All language subtitles for A.Sudden.Glimpse.to.Deeper.Things.2024.1080p.WEB-DL.H.264-tur

af Afrikaans
ak Akan
sq Albanian
am Amharic
ar Arabic
hy Armenian
az Azerbaijani
eu Basque
be Belarusian
bem Bemba
bn Bengali
bh Bihari
bs Bosnian
br Breton
bg Bulgarian
km Cambodian
ca Catalan
ceb Cebuano
chr Cherokee
ny Chichewa
zh-CN Chinese (Simplified)
zh-TW Chinese (Traditional)
co Corsican
hr Croatian
cs Czech
da Danish
nl Dutch
en English
eo Esperanto
et Estonian
ee Ewe
fo Faroese
tl Filipino
fi Finnish
fr French
fy Frisian
gaa Ga
gl Galician
ka Georgian
de German
el Greek
gn Guarani
gu Gujarati
ht Haitian Creole
ha Hausa
haw Hawaiian
iw Hebrew
hi Hindi
hmn Hmong
hu Hungarian
is Icelandic
ig Igbo
id Indonesian
ia Interlingua
ga Irish
it Italian
ja Japanese
jw Javanese
kn Kannada
kk Kazakh
rw Kinyarwanda
rn Kirundi
kg Kongo
ko Korean
kri Krio (Sierra Leone)
ku Kurdish
ckb Kurdish (Soranî)
ky Kyrgyz
lo Laothian
la Latin
lv Latvian
ln Lingala
lt Lithuanian
loz Lozi
lg Luganda
ach Luo
lb Luxembourgish
mk Macedonian
mg Malagasy
ms Malay
ml Malayalam
mt Maltese
mi Maori
mr Marathi
mfe Mauritian Creole
mo Moldavian
mn Mongolian
my Myanmar (Burmese)
sr-ME Montenegrin
ne Nepali
pcm Nigerian Pidgin
nso Northern Sotho
no Norwegian
nn Norwegian (Nynorsk)
oc Occitan
or Oriya
om Oromo
ps Pashto
fa Persian
pl Polish
pt-BR Portuguese (Brazil)
pt Portuguese (Portugal)
pa Punjabi
qu Quechua
ro Romanian
rm Romansh
nyn Runyakitara
ru Russian
sm Samoan
gd Scots Gaelic
sr Serbian
sh Serbo-Croatian
st Sesotho
tn Setswana
crs Seychellois Creole
sn Shona
sd Sindhi
si Sinhalese
sk Slovak
sl Slovenian
so Somali
es Spanish
es-419 Spanish (Latin American) Download
su Sundanese
sw Swahili
sv Swedish
tg Tajik
ta Tamil
tt Tatar
te Telugu
th Thai
ti Tigrinya
to Tonga
lua Tshiluba
tum Tumbuka
tr Turkish
tk Turkmen
tw Twi
ug Uighur
uk Ukrainian
ur Urdu
uz Uzbek
vi Vietnamese
cy Welsh
wo Wolof
xh Xhosa
yi Yiddish
yo Yoruba
zu Zulu
Would you like to inspect the original subtitles? These are the user uploaded subtitles that are being translated: 1 00:00:35,820 --> 00:00:39,333 Çeviri: nutuzar 2 00:01:31,360 --> 00:01:34,020 1. Uzaktan 3 00:01:35,569 --> 00:01:38,241 Bu, bir kadının hikayesi. 4 00:01:39,969 --> 00:01:41,900 Burada ne görüyoruz? 5 00:01:42,137 --> 00:01:45,500 Arka planda palmiye ağaçları olan yaşlı bir hanımefendi. 6 00:01:46,337 --> 00:01:47,980 Belki de tatilde. 7 00:01:48,244 --> 00:01:50,025 Kullanışlı bir palto. 8 00:01:50,217 --> 00:01:52,332 Güneşli havaya göre giyinmemiş. 9 00:01:55,360 --> 00:01:57,029 Şişkin bir cep. 10 00:01:58,557 --> 00:02:00,531 Ve rahat ayakkabılar. 11 00:02:06,536 --> 00:02:08,380 İşte yine o. 12 00:02:08,537 --> 00:02:10,560 Yine şıklıktan uzak. 13 00:02:10,617 --> 00:02:12,500 Yine şişkin cep. 14 00:02:12,777 --> 00:02:15,060 Yeşil, her havaya uygun palto. 15 00:02:15,837 --> 00:02:18,363 Ve şimdi de çamurlu çizmeler. 16 00:02:20,860 --> 00:02:23,739 Onunla ilgili bir fikir oluşuyor mu kafamızda? 17 00:02:26,123 --> 00:02:27,339 Pratik. 18 00:02:27,364 --> 00:02:28,756 Doğa insanı. 19 00:02:29,217 --> 00:02:31,420 Belki 70'lerinde. 20 00:02:32,340 --> 00:02:36,620 Hangi dizileri izlediğini tahmin edebilir miyiz sizce? 21 00:02:37,017 --> 00:02:39,620 Hangi dergileri okuduğunu? 22 00:02:40,783 --> 00:02:42,047 Saçları. 23 00:02:42,860 --> 00:02:47,180 O paltoları giyen bir kadından bekleyeceğiniz türde bir saç kesimi. 24 00:02:48,057 --> 00:02:51,100 Ve gözlükler de, yine beklediğimiz gibi. 25 00:02:52,617 --> 00:02:55,180 Ama sonra nerede yaşadığını görüyoruz. 26 00:02:58,097 --> 00:03:00,820 Şimdi onun hakkındaki imajımıza ne oluyor? 27 00:03:01,237 --> 00:03:04,340 Onun geleneksel olduğuna dair düşüncemize? 28 00:03:04,552 --> 00:03:05,920 Doğa insanı olduğuna? 29 00:03:06,073 --> 00:03:09,340 Zengin olduğunu da ekliyor muyuz? 30 00:03:10,660 --> 00:03:13,260 Gerçekten de gösterişli bir ev. 31 00:03:14,800 --> 00:03:16,620 Peki ya bu resim? 32 00:03:17,393 --> 00:03:20,780 Fahri doktora unvanları ve CBE nişanı almış. 33 00:03:20,896 --> 00:03:24,780 Yani başarılı ve takdir görmüş biriymiş demek ki. 34 00:03:26,173 --> 00:03:29,060 Bu görüntülerden çok şey öğreniyor muyuz? 35 00:03:29,226 --> 00:03:32,003 Yoksa onlara kendi düşüncelerimizi mi yansıtıyoruz? 36 00:03:32,028 --> 00:03:33,580 Ve ona? 37 00:03:39,546 --> 00:03:41,740 Şimdi elinde bir çekiç var. 38 00:03:42,470 --> 00:03:44,740 Ve çarpıcı gözlükler. 39 00:03:50,760 --> 00:03:53,980 Ve bu üç resimde bir şey fark ediyoruz. 40 00:03:54,580 --> 00:03:56,260 Aynı kolye. 41 00:03:58,980 --> 00:04:01,380 Damlacıklı Concorde gibi. 42 00:04:01,606 --> 00:04:03,860 Ya da Türk işi bir şeye benziyor. 43 00:04:05,000 --> 00:04:07,700 Çok sık takardı bunu. 44 00:04:08,580 --> 00:04:09,437 Neden? 45 00:04:10,060 --> 00:04:15,620 Rahat ayakkabılar ve yaşlı kadın gözlükleri onun kim olduğunu gizliyor mu? 46 00:04:16,226 --> 00:04:17,868 Nerelerde bulunduğunu? 47 00:04:27,953 --> 00:04:31,200 Adadaki St Ives'a küçük bir sirk gelmişti. 48 00:04:31,360 --> 00:04:36,340 Tozlu sıcakta gezinen iki gri fili görmek tuhaf bir manzaraydı. 49 00:04:36,666 --> 00:04:39,100 Tıpkı gri çorapların rengindeydiler. 50 00:04:39,706 --> 00:04:44,180 Sonrasında adaların üzerinde yürüyen o devasa gri filleri gördüğümü hatırlıyorum. 51 00:04:44,597 --> 00:04:47,740 Tam da kayaların kuru taş rengindeydiler. 52 00:04:55,540 --> 00:05:00,540 Böylece kadına tekrar bakıyor ve onun nasıl gördüğünü anlamaya başlıyoruz. 53 00:05:01,157 --> 00:05:02,233 Fil. 54 00:05:02,258 --> 00:05:03,173 Çoraplar. 55 00:05:03,198 --> 00:05:04,294 Kayalar. 56 00:05:04,540 --> 00:05:09,100 Muhtemelen daha önce hiç bir araya gelmemiş üç şey. 57 00:05:11,140 --> 00:05:13,773 Onları günlüğünde bir araya getirdi. 58 00:05:14,020 --> 00:05:15,193 Kafasında. 59 00:05:15,460 --> 00:05:16,940 Beyninde. 60 00:05:22,256 --> 00:05:25,826 2. Willie'nin Beyni 61 00:05:36,420 --> 00:05:39,743 Bu, unutulmuş bir vizyonerin beyninin hikayesi. 62 00:05:40,580 --> 00:05:42,640 Dobra, değeri bilinmemiş... 63 00:05:43,073 --> 00:05:44,046 hırslı... 64 00:05:44,118 --> 00:05:45,080 takıntılı... 65 00:05:45,105 --> 00:05:46,361 acayip... 66 00:05:46,386 --> 00:05:48,473 yirminci yüzyıl sanatçısı. 67 00:05:48,681 --> 00:05:49,597 Ressam. 68 00:05:49,622 --> 00:05:50,612 Çizer. 69 00:05:50,637 --> 00:05:51,685 Soyutlamacı. 70 00:05:51,837 --> 00:05:53,256 Ve gezgin. 71 00:05:53,395 --> 00:05:55,232 Wilhelmina Barnes Graham. 72 00:06:01,584 --> 00:06:05,151 Sanırım ilk kez sergilerinden birinin özel gösteriminde tanıştık. 73 00:06:05,780 --> 00:06:08,345 Annette onun hakkında bir yazı sipariş etmişti. 74 00:06:08,369 --> 00:06:10,261 Ve bu onun hoşuna gitmişti. 75 00:06:11,844 --> 00:06:13,764 Çok güzeldi. 76 00:06:14,482 --> 00:06:18,340 Çok canlıydı ve insanları kendine çekerdi. 77 00:06:18,780 --> 00:06:20,445 Ve gücünün farkındaydı. 78 00:06:20,469 --> 00:06:21,665 Bunun bilincindeydi. 79 00:06:21,689 --> 00:06:25,940 Ve bunu zaman zaman kullanmaktan oldukça memnundu. 80 00:06:26,940 --> 00:06:29,660 Güzelliği oldukça çarpıcıydı. 81 00:06:30,180 --> 00:06:33,185 Güveleri çeken bir alev gibiydi adeta. 82 00:06:33,209 --> 00:06:37,100 St Ives'taki erkeklerin hepsinin ondan etkilendiğini biliyorum. 83 00:06:37,780 --> 00:06:39,577 Ve harika bir kahkahası vardı. 84 00:06:41,269 --> 00:06:42,886 Onunla olduğunuzda... 85 00:06:42,910 --> 00:06:45,825 ve kendi sanatı hakkında konuşurken... 86 00:06:45,849 --> 00:06:47,266 büyüleyiciydi. 