacağım.

Tek başıma diyor bir de.

Yürü git, adamı bul.
Suat’ı bul. Bir şey yap.

-Nereden bulayım?
-Yürü git hadi.

Hastanede bıçaklı adam geziyor.
Bu hâlâ orada duruyor.

Allah’ım ya rabbim.

Gökçe, Leyla Hoca nerede?

-En son hibritteydi Hocam.
-Tamam. Hastanede bir şüpheli var.

-Lütfen dikkatli olun.
-Tamam. Tamam Hocam.

-Yok mu kimse?
-Yok. Burada kimse yok.

Sen tuvaleti aç, gir.
Geç yürü hadi.

Güvenlik zıplar mı arkadaş?
Oraya değil lan.

-Suat yemin ediyorum.
-Pardon pardon. Tamam.

-Kimse yok Müdürüm.
-Götür. Eşlik et hadi.

Zıplamadan yürü Suat.
Zıplamadan yürü.

-Burada kimse yok.
-Kimse yok. Yok, tamam.

-Burası temiz.
-Temiz mi?

Temiz.

Yukarı bakalım.
Hadi yukarıya, üst kata.

-Üst kata.
-Üst kata yürü.

Hadi yürü. Valla yapıştıracağım
şimdi. Yürü yürü. Yürü.

Yürü.

Geçmiş olsun.
Çok geçmiş olsun.

İnce bağırsak olduğunu düşünüyorum.

Tamam. Yıkama.

Aspirasyon.

Tampon.

Üç ünite eritrosit daha gerekecek.
Hazırlıklı olalım.

Ne durumdayız?

Şu ana kadar gayet iyi gidiyor.

Kanayan yeri buldum.

Hemostat pens.

Klemp.

Şu damarı tutturalım.

Koter.

Kanamayı durdurdum.

Kısmi rezeksiyondan sonra
uç uca anastomoz yapacağım.

Burayı kapattıktan sonra
omurgaya geçebilirsiniz Hocam.

Okey.

Kapatıyorum Hocam. Sizde.

Tamamdır.

Pensler.

Portegü ve penset.

Makas.

Kes.

Kestim.

-Kes.
-Kestim.

-Kes.
-Kestim.

Buradaki işim bitmek üzere.
Son iki dikiş kaldı.

Kes.

İşin bittikten sonra pozisyon
değişecek haberin olsun.

Yüzükoyun mu devam edeceksin?

Karın üzeri bası
olması sorun olur mu?

Kalçasından yukarı
kaldırırsak sorun olmaz bence.

Kes.

-Kestim.
-Tamamdır.

Evet, pozisyon
değişimine başlayabilirsiniz.

Beyefendi siz neden
hâlâ buradasınız?

O içerde değil mi?

Ne diyorsunuz anlamadım.

Hastaneye gelen adamı diyorum.

Karnından bıçaklanmış olan adam.
İçerde değil mi?

Bakın burası uygun bir yer değil.
Burada duramazsınız.

Lütfen sizi dışarı alayım.

Alamazsın.

Onu ameliyata aldınız. Biliyorum.

Beyefendi lütfen gider misiniz?

Sakın kıpırdama.

Sakın.

Ömer Hoca.

Ne arıyorsun burada?
Çocuk oyuncağı mı bu?

-Şu anda acil bir durum var.
-Ne acili?

Hastayı yaralayan adam
şu an hastanede olabilir.

Ne yapalım? Ameliyathaneyi basmayacak
herhalde. Niye korkuyorsun?

Her şey olabilir.
Adam bütün gün hastanede dolaştı.

Tedbirli olmalıyız.

Ömer çık dışarı.

Hayır çıkmayacağım.

Yahu adam ameliyathaneyi
bassa bile senin ne faydan olacak?

Allah Allah.

-Rahatsız etme beni. Hadi çık.
-Bakın bugün benim için zor bir gün.

Bir an bir gerginlik yaşadım ve hayır
dedim ama şu an buradan çıkmayacağım.

Doktorlar özel meselelerini
işlerine taşımazlar.

