Would you like to inspect the original subtitles? These are the user uploaded subtitles that are being translated:
1
00:00:35,820 --> 00:00:39,333
Çeviri: nutuzar
2
00:01:31,360 --> 00:01:34,020
1. Uzaktan
3
00:01:35,569 --> 00:01:38,241
Bu, bir kadının hikayesi.
4
00:01:39,969 --> 00:01:41,900
Burada ne görüyoruz?
5
00:01:42,137 --> 00:01:45,500
Arka planda palmiye ağaçları
olan yaşlı bir hanımefendi.
6
00:01:46,337 --> 00:01:47,980
Belki de tatilde.
7
00:01:48,244 --> 00:01:50,025
Kullanışlı bir palto.
8
00:01:50,217 --> 00:01:52,332
Güneşli havaya göre giyinmemiş.
9
00:01:55,360 --> 00:01:57,029
Şişkin bir cep.
10
00:01:58,557 --> 00:02:00,531
Ve rahat ayakkabılar.
11
00:02:06,536 --> 00:02:08,380
İşte yine o.
12
00:02:08,537 --> 00:02:10,560
Yine şıklıktan uzak.
13
00:02:10,617 --> 00:02:12,500
Yine şişkin cep.
14
00:02:12,777 --> 00:02:15,060
Yeşil, her havaya uygun palto.
15
00:02:15,837 --> 00:02:18,363
Ve şimdi de çamurlu çizmeler.
16
00:02:20,860 --> 00:02:23,739
Onunla ilgili bir fikir
oluşuyor mu kafamızda?
17
00:02:26,123 --> 00:02:27,339
Pratik.
18
00:02:27,364 --> 00:02:28,756
Doğa insanı.
19
00:02:29,217 --> 00:02:31,420
Belki 70'lerinde.
20
00:02:32,340 --> 00:02:36,620
Hangi dizileri izlediğini
tahmin edebilir miyiz sizce?
21
00:02:37,017 --> 00:02:39,620
Hangi dergileri okuduğunu?
22
00:02:40,783 --> 00:02:42,047
Saçları.
23
00:02:42,860 --> 00:02:47,180
O paltoları giyen bir kadından
bekleyeceğiniz türde bir saç kesimi.
24
00:02:48,057 --> 00:02:51,100
Ve gözlükler de, yine
beklediğimiz gibi.
25
00:02:52,617 --> 00:02:55,180
Ama sonra nerede
yaşadığını görüyoruz.
26
00:02:58,097 --> 00:03:00,820
Şimdi onun hakkındaki
imajımıza ne oluyor?
27
00:03:01,237 --> 00:03:04,340
Onun geleneksel olduğuna
dair düşüncemize?
28
00:03:04,552 --> 00:03:05,920
Doğa insanı olduğuna?
29
00:03:06,073 --> 00:03:09,340
Zengin olduğunu
da ekliyor muyuz?
30
00:03:10,660 --> 00:03:13,260
Gerçekten de gösterişli bir ev.
31
00:03:14,800 --> 00:03:16,620
Peki ya bu resim?
32
00:03:17,393 --> 00:03:20,780
Fahri doktora unvanları
ve CBE nişanı almış.
33
00:03:20,896 --> 00:03:24,780
Yani başarılı ve takdir
görmüş biriymiş demek ki.
34
00:03:26,173 --> 00:03:29,060
Bu görüntülerden çok
şey öğreniyor muyuz?
35
00:03:29,226 --> 00:03:32,003
Yoksa onlara kendi
düşüncelerimizi mi yansıtıyoruz?
36
00:03:32,028 --> 00:03:33,580
Ve ona?
37
00:03:39,546 --> 00:03:41,740
Şimdi elinde bir çekiç var.
38
00:03:42,470 --> 00:03:44,740
Ve çarpıcı gözlükler.
39
00:03:50,760 --> 00:03:53,980
Ve bu üç resimde bir
şey fark ediyoruz.
40
00:03:54,580 --> 00:03:56,260
Aynı kolye.
41
00:03:58,980 --> 00:04:01,380
Damlacıklı Concorde gibi.
42
00:04:01,606 --> 00:04:03,860
Ya da Türk işi
bir şeye benziyor.
43
00:04:05,000 --> 00:04:07,700
Çok sık takardı bunu.
44
00:04:08,580 --> 00:04:09,437
Neden?
45
00:04:10,060 --> 00:04:15,620
Rahat ayakkabılar ve yaşlı kadın
gözlükleri onun kim olduğunu gizliyor mu?
46
00:04:16,226 --> 00:04:17,868
Nerelerde bulunduğunu?
47
00:04:27,953 --> 00:04:31,200
Adadaki St Ives'a küçük
bir sirk gelmişti.
48
00:04:31,360 --> 00:04:36,340
Tozlu sıcakta gezinen iki gri
fili görmek tuhaf bir manzaraydı.
49
00:04:36,666 --> 00:04:39,100
Tıpkı gri çorapların
rengindeydiler.
50
00:04:39,706 --> 00:04:44,180
Sonrasında adaların üzerinde yürüyen o
devasa gri filleri gördüğümü hatırlıyorum.
51
00:04:44,597 --> 00:04:47,740
Tam da kayaların kuru
taş rengindeydiler.
52
00:04:55,540 --> 00:05:00,540
Böylece kadına tekrar bakıyor ve onun
nasıl gördüğünü anlamaya başlıyoruz.
53
00:05:01,157 --> 00:05:02,233
Fil.
54
00:05:02,258 --> 00:05:03,173
Çoraplar.
55
00:05:03,198 --> 00:05:04,294
Kayalar.
56
00:05:04,540 --> 00:05:09,100
Muhtemelen daha önce hiç
bir araya gelmemiş üç şey.
57
00:05:11,140 --> 00:05:13,773
Onları günlüğünde
bir araya getirdi.
58
00:05:14,020 --> 00:05:15,193
Kafasında.
59
00:05:15,460 --> 00:05:16,940
Beyninde.
60
00:05:22,256 --> 00:05:25,826
2. Willie'nin Beyni
61
00:05:36,420 --> 00:05:39,743
Bu, unutulmuş bir vizyonerin
beyninin hikayesi.
62
00:05:40,580 --> 00:05:42,640
Dobra, değeri bilinmemiş...
63
00:05:43,073 --> 00:05:44,046
hırslı...
64
00:05:44,118 --> 00:05:45,080
takıntılı...
65
00:05:45,105 --> 00:05:46,361
acayip...
66
00:05:46,386 --> 00:05:48,473
yirminci yüzyıl sanatçısı.
67
00:05:48,681 --> 00:05:49,597
Ressam.
68
00:05:49,622 --> 00:05:50,612
Çizer.
69
00:05:50,637 --> 00:05:51,685
Soyutlamacı.
70
00:05:51,837 --> 00:05:53,256
Ve gezgin.
71
00:05:53,395 --> 00:05:55,232
Wilhelmina Barnes Graham.
72
00:06:01,584 --> 00:06:05,151
Sanırım ilk kez sergilerinden
birinin özel gösteriminde tanıştık.
73
00:06:05,780 --> 00:06:08,345
Annette onun hakkında
bir yazı sipariş etmişti.
74
00:06:08,369 --> 00:06:10,261
Ve bu onun hoşuna gitmişti.
75
00:06:11,844 --> 00:06:13,764
Çok güzeldi.
76
00:06:14,482 --> 00:06:18,340
Çok canlıydı ve insanları
kendine çekerdi.
77
00:06:18,780 --> 00:06:20,445
Ve gücünün farkındaydı.
78
00:06:20,469 --> 00:06:21,665
Bunun bilincindeydi.
79
00:06:21,689 --> 00:06:25,940
Ve bunu zaman zaman
kullanmaktan oldukça memnundu.
80
00:06:26,940 --> 00:06:29,660
Güzelliği oldukça çarpıcıydı.
81
00:06:30,180 --> 00:06:33,185
Güveleri çeken bir
alev gibiydi adeta.
82
00:06:33,209 --> 00:06:37,100
St Ives'taki erkeklerin hepsinin
ondan etkilendiğini biliyorum.
83
00:06:37,780 --> 00:06:39,577
Ve harika bir kahkahası vardı.
84
00:06:41,269 --> 00:06:42,886
Onunla olduğunuzda...
85
00:06:42,910 --> 00:06:45,825
ve kendi sanatı
hakkında konuşurken...
86
00:06:45,849 --> 00:06:47,266
büyüleyiciydi.
87
00:06:47,290 --> 00:06:50,100
Nefesinizi tutmak gibiydi.
88
00:06:51,489 --> 00:06:54,077
Çünkü o kadar canlıydı ki.
89
00:06:54,980 --> 00:06:56,805
Müthiş flörtözdü.
90
00:06:56,829 --> 00:06:58,749
Seninle de flört ederdi.
91
00:06:59,229 --> 00:07:00,245
Kesinlikle.
92
00:07:00,269 --> 00:07:01,157
Pervasızca.
93
00:07:01,182 --> 00:07:03,046
Ve buna bayılırdın.
94
00:07:03,409 --> 00:07:04,525
Muhtemelen.
95
00:07:04,700 --> 00:07:09,380
Sanırım 1980'lerde Edinburgh'da
aynı çevrelerde dolaşıyorduk.
96
00:07:09,669 --> 00:07:11,743
Ben film yapmaya
ilk başladığımda.
97
00:07:12,220 --> 00:07:15,140
Bir sanat galerisi açılışında
hiç omuz omuza geldik mi?
98
00:07:15,900 --> 00:07:18,420
Ona hala mesafeli miyim?
99
00:07:19,060 --> 00:07:22,060
Bu filmi yaparken ona
daha çok yaklaşacak mıyım?
100
00:07:23,860 --> 00:07:25,980
Beyni, cenin
halindeyken gelişti.
101
00:07:28,460 --> 00:07:31,820
O da yine Wilhelmina adındaki
annesinin rahminde büyüdü.
102
00:07:32,540 --> 00:07:35,345
İskoçya'nın alt kademe
soylularından bir kadın.
103
00:07:35,620 --> 00:07:39,380
İskoçya'nın Fife bölgesindeki
St Andrews'ta yaşıyordu.
104
00:07:44,540 --> 00:07:49,140
En erken yaşlarından itibaren görsel
şeylere karşı koyulmaz bir ilgi duyuyordu.
105
00:07:51,780 --> 00:07:53,933
Durdurulamazdı.
106
00:07:54,160 --> 00:07:57,340
Dünyada alışılmadık
bağlantılar görüyordu.
107
00:07:59,266 --> 00:08:04,220
Düzen ve düzensizlik içindeki belirli
türden şeylere ilgi duymaya başladım.
108
00:08:04,692 --> 00:08:06,308
Sıra sıra kareler.
109
00:08:06,332 --> 00:08:07,768
Bazıları birbirine değiyordu.
110
00:08:07,792 --> 00:08:10,540
Bazıları birbirini itiyordu.
111
00:08:11,532 --> 00:08:16,620
Ve bu bana, bu şeylerin ne
yaptığının önemini öğretti.
112
00:08:16,852 --> 00:08:18,128
Nasıl hareket ettiklerini.
113
00:08:18,152 --> 00:08:19,068
Nasıl...