87 00:06:47,290 --> 00:06:50,100 Nefesinizi tutmak gibiydi. 88 00:06:51,489 --> 00:06:54,077 Çünkü o kadar canlıydı ki. 89 00:06:54,980 --> 00:06:56,805 Müthiş flörtözdü. 90 00:06:56,829 --> 00:06:58,749 Seninle de flört ederdi. 91 00:06:59,229 --> 00:07:00,245 Kesinlikle. 92 00:07:00,269 --> 00:07:01,157 Pervasızca. 93 00:07:01,182 --> 00:07:03,046 Ve buna bayılırdın. 94 00:07:03,409 --> 00:07:04,525 Muhtemelen. 95 00:07:04,700 --> 00:07:09,380 Sanırım 1980'lerde Edinburgh'da aynı çevrelerde dolaşıyorduk. 96 00:07:09,669 --> 00:07:11,743 Ben film yapmaya ilk başladığımda. 97 00:07:12,220 --> 00:07:15,140 Bir sanat galerisi açılışında hiç omuz omuza geldik mi? 98 00:07:15,900 --> 00:07:18,420 Ona hala mesafeli miyim? 99 00:07:19,060 --> 00:07:22,060 Bu filmi yaparken ona daha çok yaklaşacak mıyım? 100 00:07:23,860 --> 00:07:25,980 Beyni, cenin halindeyken gelişti. 101 00:07:28,460 --> 00:07:31,820 O da yine Wilhelmina adındaki annesinin rahminde büyüdü. 102 00:07:32,540 --> 00:07:35,345 İskoçya'nın alt kademe soylularından bir kadın. 103 00:07:35,620 --> 00:07:39,380 İskoçya'nın Fife bölgesindeki St Andrews'ta yaşıyordu. 104 00:07:44,540 --> 00:07:49,140 En erken yaşlarından itibaren görsel şeylere karşı koyulmaz bir ilgi duyuyordu. 105 00:07:51,780 --> 00:07:53,933 Durdurulamazdı. 106 00:07:54,160 --> 00:07:57,340 Dünyada alışılmadık bağlantılar görüyordu. 107 00:07:59,266 --> 00:08:04,220 Düzen ve düzensizlik içindeki belirli türden şeylere ilgi duymaya başladım. 108 00:08:04,692 --> 00:08:06,308 Sıra sıra kareler. 109 00:08:06,332 --> 00:08:07,768 Bazıları birbirine değiyordu. 110 00:08:07,792 --> 00:08:10,540 Bazıları birbirini itiyordu. 111 00:08:11,532 --> 00:08:16,620 Ve bu bana, bu şeylerin ne yaptığının önemini öğretti. 112 00:08:16,852 --> 00:08:18,128 Nasıl hareket ettiklerini. 113 00:08:18,152 --> 00:08:19,068 Nasıl... 114 00:08:19,092 --> 00:08:20,988 Nasıl bir konuma geldiklerini. 115 00:08:21,012 --> 00:08:22,936 Çevrelerindekileri nasıl etkilediklerini. 116 00:08:22,961 --> 00:08:25,957 Ve bunun hayatta da böyle olduğunu fark ettim. 117 00:08:26,192 --> 00:08:29,060 Yani resim yapmaktan çok şey öğrendim. 118 00:08:29,597 --> 00:08:31,233 Bana hayat hakkında çok şey öğretti. 119 00:08:31,257 --> 00:08:33,149 Ve hayat da bana resmi öğretti. 120 00:08:34,717 --> 00:08:36,943 "Pilgrimage" (Hac) diye bir tane var. 121 00:08:37,517 --> 00:08:38,894 1967 tarihli. 122 00:08:38,918 --> 00:08:43,759 Ve o, Kahverengi Üzerine Vermilyon Kareler'dir. 123 00:08:43,997 --> 00:08:47,793 Bu bir... O zamanlar hac yolculuklarına çıkıyordum. 124 00:08:47,817 --> 00:08:53,333 Ve bu bir... Onlar tuvalden dışarı doğru yürüyor gibiler. 125 00:08:53,357 --> 00:08:54,333 Bazıları değiyor. 126 00:08:54,357 --> 00:08:55,623 Bazıları birlikte. 127 00:08:55,677 --> 00:08:57,029 Bazıları eğik. 128 00:08:59,300 --> 00:09:03,060 Beyni kısmen sert babası tarafından şekillendirildi. 129 00:09:10,690 --> 00:09:15,420 Yemek masasında, onaylamadığında kullandığı bir kırbacı vardı. 130 00:09:17,132 --> 00:09:20,360 Tıpkı bu filmdeki buz gibi tehdidi andırır şekilde. 131 00:09:22,140 --> 00:09:26,220 Bu bir engeldi, Edward dönemi granitinden bir bloktu. 132 00:09:27,557 --> 00:09:30,060 Onun sanatçı olmasını istemiyordu. 133 00:09:30,977 --> 00:09:36,180 Beyni engeller konusunda, işin içinden çıkmada, çitleri aşmada iyiydi. 134 00:09:37,129 --> 00:09:38,983 Kısıtlamalardan kaçmada da... 135 00:09:40,180 --> 00:09:44,780 Hayatı boyunca o granit blok benzeri şeylerle karşılaştı durdu. 136 00:09:45,420 --> 00:09:50,020 Baba figürleri, bir nevi kırbaçlar ve engellerle. 137 00:09:57,540 --> 00:10:01,180 Erkekler onu hem destekledi hem de köstek oldu. 138 00:10:03,740 --> 00:10:08,140 Bazı sanat eleştirmenleri eserlerini, görme biçimini övdü. 139 00:10:10,180 --> 00:10:13,774 Ama birçoğu 20. yüzyıl İngiliz sanat tarihini... 140 00:10:14,100 --> 00:10:16,460 ondan hiç bahsetmeden anlattı. 141 00:10:22,878 --> 00:10:25,020 Savunmacı bir beyin. 142 00:10:25,940 --> 00:10:29,100 Temkinli, kendine güvenen bir beyin. 143 00:10:30,500 --> 00:10:32,940 Çitleri aşan bir beyin. 144 00:10:36,797 --> 00:10:38,393 Willie'nin beyni sıra dışıydı. 145 00:10:38,417 --> 00:10:39,523 Bu soru üzerine düşündüm. 146 00:10:39,548 --> 00:10:41,965 Sinestezisi vardı. (bir duyunun başka bir duyuyu tetiklemesi) 147 00:10:41,990 --> 00:10:45,480 Bu, ona sanatında muazzam derecede yardımcı olan bir şeydi. 148 00:10:45,757 --> 00:10:48,293 Ve çocukken bile çok belirgindi. 149 00:10:48,317 --> 00:10:50,620 Çünkü şunlar arasında bir bağlantı kuruyordu... 150 00:10:51,220 --> 00:10:54,260 Renk ile insanlar ve renk ile mekanlar. 151 00:10:54,687 --> 00:10:56,173 Sinestezi budur işte. 152 00:10:56,197 --> 00:10:59,020 Bu şeyleri bir nevi birleştirmektir. 153 00:11:02,260 --> 00:11:09,180 Renk Sinestezisi mektubunda, E... Açık Prusya mavisi, oldukça şeffaf. 154 00:11:11,820 --> 00:11:14,820 F... Pas rengi, kırılgan. 155 00:11:18,860 --> 00:11:21,564 Özel olduğunun farkındaydı. 156 00:11:22,340 --> 00:11:25,500 Ve özel olduğu için bir kaderi olduğuna inanıyordu. 157 00:11:26,060 --> 00:11:29,044 Benimle sık sık konuştuğu şeylerden biri... 158 00:11:29,068 --> 00:11:34,780 Çocukken her şeyin... renk, biçim ve çizgiyle ilgili olduğuydu. 159 00:11:34,987 --> 00:11:37,213 Kırmızının ne kadar parlak olduğu. 160 00:11:37,607 --> 00:11:40,500 Çakıl taşlarının renkleri. 161 00:11:41,020 --> 00:11:44,403 St Andrews'taki denizin şekli. 162 00:11:44,427 --> 00:11:46,208 Dalgalanmaların nasıl oluştuğu. 163 00:12:20,740 --> 00:12:22,904 Burada sözlü bir duayı alıyor. 164 00:12:22,928 --> 00:12:25,103 Agnus Dei, Tanrı'nın Kuzusu. 165 00:12:25,180 --> 00:12:28,500 Her harfi karşılık gelen renge dönüştürüyor. 166 00:12:30,863 --> 00:12:34,740 Ve sonra duayı renk tonlarından oluşan bir ızgarada heceliyor. 167 00:13:32,900 --> 00:13:35,393 St Ives'a 1940'ta gittim. 168 00:13:35,500 --> 00:13:39,060 St Ives'a gitmemin iki üç sebebi vardı. 169 00:13:39,217 --> 00:13:42,900 Biri, Edinburgh Sanat Koleji'nden bir seyahat bursu almış olmamdı. 170 00:13:46,020 --> 00:13:50,940 Diğeri ise... Willie'nin aileden ve İskoçya'dan kaçması gerekiyordu. 171 00:13:53,820 --> 00:13:56,133 Ama sadece St Ives olduğu için değil. 172 00:13:56,157 --> 00:14:00,820 Orada halihazırda oluşmakta olan modernist bir grup olduğu için. 173 00:14:01,282 --> 00:14:03,146 Kısmen savaş nedeniyle. 174 00:14:05,997 --> 00:14:08,333 Ve ışıkla ilgili bir şey de vardı. 175 00:14:08,357 --> 00:14:11,874 Oraya varır varmaz St Ives'ın... St Ives'ın ışığının... 176 00:14:11,898 --> 00:14:14,540 St Andrews'takine çok benzediğini fark etti. 177 00:14:18,497 --> 00:14:24,193 Varışımdan hemen sonra Carbis Koyu'nda bir hanımefendiyle tanıştım. 178 00:14:24,380 --> 00:14:30,300 Savaş sırasında Cornwall'da tek başıma dolaşmama çok şaşırmıştı. 179 00:14:34,420 --> 00:14:38,460 Elbette belki eskisinden daha dikkatli baktı. 180 00:14:45,220 --> 00:14:48,140 Eserlerinde ne çok yarım ay var. 181 00:14:49,980 --> 00:14:52,206 On yıllarca tekrarlandı durdu. 182 00:15:02,340 --> 00:15:05,540 Stüdyoları on yıllarca burada kaldı. 183 00:15:21,700 --> 00:15:25,340 Stüdyo pencereleri onun için bir tür sinemaya dönüştü. 184 00:16:07,220 --> 00:16:09,300 Kendi aşk hayatı bile. 185 00:16:14,580 --> 00:16:17,140 St Ives'a ait ilk resimleri. 186 00:16:19,100 --> 00:16:22,660 Onun yüksekliğini, manzarasını, şekillerini sevdi. 187 00:16:27,362 --> 00:16:29,616 Sarı, köşeli güzellik. 