-Dalgın dalgın ortalarda dolanmazlar.
-Ben dalgın değildim. Sadece biraz…

O zaman neden ben Berk’e yardımcı...

...olacaksın dediğimde
bir düşünmeye başladın?

Hayal kırıklığına mı uğradın?
Ne oldu?

Duyguların mesleğinin
önüne mi geçti?

Yalan mı?
Yaptın mı, yapmadın mı söyle.

Tamam yaptım. Yaptım ama şu
an daha büyük bir meselemiz var.

Benim en büyük meselem sensin Ömer.

Ama kusura bakma şimdi
sana ayıracak zamanım yok.

Bak bura senin
oyun alanın falan değil.

Burası bir ameliyathane.

Ve sen dışarıda ne
yaşamış olursan ol...

...sorunlarınızı şu kapının
önünde bırakacaksınız.

Ve sen şu anda bu ameliyathanenin...

...havasını solumayı bile
hak etmiyorsun. Çık dışarı.

Ömer burada iş yapıyoruz.

Sense şu anda
dikkatimizi dağıtıyorsun.

Faydan yok, bari zarar verme.

Bitti mi? Noktayı koydun mu?

Aferin sana.

Leyla.

Şu kılık kıyafetle
ameliyathaneye girilir mi Leyla?

Hocam çok özür dilerim.
Özür dilerim.

Tamam tamam sakin.
Tamam sakin sakin.

Sakın kımıldamayın. Keserim kızı.

Akıllı olun. Oyun oynamayın.

Yemin ediyorum keserim.

Tamam sakin ol.
Bak kimsin, ne istiyorsun bilmiyoruz.

Ama sorununu çözeriz. Bir şekilde
çözeriz, hallederiz. Sen sakin ol.

Buranın başı kim?

Buranın başı kim dedim!

Benim. Ne var?

Bırak o ameliyatı.

Ameliyatı bırak.

Bırakmazsan öldürürüm kızı. Yemin
ediyorum öldürürüm. Yaparım. Bırak.

Lan bağırıp durma!

Bana bak ameliyatı durduruyor
musun yoksa durdurmuyor musun?

Durdurduk zaten.
Herkes işi gücü bıraktı seni izliyor.

Bunu da bıraktım. Al.

Sen ne istiyorsun onu söyle.

Buraya böyle geldiğine göre demek ki
senin bir isteğin var.

Onu anlat bana.

Ameliyatı bırak önce.

Sen telefonla mı
oynuyorsun lan orada?

-Hayır oynamıyorum.
-Bırak o telefonu.

Tamam, bıraktım.

Alo.

Alo.

Arkadaşım ben Uluçınar
Hastanesi başhekimiyim.

Bana ne lan bundan?

Ne demek bana ne?
Seni uyarmak benim görevim.

Ne zırvalıyorsun lan sen?

Arkadaşım Uluçınar
Hastanesi başhekimi olarak...

...bu odadaki, bu hastanedeki
herkes bana emanet.

Elinde kocaman bir bıçakla
ameliyathaneyi basıyorsun.

Hadi bunu göz ardı ettik.

Ama bir kadın doktoru rehin
alman kabul edilebilir bir şey değil.

Şimdi lütfen senden
bütün Uluçınar adına rica...

...ediyorum o bıçağı
arkadaşımızın boğazından indir.

Kes lan sesini, kes.

En ufak bir şey
daha söylersen yemin...

...ediyorum arkadaşının
gırtlağını doğrarım.

Tamam.
Tamam, ben söyleyeceğimi söyledim.

Oyun mu oynuyorsun lan sen?

-O telefon açık mı lan?
-Hayır.

-Kaldır telefonu, kaldır.
-Telefon kapalı. Bak.

Tamam.
At şimdi o telefonu.

Uluçınar Hastanesi’nde
rehine vakası var.

Muhtemel bir bıçaklı saldırgan.
Ameliyathanedeler.

Oyun oynadığınızı görürsem.

Bir cinlik yaptığınızı görürsem
alayınızı doğrarım burada.