114
00:08:19,092 --> 00:08:20,988
Nasıl bir konuma geldiklerini.
115
00:08:21,012 --> 00:08:22,936
Çevrelerindekileri
nasıl etkilediklerini.
116
00:08:22,961 --> 00:08:25,957
Ve bunun hayatta da böyle
olduğunu fark ettim.
117
00:08:26,192 --> 00:08:29,060
Yani resim yapmaktan
çok şey öğrendim.
118
00:08:29,597 --> 00:08:31,233
Bana hayat hakkında
çok şey öğretti.
119
00:08:31,257 --> 00:08:33,149
Ve hayat da bana resmi öğretti.
120
00:08:34,717 --> 00:08:36,943
"Pilgrimage" (Hac)
diye bir tane var.
121
00:08:37,517 --> 00:08:38,894
1967 tarihli.
122
00:08:38,918 --> 00:08:43,759
Ve o, Kahverengi Üzerine
Vermilyon Kareler'dir.
123
00:08:43,997 --> 00:08:47,793
Bu bir... O zamanlar hac
yolculuklarına çıkıyordum.
124
00:08:47,817 --> 00:08:53,333
Ve bu bir... Onlar tuvalden
dışarı doğru yürüyor gibiler.
125
00:08:53,357 --> 00:08:54,333
Bazıları değiyor.
126
00:08:54,357 --> 00:08:55,623
Bazıları birlikte.
127
00:08:55,677 --> 00:08:57,029
Bazıları eğik.
128
00:08:59,300 --> 00:09:03,060
Beyni kısmen sert babası
tarafından şekillendirildi.
129
00:09:10,690 --> 00:09:15,420
Yemek masasında, onaylamadığında
kullandığı bir kırbacı vardı.
130
00:09:17,132 --> 00:09:20,360
Tıpkı bu filmdeki buz gibi
tehdidi andırır şekilde.
131
00:09:22,140 --> 00:09:26,220
Bu bir engeldi, Edward dönemi
granitinden bir bloktu.
132
00:09:27,557 --> 00:09:30,060
Onun sanatçı
olmasını istemiyordu.
133
00:09:30,977 --> 00:09:36,180
Beyni engeller konusunda, işin içinden
çıkmada, çitleri aşmada iyiydi.
134
00:09:37,129 --> 00:09:38,983
Kısıtlamalardan kaçmada da...
135
00:09:40,180 --> 00:09:44,780
Hayatı boyunca o granit blok
benzeri şeylerle karşılaştı durdu.
136
00:09:45,420 --> 00:09:50,020
Baba figürleri, bir nevi
kırbaçlar ve engellerle.
137
00:09:57,540 --> 00:10:01,180
Erkekler onu hem destekledi
hem de köstek oldu.
138
00:10:03,740 --> 00:10:08,140
Bazı sanat eleştirmenleri
eserlerini, görme biçimini övdü.
139
00:10:10,180 --> 00:10:13,774
Ama birçoğu 20. yüzyıl
İngiliz sanat tarihini...
140
00:10:14,100 --> 00:10:16,460
ondan hiç bahsetmeden anlattı.
141
00:10:22,878 --> 00:10:25,020
Savunmacı bir beyin.
142
00:10:25,940 --> 00:10:29,100
Temkinli, kendine
güvenen bir beyin.
143
00:10:30,500 --> 00:10:32,940
Çitleri aşan bir beyin.
144
00:10:36,797 --> 00:10:38,393
Willie'nin beyni sıra dışıydı.
145
00:10:38,417 --> 00:10:39,523
Bu soru üzerine düşündüm.
146
00:10:39,548 --> 00:10:41,965
Sinestezisi vardı. (bir duyunun
başka bir duyuyu tetiklemesi)
147
00:10:41,990 --> 00:10:45,480
Bu, ona sanatında muazzam
derecede yardımcı olan bir şeydi.
148
00:10:45,757 --> 00:10:48,293
Ve çocukken bile çok belirgindi.
149
00:10:48,317 --> 00:10:50,620
Çünkü şunlar arasında
bir bağlantı kuruyordu...
150
00:10:51,220 --> 00:10:54,260
Renk ile insanlar ve
renk ile mekanlar.
151
00:10:54,687 --> 00:10:56,173
Sinestezi budur işte.
152
00:10:56,197 --> 00:10:59,020
Bu şeyleri bir nevi
birleştirmektir.
153
00:11:02,260 --> 00:11:09,180
Renk Sinestezisi mektubunda, E...
Açık Prusya mavisi, oldukça şeffaf.
154
00:11:11,820 --> 00:11:14,820
F... Pas rengi, kırılgan.
155
00:11:18,860 --> 00:11:21,564
Özel olduğunun farkındaydı.
156
00:11:22,340 --> 00:11:25,500
Ve özel olduğu için bir
kaderi olduğuna inanıyordu.
157
00:11:26,060 --> 00:11:29,044
Benimle sık sık konuştuğu
şeylerden biri...
158
00:11:29,068 --> 00:11:34,780
Çocukken her şeyin... renk, biçim
ve çizgiyle ilgili olduğuydu.
159
00:11:34,987 --> 00:11:37,213
Kırmızının ne kadar
parlak olduğu.
160
00:11:37,607 --> 00:11:40,500
Çakıl taşlarının renkleri.
161
00:11:41,020 --> 00:11:44,403
St Andrews'taki denizin şekli.
162
00:11:44,427 --> 00:11:46,208
Dalgalanmaların nasıl oluştuğu.
163
00:12:20,740 --> 00:12:22,904
Burada sözlü bir duayı alıyor.
164
00:12:22,928 --> 00:12:25,103
Agnus Dei, Tanrı'nın Kuzusu.
165
00:12:25,180 --> 00:12:28,500
Her harfi karşılık gelen
renge dönüştürüyor.
166
00:12:30,863 --> 00:12:34,740
Ve sonra duayı renk tonlarından
oluşan bir ızgarada heceliyor.
167
00:13:32,900 --> 00:13:35,393
St Ives'a 1940'ta gittim.
168
00:13:35,500 --> 00:13:39,060
St Ives'a gitmemin
iki üç sebebi vardı.
169
00:13:39,217 --> 00:13:42,900
Biri, Edinburgh Sanat Koleji'nden
bir seyahat bursu almış olmamdı.
170
00:13:46,020 --> 00:13:50,940
Diğeri ise... Willie'nin aileden
ve İskoçya'dan kaçması gerekiyordu.
171
00:13:53,820 --> 00:13:56,133
Ama sadece St Ives
olduğu için değil.
172
00:13:56,157 --> 00:14:00,820
Orada halihazırda oluşmakta olan
modernist bir grup olduğu için.
173
00:14:01,282 --> 00:14:03,146
Kısmen savaş nedeniyle.
174
00:14:05,997 --> 00:14:08,333
Ve ışıkla ilgili
bir şey de vardı.
175
00:14:08,357 --> 00:14:11,874
Oraya varır varmaz St Ives'ın...
St Ives'ın ışığının...
176
00:14:11,898 --> 00:14:14,540
St Andrews'takine çok
benzediğini fark etti.
177
00:14:18,497 --> 00:14:24,193
Varışımdan hemen sonra Carbis
Koyu'nda bir hanımefendiyle tanıştım.
178
00:14:24,380 --> 00:14:30,300
Savaş sırasında Cornwall'da tek
başıma dolaşmama çok şaşırmıştı.
179
00:14:34,420 --> 00:14:38,460
Elbette belki eskisinden
daha dikkatli baktı.
180
00:14:45,220 --> 00:14:48,140
Eserlerinde ne çok yarım ay var.
181
00:14:49,980 --> 00:14:52,206
On yıllarca tekrarlandı durdu.
182
00:15:02,340 --> 00:15:05,540
Stüdyoları on
yıllarca burada kaldı.
183
00:15:21,700 --> 00:15:25,340
Stüdyo pencereleri onun için
bir tür sinemaya dönüştü.
184
00:16:07,220 --> 00:16:09,300
Kendi aşk hayatı bile.
185
00:16:14,580 --> 00:16:17,140
St Ives'a ait ilk resimleri.
186
00:16:19,100 --> 00:16:22,660
Onun yüksekliğini,
manzarasını, şekillerini sevdi.
187
00:16:27,362 --> 00:16:29,616
Sarı, köşeli güzellik.
188
00:16:35,700 --> 00:16:37,792
İçindeki renk ustası.
189
00:16:51,220 --> 00:16:53,780
St Ives'ın çizilmesi
gerekiyordu.
190
00:17:00,500 --> 00:17:03,220
Ya da sıvılaştırılması,
düzleştirilmesi.
191
00:17:13,780 --> 00:17:15,924
Ne kadar düzleştirirsin?
192
00:17:21,420 --> 00:17:27,322
Willie, St Ives'a tam olarak orada
olmayan şeyleri ne kadar çok yansıttı?
193
00:17:31,820 --> 00:17:35,180
Gördüklerinin ne
kadarını... reddetti?
194
00:17:42,820 --> 00:17:45,020
Bir şey mi arıyordu?
195
00:17:49,260 --> 00:17:51,313
Burada gece vakti var, değil mi?
196
00:17:51,529 --> 00:17:53,418
Ve belki bir hüsran?
197
00:17:53,580 --> 00:17:57,740
Teknelerin ve binaların
görünüşüne karşı bir mücadele.
198
00:18:11,340 --> 00:18:14,772
Willie, St Ives'taki diğer
ünlü sanatçılarla tanıştı.
199
00:18:14,840 --> 00:18:16,494
Naomi Garbeau.
200
00:18:16,657 --> 00:18:17,973
Barbara Hepworth.
201
00:18:18,080 --> 00:18:19,611
Ben Nicholson.
202
00:18:20,686 --> 00:18:22,703
Sık sık onunla dışarı çıkardım.
203
00:18:22,728 --> 00:18:24,119
Arabasıyla.
204
00:18:24,700 --> 00:18:28,433
Arabasını, tuvallerinin üzerinde
gezdirdiği kalemi gibi kullanırdı.
205
00:18:28,457 --> 00:18:30,740
Ve insanlar
yumruklarını sallardı.
206
00:18:33,636 --> 00:18:37,992
Ya yürüyüşe çıkar ya da kayalara
oturup etrafa bakar, sohbet ederdik.
207
00:18:38,017 --> 00:18:39,393
Ve sık sık çizerdik.
208
00:18:39,417 --> 00:18:41,753
Ama yan yana değil.
209
00:18:41,777 --> 00:18:47,020
İşler bitene kadar birbirimizin çalışmasını
görmemiz söz konusu bile değildi.
210
00:18:58,900 --> 00:19:00,819
St Ives çevresindeki
kıyı şeridi...
211
00:19:00,843 --> 00:19:03,700
sanki bir romantik tarafından
boyanmış gibi görünüyor.
212
00:19:04,300 --> 00:19:06,740
Ama Willie romantik değildi.
213
00:19:09,060 --> 00:19:12,400
Gözleri romantik olmayan
şeylere takılırdı.
214
00:19:12,740 --> 00:19:15,140
Beyni başka türlü çalışırdı.
215
00:19:19,230 --> 00:19:21,860
Onun sinestezik olduğunu
zaten biliyoruz.
216
00:19:22,380 --> 00:19:23,922
Ama gençliğine dönüp bakınca...