188 00:16:35,700 --> 00:16:37,792 İçindeki renk ustası. 189 00:16:51,220 --> 00:16:53,780 St Ives'ın çizilmesi gerekiyordu. 190 00:17:00,500 --> 00:17:03,220 Ya da sıvılaştırılması, düzleştirilmesi. 191 00:17:13,780 --> 00:17:15,924 Ne kadar düzleştirirsin? 192 00:17:21,420 --> 00:17:27,322 Willie, St Ives'a tam olarak orada olmayan şeyleri ne kadar çok yansıttı? 193 00:17:31,820 --> 00:17:35,180 Gördüklerinin ne kadarını... reddetti? 194 00:17:42,820 --> 00:17:45,020 Bir şey mi arıyordu? 195 00:17:49,260 --> 00:17:51,313 Burada gece vakti var, değil mi? 196 00:17:51,529 --> 00:17:53,418 Ve belki bir hüsran? 197 00:17:53,580 --> 00:17:57,740 Teknelerin ve binaların görünüşüne karşı bir mücadele. 198 00:18:11,340 --> 00:18:14,772 Willie, St Ives'taki diğer ünlü sanatçılarla tanıştı. 199 00:18:14,840 --> 00:18:16,494 Naomi Garbeau. 200 00:18:16,657 --> 00:18:17,973 Barbara Hepworth. 201 00:18:18,080 --> 00:18:19,611 Ben Nicholson. 202 00:18:20,686 --> 00:18:22,703 Sık sık onunla dışarı çıkardım. 203 00:18:22,728 --> 00:18:24,119 Arabasıyla. 204 00:18:24,700 --> 00:18:28,433 Arabasını, tuvallerinin üzerinde gezdirdiği kalemi gibi kullanırdı. 205 00:18:28,457 --> 00:18:30,740 Ve insanlar yumruklarını sallardı. 206 00:18:33,636 --> 00:18:37,992 Ya yürüyüşe çıkar ya da kayalara oturup etrafa bakar, sohbet ederdik. 207 00:18:38,017 --> 00:18:39,393 Ve sık sık çizerdik. 208 00:18:39,417 --> 00:18:41,753 Ama yan yana değil. 209 00:18:41,777 --> 00:18:47,020 İşler bitene kadar birbirimizin çalışmasını görmemiz söz konusu bile değildi. 210 00:18:58,900 --> 00:19:00,819 St Ives çevresindeki kıyı şeridi... 211 00:19:00,843 --> 00:19:03,700 sanki bir romantik tarafından boyanmış gibi görünüyor. 212 00:19:04,300 --> 00:19:06,740 Ama Willie romantik değildi. 213 00:19:09,060 --> 00:19:12,400 Gözleri romantik olmayan şeylere takılırdı. 214 00:19:12,740 --> 00:19:15,140 Beyni başka türlü çalışırdı. 215 00:19:19,230 --> 00:19:21,860 Onun sinestezik olduğunu zaten biliyoruz. 216 00:19:22,380 --> 00:19:23,922 Ama gençliğine dönüp bakınca... 217 00:19:23,946 --> 00:19:26,700 beyninin nasıl çalıştığına dair daha fazla işaret vardı. 218 00:19:28,202 --> 00:19:33,300 St Andrews'da çocukken biyolog Darcy Wentworth Thompson ile tanıştı. 219 00:19:34,697 --> 00:19:37,233 Onu çocukluğumdan çok iyi hatırlıyorum. 220 00:19:37,257 --> 00:19:42,413 Ve sonra Leonardo da Vinci'yi ve onun dalga çizimlerini incelediğini görüyorsunuz. 221 00:19:42,437 --> 00:19:46,681 Ve bu beni, tuhaf bir şekilde Cooper'daki kütüphaneden... 222 00:19:46,705 --> 00:19:50,950 Darcy Thompson'ın Büyüme ve Biçim kitabını bulmaya yöneltti. 223 00:19:51,717 --> 00:19:53,533 Leonardo da Vinci'ye geri dönmeye... 224 00:19:53,557 --> 00:19:56,113 St Ives'taki kendi çalışmalarıma geri dönmeye. 225 00:19:56,137 --> 00:19:59,095 Ve gerçekten o kitap, Büyüme ve Biçim... 226 00:19:59,359 --> 00:20:02,540 yıllar içinde oldukça büyük bir etki yarattı. 227 00:20:03,077 --> 00:20:05,053 Adeta çarpılmıştı. 228 00:20:05,657 --> 00:20:08,580 Doğanın bir yapısı ve bir ızgarası vardı. 229 00:20:09,177 --> 00:20:11,420 Willie'nin zihninde bir şeyler beliriyordu. 230 00:20:11,899 --> 00:20:15,100 Darcy Thompson'ın kitabı bu belirmeyi doğruladı. 231 00:20:21,777 --> 00:20:25,460 Ve başka çocuklar da benzer şeylerden etkilenmişti. 232 00:20:26,177 --> 00:20:30,340 Willie'nin Darcy Thompson'a olan hayranlığını duyduğumda, vurulmuştum. 233 00:20:31,216 --> 00:20:33,555 Okulda kelimelerle aram iyi değildi... 234 00:20:33,579 --> 00:20:36,722 ama ızgaraları ve M.C. Escher'in resimlerini severdim. 235 00:20:38,147 --> 00:20:40,860 Onunla aramdaki mesafe kapanıyor. 236 00:20:41,737 --> 00:20:43,393 Ve sonra bu oluyor. 237 00:20:43,417 --> 00:20:45,613 Noel ağacımın altında bir kart. 238 00:20:45,637 --> 00:20:48,500 Partnerim bana bir müzayededen bir tablo almış. 239 00:20:48,837 --> 00:20:51,700 Wilhelmina Barnes Graham'a ait. 240 00:20:53,437 --> 00:20:55,329 Ya da öyle yazıyor. 241 00:20:57,385 --> 00:20:58,776 Geliyor. 242 00:21:09,460 --> 00:21:11,328 Ama bir terslik var. 243 00:21:17,040 --> 00:21:21,540 İmza, Willie'nin el yazısı imzası gibi kıvrımlı değil, köşeli. 244 00:21:25,317 --> 00:21:26,533 Panik. 245 00:21:26,860 --> 00:21:28,940 Çerçevesinden çıkarıyorum. 246 00:21:30,340 --> 00:21:33,193 Onun hakkındaki hiçbir kitapta bu tablo yok. 247 00:21:33,260 --> 00:21:35,580 İnternette hiçbir yerde yok. 248 00:21:38,220 --> 00:21:42,220 Ama Darcy Wentworth Thompson ve Escher'e o kadar benziyor ki. 249 00:21:42,860 --> 00:21:45,260 Bunu Barnes Graham mı yaptı? 250 00:21:45,980 --> 00:21:48,900 Sanırım içinde arayış içinde bir beyin görebiliyorum. 251 00:21:49,197 --> 00:21:53,620 Çorapları, kayaları ve filleri gören türden bir beyin. 252 00:21:53,937 --> 00:21:55,328 Ama endişeliyim. 253 00:21:57,036 --> 00:22:01,799 Willie'nin eserlerini ve mirasını koruyan vakıftaki Rob Airey'e... 254 00:22:02,300 --> 00:22:04,340 e-posta atıp cevabını bekliyorum. 255 00:22:06,580 --> 00:22:08,940 Rob ile St Ives'a gittim. 256 00:22:11,697 --> 00:22:17,180 Edinburgh'daki vakıfta, bana yıllar sonrasına ait not defterlerini göstermişti. 257 00:22:17,557 --> 00:22:20,300 Hiç yayınlanmamış, hiç filme alınmamış. 258 00:22:24,460 --> 00:22:26,193 İlk sayfa burada. 259 00:22:26,217 --> 00:22:27,608 Biliyoruz. 260 00:22:29,076 --> 00:22:31,580 Willie'nin harf-renk sinestezisi. 261 00:22:32,023 --> 00:22:33,880 Ama sonra bu sayfa. 262 00:22:33,997 --> 00:22:35,893 Bir ızgara üzerinde renkli bloklar. 263 00:22:35,917 --> 00:22:38,053 Yatay olarak 1'den 24'e. 264 00:22:38,077 --> 00:22:40,247 Dikey olarak 1'den 20'ye. 265 00:22:42,977 --> 00:22:44,396 Bloklar eğik duruyor. 266 00:22:44,589 --> 00:22:46,520 Solda sinestezi. 267 00:22:46,657 --> 00:22:48,660 Sağda sayılar. 268 00:22:52,707 --> 00:22:54,432 Neler oluyor burada? 269 00:22:54,947 --> 00:22:58,523 Sağda sanırım Willie, resimde somon pembesiyle... 270 00:22:58,547 --> 00:23:01,700 aynı miktarda yeşil olmasını sağlamaya çalışıyor. 271 00:23:02,147 --> 00:23:04,243 Ama pembe daha büyük karelerde. 272 00:23:04,267 --> 00:23:05,623 Yeşil daha küçüklerde. 273 00:23:05,647 --> 00:23:07,790 Ve baklava dilimlerine dönüşmüş. 274 00:23:09,107 --> 00:23:10,323 Aynısı burada. 275 00:23:10,347 --> 00:23:13,220 Solda, sarı kadar mavi de var. 276 00:23:13,707 --> 00:23:15,104 Ama mavi bir blok halinde. 277 00:23:15,128 --> 00:23:17,220 Ve sarı, arılar gibi vızıldıyor. 278 00:23:25,040 --> 00:23:26,733 Solda Willie yazıyor. 279 00:23:26,757 --> 00:23:30,740 Yeşil 103 eksi 3 eşittir 100. 280 00:23:31,677 --> 00:23:35,060 Kırmızı, yeşilin yüzde 93 buçuğu. 281 00:23:35,597 --> 00:23:36,988 Neredeyse eşit. 282 00:23:37,037 --> 00:23:38,873 Dengeye yetecek kadar yakın. 283 00:23:38,897 --> 00:23:41,820 Ama belki de keyifli bir şekilde dengesiz. 284 00:23:45,380 --> 00:23:47,193 Ve burada solda. 285 00:23:47,217 --> 00:23:50,180 Aynı miktarda beyaz ve turuncu mu var? 286 00:23:50,797 --> 00:23:52,714 Sağda Willie düşünmeye çalışıyor. 287 00:23:52,738 --> 00:23:54,686 Kendi kendine İtalyanca öğretmelisin. 288 00:24:21,547 --> 00:24:23,310 Ve burada netleşiyor. 289 00:24:23,335 --> 00:24:24,393 Solda. 290 00:24:24,417 --> 00:24:29,180 Kırmızı 40 artı 25 artı 36 eşittir 101. 291 00:24:31,900 --> 00:24:33,980 100'e yeterince yakın. 292 00:24:34,620 --> 00:24:36,500 Yeşil 100. 293 00:24:36,940 --> 00:24:38,852 Turuncu 100. 294 00:24:40,547 --> 00:24:43,740 Bu iki mor blok 100 ediyor. 