Hepinizi yakarım lan burada!

Memur Bey ikinizden
de özür diliyorum.

Valla kusura bakmayın.
Biz sizi buraya boşuna getirdik.

Eminsiniz değil mi?
Her yere baktınız mı?

Tabii tabii.
Her yeri iki kere kontrol ettik.

Emniyete aykırı bir
durumla karşılaşmadık.

Yani öyle sopayla,
bilmem neyle, işte...

...bıçakla gezen falan
bir saldırgan görmedik.

Neden görmedik?
Çünkü bu hastanenin müdürü var.

Kim var? Ben varım.
İhsan Bozkır var.

Yani o saldırganın içeri girdiği
zaman önce beni geçmesi lazım.

O derece söyleyeyim yani size.

-Ameliyathanedeymiş.
-Kim?

Bıçaklı saldırgan.

Ameliyathaneyi basmış ve
kadın bir doktoru rehin almış.

Vay şerefsiz vay.
Hangi hastanede?

-Beyefendi bu hastane.
-Olamaz.

Böyle bir şey olamaz. Mümkün değil.
Memur Bey siz ne diyorsunuz?

İhsan Bey ameliyathane nerede?

Ameliyathane mi?

Ne oldu?
Hadi yukarıya.

Böyle bir şey mümkün değil.
Nasıl olabilir?

Bektaş, Suat.

Makinaları kapatın!

Kapatın makinaları.

Devam ederseniz bu kız ölür.

Uzaklaşın masadan. Uzaklaşın.

Kimse olduğu yerden kıpırdamasın.

Hocam.

Hakan Hocam.

Hocam ne diyorsa yapın.

Herkes ne diyorsa yapsın.

Bu ameliyathanede ben
ne diyorsam o yapılacak.

Leyla bu ameliyatı
yapacağım tamam mı?

Tamam. Tamam. Tamam Hocam.

Bana bak Doktor şakam yok benim.

Yaşam bulguları?

Hasta stabil.

Hakan.

Neşter.

Hakan.

Neşter. Bir daha beni ikiletme.

Siz bunun nasıl bir insan
olduğunu biliyor musunuz?

Siz bunun ne
yaptığını biliyor musunuz?

Bilmiyoruz. Tanımıyoruz.

Bu odada bunların bir önemi yok.

Hayır, var!

Var!

Bu şekilde kurtarılmayı
hak etmeyen...

...yaşamayı hak
etmeyen aşağılığın biri o.

Kurtarmaya çalıştığınız adam var ya
bir gece ben yokken evimize girmiş.

Karımla kızım yalnızken.

Benim kızım on bir yaşındaydı.

Karım ikinci çocuğumuza hamileydi.

Ben zaten geç saatlere
kadar çalışıyordum.

Bu insan müsveddesi,
aşağılık herif...

ikisine de…

Bu kurtarmaya
çalıştığınız aşağılık var...

...ya doktor
kontrolündeyken firar etmiş.

Benim karım
çocuğumuzu düşürdü Doktor.

Benim kızım hayatı boyunca
idrar sondasıyla yaşayacak.

Bu kurtarmaya çalıştığınız
aşağılık sadece üç yıl hapis yattı.

İnanabiliyor musunuz? Sadece üç yıl.

Hapisten kaçmış.

Sahte kimlik çıkarmış kendine.

Ama ben onu buldum.

Bak ne güzel
söyledin işte bulmuşsun.

Buradan da kalkıp, ayaklanıp...

...yürüyemeyeceğine
göre, kaçamayacağına göre.

Burası mahkeme değil, ameliyathane.

Ben işimi yapayım.

Daha sonra götürür
adalete teslim ederiz.

Olmaz!

O bir kere kaçtı. Bir daha kaçar.

Bizim hayatımızı
mahveden bu aşağılık herifin...

...cezasını ben kendi
ellerimle vereceğim Doktor.

Geceleri ben
uyuyamıyorum biliyor musunuz?

Uyuyamıyorum.

Bu hayvanın yaptıkları
aklımdan çıkmıyor Doktor.