217
00:19:23,946 --> 00:19:26,700
beyninin nasıl çalıştığına
dair daha fazla işaret vardı.
218
00:19:28,202 --> 00:19:33,300
St Andrews'da çocukken biyolog Darcy
Wentworth Thompson ile tanıştı.
219
00:19:34,697 --> 00:19:37,233
Onu çocukluğumdan
çok iyi hatırlıyorum.
220
00:19:37,257 --> 00:19:42,413
Ve sonra Leonardo da Vinci'yi ve onun dalga
çizimlerini incelediğini görüyorsunuz.
221
00:19:42,437 --> 00:19:46,681
Ve bu beni, tuhaf bir şekilde
Cooper'daki kütüphaneden...
222
00:19:46,705 --> 00:19:50,950
Darcy Thompson'ın Büyüme ve
Biçim kitabını bulmaya yöneltti.
223
00:19:51,717 --> 00:19:53,533
Leonardo da Vinci'ye
geri dönmeye...
224
00:19:53,557 --> 00:19:56,113
St Ives'taki kendi
çalışmalarıma geri dönmeye.
225
00:19:56,137 --> 00:19:59,095
Ve gerçekten o kitap,
Büyüme ve Biçim...
226
00:19:59,359 --> 00:20:02,540
yıllar içinde oldukça
büyük bir etki yarattı.
227
00:20:03,077 --> 00:20:05,053
Adeta çarpılmıştı.
228
00:20:05,657 --> 00:20:08,580
Doğanın bir yapısı ve
bir ızgarası vardı.
229
00:20:09,177 --> 00:20:11,420
Willie'nin zihninde
bir şeyler beliriyordu.
230
00:20:11,899 --> 00:20:15,100
Darcy Thompson'ın kitabı
bu belirmeyi doğruladı.
231
00:20:21,777 --> 00:20:25,460
Ve başka çocuklar da benzer
şeylerden etkilenmişti.
232
00:20:26,177 --> 00:20:30,340
Willie'nin Darcy Thompson'a olan
hayranlığını duyduğumda, vurulmuştum.
233
00:20:31,216 --> 00:20:33,555
Okulda kelimelerle
aram iyi değildi...
234
00:20:33,579 --> 00:20:36,722
ama ızgaraları ve M.C.
Escher'in resimlerini severdim.
235
00:20:38,147 --> 00:20:40,860
Onunla aramdaki
mesafe kapanıyor.
236
00:20:41,737 --> 00:20:43,393
Ve sonra bu oluyor.
237
00:20:43,417 --> 00:20:45,613
Noel ağacımın altında bir kart.
238
00:20:45,637 --> 00:20:48,500
Partnerim bana bir
müzayededen bir tablo almış.
239
00:20:48,837 --> 00:20:51,700
Wilhelmina Barnes Graham'a ait.
240
00:20:53,437 --> 00:20:55,329
Ya da öyle yazıyor.
241
00:20:57,385 --> 00:20:58,776
Geliyor.
242
00:21:09,460 --> 00:21:11,328
Ama bir terslik var.
243
00:21:17,040 --> 00:21:21,540
İmza, Willie'nin el yazısı imzası
gibi kıvrımlı değil, köşeli.
244
00:21:25,317 --> 00:21:26,533
Panik.
245
00:21:26,860 --> 00:21:28,940
Çerçevesinden çıkarıyorum.
246
00:21:30,340 --> 00:21:33,193
Onun hakkındaki hiçbir
kitapta bu tablo yok.
247
00:21:33,260 --> 00:21:35,580
İnternette hiçbir yerde yok.
248
00:21:38,220 --> 00:21:42,220
Ama Darcy Wentworth Thompson ve
Escher'e o kadar benziyor ki.
249
00:21:42,860 --> 00:21:45,260
Bunu Barnes Graham mı yaptı?
250
00:21:45,980 --> 00:21:48,900
Sanırım içinde arayış içinde
bir beyin görebiliyorum.
251
00:21:49,197 --> 00:21:53,620
Çorapları, kayaları ve filleri
gören türden bir beyin.
252
00:21:53,937 --> 00:21:55,328
Ama endişeliyim.
253
00:21:57,036 --> 00:22:01,799
Willie'nin eserlerini ve mirasını
koruyan vakıftaki Rob Airey'e...
254
00:22:02,300 --> 00:22:04,340
e-posta atıp
cevabını bekliyorum.
255
00:22:06,580 --> 00:22:08,940
Rob ile St Ives'a gittim.
256
00:22:11,697 --> 00:22:17,180
Edinburgh'daki vakıfta, bana yıllar
sonrasına ait not defterlerini göstermişti.
257
00:22:17,557 --> 00:22:20,300
Hiç yayınlanmamış,
hiç filme alınmamış.
258
00:22:24,460 --> 00:22:26,193
İlk sayfa burada.
259
00:22:26,217 --> 00:22:27,608
Biliyoruz.
260
00:22:29,076 --> 00:22:31,580
Willie'nin harf-renk
sinestezisi.
261
00:22:32,023 --> 00:22:33,880
Ama sonra bu sayfa.
262
00:22:33,997 --> 00:22:35,893
Bir ızgara üzerinde
renkli bloklar.
263
00:22:35,917 --> 00:22:38,053
Yatay olarak 1'den 24'e.
264
00:22:38,077 --> 00:22:40,247
Dikey olarak 1'den 20'ye.
265
00:22:42,977 --> 00:22:44,396
Bloklar eğik duruyor.
266
00:22:44,589 --> 00:22:46,520
Solda sinestezi.
267
00:22:46,657 --> 00:22:48,660
Sağda sayılar.
268
00:22:52,707 --> 00:22:54,432
Neler oluyor burada?
269
00:22:54,947 --> 00:22:58,523
Sağda sanırım Willie,
resimde somon pembesiyle...
270
00:22:58,547 --> 00:23:01,700
aynı miktarda yeşil olmasını
sağlamaya çalışıyor.
271
00:23:02,147 --> 00:23:04,243
Ama pembe daha büyük karelerde.
272
00:23:04,267 --> 00:23:05,623
Yeşil daha küçüklerde.
273
00:23:05,647 --> 00:23:07,790
Ve baklava dilimlerine dönüşmüş.
274
00:23:09,107 --> 00:23:10,323
Aynısı burada.
275
00:23:10,347 --> 00:23:13,220
Solda, sarı kadar mavi de var.
276
00:23:13,707 --> 00:23:15,104
Ama mavi bir blok halinde.
277
00:23:15,128 --> 00:23:17,220
Ve sarı, arılar gibi vızıldıyor.
278
00:23:25,040 --> 00:23:26,733
Solda Willie yazıyor.
279
00:23:26,757 --> 00:23:30,740
Yeşil 103 eksi 3 eşittir 100.
280
00:23:31,677 --> 00:23:35,060
Kırmızı, yeşilin
yüzde 93 buçuğu.
281
00:23:35,597 --> 00:23:36,988
Neredeyse eşit.
282
00:23:37,037 --> 00:23:38,873
Dengeye yetecek kadar yakın.
283
00:23:38,897 --> 00:23:41,820
Ama belki de keyifli
bir şekilde dengesiz.
284
00:23:45,380 --> 00:23:47,193
Ve burada solda.
285
00:23:47,217 --> 00:23:50,180
Aynı miktarda beyaz
ve turuncu mu var?
286
00:23:50,797 --> 00:23:52,714
Sağda Willie
düşünmeye çalışıyor.
287
00:23:52,738 --> 00:23:54,686
Kendi kendine
İtalyanca öğretmelisin.
288
00:24:21,547 --> 00:24:23,310
Ve burada netleşiyor.
289
00:24:23,335 --> 00:24:24,393
Solda.
290
00:24:24,417 --> 00:24:29,180
Kırmızı 40 artı 25
artı 36 eşittir 101.
291
00:24:31,900 --> 00:24:33,980
100'e yeterince yakın.
292
00:24:34,620 --> 00:24:36,500
Yeşil 100.
293
00:24:36,940 --> 00:24:38,852
Turuncu 100.
294
00:24:40,547 --> 00:24:43,740
Bu iki mor blok 100 ediyor.
295
00:25:21,220 --> 00:25:23,104
Willie'nin beyni parçalıyor.
296
00:25:23,128 --> 00:25:24,663
Ve sayfanın düzenini.
297
00:25:24,687 --> 00:25:27,380
Sonra onu yeni bir şekilde
yeniden inşa ediyor.
298
00:25:28,067 --> 00:25:30,983
Bulduğu şeye derinden
saygı duyuyor.
299
00:25:31,007 --> 00:25:33,380
Ama onu bir makineden süzüyor.
300
00:25:37,079 --> 00:25:39,528
Rubik Küpü, Rothko
ile buluşuyor.
301
00:25:40,327 --> 00:25:42,780
Bu not defterlerinden
bir sürü var.
302
00:25:50,873 --> 00:25:52,829
Matematik size bir
kesinlik verir.
303
00:25:53,007 --> 00:25:54,843
Size bir iskelet sağlar.
304
00:25:54,867 --> 00:25:56,403
Size bir desen sunar.
305
00:25:56,427 --> 00:25:58,790
Sonra ona karşı
çalışabilirsiniz.
306
00:25:58,815 --> 00:25:59,763
Veya onunla birlikte.
307
00:25:59,787 --> 00:26:00,983
Veya onun sınırları içinde.
308
00:26:01,007 --> 00:26:03,500
Veya onun dışına taşabilirsiniz.
309
00:26:05,367 --> 00:26:07,583
Ve onun pek çok tablosunda...
310
00:26:07,607 --> 00:26:08,703
eğer yakından bakarsanız...
311
00:26:08,727 --> 00:26:10,763
aslında bunu hala
görebilirsiniz.
312
00:26:10,787 --> 00:26:12,743
Tasarımın çizilmiş iskeletini.
313
00:26:12,767 --> 00:26:14,158
Ve ölçümü.
314
00:26:21,223 --> 00:26:23,980
Sanat ve sayılarla
dolu yüzlerce sayfa.
315
00:26:24,189 --> 00:26:25,785
Kendini alıkoyamıyordu.
316
00:26:25,883 --> 00:26:27,803
Ne arıyordu?
317
00:26:28,817 --> 00:26:30,203
Belli ki dengeyi.
318
00:26:30,297 --> 00:26:33,140
Resimlerinde bir
tür yapı iskelesi.
319
00:26:34,057 --> 00:26:37,180
Agnus Dei'deki
sinesteziyi de ekleyin.
320
00:26:37,477 --> 00:26:39,980
Ve uyum diyebilir miyiz?
321
00:26:44,067 --> 00:26:45,743
Willie güzel şarkıları severdi.
322
00:26:45,767 --> 00:26:47,715
Ama neden bunca matematik?
323
00:26:48,987 --> 00:26:51,103
1940'larda St Ives'da...
324
00:26:51,127 --> 00:26:53,346
Willie'nin diğer sanatçılardan
oluşan bir çevresi vardı.
325
00:26:53,371 --> 00:26:55,402
Ve ışık ve manzara.
326
00:26:55,427 --> 00:26:57,848
Ama eksik bir şey mi vardı?
327
00:26:58,667 --> 00:27:00,559
Bütün bunlar nereye varıyor?