295 00:25:21,220 --> 00:25:23,104 Willie'nin beyni parçalıyor. 296 00:25:23,128 --> 00:25:24,663 Ve sayfanın düzenini. 297 00:25:24,687 --> 00:25:27,380 Sonra onu yeni bir şekilde yeniden inşa ediyor. 298 00:25:28,067 --> 00:25:30,983 Bulduğu şeye derinden saygı duyuyor. 299 00:25:31,007 --> 00:25:33,380 Ama onu bir makineden süzüyor. 300 00:25:37,079 --> 00:25:39,528 Rubik Küpü, Rothko ile buluşuyor. 301 00:25:40,327 --> 00:25:42,780 Bu not defterlerinden bir sürü var. 302 00:25:50,873 --> 00:25:52,829 Matematik size bir kesinlik verir. 303 00:25:53,007 --> 00:25:54,843 Size bir iskelet sağlar. 304 00:25:54,867 --> 00:25:56,403 Size bir desen sunar. 305 00:25:56,427 --> 00:25:58,790 Sonra ona karşı çalışabilirsiniz. 306 00:25:58,815 --> 00:25:59,763 Veya onunla birlikte. 307 00:25:59,787 --> 00:26:00,983 Veya onun sınırları içinde. 308 00:26:01,007 --> 00:26:03,500 Veya onun dışına taşabilirsiniz. 309 00:26:05,367 --> 00:26:07,583 Ve onun pek çok tablosunda... 310 00:26:07,607 --> 00:26:08,703 eğer yakından bakarsanız... 311 00:26:08,727 --> 00:26:10,763 aslında bunu hala görebilirsiniz. 312 00:26:10,787 --> 00:26:12,743 Tasarımın çizilmiş iskeletini. 313 00:26:12,767 --> 00:26:14,158 Ve ölçümü. 314 00:26:21,223 --> 00:26:23,980 Sanat ve sayılarla dolu yüzlerce sayfa. 315 00:26:24,189 --> 00:26:25,785 Kendini alıkoyamıyordu. 316 00:26:25,883 --> 00:26:27,803 Ne arıyordu? 317 00:26:28,817 --> 00:26:30,203 Belli ki dengeyi. 318 00:26:30,297 --> 00:26:33,140 Resimlerinde bir tür yapı iskelesi. 319 00:26:34,057 --> 00:26:37,180 Agnus Dei'deki sinesteziyi de ekleyin. 320 00:26:37,477 --> 00:26:39,980 Ve uyum diyebilir miyiz? 321 00:26:44,067 --> 00:26:45,743 Willie güzel şarkıları severdi. 322 00:26:45,767 --> 00:26:47,715 Ama neden bunca matematik? 323 00:26:48,987 --> 00:26:51,103 1940'larda St Ives'da... 324 00:26:51,127 --> 00:26:53,346 Willie'nin diğer sanatçılardan oluşan bir çevresi vardı. 325 00:26:53,371 --> 00:26:55,402 Ve ışık ve manzara. 326 00:26:55,427 --> 00:26:57,848 Ama eksik bir şey mi vardı? 327 00:26:58,667 --> 00:27:00,559 Bütün bunlar nereye varıyor? 328 00:27:01,227 --> 00:27:02,963 Bu soru benim de bir parçam. 329 00:27:02,987 --> 00:27:05,540 Çünkü matematik benim hayatımın da bir parçası. 330 00:27:06,580 --> 00:27:08,863 Elimde beş dövme var. 331 00:27:08,887 --> 00:27:10,943 Beş bir Fibonacci sayısıdır. 332 00:27:11,110 --> 00:27:13,620 Doğada çok sık rastlanır. 333 00:27:13,887 --> 00:27:15,203 Yaprak döngüleri. 334 00:27:15,227 --> 00:27:17,860 Kırmızı lahananın içindeki sarmallar. 335 00:27:18,747 --> 00:27:22,680 Willie yaprakların ve eğrelti otlarının alt yüzeylerini severdi. 336 00:27:22,705 --> 00:27:24,235 Ve altın oranı. 337 00:27:24,560 --> 00:27:27,580 Sanırım o da bir Fibonacci hayranı olurdu. 338 00:27:32,380 --> 00:27:34,283 Zamanı daha da geriye saralım. 339 00:27:34,307 --> 00:27:37,164 1930'lardaki Edinburgh Sanat Koleji'ne. 340 00:27:37,188 --> 00:27:38,579 Okuduğu yere. 341 00:27:39,046 --> 00:27:40,642 Çizim, kaynağın ta kendisiydi. 342 00:27:40,740 --> 00:27:42,493 Eğitimin köküydü. 343 00:27:44,047 --> 00:27:46,920 Bu aynı zamanda Willie'nin beyniyle ilgili. 344 00:27:49,107 --> 00:27:51,860 Çizim bir zihin disiplinidir. 345 00:27:52,500 --> 00:27:55,260 Soyut şekiller keşfetmeye çalışırım. 346 00:27:55,346 --> 00:27:57,502 Konunun gerektirdiklerini kabul ederek. 347 00:27:57,907 --> 00:28:00,660 Genellikle farklı ruh hallerine dokunarak. 348 00:28:07,737 --> 00:28:10,540 Leonardo da Vinci de benzer bir şey yazmıştı. 349 00:28:11,140 --> 00:28:12,050 Demişti ki... 350 00:28:12,075 --> 00:28:14,470 Rutubetten lekelenmiş bazı duvarları görebilirsiniz. 351 00:28:14,597 --> 00:28:17,140 Veya rengi solmuş taşları. 352 00:28:17,540 --> 00:28:21,460 Bunlarda ilahi manzaraların benzerliğini görebileceksiniz. 353 00:28:21,902 --> 00:28:23,258 Dağlarla süslü. 354 00:28:23,477 --> 00:28:24,460 Harabeler. 355 00:28:24,485 --> 00:28:25,315 Kayalar. 356 00:28:25,340 --> 00:28:26,420 Ormanlar. 357 00:28:26,456 --> 00:28:29,060 Yüz ifadeleri ve giysiler. 358 00:28:29,737 --> 00:28:32,325 Ve sonsuz sayıda şey. 359 00:28:34,320 --> 00:28:39,580 Ve Willie, görsel ve nörolojik bir şeyi Leonardo da Vinci'yle paylaşıyordu. 360 00:28:40,751 --> 00:28:43,900 Sol eliyle geriye doğru yazabiliyordu. 361 00:28:44,317 --> 00:28:46,880 Genellikle sağ eliyle yazmasına rağmen. 362 00:28:47,417 --> 00:28:50,300 Ve resim yaparken aynalar kullanırdı. 363 00:28:51,517 --> 00:28:53,513 Resimlere aynadan bakardı. 364 00:28:53,537 --> 00:28:56,580 Ters çevrildiğinde de iyi göründüklerinden emin olmak için. 365 00:29:01,173 --> 00:29:02,870 Resim bir örüntüdür. 366 00:29:03,427 --> 00:29:05,778 Ve tablolar, ters çevrildiğinde, yana döndürüldüğünde... 367 00:29:05,802 --> 00:29:08,582 ya da bir aynadan bakıldığında da aynı derecede etkileyici olmalı. 368 00:29:09,627 --> 00:29:12,620 Resim yaparken sürekli bir ayna kullanırım. 369 00:29:13,347 --> 00:29:15,883 Kompozisyonlarımı sık sık ters çevirirdim. 370 00:29:15,907 --> 00:29:17,716 Ve çalışırken yan çevirirdim. 371 00:29:21,780 --> 00:29:26,772 Şimdi Willie'ye, onun zihnine, dünyayı görme biçimine daha mı yakınız? 372 00:29:27,887 --> 00:29:29,843 1940'ların sonları. 373 00:29:29,867 --> 00:29:32,344 İkinci Dünya Savaşı bitti. 374 00:29:33,707 --> 00:29:36,023 Şimdi St Ives'da. 375 00:29:36,047 --> 00:29:38,480 Ve bir sanatçı olarak mutlu. 376 00:29:38,727 --> 00:29:40,508 Yoksa değil mi? 377 00:29:41,419 --> 00:29:44,420 Yerini, tarzını buldu mu? 378 00:29:44,693 --> 00:29:47,140 Yoksa hala onu mu arıyor? 379 00:29:48,827 --> 00:29:52,638 Willie'nin içinde, kafatasının içinde bir nesne yatıyordu. 380 00:29:52,687 --> 00:29:53,643 Bir organ. 381 00:29:53,667 --> 00:29:56,580 Bir kutu fabrikasındaki yangın gibi. 382 00:29:57,767 --> 00:29:59,823 O nesne beyniydi. 383 00:29:59,847 --> 00:30:02,520 Dengine rastlamak üzereydi. 384 00:30:06,560 --> 00:30:10,780 20'li ve 30'lu yaşları boyunca Willie bir şeyler arıyordu. 385 00:30:11,460 --> 00:30:14,440 Mayıs 1949'da onu buldu. 386 00:30:15,560 --> 00:30:18,300 Bu karşılaşma hayatını değiştirdi. 387 00:30:20,047 --> 00:30:23,600 İsviçre Alpleri'nde bir buzula tırmandı. 388 00:30:24,107 --> 00:30:28,740 Buzul yaklaşık 25.000 yıl önce oluşmuştu. 389 00:30:29,580 --> 00:30:32,820 Willie, 110 yıl önce şekillendi. 390 00:30:33,940 --> 00:30:36,543 O gün buzul geri çekiliyordu. 391 00:30:36,740 --> 00:30:39,260 Willie ise ilerliyordu. 392 00:30:40,705 --> 00:30:42,756 3. Tırmanış 393 00:30:43,011 --> 00:30:45,785 29 Mayıs 1949. 394 00:32:49,077 --> 00:32:51,319 Devasa dik duran biçimler. 395 00:32:51,344 --> 00:32:53,627 Cam gibi parlak, keskin kenarlı. 396 00:32:53,812 --> 00:32:58,941 İçinde ve üzerinde eşleşmiş kesikler barındıran irili ufaklı taşlar. 397 00:33:06,566 --> 00:33:10,287 Güneşin sıcaklığı şekilleri eritip değiştiriyor. 398 00:33:10,444 --> 00:33:16,382 Birkaç günde kesik bir deliğe dönüşüyor, nefes alıyor gibi sanki. 399 00:33:28,747 --> 00:33:30,551 Muhteşem şekiller. 400 00:33:30,792 --> 00:33:34,025 Katılık ve şeffaflığın zıtlığı. 401 00:34:22,662 --> 00:34:27,860 Cama benzerliği ve şeffaflığı, sert pürüzlü sırtlarla birleşince... 402 00:34:28,243 --> 00:34:32,580 bende bir eserde tüm açıları, yukarıdan, içinden... 403 00:34:33,620 --> 00:34:38,710 ve çepeçevre, bir kuşun uçuşu gibi, bütünsel bir deneyim olarak... 404 00:34:38,735 --> 00:34:41,041 birleştirme isteği uyandırdı. 