Onların yanında olamadım.

Onları koruyamadım belki.

Ama bu aşağılığın
cezasını ben vereceğim.

En azından bunu yapabilirim.

Tamam. Ona ne yapmak
istiyorsan yapacaksın tamam mı?

Buna izin vereceğim.
Ama ben ameliyatı bitirdikten sonra.

Ben ameliyatı bitirdikten sonra.

Sen nasıl böyle bir
şey söylersin Doktor.

Anlattıklarımı dinlemedin mi?

Hikâye değil o, gerçek.

Ben çok üzüldüm.

İnan bana buradaki herkes üzüldü.

Ve ben hani, ben çok sinirlendim.

Sana şu kadarını söyleyeyim.

Ben bu ameliyatı
yapacağım, bitireceğim.

Daha sonra sen ona
istediğini yapacaksın.

Sen şimdi bu şerefsizi kurtarmak için
bu kızcağızı feda edeceksin demek.

Ben yapmam gerekeni yapacağım.

Sonra sen de kendi
yapman gerekeni yapacaksın.

Şimdi kızı bırak.

Onun bu işle hiç alâkası yok.

Tamam mı?
Kızı bırak. O gitsin.

Ameliyatı bitireyim. Daha sonra ne
yapmak istiyorsan yap tamam mı?

Neşter.

Tamam Doktor.
Ben de hepinizi keserim o zaman.

Önce bu kızı keseceğim.

Ondan sonra hepinizi doğrayacağım.

Mine Hemşire, Hakan Hocam yapmayın.

Neşteri ver.

Ne diyorsa yapın.

Herkes bir sakin olsun.
Herkes bir sakin olsun.

Neşter.

İnşallah bu sefer de haklısındır.

Leyla Hoca’yı rehin almış.

Özel harekâtı bekleyeceğiz.

-Siz de kapının önünden çekilin.
-Özel harekât mı?

-Bildiğimiz özel harekât mı?
-Evet.

-Rehine krizi mi?
-Evet. Ameliyathanede.

Bıçaklı bir saldırgan
içerde hepsini rehin almış.

-Berk içerde mi?
-Maalesef.

Önce neden onu söylemiyorsun?
Yalçın Hoca duyarsa mahvoluruz.

Hemen çağrı çekilsin.

Bütün hastaneyi boşaltalım tamam mı?
Herkesi boşaltın.

-Tamam.
-Ameliyathaneye kimse yaklaşmasın.

Birinin başına bir şey gelirse
valla mahvoluruz, mahvoluruz.

Hadi çabuk çabuk.

Allah.

Bırak şu elindekini.

Bak ne olursun bırak.

-Bak katil edeceksin beni. Bırak.
-Bak dur, tamam. Bak sakin ol.

Uzaklaşın.

Uzaklaş!

-Tamam tamam tamam.
-Gazlı bez.

Bak ne olursun bırak.

Bak katil edeceksin beni.
Bırak diyorum.

Hocam bir şey yapmayacak mıyız?

-Tut.
-Ne yapıyorsun sen?

O şerefsizi kurtarmak için
bu kızı feda mı edeceksin?

Bırak diyorum sana, bırak.

Koter.

-Geri bas lan. Geri bas!
-Tamam.

-Geri bas.
-Tamam. Arkadaşımızı bırak.

-Arkadaşımızı bırak, beni al.
-Ömer saçmalama.

Sen karışma Leyla bak.

Sadece yer değiştireceğiz,
başka hiçbir şey yok.

Senin için değişen hiçbir şey
olmayacak. Yine bir rehinen olacak.

-Ömer yapma şunu. Sus.
-Leyla karışma.

Ulan siz nasıl manyaklarsınız?

Hepiniz delirmişsiniz.

Bu kızı öldürteceksiniz bana.
Yemin ediyorum öldürürüm.

Yemin ediyorum.

Bırak şu ameliyatı diyorum, bırak.

Yemin ediyorum öldürürüm.

Yemin ediyorum.

Durdurun şu ameliyatı!
Durdurun!

Ömer!