328
00:27:01,227 --> 00:27:02,963
Bu soru benim de bir parçam.
329
00:27:02,987 --> 00:27:05,540
Çünkü matematik benim
hayatımın da bir parçası.
330
00:27:06,580 --> 00:27:08,863
Elimde beş dövme var.
331
00:27:08,887 --> 00:27:10,943
Beş bir Fibonacci sayısıdır.
332
00:27:11,110 --> 00:27:13,620
Doğada çok sık rastlanır.
333
00:27:13,887 --> 00:27:15,203
Yaprak döngüleri.
334
00:27:15,227 --> 00:27:17,860
Kırmızı lahananın
içindeki sarmallar.
335
00:27:18,747 --> 00:27:22,680
Willie yaprakların ve eğrelti
otlarının alt yüzeylerini severdi.
336
00:27:22,705 --> 00:27:24,235
Ve altın oranı.
337
00:27:24,560 --> 00:27:27,580
Sanırım o da bir
Fibonacci hayranı olurdu.
338
00:27:32,380 --> 00:27:34,283
Zamanı daha da geriye saralım.
339
00:27:34,307 --> 00:27:37,164
1930'lardaki Edinburgh
Sanat Koleji'ne.
340
00:27:37,188 --> 00:27:38,579
Okuduğu yere.
341
00:27:39,046 --> 00:27:40,642
Çizim, kaynağın ta kendisiydi.
342
00:27:40,740 --> 00:27:42,493
Eğitimin köküydü.
343
00:27:44,047 --> 00:27:46,920
Bu aynı zamanda Willie'nin
beyniyle ilgili.
344
00:27:49,107 --> 00:27:51,860
Çizim bir zihin disiplinidir.
345
00:27:52,500 --> 00:27:55,260
Soyut şekiller
keşfetmeye çalışırım.
346
00:27:55,346 --> 00:27:57,502
Konunun gerektirdiklerini
kabul ederek.
347
00:27:57,907 --> 00:28:00,660
Genellikle farklı ruh
hallerine dokunarak.
348
00:28:07,737 --> 00:28:10,540
Leonardo da Vinci de
benzer bir şey yazmıştı.
349
00:28:11,140 --> 00:28:12,050
Demişti ki...
350
00:28:12,075 --> 00:28:14,470
Rutubetten lekelenmiş bazı
duvarları görebilirsiniz.
351
00:28:14,597 --> 00:28:17,140
Veya rengi solmuş taşları.
352
00:28:17,540 --> 00:28:21,460
Bunlarda ilahi manzaraların
benzerliğini görebileceksiniz.
353
00:28:21,902 --> 00:28:23,258
Dağlarla süslü.
354
00:28:23,477 --> 00:28:24,460
Harabeler.
355
00:28:24,485 --> 00:28:25,315
Kayalar.
356
00:28:25,340 --> 00:28:26,420
Ormanlar.
357
00:28:26,456 --> 00:28:29,060
Yüz ifadeleri ve giysiler.
358
00:28:29,737 --> 00:28:32,325
Ve sonsuz sayıda şey.
359
00:28:34,320 --> 00:28:39,580
Ve Willie, görsel ve nörolojik bir şeyi
Leonardo da Vinci'yle paylaşıyordu.
360
00:28:40,751 --> 00:28:43,900
Sol eliyle geriye
doğru yazabiliyordu.
361
00:28:44,317 --> 00:28:46,880
Genellikle sağ eliyle
yazmasına rağmen.
362
00:28:47,417 --> 00:28:50,300
Ve resim yaparken
aynalar kullanırdı.
363
00:28:51,517 --> 00:28:53,513
Resimlere aynadan bakardı.
364
00:28:53,537 --> 00:28:56,580
Ters çevrildiğinde de iyi
göründüklerinden emin olmak için.
365
00:29:01,173 --> 00:29:02,870
Resim bir örüntüdür.
366
00:29:03,427 --> 00:29:05,778
Ve tablolar, ters çevrildiğinde,
yana döndürüldüğünde...
367
00:29:05,802 --> 00:29:08,582
ya da bir aynadan bakıldığında da
aynı derecede etkileyici olmalı.
368
00:29:09,627 --> 00:29:12,620
Resim yaparken sürekli
bir ayna kullanırım.
369
00:29:13,347 --> 00:29:15,883
Kompozisyonlarımı sık
sık ters çevirirdim.
370
00:29:15,907 --> 00:29:17,716
Ve çalışırken yan çevirirdim.
371
00:29:21,780 --> 00:29:26,772
Şimdi Willie'ye, onun zihnine, dünyayı
görme biçimine daha mı yakınız?
372
00:29:27,887 --> 00:29:29,843
1940'ların sonları.
373
00:29:29,867 --> 00:29:32,344
İkinci Dünya Savaşı bitti.
374
00:29:33,707 --> 00:29:36,023
Şimdi St Ives'da.
375
00:29:36,047 --> 00:29:38,480
Ve bir sanatçı olarak mutlu.
376
00:29:38,727 --> 00:29:40,508
Yoksa değil mi?
377
00:29:41,419 --> 00:29:44,420
Yerini, tarzını buldu mu?
378
00:29:44,693 --> 00:29:47,140
Yoksa hala onu mu arıyor?
379
00:29:48,827 --> 00:29:52,638
Willie'nin içinde, kafatasının
içinde bir nesne yatıyordu.
380
00:29:52,687 --> 00:29:53,643
Bir organ.
381
00:29:53,667 --> 00:29:56,580
Bir kutu fabrikasındaki
yangın gibi.
382
00:29:57,767 --> 00:29:59,823
O nesne beyniydi.
383
00:29:59,847 --> 00:30:02,520
Dengine rastlamak üzereydi.
384
00:30:06,560 --> 00:30:10,780
20'li ve 30'lu yaşları boyunca
Willie bir şeyler arıyordu.
385
00:30:11,460 --> 00:30:14,440
Mayıs 1949'da onu buldu.
386
00:30:15,560 --> 00:30:18,300
Bu karşılaşma
hayatını değiştirdi.
387
00:30:20,047 --> 00:30:23,600
İsviçre Alpleri'nde
bir buzula tırmandı.
388
00:30:24,107 --> 00:30:28,740
Buzul yaklaşık 25.000
yıl önce oluşmuştu.
389
00:30:29,580 --> 00:30:32,820
Willie, 110 yıl önce şekillendi.
390
00:30:33,940 --> 00:30:36,543
O gün buzul geri çekiliyordu.
391
00:30:36,740 --> 00:30:39,260
Willie ise ilerliyordu.
392
00:30:40,705 --> 00:30:42,756
3. Tırmanış
393
00:30:43,011 --> 00:30:45,785
29 Mayıs 1949.
394
00:32:49,077 --> 00:32:51,319
Devasa dik duran biçimler.
395
00:32:51,344 --> 00:32:53,627
Cam gibi parlak, keskin kenarlı.
396
00:32:53,812 --> 00:32:58,941
İçinde ve üzerinde eşleşmiş kesikler
barındıran irili ufaklı taşlar.
397
00:33:06,566 --> 00:33:10,287
Güneşin sıcaklığı şekilleri
eritip değiştiriyor.
398
00:33:10,444 --> 00:33:16,382
Birkaç günde kesik bir deliğe
dönüşüyor, nefes alıyor gibi sanki.
399
00:33:28,747 --> 00:33:30,551
Muhteşem şekiller.
400
00:33:30,792 --> 00:33:34,025
Katılık ve şeffaflığın zıtlığı.
401
00:34:22,662 --> 00:34:27,860
Cama benzerliği ve şeffaflığı, sert
pürüzlü sırtlarla birleşince...
402
00:34:28,243 --> 00:34:32,580
bende bir eserde tüm açıları,
yukarıdan, içinden...
403
00:34:33,620 --> 00:34:38,710
ve çepeçevre, bir kuşun uçuşu gibi,
bütünsel bir deneyim olarak...
404
00:34:38,735 --> 00:34:41,041
birleştirme isteği uyandırdı.
405
00:36:15,387 --> 00:36:18,033
Bir çığın korkunç
gümbürtüsünü...
406
00:36:18,057 --> 00:36:22,797
ve uzaktaki zirvelerde tuz
sızıntısı gibi görünen şeyi duydum.
407
00:36:32,554 --> 00:36:37,100
Kendimi dağ yamacından aşağı yuvarlamak
için dehşet verici bir arzu hissettim.
408
00:38:07,216 --> 00:38:12,860
Tüm bunlar ve hem güzel hem korkutucu
nice ruh halleri beni büyüledi.
409
00:38:17,487 --> 00:38:22,520
Hayatta çok daha derin şeylere ani
bir bakış atılan o nadir deneyimler.
410
00:38:29,259 --> 00:38:32,540
4. Bulaşmış
411
00:44:26,623 --> 00:44:31,420
Willy, Grindelwald Buzulu'na
Brotherton ailesiyle birlikte tırmandı.
412
00:44:31,980 --> 00:44:34,473
Sadece bir tatil
olması gerekiyordu.
413
00:44:34,580 --> 00:44:38,620
Hayatının ve sanatının
değişeceğini öngörmedi.
414
00:44:39,820 --> 00:44:45,180
Ama onun beyin makinesi, yakıtı
tam, ateşlenmeye hazırdı.
415
00:44:47,060 --> 00:44:48,964
Onu ne ateşledi?
416
00:44:49,460 --> 00:44:50,940
Işık mıydı?
417
00:44:51,620 --> 00:44:55,092
St Andrews ve St Ives'ın
kıyı ışığını biliyordu.
418
00:44:55,460 --> 00:44:59,040
Ama bu sedefliydi, Ayımsıydı.
419
00:44:59,457 --> 00:45:00,873
Saf beyaz yoktu.
420
00:45:00,905 --> 00:45:02,700
Parlak beyazlar,
simsiyahlar yoktu.
421
00:45:07,100 --> 00:45:10,300
Işıkta beklenmedik
zıtlıklar vardı.
422
00:45:14,700 --> 00:45:19,640
Gündüz tırmandı, ama bazı buzul
resimleri gece manzarası gibiydi.
423
00:45:20,280 --> 00:45:25,220
Üst kısım bir tür gökyüzü, belki de
koyulaştırmak için üzerine boyanmış.
424
00:45:27,133 --> 00:45:29,387
David Lynch buna bayılırdı.
425
00:45:30,220 --> 00:45:32,073
Peki ya ses?
426
00:45:36,740 --> 00:45:39,353
Buzda çizmelerin çıtırtısı...
427
00:45:39,377 --> 00:45:45,067
buzullar gıcırdar, çatlar ve
çınlar, bir davulun gerginliği gibi.
428
00:45:45,940 --> 00:45:51,780
Resimler ses uyandırıyor mu,
kazıma sesini, yalnızlığı?
429
00:45:52,500 --> 00:45:55,500
Kendini yalnız kurt
olarak tanımlardı.
430
00:45:57,420 --> 00:45:59,580
Peki ya renk?
431
00:46:00,020 --> 00:46:04,740
Bu muhtemelen İsviçre'deyken
yaptığı birkaç resimden biri.
432
00:46:05,700 --> 00:46:09,700
Renkler ne kadar
bastırılmış, kısıtlanmış.