405 00:36:15,387 --> 00:36:18,033 Bir çığın korkunç gümbürtüsünü... 406 00:36:18,057 --> 00:36:22,797 ve uzaktaki zirvelerde tuz sızıntısı gibi görünen şeyi duydum. 407 00:36:32,554 --> 00:36:37,100 Kendimi dağ yamacından aşağı yuvarlamak için dehşet verici bir arzu hissettim. 408 00:38:07,216 --> 00:38:12,860 Tüm bunlar ve hem güzel hem korkutucu nice ruh halleri beni büyüledi. 409 00:38:17,487 --> 00:38:22,520 Hayatta çok daha derin şeylere ani bir bakış atılan o nadir deneyimler. 410 00:38:29,259 --> 00:38:32,540 4. Bulaşmış 411 00:44:26,623 --> 00:44:31,420 Willy, Grindelwald Buzulu'na Brotherton ailesiyle birlikte tırmandı. 412 00:44:31,980 --> 00:44:34,473 Sadece bir tatil olması gerekiyordu. 413 00:44:34,580 --> 00:44:38,620 Hayatının ve sanatının değişeceğini öngörmedi. 414 00:44:39,820 --> 00:44:45,180 Ama onun beyin makinesi, yakıtı tam, ateşlenmeye hazırdı. 415 00:44:47,060 --> 00:44:48,964 Onu ne ateşledi? 416 00:44:49,460 --> 00:44:50,940 Işık mıydı? 417 00:44:51,620 --> 00:44:55,092 St Andrews ve St Ives'ın kıyı ışığını biliyordu. 418 00:44:55,460 --> 00:44:59,040 Ama bu sedefliydi, Ayımsıydı. 419 00:44:59,457 --> 00:45:00,873 Saf beyaz yoktu. 420 00:45:00,905 --> 00:45:02,700 Parlak beyazlar, simsiyahlar yoktu. 421 00:45:07,100 --> 00:45:10,300 Işıkta beklenmedik zıtlıklar vardı. 422 00:45:14,700 --> 00:45:19,640 Gündüz tırmandı, ama bazı buzul resimleri gece manzarası gibiydi. 423 00:45:20,280 --> 00:45:25,220 Üst kısım bir tür gökyüzü, belki de koyulaştırmak için üzerine boyanmış. 424 00:45:27,133 --> 00:45:29,387 David Lynch buna bayılırdı. 425 00:45:30,220 --> 00:45:32,073 Peki ya ses? 426 00:45:36,740 --> 00:45:39,353 Buzda çizmelerin çıtırtısı... 427 00:45:39,377 --> 00:45:45,067 buzullar gıcırdar, çatlar ve çınlar, bir davulun gerginliği gibi. 428 00:45:45,940 --> 00:45:51,780 Resimler ses uyandırıyor mu, kazıma sesini, yalnızlığı? 429 00:45:52,500 --> 00:45:55,500 Kendini yalnız kurt olarak tanımlardı. 430 00:45:57,420 --> 00:45:59,580 Peki ya renk? 431 00:46:00,020 --> 00:46:04,740 Bu muhtemelen İsviçre'deyken yaptığı birkaç resimden biri. 432 00:46:05,700 --> 00:46:09,700 Renkler ne kadar bastırılmış, kısıtlanmış. 433 00:46:10,687 --> 00:46:15,180 Ve bu, yeşilimsi mavinin onlarca tonu. 434 00:46:16,620 --> 00:46:21,180 Mavi, gökyüzünden çok yerde, buzda. 435 00:46:24,820 --> 00:46:28,940 Eğer buradaki üst kısım bir tür gökyüzüyse, kahverengi. 436 00:46:30,140 --> 00:46:33,860 Aşağı doğru indikçe, mavileşiyor, açılıyor. 437 00:46:34,460 --> 00:46:36,780 Bu resimde bir dalış mı var? 438 00:46:39,620 --> 00:46:42,303 Bir buzula tırmanırken vücudunuzu hissedersiniz. 439 00:46:42,460 --> 00:46:45,260 Willy'nin bacak kasları yandı mı? 440 00:46:46,060 --> 00:46:49,241 Hayatı boyunca akciğer sorunları yaşadı... 441 00:46:49,265 --> 00:46:53,180 bu yüzden hırıltılı nefes almış, nefes almakta zorlanmış olmalı. 442 00:46:56,140 --> 00:46:58,620 Vücuduna aşırı oksijen mi doldu? 443 00:46:58,867 --> 00:47:00,258 Kafası mı iyiydi? 444 00:47:05,540 --> 00:47:07,261 Peki ya cinsiyet? 445 00:47:07,697 --> 00:47:11,740 Kadınlar Alpler'e tırmanırdı, ama orası daha çok erkeklerin oyun alanıydı. 446 00:47:12,940 --> 00:47:16,020 Kalıplaşmış yargılara karşı gelmekten hoşlandı mı? 447 00:47:17,300 --> 00:47:22,460 Yükseğe tırmanmadı, ama babasının ondan bekleyeceği bir şey değildi bu, değil mi? 448 00:47:24,620 --> 00:47:27,620 Ve bir tür sanatsal başkaldırı da vardı. 449 00:47:28,123 --> 00:47:31,100 Alpler'deki neredeyse her ressam yukarı bakardı. 450 00:47:31,436 --> 00:47:33,579 Mavi gökyüzü, kahverengi toprak. 451 00:47:34,100 --> 00:47:36,700 Oyulmuş bir görkem sundular. 452 00:47:36,850 --> 00:47:41,820 İçine yolculuk edilecek, gündelik dünyayı terk etmek için yüce merdivenler. 453 00:47:42,839 --> 00:47:50,737 Willy, eski kompozisyonlardan, standart romantizmden heyecan duymadan aşağı baktı. 454 00:47:51,920 --> 00:47:55,300 Aşağıda, buzun içinde gördü. 455 00:47:55,637 --> 00:47:57,084 Ama ne? 456 00:47:57,677 --> 00:48:01,860 Arkadaşı Naum Gabo'nun pleksiglas heykelleri gibi bir şey. 457 00:48:11,540 --> 00:48:13,393 Doğanın bir maketi. 458 00:48:13,740 --> 00:48:15,031 Bir kafes yapı. 459 00:48:21,300 --> 00:48:23,674 Ve matematik diyebilir miyiz? 460 00:48:29,540 --> 00:48:31,980 Sol altta bir parabol. 461 00:48:32,540 --> 00:48:35,500 Ortada sola eğimli büyük bir kare. 462 00:48:36,337 --> 00:48:39,100 Ama sadece bir kare değil. 463 00:48:40,140 --> 00:48:44,760 İçinden, ötesinden arkasındaki yeşilleri ve beyazları... 464 00:48:44,784 --> 00:48:48,180 çizgileri ve iskelet yapıları görebiliyoruz. 465 00:48:49,140 --> 00:48:51,180 Bir tür röntgen gibi. 466 00:48:56,460 --> 00:48:59,284 Soldaki resim bir sahne dekoru gibi duruyor. 467 00:48:59,740 --> 00:49:02,743 Nijinsky'nin önünde dans edebileceği bir şey. 468 00:49:02,767 --> 00:49:03,683 Dramatik. 469 00:49:03,707 --> 00:49:05,098 Gerçeküstü. 470 00:49:05,620 --> 00:49:10,700 Sağdaki resim, soldakine bakan bir matematikçi gibi. 471 00:49:13,340 --> 00:49:16,911 Büyük kavisli dalga ya da uçurum yüzeyi içinde... 472 00:49:16,935 --> 00:49:19,983 ovalimsi şekiller ve elipsler barındırıyor. 473 00:49:20,007 --> 00:49:22,700 Sol granit, sağ cam. 474 00:49:22,967 --> 00:49:24,358 Buz. 475 00:49:27,707 --> 00:49:30,180 Bu David Bowie'nindi. 476 00:49:31,347 --> 00:49:34,780 Willy'nin bir başka şeffaf kedi beşiği. 477 00:49:37,656 --> 00:49:42,172 Eleştirmenler bazen Willy'nin bu formları Barbara Hepworth'tan aldığını söylerdi. 478 00:49:42,660 --> 00:49:45,376 Ama Willy'nin buzulu özümsemesi... 479 00:49:45,401 --> 00:49:47,548 buna bulaşma da diyebiliriz... 480 00:49:47,713 --> 00:49:51,460 sadece sanatın etkisinden daha ilkel bir şey. 481 00:49:53,056 --> 00:49:57,620 Bu, örneğin, dört tablo kadar görsel olarak karmaşık. 482 00:49:58,577 --> 00:50:01,900 İçinde piramitler ve gün ışığı var gibi görünüyor. 483 00:50:02,717 --> 00:50:07,460 Ve yüzeyde gece, tasarım ve özgüven. 484 00:50:09,597 --> 00:50:12,741 Pervasızlık ve mühendislik. 485 00:50:15,620 --> 00:50:19,460 Bulaşmış bir beynin portresi. 486 00:50:21,740 --> 00:50:24,540 İnsan bir şeylerde kendini görebiliyor, değil mi? 487 00:50:24,954 --> 00:50:27,876 Bir aydınlanma, bir empati kıvılcımı. 488 00:50:28,980 --> 00:50:33,524 Ralph Waldo Emerson şöyle yazmış: Şair dünyayı cama çevirir. 489 00:50:34,660 --> 00:50:37,900 Demek istediği, şairin onu saydam kıldığıydı. 490 00:50:44,140 --> 00:50:48,180 Willy buzula girdi, tıpkı bir manzaraya girer gibi. 491 00:50:51,920 --> 00:50:54,443 5. Uzaktan 492 00:51:00,340 --> 00:51:03,700 Willy'nin tırmanışından bu yana yaklaşık yetmiş yıl geçti. 493 00:51:04,240 --> 00:51:07,780 Grindelwald hala o uykulu görkemini sürdürüyor. 494 00:51:18,860 --> 00:51:23,660 Edinburgh'a dönünce, resmimi Barnes Graham Vakfı'ndaki Rob'a götürüyorum. 495 00:51:25,100 --> 00:51:29,660 Bana aynı köşeli Willy imzasına sahip birkaç tablo gösteriyor. 496 00:51:30,897 --> 00:51:33,095 İçim biraz daha rahatlıyor. 497 00:51:33,277 --> 00:51:35,740 Belki de hayatıma daha çok giriyor. 498 00:51:38,900 --> 00:51:44,420 Mayıs 1949'dan sonraki on yıllarda Willy'ye ve sanatına ne oldu? 499 00:51:45,940 --> 00:51:47,953 11 Kasım'da tanıştık. 500 00:51:47,977 --> 00:51:49,535 Bu adam yanıma geldi. 501 00:51:50,540 --> 00:51:52,010 Yanıma gelip dedin ki... 502 00:51:52,034 --> 00:51:55,973 "Kimse bana Willy Barnes Graham'ın St Ives'a döndüğünü söylemedi." 503 00:51:55,997 --> 00:51:58,140 Ve düşündüm ki, bu ne cüret! 