433
00:46:10,687 --> 00:46:15,180
Ve bu, yeşilimsi
mavinin onlarca tonu.
434
00:46:16,620 --> 00:46:21,180
Mavi, gökyüzünden
çok yerde, buzda.
435
00:46:24,820 --> 00:46:28,940
Eğer buradaki üst kısım bir
tür gökyüzüyse, kahverengi.
436
00:46:30,140 --> 00:46:33,860
Aşağı doğru indikçe,
mavileşiyor, açılıyor.
437
00:46:34,460 --> 00:46:36,780
Bu resimde bir dalış mı var?
438
00:46:39,620 --> 00:46:42,303
Bir buzula tırmanırken
vücudunuzu hissedersiniz.
439
00:46:42,460 --> 00:46:45,260
Willy'nin bacak
kasları yandı mı?
440
00:46:46,060 --> 00:46:49,241
Hayatı boyunca akciğer
sorunları yaşadı...
441
00:46:49,265 --> 00:46:53,180
bu yüzden hırıltılı nefes almış,
nefes almakta zorlanmış olmalı.
442
00:46:56,140 --> 00:46:58,620
Vücuduna aşırı oksijen mi doldu?
443
00:46:58,867 --> 00:47:00,258
Kafası mı iyiydi?
444
00:47:05,540 --> 00:47:07,261
Peki ya cinsiyet?
445
00:47:07,697 --> 00:47:11,740
Kadınlar Alpler'e tırmanırdı, ama orası
daha çok erkeklerin oyun alanıydı.
446
00:47:12,940 --> 00:47:16,020
Kalıplaşmış yargılara karşı
gelmekten hoşlandı mı?
447
00:47:17,300 --> 00:47:22,460
Yükseğe tırmanmadı, ama babasının ondan
bekleyeceği bir şey değildi bu, değil mi?
448
00:47:24,620 --> 00:47:27,620
Ve bir tür sanatsal
başkaldırı da vardı.
449
00:47:28,123 --> 00:47:31,100
Alpler'deki neredeyse her
ressam yukarı bakardı.
450
00:47:31,436 --> 00:47:33,579
Mavi gökyüzü, kahverengi toprak.
451
00:47:34,100 --> 00:47:36,700
Oyulmuş bir görkem sundular.
452
00:47:36,850 --> 00:47:41,820
İçine yolculuk edilecek, gündelik
dünyayı terk etmek için yüce merdivenler.
453
00:47:42,839 --> 00:47:50,737
Willy, eski kompozisyonlardan, standart
romantizmden heyecan duymadan aşağı baktı.
454
00:47:51,920 --> 00:47:55,300
Aşağıda, buzun içinde gördü.
455
00:47:55,637 --> 00:47:57,084
Ama ne?
456
00:47:57,677 --> 00:48:01,860
Arkadaşı Naum Gabo'nun pleksiglas
heykelleri gibi bir şey.
457
00:48:11,540 --> 00:48:13,393
Doğanın bir maketi.
458
00:48:13,740 --> 00:48:15,031
Bir kafes yapı.
459
00:48:21,300 --> 00:48:23,674
Ve matematik diyebilir miyiz?
460
00:48:29,540 --> 00:48:31,980
Sol altta bir parabol.
461
00:48:32,540 --> 00:48:35,500
Ortada sola eğimli
büyük bir kare.
462
00:48:36,337 --> 00:48:39,100
Ama sadece bir kare değil.
463
00:48:40,140 --> 00:48:44,760
İçinden, ötesinden arkasındaki
yeşilleri ve beyazları...
464
00:48:44,784 --> 00:48:48,180
çizgileri ve iskelet
yapıları görebiliyoruz.
465
00:48:49,140 --> 00:48:51,180
Bir tür röntgen gibi.
466
00:48:56,460 --> 00:48:59,284
Soldaki resim bir sahne
dekoru gibi duruyor.
467
00:48:59,740 --> 00:49:02,743
Nijinsky'nin önünde dans
edebileceği bir şey.
468
00:49:02,767 --> 00:49:03,683
Dramatik.
469
00:49:03,707 --> 00:49:05,098
Gerçeküstü.
470
00:49:05,620 --> 00:49:10,700
Sağdaki resim, soldakine
bakan bir matematikçi gibi.
471
00:49:13,340 --> 00:49:16,911
Büyük kavisli dalga ya da
uçurum yüzeyi içinde...
472
00:49:16,935 --> 00:49:19,983
ovalimsi şekiller ve
elipsler barındırıyor.
473
00:49:20,007 --> 00:49:22,700
Sol granit, sağ cam.
474
00:49:22,967 --> 00:49:24,358
Buz.
475
00:49:27,707 --> 00:49:30,180
Bu David Bowie'nindi.
476
00:49:31,347 --> 00:49:34,780
Willy'nin bir başka
şeffaf kedi beşiği.
477
00:49:37,656 --> 00:49:42,172
Eleştirmenler bazen Willy'nin bu formları
Barbara Hepworth'tan aldığını söylerdi.
478
00:49:42,660 --> 00:49:45,376
Ama Willy'nin
buzulu özümsemesi...
479
00:49:45,401 --> 00:49:47,548
buna bulaşma da diyebiliriz...
480
00:49:47,713 --> 00:49:51,460
sadece sanatın etkisinden
daha ilkel bir şey.
481
00:49:53,056 --> 00:49:57,620
Bu, örneğin, dört tablo
kadar görsel olarak karmaşık.
482
00:49:58,577 --> 00:50:01,900
İçinde piramitler ve gün
ışığı var gibi görünüyor.
483
00:50:02,717 --> 00:50:07,460
Ve yüzeyde gece,
tasarım ve özgüven.
484
00:50:09,597 --> 00:50:12,741
Pervasızlık ve mühendislik.
485
00:50:15,620 --> 00:50:19,460
Bulaşmış bir beynin portresi.
486
00:50:21,740 --> 00:50:24,540
İnsan bir şeylerde kendini
görebiliyor, değil mi?
487
00:50:24,954 --> 00:50:27,876
Bir aydınlanma, bir
empati kıvılcımı.
488
00:50:28,980 --> 00:50:33,524
Ralph Waldo Emerson şöyle yazmış:
Şair dünyayı cama çevirir.
489
00:50:34,660 --> 00:50:37,900
Demek istediği, şairin
onu saydam kıldığıydı.
490
00:50:44,140 --> 00:50:48,180
Willy buzula girdi, tıpkı
bir manzaraya girer gibi.
491
00:50:51,920 --> 00:50:54,443
5. Uzaktan
492
00:51:00,340 --> 00:51:03,700
Willy'nin tırmanışından bu
yana yaklaşık yetmiş yıl geçti.
493
00:51:04,240 --> 00:51:07,780
Grindelwald hala o uykulu
görkemini sürdürüyor.
494
00:51:18,860 --> 00:51:23,660
Edinburgh'a dönünce, resmimi Barnes
Graham Vakfı'ndaki Rob'a götürüyorum.
495
00:51:25,100 --> 00:51:29,660
Bana aynı köşeli Willy imzasına
sahip birkaç tablo gösteriyor.
496
00:51:30,897 --> 00:51:33,095
İçim biraz daha rahatlıyor.
497
00:51:33,277 --> 00:51:35,740
Belki de hayatıma
daha çok giriyor.
498
00:51:38,900 --> 00:51:44,420
Mayıs 1949'dan sonraki on yıllarda
Willy'ye ve sanatına ne oldu?
499
00:51:45,940 --> 00:51:47,953
11 Kasım'da tanıştık.
500
00:51:47,977 --> 00:51:49,535
Bu adam yanıma geldi.
501
00:51:50,540 --> 00:51:52,010
Yanıma gelip dedin ki...
502
00:51:52,034 --> 00:51:55,973
"Kimse bana Willy Barnes Graham'ın
St Ives'a döndüğünü söylemedi."
503
00:51:55,997 --> 00:51:58,140
Ve düşündüm ki, bu ne cüret!
504
00:51:59,097 --> 00:52:05,180
Ve sonra kısa süre sonra buluştuk,
yola koyulduk ve tepeleri aştık.
505
00:52:06,697 --> 00:52:09,409
Grindelwald'dan döndüğünde...
506
00:52:10,570 --> 00:52:12,360
İstasyondaydın.
507
00:52:13,757 --> 00:52:15,440
Seni bekliyordum.
508
00:52:15,557 --> 00:52:18,860
Ve o Ekim ayında
İskoçya'da evlendik.
509
00:52:18,885 --> 00:52:19,760
Seni bekliyordum.
510
00:52:19,785 --> 00:52:24,180
Ve o zamana kadar, ne kadar
değerli olduğumu fark etmiştin...
511
00:52:24,440 --> 00:52:27,601
ve beni artık es
geçemeyeceğini anlamıştın.
512
00:52:27,937 --> 00:52:29,140
Elmas.
513
00:52:33,497 --> 00:52:35,513
Sonra evlilik.
514
00:52:35,580 --> 00:52:37,273
Ondan epey gençti.
515
00:52:37,297 --> 00:52:39,000
Pek uzun sürmedi.
516
00:52:39,177 --> 00:52:41,620
Ve sanırım ondan
sonra yalnız kaldı.
517
00:52:42,460 --> 00:52:45,740
1970'lere kadar yalnızdı.
518
00:52:50,367 --> 00:52:53,683
St Ives ve Cornwall
artık pek aynı değildi.
519
00:52:53,707 --> 00:52:55,822
Buzullar'dan uzun
zaman sonraydı.
520
00:52:55,847 --> 00:52:58,546
Porthleven, yarımadanın
diğer ucunda.
521
00:53:00,340 --> 00:53:05,460
Oranın çizimi, Alp aydınlanmasından
pek etkilenmiş görünmüyor.
522
00:53:07,151 --> 00:53:09,294
Ama sonra tablosu...
523
00:53:10,627 --> 00:53:12,686
Epik ve bloklu.
524
00:53:13,373 --> 00:53:14,764
Kutular.
525
00:53:15,700 --> 00:53:18,143
Sanki tahta oyuncaklardan
yapılmış gibi.
526
00:53:25,980 --> 00:53:30,460
Willie sadece 1950'lerde
bile bir ömürlük resim yaptı.
527
00:53:31,020 --> 00:53:34,283
Ödüller kazandı ve
birçok sergide yer aldı.
528
00:53:34,460 --> 00:53:40,060
Bazı Buzul resimleri kamu ve özel
koleksiyoncular tarafından satın alındı.
529
00:53:43,677 --> 00:53:45,980
Cornwall buzullarla kaplandı.
530
00:53:50,270 --> 00:53:53,025
Kompozisyon C, 1954.
531
00:53:57,900 --> 00:54:00,466
Wharfdale'de Kar, 1957.
532
00:54:00,803 --> 00:54:03,020
Leeds'te ders verirken.
533
00:54:07,060 --> 00:54:09,256
Burada öfkeli mi?
534
00:54:14,060 --> 00:54:18,500
Gözleri, trendeyken olduğu gibi
bir şeyden diğerine mi kayıyor?
535
00:54:25,770 --> 00:54:29,180
Willie'nin 1950'lerdeki
çalışmalarının vahşiliği...
536
00:54:29,499 --> 00:54:31,780
Beyni değişmişti.
537
00:54:37,140 --> 00:54:40,103
50'lerde pek çok şeydi.
538
00:54:40,380 --> 00:54:41,863
Çılgınca üretken.
539
00:54:41,887 --> 00:54:43,223
Rahatsız.
540
00:54:43,247 --> 00:54:44,323
Depresif.
541
00:54:44,347 --> 00:54:45,703
Tükenmiş.
542
00:54:45,727 --> 00:54:46,803
Durdurulamaz.
543
00:54:46,827 --> 00:54:48,413
Gezgin.
544
00:54:49,740 --> 00:54:52,663
Paris'te heykeltıraş
Giacometti ile tanıştı.
545
00:54:52,687 --> 00:54:55,103
Sanatçı Constantine Brancusi.
546
00:54:55,127 --> 00:54:58,060
Ve Sophie Arp'ın
resimlerini gördü.
547
00:54:59,567 --> 00:55:03,140
Arp'ın 1934 tarihli resmi,
Hareket Eden Daireler.
548
00:55:03,620 --> 00:55:07,460
Bunun yankılarını daha sonra
Willie'nin işlerinde görebilir miyiz?
549
00:55:09,300 --> 00:55:12,220
Ve sonra... Bir adam
ve bir köpek vardı.
550
00:55:12,987 --> 00:55:14,643
Willie'nin arkadaşı Jeff...
551
00:55:14,667 --> 00:55:18,620
St Ives'tan arabayla bir saat
uzaklıkta Quintrell Downs'ta yaşıyordu.
552
00:55:19,460 --> 00:55:22,500
Scruffy adında büyük
bir kırma köpeği vardı.
553
00:55:22,707 --> 00:55:24,323
Scruffy'nin büyük
kulakları vardı.
554
00:55:24,347 --> 00:55:30,700
Ve Jeff'in kucağına oturduğunda, Willie o
kulakların arasından Jeff'i görebiliyordu.
555
00:55:31,707 --> 00:55:34,823
1952'de Willie bu resmi yaptı.
556
00:55:34,847 --> 00:55:36,461
Kırmızı Masa.
557
00:55:37,780 --> 00:55:41,929
Kısa süre sonra
masanın beşgen şekli...
558
00:55:41,953 --> 00:55:47,980
sağdaki Jeff ve Scruffy adlı bir
dizi tabloya çitleri aşıp geçti.
559
00:55:48,940 --> 00:55:50,483
Bir adam ve köpeği.
560
00:55:50,740 --> 00:55:53,540
Ama aslında bir şekil
ve başka bir şekil.
561
00:55:54,140 --> 00:55:56,263
Her zaman beşgen.
562
00:55:56,540 --> 00:55:58,840
Ve her zaman bir yarım ay.
563
00:55:59,180 --> 00:56:02,180
Tıpkı St Ives'taki yarım ay
şeklindeki kumsallar gibi.
564
00:56:02,827 --> 00:56:05,584
Ayrıca iki şekil
arasında iki çizgi.
565
00:56:06,180 --> 00:56:08,278
Masa bacakları gibi.
566
00:56:12,067 --> 00:56:14,103
Willie burada
doğaçlama yapıyordu.
567
00:56:14,260 --> 00:56:15,483
Bir beşgen.
568
00:56:15,507 --> 00:56:16,343
Bir masa.
569
00:56:16,367 --> 00:56:17,683
Bir arkadaş.
570
00:56:17,707 --> 00:56:19,583
Ya da hepsi bir blok.
571
00:56:19,607 --> 00:56:23,103
Ve kumsalın kavisi
gibi bir köpek.
572
00:56:23,127 --> 00:56:27,100
Fil çoraplar kayalar serbest
düşüncesine geri dönüş.
573
00:56:33,286 --> 00:56:35,516
Ve Roma'ya gittik...
574
00:56:36,180 --> 00:56:37,664
Toskana'ya...
575
00:56:38,260 --> 00:56:40,460
Güney Sicilya.
576
00:56:42,887 --> 00:56:44,300
Aynen öyle.
577
00:56:53,016 --> 00:56:53,912
Assisi.
578
00:56:53,938 --> 00:56:54,782
Roma.
579
00:56:54,807 --> 00:56:55,773
Palermo.
580
00:56:55,797 --> 00:56:56,713
Siraküza.
581
00:56:56,737 --> 00:56:57,628
Porticello.
582
00:56:57,653 --> 00:56:58,733
Chiesure.
583
00:56:58,757 --> 00:56:59,353
Termina.
584
00:56:59,377 --> 00:57:00,473
Santa Elia.
585
00:57:00,497 --> 00:57:01,693
Palinuro.
586
00:57:01,717 --> 00:57:02,793
Burano.
587
00:57:03,160 --> 00:57:04,793
Monte Olivetti.
588
00:57:04,817 --> 00:57:05,873
Floransa.
589
00:57:05,897 --> 00:57:06,873
Fiesole.
590
00:57:06,897 --> 00:57:07,733
Venedik.
591
00:57:07,757 --> 00:57:08,573
Milano.
592
00:57:08,597 --> 00:57:09,994
San Gimignano.
593
00:57:11,980 --> 00:57:16,700
Turistlerin gördüğü
aynı şeylere mi baktı?
594
00:57:17,940 --> 00:57:21,100
Yoksa başka şeyler
mi gözüne çarptı?
595
00:57:23,020 --> 00:57:28,700
Başını kaldırıp Virgil'in dünyasına
ve Rönesans şehirlerine baktı mı?
596
00:57:29,980 --> 00:57:31,660
Yoksa aşağıya mı?
597
00:57:56,020 --> 00:57:59,079
En iyi İtalyan çizimleri
ve tabloları...
598
00:57:59,103 --> 00:58:02,500
onun görsel düşüncesini ve
yapısal anlayışını derinleştirir.
599
00:58:05,780 --> 00:58:07,980
Gitmeden önce şöyle yazmıştı...
600
00:58:08,156 --> 00:58:11,932
Yıllardır tutkum İtalya'daki
manzarayı incelemekti.
601
00:58:12,419 --> 00:58:16,434
Bellini, Piero della Francesca,
Mantegna'daki portrelerin...
602
00:58:16,458 --> 00:58:18,220
arkasında yatan manzaraları.
603
00:58:18,630 --> 00:58:21,984
Yarı şeffaf düzlemler
açısından...
604
00:58:22,008 --> 00:58:25,300
manzara, kaya ve
denizin çağrışımlarını.
605
00:58:43,187 --> 00:58:47,679
Chiesure'da, yağmurun
şekillendirdiği...
606
00:58:47,703 --> 00:58:51,860
ona buzulları hatırlatan
kil manzaraları buldu.
607
00:58:56,620 --> 00:59:00,060
Ve sonra İtalya'da rengin
yeni kullanımları var.
608
00:59:01,830 --> 00:59:03,820
Astar boyalar.
609
00:59:07,797 --> 00:59:09,828
Kehribar buzulları.
610
00:59:11,976 --> 00:59:16,660
Akdeniz ışığında
dönüşmüş bir İsviçre.
611
00:59:25,415 --> 00:59:28,929
Genç işçi sınıfı
erkekleri, pop müzik...
612
00:59:28,953 --> 00:59:33,260
coşkulu Londra, yeni bir
on yıl, yeni cinsellikler.
613
00:59:36,709 --> 00:59:41,050
Şimdi 50'lerinde, Beatles
ve Rolling Stones çağında...
614
00:59:41,075 --> 00:59:43,860
Willie muhtemelen
havalı görünmüyordu...
615
00:59:44,145 --> 00:59:49,049
uluslararası sergiler açıyordu,
moda olmaya çalışmıyordu.
616
00:59:49,727 --> 00:59:51,564
Dışlanmış hissettiğini
söylüyordu.
617
00:59:51,588 --> 00:59:53,284
Farklı cevaplar arıyordu.
618
00:59:54,186 --> 00:59:56,000
Londra'da yaşadı.
619
00:59:56,047 --> 00:59:58,860
Bu, Thames'te Kahverengi Tablo.
620
01:00:02,564 --> 01:00:06,070
Meditasyon Serisi
Asamblaj, 1966.
621
01:00:08,816 --> 01:00:10,207
Sürü.
622
01:00:13,097 --> 01:00:14,794
Neler oluyor burada?
623
01:00:15,180 --> 01:00:16,853
Kalabalık hissi mi?
624
01:00:17,180 --> 01:00:18,700
Bunalmışlık mı?
625
01:00:21,096 --> 01:00:24,428
Gerilim İçinde - 1968
626
01:00:28,057 --> 01:00:29,643
Ve yine bu.
627
01:00:35,740 --> 01:00:39,913
Willie 60'larda dini hac
yolculuklarına çıkmaya başladı.
628
01:00:40,260 --> 01:00:46,540
Hac arkadaşları, Hindistan aşramlarındaki
Beatles'a hiç benzemiyordu.
629
01:00:47,500 --> 01:00:53,220
Ama Willie'nin tabloları, Beatles'ın
sonraki şarkıları gibiydi.
630
01:00:54,836 --> 01:01:01,072
Yolda başka insanlarla kafileler
halinde ilerlemek, onlara sokulmak.
631
01:01:01,580 --> 01:01:03,874
Willie 60'larda Carl
Gustav Jung okuyordu.
632
01:01:03,898 --> 01:01:07,380
Ve Bahai dinine ilgi
duymaya başladı.
633
01:01:08,260 --> 01:01:11,073
Bu resim, Dokuzlu Meclis.
634
01:01:11,220 --> 01:01:13,473
Her katmanda dokuz kare var.
635
01:01:13,600 --> 01:01:19,380
Bahai inancındaki dokuzun kutsal bir sayı
olduğu inancından esinlenmiş olabilir.
636
01:01:19,757 --> 01:01:22,720
İnsanların o sayıda
birleştiği düşüncesinden.
637
01:01:23,140 --> 01:01:26,180
Ancak kareler
birbirine sürtüyor.
638
01:01:26,620 --> 01:01:28,691
Burada bir gerilim var.
639
01:01:42,220 --> 01:01:44,780
60'ların sonu ve 70'ler.
640
01:01:45,140 --> 01:01:46,942
Kadın hareketi.
641
01:01:47,780 --> 01:01:49,388
Ama merak ediyorum...
642
01:01:50,140 --> 01:01:54,345
erkek ressamlar ve kadın ressamlar
olaylara farklı mı yaklaşıyor?
643
01:01:54,370 --> 01:01:55,663
Böyle bir şey fark ettiniz mi?
644
01:01:55,687 --> 01:01:56,858
Bundan anlayabilir miydiniz?
645
01:01:56,883 --> 01:01:58,098
Bugün pek değil.
646
01:01:58,127 --> 01:02:00,388
Takma adım Willie olduğu için...
647
01:02:00,983 --> 01:02:07,340
çalışmalarımın öğrenilene kadar hep
bir erkeğe ait sanıldığını keşfettim.
648
01:02:07,700 --> 01:02:11,904
Ve bu yüzden sık sık arka
planda kalmaya çalışırım.
649
01:02:12,140 --> 01:02:15,366
Çünkü geçmişte bir
koleksiyoncu...
650
01:02:16,046 --> 01:02:20,540
kadın olduğumu öğrenince, bir
şekli değiştirmemi istedi.