504 00:51:59,097 --> 00:52:05,180 Ve sonra kısa süre sonra buluştuk, yola koyulduk ve tepeleri aştık. 505 00:52:06,697 --> 00:52:09,409 Grindelwald'dan döndüğünde... 506 00:52:10,570 --> 00:52:12,360 İstasyondaydın. 507 00:52:13,757 --> 00:52:15,440 Seni bekliyordum. 508 00:52:15,557 --> 00:52:18,860 Ve o Ekim ayında İskoçya'da evlendik. 509 00:52:18,885 --> 00:52:19,760 Seni bekliyordum. 510 00:52:19,785 --> 00:52:24,180 Ve o zamana kadar, ne kadar değerli olduğumu fark etmiştin... 511 00:52:24,440 --> 00:52:27,601 ve beni artık es geçemeyeceğini anlamıştın. 512 00:52:27,937 --> 00:52:29,140 Elmas. 513 00:52:33,497 --> 00:52:35,513 Sonra evlilik. 514 00:52:35,580 --> 00:52:37,273 Ondan epey gençti. 515 00:52:37,297 --> 00:52:39,000 Pek uzun sürmedi. 516 00:52:39,177 --> 00:52:41,620 Ve sanırım ondan sonra yalnız kaldı. 517 00:52:42,460 --> 00:52:45,740 1970'lere kadar yalnızdı. 518 00:52:50,367 --> 00:52:53,683 St Ives ve Cornwall artık pek aynı değildi. 519 00:52:53,707 --> 00:52:55,822 Buzullar'dan uzun zaman sonraydı. 520 00:52:55,847 --> 00:52:58,546 Porthleven, yarımadanın diğer ucunda. 521 00:53:00,340 --> 00:53:05,460 Oranın çizimi, Alp aydınlanmasından pek etkilenmiş görünmüyor. 522 00:53:07,151 --> 00:53:09,294 Ama sonra tablosu... 523 00:53:10,627 --> 00:53:12,686 Epik ve bloklu. 524 00:53:13,373 --> 00:53:14,764 Kutular. 525 00:53:15,700 --> 00:53:18,143 Sanki tahta oyuncaklardan yapılmış gibi. 526 00:53:25,980 --> 00:53:30,460 Willie sadece 1950'lerde bile bir ömürlük resim yaptı. 527 00:53:31,020 --> 00:53:34,283 Ödüller kazandı ve birçok sergide yer aldı. 528 00:53:34,460 --> 00:53:40,060 Bazı Buzul resimleri kamu ve özel koleksiyoncular tarafından satın alındı. 529 00:53:43,677 --> 00:53:45,980 Cornwall buzullarla kaplandı. 530 00:53:50,270 --> 00:53:53,025 Kompozisyon C, 1954. 531 00:53:57,900 --> 00:54:00,466 Wharfdale'de Kar, 1957. 532 00:54:00,803 --> 00:54:03,020 Leeds'te ders verirken. 533 00:54:07,060 --> 00:54:09,256 Burada öfkeli mi? 534 00:54:14,060 --> 00:54:18,500 Gözleri, trendeyken olduğu gibi bir şeyden diğerine mi kayıyor? 535 00:54:25,770 --> 00:54:29,180 Willie'nin 1950'lerdeki çalışmalarının vahşiliği... 536 00:54:29,499 --> 00:54:31,780 Beyni değişmişti. 537 00:54:37,140 --> 00:54:40,103 50'lerde pek çok şeydi. 538 00:54:40,380 --> 00:54:41,863 Çılgınca üretken. 539 00:54:41,887 --> 00:54:43,223 Rahatsız. 540 00:54:43,247 --> 00:54:44,323 Depresif. 541 00:54:44,347 --> 00:54:45,703 Tükenmiş. 542 00:54:45,727 --> 00:54:46,803 Durdurulamaz. 543 00:54:46,827 --> 00:54:48,413 Gezgin. 544 00:54:49,740 --> 00:54:52,663 Paris'te heykeltıraş Giacometti ile tanıştı. 545 00:54:52,687 --> 00:54:55,103 Sanatçı Constantine Brancusi. 546 00:54:55,127 --> 00:54:58,060 Ve Sophie Arp'ın resimlerini gördü. 547 00:54:59,567 --> 00:55:03,140 Arp'ın 1934 tarihli resmi, Hareket Eden Daireler. 548 00:55:03,620 --> 00:55:07,460 Bunun yankılarını daha sonra Willie'nin işlerinde görebilir miyiz? 549 00:55:09,300 --> 00:55:12,220 Ve sonra... Bir adam ve bir köpek vardı. 550 00:55:12,987 --> 00:55:14,643 Willie'nin arkadaşı Jeff... 551 00:55:14,667 --> 00:55:18,620 St Ives'tan arabayla bir saat uzaklıkta Quintrell Downs'ta yaşıyordu. 552 00:55:19,460 --> 00:55:22,500 Scruffy adında büyük bir kırma köpeği vardı. 553 00:55:22,707 --> 00:55:24,323 Scruffy'nin büyük kulakları vardı. 554 00:55:24,347 --> 00:55:30,700 Ve Jeff'in kucağına oturduğunda, Willie o kulakların arasından Jeff'i görebiliyordu. 555 00:55:31,707 --> 00:55:34,823 1952'de Willie bu resmi yaptı. 556 00:55:34,847 --> 00:55:36,461 Kırmızı Masa. 557 00:55:37,780 --> 00:55:41,929 Kısa süre sonra masanın beşgen şekli... 558 00:55:41,953 --> 00:55:47,980 sağdaki Jeff ve Scruffy adlı bir dizi tabloya çitleri aşıp geçti. 559 00:55:48,940 --> 00:55:50,483 Bir adam ve köpeği. 560 00:55:50,740 --> 00:55:53,540 Ama aslında bir şekil ve başka bir şekil. 561 00:55:54,140 --> 00:55:56,263 Her zaman beşgen. 562 00:55:56,540 --> 00:55:58,840 Ve her zaman bir yarım ay. 563 00:55:59,180 --> 00:56:02,180 Tıpkı St Ives'taki yarım ay şeklindeki kumsallar gibi. 564 00:56:02,827 --> 00:56:05,584 Ayrıca iki şekil arasında iki çizgi. 565 00:56:06,180 --> 00:56:08,278 Masa bacakları gibi. 566 00:56:12,067 --> 00:56:14,103 Willie burada doğaçlama yapıyordu. 567 00:56:14,260 --> 00:56:15,483 Bir beşgen. 568 00:56:15,507 --> 00:56:16,343 Bir masa. 569 00:56:16,367 --> 00:56:17,683 Bir arkadaş. 570 00:56:17,707 --> 00:56:19,583 Ya da hepsi bir blok. 571 00:56:19,607 --> 00:56:23,103 Ve kumsalın kavisi gibi bir köpek. 572 00:56:23,127 --> 00:56:27,100 Fil çoraplar kayalar serbest düşüncesine geri dönüş. 573 00:56:33,286 --> 00:56:35,516 Ve Roma'ya gittik... 574 00:56:36,180 --> 00:56:37,664 Toskana'ya... 575 00:56:38,260 --> 00:56:40,460 Güney Sicilya. 576 00:56:42,887 --> 00:56:44,300 Aynen öyle. 577 00:56:53,016 --> 00:56:53,912 Assisi. 578 00:56:53,938 --> 00:56:54,782 Roma. 579 00:56:54,807 --> 00:56:55,773 Palermo. 580 00:56:55,797 --> 00:56:56,713 Siraküza. 581 00:56:56,737 --> 00:56:57,628 Porticello. 582 00:56:57,653 --> 00:56:58,733 Chiesure. 583 00:56:58,757 --> 00:56:59,353 Termina. 584 00:56:59,377 --> 00:57:00,473 Santa Elia. 585 00:57:00,497 --> 00:57:01,693 Palinuro. 586 00:57:01,717 --> 00:57:02,793 Burano. 587 00:57:03,160 --> 00:57:04,793 Monte Olivetti. 588 00:57:04,817 --> 00:57:05,873 Floransa. 589 00:57:05,897 --> 00:57:06,873 Fiesole. 590 00:57:06,897 --> 00:57:07,733 Venedik. 591 00:57:07,757 --> 00:57:08,573 Milano. 592 00:57:08,597 --> 00:57:09,994 San Gimignano. 593 00:57:11,980 --> 00:57:16,700 Turistlerin gördüğü aynı şeylere mi baktı? 594 00:57:17,940 --> 00:57:21,100 Yoksa başka şeyler mi gözüne çarptı? 595 00:57:23,020 --> 00:57:28,700 Başını kaldırıp Virgil'in dünyasına ve Rönesans şehirlerine baktı mı? 596 00:57:29,980 --> 00:57:31,660 Yoksa aşağıya mı? 597 00:57:56,020 --> 00:57:59,079 En iyi İtalyan çizimleri ve tabloları... 598 00:57:59,103 --> 00:58:02,500 onun görsel düşüncesini ve yapısal anlayışını derinleştirir. 599 00:58:05,780 --> 00:58:07,980 Gitmeden önce şöyle yazmıştı... 600 00:58:08,156 --> 00:58:11,932 Yıllardır tutkum İtalya'daki manzarayı incelemekti. 601 00:58:12,419 --> 00:58:16,434 Bellini, Piero della Francesca, Mantegna'daki portrelerin... 602 00:58:16,458 --> 00:58:18,220 arkasında yatan manzaraları. 603 00:58:18,630 --> 00:58:21,984 Yarı şeffaf düzlemler açısından... 604 00:58:22,008 --> 00:58:25,300 manzara, kaya ve denizin çağrışımlarını. 605 00:58:43,187 --> 00:58:47,679 Chiesure'da, yağmurun şekillendirdiği... 606 00:58:47,703 --> 00:58:51,860 ona buzulları hatırlatan kil manzaraları buldu. 607 00:58:56,620 --> 00:59:00,060 Ve sonra İtalya'da rengin yeni kullanımları var. 608 00:59:01,830 --> 00:59:03,820 Astar boyalar. 609 00:59:07,797 --> 00:59:09,828 Kehribar buzulları. 610 00:59:11,976 --> 00:59:16,660 Akdeniz ışığında dönüşmüş bir İsviçre. 611 00:59:25,415 --> 00:59:28,929 Genç işçi sınıfı erkekleri, pop müzik... 612 00:59:28,953 --> 00:59:33,260 coşkulu Londra, yeni bir on yıl, yeni cinsellikler. 613 00:59:36,709 --> 00:59:41,050 Şimdi 50'lerinde, Beatles ve Rolling Stones çağında... 614 00:59:41,075 --> 00:59:43,860 Willie muhtemelen havalı görünmüyordu... 615 00:59:44,145 --> 00:59:49,049 uluslararası sergiler açıyordu, moda olmaya çalışmıyordu. 616 00:59:49,727 --> 00:59:51,564 Dışlanmış hissettiğini söylüyordu. 617 00:59:51,588 --> 00:59:53,284 Farklı cevaplar arıyordu. 