651
01:02:20,867 --> 01:02:23,860
Ve satışı kaybedebilirdim.
652
01:02:26,860 --> 01:02:31,123
Sanırım kadınlar detaya
dikkat etmeye daha yatkın.
653
01:02:31,147 --> 01:02:38,340
Oysa erkekler daha çok ana şekillere
ve fikre yönelmeye meyilli.
654
01:02:38,507 --> 01:02:39,784
Ve ona bağlı kalmaya.
655
01:02:39,808 --> 01:02:41,838
Şimdi tüm bunlar değişiyor.
656
01:02:44,420 --> 01:02:47,136
Willie, kesinlikle
öyle hissediyordu...
657
01:02:47,160 --> 01:02:50,296
ve pratik anlamda da
öyleydi, görmezden gelindi.
658
01:02:50,527 --> 01:02:54,300
Özellikle 60'lar,
70'ler ve sonrasında.
659
01:03:00,527 --> 01:03:03,783
Ayrıca çok güçlü bir
erkek-kadın ayrımı vardı.
660
01:03:04,380 --> 01:03:06,904
Koleksiyoncular kadın
sanatçı istemiyordu.
661
01:03:06,928 --> 01:03:10,523
Çünkü daha kısa kariyerleri
olacağını düşünüyorlardı.
662
01:03:10,547 --> 01:03:12,563
Çünkü evlenip
çocuk yapacaklardı.
663
01:03:12,587 --> 01:03:15,534
Ayrıca bir süredir
yaşadığı St Ives'da...
664
01:03:15,558 --> 01:03:19,443
erkek sanatçılar birbirleriyle
oldukça rekabet içindeydi.
665
01:03:19,467 --> 01:03:21,660
Ama özellikle
kadın sanatçılarla.
666
01:03:21,947 --> 01:03:24,117
Yani biraz ihmal edilmişti.
667
01:03:28,717 --> 01:03:31,133
Kendi reklamını
yapmada iyi miydi?
668
01:03:31,157 --> 01:03:36,553
Sanat dünyasının insanlar hakkında
hikayelere ihtiyacı olduğunu anlıyor muydu?
669
01:03:36,577 --> 01:03:39,193
Tabiri caizse, ikna
edilmesi gerektiğini?
670
01:03:40,097 --> 01:03:42,900
Sanırım bu anlamda masumdu.
671
01:03:43,397 --> 01:03:45,313
Biraz dik başlıydı.
672
01:03:45,337 --> 01:03:48,060
Sistemi nasıl idare
edeceğini bilmiyordu.
673
01:03:48,900 --> 01:03:51,273
Bir şeyi beğenmezse söylerdi.
674
01:03:51,297 --> 01:03:53,133
Ve insanlarla tartışırdı.
675
01:03:53,157 --> 01:03:57,540
Ve bu, insanları rahatlatmanız
ve pohpohlamanız gerektiğinde...
676
01:03:57,782 --> 01:03:59,636
pek de yardımcı olmuyordu.
677
01:04:07,507 --> 01:04:12,292
1977'de, Londra'daki Royal
Academy'nin büyük sergisi...
678
01:04:12,316 --> 01:04:15,858
“Britanya Resmi,
1952'den 1953'e” açıldı.
679
01:04:16,227 --> 01:04:19,780
Willy'nin tek bir
resmini bile içermiyordu.
680
01:04:23,823 --> 01:04:26,603
Bu, Willy'nin "Agnes
Day" defterine benziyor.
681
01:04:26,945 --> 01:04:28,441
Ama daha görkemli.
682
01:04:28,466 --> 01:04:30,553
Daha belirgin bir
şekilde müzikal.
683
01:04:35,656 --> 01:04:41,940
70'lerde anı yaşamayı seven bir
kadın, geriye dönüp buzullara baktı.
684
01:04:49,594 --> 01:04:52,100
Ve sonra Orkney'e gittim.
685
01:04:55,576 --> 01:04:58,560
Sanat Merkezi'nde
bir sergim vardı.
686
01:05:15,460 --> 01:05:18,705
Çoğu insan Orkney'e
geldiğinde...
687
01:05:18,729 --> 01:05:23,180
dışarıya ve yukarıya, şu
dramatik Hoy adasına bakar.
688
01:05:23,677 --> 01:05:28,900
Ama tıpkı Alpler'de olduğu gibi,
Willy'nin gözleri manzaraya takılmadı.
689
01:05:29,237 --> 01:05:32,820
Aşağıya, ayaklarının
dibindekine baktı.
690
01:05:39,820 --> 01:05:41,934
Sahilde geziniyordum.
691
01:05:42,420 --> 01:05:45,253
Vay canına, taş levhaların
üzerinde yürüyordum.
692
01:05:45,277 --> 01:05:48,237
Ve Orkney'e gidenleriniz bunun ne
anlama geldiğini çok iyi bilir.
693
01:05:56,280 --> 01:05:59,460
Warbeth'in dikdörtgen levhaları.
694
01:06:18,897 --> 01:06:22,800
Sonra kuzeye, Orkney
anakarasına, Birsay'e yöneldi.
695
01:06:26,500 --> 01:06:28,940
Ve eğer güneş parlarsa...
696
01:07:06,918 --> 01:07:08,679
80'lerdeki Orkney...
697
01:07:08,703 --> 01:07:13,740
Willy için neredeyse 40'lardaki
İsviçre kadar görsel olarak yoğundu.
698
01:07:43,220 --> 01:07:48,680
Ve St Andrews'taki evi Belmungo'dan
oldukça bozuk bir yoldan aşağı yürüyorduk.
699
01:07:49,057 --> 01:07:51,580
Durduk ve su
birikintileri vardı.
700
01:07:52,537 --> 01:07:57,613
Bastonunu ona vurdu ve yarıldı.
701
01:07:57,700 --> 01:08:00,333
Ve bir buzul gibi oldu.
702
01:08:00,357 --> 01:08:02,140
Buz paramparça oldu.
703
01:08:04,357 --> 01:08:11,040
70'lerde, 80'lerde, ona hatırlattığı
için tekrar buz çizip boyamaya başladı.
704
01:08:11,337 --> 01:08:17,140
Ama buzullarla o bağlantıyı
kuran onun hayal gücüydü.
705
01:08:18,677 --> 01:08:24,112
Ve sonra asistanı ve yoldaşı
Rowan James ile tanıştım...
706
01:08:24,136 --> 01:08:26,897
ve hepimiz birbirimizi sevdik.
707
01:08:26,977 --> 01:08:28,591
Bu yüzden iletişimde kaldık.
708
01:08:28,697 --> 01:08:33,660
Ve bir kitap fikrini ortaya attıklarında,
birlikte daha fazla zaman geçirdik.
709
01:08:35,457 --> 01:08:41,671
Birlikte, tüm bu önyargıya ve çalışmalarına
yönelik destek eksikliğine karşı...
710
01:08:41,695 --> 01:08:45,500
çok daha güçlü bir savunma
hattı oluşturdular sanırım.
711
01:08:45,636 --> 01:08:48,821
Rowan, çalışmalarının çok
iyi bir destekçisiydi...
712
01:08:48,845 --> 01:08:51,704
ve galerilerle olan tüm
o bağlantıyı devraldı.
713
01:08:52,740 --> 01:08:54,708
Ve tanıştığımızda...
714
01:08:55,116 --> 01:08:57,890
St Ives'taki kilit
bir figür olarak...
715
01:08:57,914 --> 01:09:01,054
konumunun tanınması
gerektiğine kararlıydılar.
716
01:09:01,700 --> 01:09:05,460
Ve kitap hakkında konuştuk.
717
01:09:05,637 --> 01:09:07,713
Ve kitap her şeyi değiştirdi.
718
01:09:07,737 --> 01:09:10,916
Ve aslında Rowan'ın
itici gücü olmadan...
719
01:09:10,940 --> 01:09:13,379
Willy'nin kararlılığı olmadan...
720
01:09:13,403 --> 01:09:16,532
ve ben ve onun hakkındaki
içgörüm olmadan...
721
01:09:16,556 --> 01:09:21,037
her zaman kolay olmayan çok
yakın bir ilişkimiz vardı...
722
01:09:21,061 --> 01:09:23,091
bunun olacağını sanmıyorum.
723
01:09:24,017 --> 01:09:28,273
Kitaba başladığımızda, ona
özel bir ilgileri yoktu.
724
01:09:28,297 --> 01:09:31,820
Ondan bazı işleri vardı, ama
bir figüran olarak görülüyordu.
725
01:09:32,217 --> 01:09:34,593
Ve diğer eleştirmenler
de bana bunu söyledi.
726
01:09:34,617 --> 01:09:36,293
Neden bir kitap yazıyordum ki?
727
01:09:36,317 --> 01:09:37,820
Söylenecek bir şey yoktu.
728
01:09:38,237 --> 01:09:40,636
Ve ayrıca tam anlamıyla
ikinci plandaydı.
729
01:09:40,661 --> 01:09:42,033
Gerçekten önemli değildi.
730
01:09:42,057 --> 01:09:44,400
Katkısı ikinci derecedeydi.
731
01:09:44,737 --> 01:09:50,620
Willy hakkındaki kitap çok daha
geniş bir şekilde çalışmamı sağladı.
732
01:09:51,697 --> 01:09:54,180
O kitaba üç buçuk
yılımı harcadım.
733
01:09:54,643 --> 01:09:58,799
Willy çok tatlı ve
nazik olabiliyordu...
734
01:09:58,823 --> 01:10:02,979
ve kocam kanserden
ölürken onu arardı.
735
01:10:03,004 --> 01:10:04,507
Bunu yaptığını bilmiyordum.
736
01:10:04,957 --> 01:10:08,140
Onu arayıp sadece sohbet
eder, nasıl olduğuna bakardı.
737
01:10:08,757 --> 01:10:11,300
Bunun harika bir davranış
olduğunu düşündüm.
738
01:10:11,737 --> 01:10:15,140
Yani hayatımı ve
benim... nasıl denir...
739
01:10:16,980 --> 01:10:21,017
dünyada yapabileceklerime dair
hırsımı tamamen değiştirdi.
740
01:11:55,635 --> 01:12:00,140
Wilhelmina Barnes Graham hayatının
sonuna kadar sürekli çalıştı.
741
01:12:01,580 --> 01:12:07,460
26 Ocak 2004'te doğduğu yer
olan St. Andrews'ta öldü.
742
01:12:08,340 --> 01:12:10,100
91 yaşındaydı.
743
01:12:11,700 --> 01:12:15,178
Son yıllarında, hareket
kabiliyeti azaldıkça...
744
01:12:15,202 --> 01:12:18,300
en kinetik eserlerinden
bazılarını üretti.
745
01:12:19,780 --> 01:12:23,502
90'ların ortası ve sonlarındaki
Scorpio serisinde...
746
01:12:23,526 --> 01:12:28,483
sanki bir orkestrayı, allegro
bir orkestrayı yönetiyor gibiydi.
747
01:12:29,396 --> 01:12:31,498
Yine sinestezisi...
748
01:12:31,980 --> 01:12:35,880
eskrimci fırça darbeleri,
opak renk kirişleri.
749
01:12:36,497 --> 01:12:39,840
Bu kağıtlardan birkaçı
stüdyosunda serili olurdu.
750
01:12:40,360 --> 01:12:44,580
Boya dolu bir fırçayla, birinden
diğerine boya izleri bırakırdı.
751
01:12:48,217 --> 01:12:49,636
Son dönem.
752
01:12:49,973 --> 01:12:52,063
Bir yaşam kutlaması.
753
01:12:52,380 --> 01:12:57,180
Enerjinin, canlılığın,
neşenin anlık bir ifadesi.
754
01:12:58,037 --> 01:12:59,413
Renk olarak renk.
755
01:12:59,860 --> 01:13:01,940
Doku olarak doku.
756
01:13:02,310 --> 01:13:04,320
Mavi gökyüzü değildir.
757
01:13:04,820 --> 01:13:06,820
Yeşil çimen değildir.
758
01:13:07,397 --> 01:13:13,780
Sıklıkla ana renkleri kullanarak, her biri
insanın içinde bir şekil çağrıştırabilir.
759
01:13:14,730 --> 01:13:19,492
Fırça darbeleri ince,
kalın, dokulu, hafif...
760
01:13:19,516 --> 01:13:24,491
agresif, riskli, narin
veya beklenmedik olabilir.
761
01:13:27,277 --> 01:13:30,340
Bunun hakkında, bir numaralı
sürpriz, şöyle dedi...
762
01:13:30,658 --> 01:13:34,940
Üç mavi, üç kırmızı
vardı ve hoş görünüyordu.
763
01:13:35,540 --> 01:13:37,740
Sonra karanlık bir nota geldi.
764
01:13:38,117 --> 01:13:41,380
Ama "hadi, daha büyük
bir risk al" diyordu.
765
01:13:42,100 --> 01:13:46,420
Ben de bir fırça aldım ve
uzatılmış daireyi çizdim.
766
01:13:48,700 --> 01:13:52,148
Sonra yenilikçi Graal Press
ile işbirliği yaptı...
767
01:13:52,420 --> 01:13:56,340
böylece bu tablolardan bazıları
katmanlı baskılara dönüştü.
768
01:14:20,017 --> 01:14:22,939
Hayatı, geçmişi uzaklaşıyor.
769
01:14:23,740 --> 01:14:26,060
Onu uzaktan görmeye başlıyoruz.
770
01:14:26,377 --> 01:14:28,074
Bir fikrim var.
771
01:14:29,020 --> 01:14:31,580
Karanlık bir sanat
galerisi hayal ediyorum.
772
01:14:32,220 --> 01:14:35,095
Galeriye büyük
ekranlar kursak...
773
01:14:35,119 --> 01:14:38,693
ve üzerlerine Willy'nin
buzul resimlerini...
774
01:14:38,717 --> 01:14:41,860
yakın planda yansıtarak
ona yaklaşsak?
775
01:14:43,020 --> 01:14:48,180
Birleşik Krallık'ı dolaşıp tabloları
çok yüksek çözünürlükte fotoğraflıyoruz.
776
01:14:49,380 --> 01:14:53,020
Willy'nin dış hatlarına
yaklaştığımızı hissediyoruz.
777
01:14:54,297 --> 01:14:57,711
Bu, onun gerçekten
orada olmasından...
778
01:14:57,735 --> 01:15:01,240
asıl deneyimden sadece
iki, üç yıl sonra.
779
01:15:01,580 --> 01:15:03,561
Bu daha çok, sanırım...
780
01:15:03,585 --> 01:15:09,551
buzula girme deneyimine anlık tepki
vermekten ziyade, resim yapma eylemiyle...
781
01:15:09,575 --> 01:15:14,660
ve bir sanatçı olarak eser yaratma süreci
üzerine düşünmekle ilgili hale geliyor.
782
01:15:20,973 --> 01:15:24,540
Beynini, ona bulaşan
şeyi görmeye çalışmak.
783
01:15:42,300 --> 01:15:46,140
Ve sonra gerçekten bir sanat galerisine
girip büyük ekranları kuruyoruz.
784
01:15:52,299 --> 01:15:54,340
Ve insanlar geliyor.
785
01:15:58,620 --> 01:16:04,194
Gösteride, yaşlı Willy'nin
tırmanış günündeki genç haline...
786
01:16:04,500 --> 01:16:07,425
ne söyleyebileceğini
hayal ediyorum.
787
01:16:13,797 --> 01:16:15,340
Ne oldu?
788
01:16:22,213 --> 01:16:24,011
Ne olduğunu biliyorsun.
789
01:16:31,353 --> 01:16:32,744
Oradaydın.
790
01:16:39,058 --> 01:16:40,755
Çok uzun zaman önceydi.
791
01:16:42,545 --> 01:16:43,936
Değil mi?
792
01:17:12,547 --> 01:17:13,763
Bu kısmı biliyorum.
793
01:17:13,787 --> 01:17:15,512
Ne gördüklerini biliyorum.
794
01:17:21,107 --> 01:17:23,444
Pekala o zaman, anlat.
795
01:17:24,667 --> 01:17:27,378
Tablolarla anlattım.
796
01:19:24,607 --> 01:19:27,136
Sanki beynim gibiydi...
797
01:19:29,917 --> 01:19:33,300
Beynimi görür gibi oldum.
798
01:19:47,140 --> 01:19:48,820
Buzul...
799
01:19:50,620 --> 01:19:51,820
bendim.
800
01:19:54,910 --> 01:19:56,301
Bendim.
801
01:19:57,713 --> 01:19:59,680
Şimdi çizikler içindeyim.
802
01:19:59,980 --> 01:20:01,396
Ve kırış kırış.
803
01:20:04,813 --> 01:20:06,204
Yivli.
804
01:20:10,031 --> 01:20:11,923
Ve boşluklarım var.
805
01:20:15,160 --> 01:20:17,460
Anılarımda birçok boşluk.
806
01:20:20,260 --> 01:20:22,146
Sen de o boşluklardan birisin.
807
01:20:26,048 --> 01:20:27,900
Ama o gün değil.
808
01:20:38,308 --> 01:20:40,380
Keşke sen olsaydım.
809
01:20:48,055 --> 01:20:49,625
Sen olmana sevindim...
810
01:20:52,067 --> 01:20:53,458
ben değil.
811
01:20:57,507 --> 01:20:59,580
Benden daha mutlusun.
812
01:21:03,597 --> 01:21:06,260
Ama ben senden daha
iyi bir ressamım.
813
01:21:11,635 --> 01:21:13,388
Daha çok şey gördüm.
814
01:21:28,274 --> 01:21:30,110
Uzaklardan Willy mi?
815
01:21:30,256 --> 01:21:31,953
Yaklaşan Willy mi?
816
01:22:27,867 --> 01:22:33,420
1850'den beri en az 100
İsviçre buzulu yok oldu.
817
01:22:35,610 --> 01:22:42,300
Grindelwald buzulları 1970'lerden
beri en az iki kilometre küçüldü.
818
01:22:46,567 --> 01:22:54,020
2000 yılından bu yana, Alp buzulları
26 kilometreküpten fazla buz kaybetti.
819
01:23:05,400 --> 01:23:08,268
Manevi bir yaşam...
820
01:23:08,923 --> 01:23:15,620
ve maddi olmayan bir gerçeklik kavramı
modernist hareket için gerçekten önemliydi.
821
01:23:18,656 --> 01:23:22,108
Platonik düşünceyle
ilgili bir şeydi...
822
01:23:22,500 --> 01:23:27,585
algıladığımız dünyanın temelinde
yatan mükemmel bir dünya...
823
01:23:27,750 --> 01:23:32,260
ya da gerçek dünya
olduğu düşüncesi.
824
01:23:35,860 --> 01:23:40,147
Din kavramı, ötekilik
kavramı, bir şey kavramı...
825
01:23:40,171 --> 01:23:46,152
insanın benimseyebileceği ve
beslenebileceği manevi bir gerçeklik...
826
01:23:46,176 --> 01:23:48,980
Willy için ciddi
anlamda önemliydi.
827
01:23:51,316 --> 01:23:57,280
Başka bir şeye ve o mükemmelliğe
dair o duyguya ihtiyacı vardı.
828
01:23:57,457 --> 01:24:04,120
Ve sanırım bu, eserlerinde bulduğunuz
şeffaflık duygusuna katkıda bulundu.
829
01:24:04,238 --> 01:24:10,380
Buzullarla birlikte, baktığınız yüzeyin
ötesinde bir şey olduğu duygusu.
830
01:24:18,080 --> 01:24:22,140
Sence, onun hakkında bir film
çekilmesi fikri hoşuna gider miydi?
831
01:24:26,197 --> 01:24:27,993
Hem evet hem hayır.
832
01:24:28,236 --> 01:24:31,308
Sanırım bu fikre bayılırdı...
833
01:24:31,660 --> 01:24:36,260
ama tıpkı kitapta olduğu gibi, neleri dahil
ettiğiniz konusunda çok net olmak isterdi.
834
01:24:40,519 --> 01:24:42,801
Willy'ye ne kadar yaklaştım?
835
01:24:47,951 --> 01:24:50,660
Hayatta olmak ve
yaşamak istiyorum.
836
01:24:50,789 --> 01:24:52,292
Şöyle yazmıştı...
837
01:24:55,567 --> 01:25:00,663
Geri dönüp tüm bunların hafızamda ne kadar
doğru kaldığını görmeyi çok isterdim.
838
01:25:00,687 --> 01:25:03,860
Zihnimde capcanlı, ama
abartmış olabilir miyim?
839
01:25:08,676 --> 01:25:13,140
Sanat eleştirmeni Walter Pater
birikimle gelen dehadan bahsetmişti.
840
01:25:14,533 --> 01:25:16,959
Willy gittiği her yerde çalıştı.
841
01:25:17,420 --> 01:25:20,380
Birikimle gelen
bir dehası vardı.
842
01:25:21,222 --> 01:25:24,300
Onunki bir beyin
inşa etme hayatıydı.
843
01:25:25,788 --> 01:25:29,308
Beyni Grindelwald
Buzulu tarafından...
844
01:25:29,540 --> 01:25:34,580
havasının inceliği, etkisinin
derinliğiyle değişti.
845
01:25:35,973 --> 01:25:38,853
Zihinsel dünyasının
sınırlarını zorladı.
846
01:25:39,761 --> 01:25:43,660
Ya da belki zihinsel dünyası
onun sınırlarını zorladı.
847
01:25:44,820 --> 01:25:48,820
Devasa külliyatı
onun kuş yuvasıydı.
848
01:25:49,740 --> 01:25:52,552
Bir bakıma gözleri
işin içinde değildi.
849
01:25:52,780 --> 01:25:55,500
Retinaları görevini yapmıştı.
850
01:25:56,060 --> 01:26:02,900
Yuvasını biçim, neşe, Tanrı, manzara
hakkındaki düşüncelerden inşa etti.
851
01:26:04,199 --> 01:26:07,420
Raphael ve Rilke'nin
ruhunu taşıyordu.
852
01:26:10,209 --> 01:26:13,500
Wilhelmina Barnes Graham
kendini tanıyor muydu?
67638
Can't find what you're looking for?
Get subtitles in any language from opensubtitles.com, and translate them here.