618 00:59:54,186 --> 00:59:56,000 Londra'da yaşadı. 619 00:59:56,047 --> 00:59:58,860 Bu, Thames'te Kahverengi Tablo. 620 01:00:02,564 --> 01:00:06,070 Meditasyon Serisi Asamblaj, 1966. 621 01:00:08,816 --> 01:00:10,207 Sürü. 622 01:00:13,097 --> 01:00:14,794 Neler oluyor burada? 623 01:00:15,180 --> 01:00:16,853 Kalabalık hissi mi? 624 01:00:17,180 --> 01:00:18,700 Bunalmışlık mı? 625 01:00:21,096 --> 01:00:24,428 Gerilim İçinde - 1968 626 01:00:28,057 --> 01:00:29,643 Ve yine bu. 627 01:00:35,740 --> 01:00:39,913 Willie 60'larda dini hac yolculuklarına çıkmaya başladı. 628 01:00:40,260 --> 01:00:46,540 Hac arkadaşları, Hindistan aşramlarındaki Beatles'a hiç benzemiyordu. 629 01:00:47,500 --> 01:00:53,220 Ama Willie'nin tabloları, Beatles'ın sonraki şarkıları gibiydi. 630 01:00:54,836 --> 01:01:01,072 Yolda başka insanlarla kafileler halinde ilerlemek, onlara sokulmak. 631 01:01:01,580 --> 01:01:03,874 Willie 60'larda Carl Gustav Jung okuyordu. 632 01:01:03,898 --> 01:01:07,380 Ve Bahai dinine ilgi duymaya başladı. 633 01:01:08,260 --> 01:01:11,073 Bu resim, Dokuzlu Meclis. 634 01:01:11,220 --> 01:01:13,473 Her katmanda dokuz kare var. 635 01:01:13,600 --> 01:01:19,380 Bahai inancındaki dokuzun kutsal bir sayı olduğu inancından esinlenmiş olabilir. 636 01:01:19,757 --> 01:01:22,720 İnsanların o sayıda birleştiği düşüncesinden. 637 01:01:23,140 --> 01:01:26,180 Ancak kareler birbirine sürtüyor. 638 01:01:26,620 --> 01:01:28,691 Burada bir gerilim var. 639 01:01:42,220 --> 01:01:44,780 60'ların sonu ve 70'ler. 640 01:01:45,140 --> 01:01:46,942 Kadın hareketi. 641 01:01:47,780 --> 01:01:49,388 Ama merak ediyorum... 642 01:01:50,140 --> 01:01:54,345 erkek ressamlar ve kadın ressamlar olaylara farklı mı yaklaşıyor? 643 01:01:54,370 --> 01:01:55,663 Böyle bir şey fark ettiniz mi? 644 01:01:55,687 --> 01:01:56,858 Bundan anlayabilir miydiniz? 645 01:01:56,883 --> 01:01:58,098 Bugün pek değil. 646 01:01:58,127 --> 01:02:00,388 Takma adım Willie olduğu için... 647 01:02:00,983 --> 01:02:07,340 çalışmalarımın öğrenilene kadar hep bir erkeğe ait sanıldığını keşfettim. 648 01:02:07,700 --> 01:02:11,904 Ve bu yüzden sık sık arka planda kalmaya çalışırım. 649 01:02:12,140 --> 01:02:15,366 Çünkü geçmişte bir koleksiyoncu... 650 01:02:16,046 --> 01:02:20,540 kadın olduğumu öğrenince, bir şekli değiştirmemi istedi. 651 01:02:20,867 --> 01:02:23,860 Ve satışı kaybedebilirdim. 652 01:02:26,860 --> 01:02:31,123 Sanırım kadınlar detaya dikkat etmeye daha yatkın. 653 01:02:31,147 --> 01:02:38,340 Oysa erkekler daha çok ana şekillere ve fikre yönelmeye meyilli. 654 01:02:38,507 --> 01:02:39,784 Ve ona bağlı kalmaya. 655 01:02:39,808 --> 01:02:41,838 Şimdi tüm bunlar değişiyor. 656 01:02:44,420 --> 01:02:47,136 Willie, kesinlikle öyle hissediyordu... 657 01:02:47,160 --> 01:02:50,296 ve pratik anlamda da öyleydi, görmezden gelindi. 658 01:02:50,527 --> 01:02:54,300 Özellikle 60'lar, 70'ler ve sonrasında. 659 01:03:00,527 --> 01:03:03,783 Ayrıca çok güçlü bir erkek-kadın ayrımı vardı. 660 01:03:04,380 --> 01:03:06,904 Koleksiyoncular kadın sanatçı istemiyordu. 661 01:03:06,928 --> 01:03:10,523 Çünkü daha kısa kariyerleri olacağını düşünüyorlardı. 662 01:03:10,547 --> 01:03:12,563 Çünkü evlenip çocuk yapacaklardı. 663 01:03:12,587 --> 01:03:15,534 Ayrıca bir süredir yaşadığı St Ives'da... 664 01:03:15,558 --> 01:03:19,443 erkek sanatçılar birbirleriyle oldukça rekabet içindeydi. 665 01:03:19,467 --> 01:03:21,660 Ama özellikle kadın sanatçılarla. 666 01:03:21,947 --> 01:03:24,117 Yani biraz ihmal edilmişti. 667 01:03:28,717 --> 01:03:31,133 Kendi reklamını yapmada iyi miydi? 668 01:03:31,157 --> 01:03:36,553 Sanat dünyasının insanlar hakkında hikayelere ihtiyacı olduğunu anlıyor muydu? 669 01:03:36,577 --> 01:03:39,193 Tabiri caizse, ikna edilmesi gerektiğini? 670 01:03:40,097 --> 01:03:42,900 Sanırım bu anlamda masumdu. 671 01:03:43,397 --> 01:03:45,313 Biraz dik başlıydı. 672 01:03:45,337 --> 01:03:48,060 Sistemi nasıl idare edeceğini bilmiyordu. 673 01:03:48,900 --> 01:03:51,273 Bir şeyi beğenmezse söylerdi. 674 01:03:51,297 --> 01:03:53,133 Ve insanlarla tartışırdı. 675 01:03:53,157 --> 01:03:57,540 Ve bu, insanları rahatlatmanız ve pohpohlamanız gerektiğinde... 676 01:03:57,782 --> 01:03:59,636 pek de yardımcı olmuyordu. 677 01:04:07,507 --> 01:04:12,292 1977'de, Londra'daki Royal Academy'nin büyük sergisi... 678 01:04:12,316 --> 01:04:15,858 “Britanya Resmi, 1952'den 1953'e” açıldı. 679 01:04:16,227 --> 01:04:19,780 Willy'nin tek bir resmini bile içermiyordu. 680 01:04:23,823 --> 01:04:26,603 Bu, Willy'nin "Agnes Day" defterine benziyor. 681 01:04:26,945 --> 01:04:28,441 Ama daha görkemli. 682 01:04:28,466 --> 01:04:30,553 Daha belirgin bir şekilde müzikal. 683 01:04:35,656 --> 01:04:41,940 70'lerde anı yaşamayı seven bir kadın, geriye dönüp buzullara baktı. 684 01:04:49,594 --> 01:04:52,100 Ve sonra Orkney'e gittim. 685 01:04:55,576 --> 01:04:58,560 Sanat Merkezi'nde bir sergim vardı. 686 01:05:15,460 --> 01:05:18,705 Çoğu insan Orkney'e geldiğinde... 687 01:05:18,729 --> 01:05:23,180 dışarıya ve yukarıya, şu dramatik Hoy adasına bakar. 688 01:05:23,677 --> 01:05:28,900 Ama tıpkı Alpler'de olduğu gibi, Willy'nin gözleri manzaraya takılmadı. 689 01:05:29,237 --> 01:05:32,820 Aşağıya, ayaklarının dibindekine baktı. 690 01:05:39,820 --> 01:05:41,934 Sahilde geziniyordum. 691 01:05:42,420 --> 01:05:45,253 Vay canına, taş levhaların üzerinde yürüyordum. 692 01:05:45,277 --> 01:05:48,237 Ve Orkney'e gidenleriniz bunun ne anlama geldiğini çok iyi bilir. 693 01:05:56,280 --> 01:05:59,460 Warbeth'in dikdörtgen levhaları. 694 01:06:18,897 --> 01:06:22,800 Sonra kuzeye, Orkney anakarasına, Birsay'e yöneldi. 695 01:06:26,500 --> 01:06:28,940 Ve eğer güneş parlarsa... 696 01:07:06,918 --> 01:07:08,679 80'lerdeki Orkney... 697 01:07:08,703 --> 01:07:13,740 Willy için neredeyse 40'lardaki İsviçre kadar görsel olarak yoğundu. 698 01:07:43,220 --> 01:07:48,680 Ve St Andrews'taki evi Belmungo'dan oldukça bozuk bir yoldan aşağı yürüyorduk. 699 01:07:49,057 --> 01:07:51,580 Durduk ve su birikintileri vardı. 700 01:07:52,537 --> 01:07:57,613 Bastonunu ona vurdu ve yarıldı. 701 01:07:57,700 --> 01:08:00,333 Ve bir buzul gibi oldu. 702 01:08:00,357 --> 01:08:02,140 Buz paramparça oldu. 703 01:08:04,357 --> 01:08:11,040 70'lerde, 80'lerde, ona hatırlattığı için tekrar buz çizip boyamaya başladı. 704 01:08:11,337 --> 01:08:17,140 Ama buzullarla o bağlantıyı kuran onun hayal gücüydü. 705 01:08:18,677 --> 01:08:24,112 Ve sonra asistanı ve yoldaşı Rowan James ile tanıştım... 706 01:08:24,136 --> 01:08:26,897 ve hepimiz birbirimizi sevdik. 707 01:08:26,977 --> 01:08:28,591 Bu yüzden iletişimde kaldık. 708 01:08:28,697 --> 01:08:33,660 Ve bir kitap fikrini ortaya attıklarında, birlikte daha fazla zaman geçirdik. 709 01:08:35,457 --> 01:08:41,671 Birlikte, tüm bu önyargıya ve çalışmalarına yönelik destek eksikliğine karşı... 710 01:08:41,695 --> 01:08:45,500 çok daha güçlü bir savunma hattı oluşturdular sanırım. 711 01:08:45,636 --> 01:08:48,821 Rowan, çalışmalarının çok iyi bir destekçisiydi... 712 01:08:48,845 --> 01:08:51,704 ve galerilerle olan tüm o bağlantıyı devraldı. 713 01:08:52,740 --> 01:08:54,708 Ve tanıştığımızda... 714 01:08:55,116 --> 01:08:57,890 St Ives'taki kilit bir figür olarak... 715 01:08:57,914 --> 01:09:01,054 konumunun tanınması gerektiğine kararlıydılar. 716 01:09:01,700 --> 01:09:05,460 Ve kitap hakkında konuştuk. 717 01:09:05,637 --> 01:09:07,713 Ve kitap her şeyi değiştirdi. 718 01:09:07,737 --> 01:09:10,916 Ve aslında Rowan'ın itici gücü olmadan... 719 01:09:10,940 --> 01:09:13,379 Willy'nin kararlılığı olmadan... 720 01:09:13,403 --> 01:09:16,532 ve ben ve onun hakkındaki içgörüm olmadan... 721 01:09:16,556 --> 01:09:21,037 her zaman kolay olmayan çok yakın bir ilişkimiz vardı... 722 01:09:21,061 --> 01:09:23,091 bunun olacağını sanmıyorum. 723 01:09:24,017 --> 01:09:28,273 Kitaba başladığımızda, ona özel bir ilgileri yoktu. 724 01:09:28,297 --> 01:09:31,820 Ondan bazı işleri vardı, ama bir figüran olarak görülüyordu. 725 01:09:32,217 --> 01:09:34,593 Ve diğer eleştirmenler de bana bunu söyledi. 726 01:09:34,617 --> 01:09:36,293 Neden bir kitap yazıyordum ki? 727 01:09:36,317 --> 01:09:37,820 Söylenecek bir şey yoktu. 728 01:09:38,237 --> 01:09:40,636 Ve ayrıca tam anlamıyla ikinci plandaydı. 729 01:09:40,661 --> 01:09:42,033 Gerçekten önemli değildi. 730 01:09:42,057 --> 01:09:44,400 Katkısı ikinci derecedeydi. 731 01:09:44,737 --> 01:09:50,620 Willy hakkındaki kitap çok daha geniş bir şekilde çalışmamı sağladı. 732 01:09:51,697 --> 01:09:54,180 O kitaba üç buçuk yılımı harcadım. 733 01:09:54,643 --> 01:09:58,799 Willy çok tatlı ve nazik olabiliyordu... 734 01:09:58,823 --> 01:10:02,979 ve kocam kanserden ölürken onu arardı. 735 01:10:03,004 --> 01:10:04,507 Bunu yaptığını bilmiyordum. 736 01:10:04,957 --> 01:10:08,140 Onu arayıp sadece sohbet eder, nasıl olduğuna bakardı. 737 01:10:08,757 --> 01:10:11,300 Bunun harika bir davranış olduğunu düşündüm. 738 01:10:11,737 --> 01:10:15,140 Yani hayatımı ve benim... nasıl denir... 739 01:10:16,980 --> 01:10:21,017 dünyada yapabileceklerime dair hırsımı tamamen değiştirdi. 740 01:11:55,635 --> 01:12:00,140 Wilhelmina Barnes Graham hayatının sonuna kadar sürekli çalıştı. 741 01:12:01,580 --> 01:12:07,460 26 Ocak 2004'te doğduğu yer olan St. Andrews'ta öldü. 742 01:12:08,340 --> 01:12:10,100 91 yaşındaydı. 743 01:12:11,700 --> 01:12:15,178 Son yıllarında, hareket kabiliyeti azaldıkça... 744 01:12:15,202 --> 01:12:18,300 en kinetik eserlerinden bazılarını üretti. 745 01:12:19,780 --> 01:12:23,502 90'ların ortası ve sonlarındaki Scorpio serisinde... 746 01:12:23,526 --> 01:12:28,483 sanki bir orkestrayı, allegro bir orkestrayı yönetiyor gibiydi. 747 01:12:29,396 --> 01:12:31,498 Yine sinestezisi... 748 01:12:31,980 --> 01:12:35,880 eskrimci fırça darbeleri, opak renk kirişleri. 749 01:12:36,497 --> 01:12:39,840 Bu kağıtlardan birkaçı stüdyosunda serili olurdu. 750 01:12:40,360 --> 01:12:44,580 Boya dolu bir fırçayla, birinden diğerine boya izleri bırakırdı. 751 01:12:48,217 --> 01:12:49,636 Son dönem. 752 01:12:49,973 --> 01:12:52,063 Bir yaşam kutlaması. 753 01:12:52,380 --> 01:12:57,180 Enerjinin, canlılığın, neşenin anlık bir ifadesi. 754 01:12:58,037 --> 01:12:59,413 Renk olarak renk. 755 01:12:59,860 --> 01:13:01,940 Doku olarak doku. 756 01:13:02,310 --> 01:13:04,320 Mavi gökyüzü değildir. 757 01:13:04,820 --> 01:13:06,820 Yeşil çimen değildir. 758 01:13:07,397 --> 01:13:13,780 Sıklıkla ana renkleri kullanarak, her biri insanın içinde bir şekil çağrıştırabilir. 759 01:13:14,730 --> 01:13:19,492 Fırça darbeleri ince, kalın, dokulu, hafif... 760 01:13:19,516 --> 01:13:24,491 agresif, riskli, narin veya beklenmedik olabilir. 761 01:13:27,277 --> 01:13:30,340 Bunun hakkında, bir numaralı sürpriz, şöyle dedi... 762 01:13:30,658 --> 01:13:34,940 Üç mavi, üç kırmızı vardı ve hoş görünüyordu. 763 01:13:35,540 --> 01:13:37,740 Sonra karanlık bir nota geldi. 764 01:13:38,117 --> 01:13:41,380 Ama "hadi, daha büyük bir risk al" diyordu. 765 01:13:42,100 --> 01:13:46,420 Ben de bir fırça aldım ve uzatılmış daireyi çizdim. 766 01:13:48,700 --> 01:13:52,148 Sonra yenilikçi Graal Press ile işbirliği yaptı... 767 01:13:52,420 --> 01:13:56,340 böylece bu tablolardan bazıları katmanlı baskılara dönüştü. 768 01:14:20,017 --> 01:14:22,939 Hayatı, geçmişi uzaklaşıyor. 769 01:14:23,740 --> 01:14:26,060 Onu uzaktan görmeye başlıyoruz. 770 01:14:26,377 --> 01:14:28,074 Bir fikrim var. 771 01:14:29,020 --> 01:14:31,580 Karanlık bir sanat galerisi hayal ediyorum. 772 01:14:32,220 --> 01:14:35,095 Galeriye büyük ekranlar kursak... 773 01:14:35,119 --> 01:14:38,693 ve üzerlerine Willy'nin buzul resimlerini... 774 01:14:38,717 --> 01:14:41,860 yakın planda yansıtarak ona yaklaşsak? 775 01:14:43,020 --> 01:14:48,180 Birleşik Krallık'ı dolaşıp tabloları çok yüksek çözünürlükte fotoğraflıyoruz. 776 01:14:49,380 --> 01:14:53,020 Willy'nin dış hatlarına yaklaştığımızı hissediyoruz. 777 01:14:54,297 --> 01:14:57,711 Bu, onun gerçekten orada olmasından... 778 01:14:57,735 --> 01:15:01,240 asıl deneyimden sadece iki, üç yıl sonra. 779 01:15:01,580 --> 01:15:03,561 Bu daha çok, sanırım... 780 01:15:03,585 --> 01:15:09,551 buzula girme deneyimine anlık tepki vermekten ziyade, resim yapma eylemiyle... 781 01:15:09,575 --> 01:15:14,660 ve bir sanatçı olarak eser yaratma süreci üzerine düşünmekle ilgili hale geliyor. 782 01:15:20,973 --> 01:15:24,540 Beynini, ona bulaşan şeyi görmeye çalışmak. 783 01:15:42,300 --> 01:15:46,140 Ve sonra gerçekten bir sanat galerisine girip büyük ekranları kuruyoruz. 784 01:15:52,299 --> 01:15:54,340 Ve insanlar geliyor. 785 01:15:58,620 --> 01:16:04,194 Gösteride, yaşlı Willy'nin tırmanış günündeki genç haline... 786 01:16:04,500 --> 01:16:07,425 ne söyleyebileceğini hayal ediyorum. 787 01:16:13,797 --> 01:16:15,340 Ne oldu? 788 01:16:22,213 --> 01:16:24,011 Ne olduğunu biliyorsun. 789 01:16:31,353 --> 01:16:32,744 Oradaydın. 790 01:16:39,058 --> 01:16:40,755 Çok uzun zaman önceydi. 791 01:16:42,545 --> 01:16:43,936 Değil mi? 792 01:17:12,547 --> 01:17:13,763 Bu kısmı biliyorum. 793 01:17:13,787 --> 01:17:15,512 Ne gördüklerini biliyorum. 794 01:17:21,107 --> 01:17:23,444 Pekala o zaman, anlat. 795 01:17:24,667 --> 01:17:27,378 Tablolarla anlattım. 796 01:19:24,607 --> 01:19:27,136 Sanki beynim gibiydi... 797 01:19:29,917 --> 01:19:33,300 Beynimi görür gibi oldum. 798 01:19:47,140 --> 01:19:48,820 Buzul... 799 01:19:50,620 --> 01:19:51,820 bendim. 800 01:19:54,910 --> 01:19:56,301 Bendim. 801 01:19:57,713 --> 01:19:59,680 Şimdi çizikler içindeyim. 802 01:19:59,980 --> 01:20:01,396 Ve kırış kırış. 803 01:20:04,813 --> 01:20:06,204 Yivli. 804 01:20:10,031 --> 01:20:11,923 Ve boşluklarım var. 805 01:20:15,160 --> 01:20:17,460 Anılarımda birçok boşluk. 806 01:20:20,260 --> 01:20:22,146 Sen de o boşluklardan birisin. 807 01:20:26,048 --> 01:20:27,900 Ama o gün değil. 808 01:20:38,308 --> 01:20:40,380 Keşke sen olsaydım. 809 01:20:48,055 --> 01:20:49,625 Sen olmana sevindim... 810 01:20:52,067 --> 01:20:53,458 ben değil. 811 01:20:57,507 --> 01:20:59,580 Benden daha mutlusun. 812 01:21:03,597 --> 01:21:06,260 Ama ben senden daha iyi bir ressamım. 813 01:21:11,635 --> 01:21:13,388 Daha çok şey gördüm. 814 01:21:28,274 --> 01:21:30,110 Uzaklardan Willy mi? 815 01:21:30,256 --> 01:21:31,953 Yaklaşan Willy mi? 816 01:22:27,867 --> 01:22:33,420 1850'den beri en az 100 İsviçre buzulu yok oldu. 817 01:22:35,610 --> 01:22:42,300 Grindelwald buzulları 1970'lerden beri en az iki kilometre küçüldü. 818 01:22:46,567 --> 01:22:54,020 2000 yılından bu yana, Alp buzulları 26 kilometreküpten fazla buz kaybetti. 819 01:23:05,400 --> 01:23:08,268 Manevi bir yaşam... 820 01:23:08,923 --> 01:23:15,620 ve maddi olmayan bir gerçeklik kavramı modernist hareket için gerçekten önemliydi. 821 01:23:18,656 --> 01:23:22,108 Platonik düşünceyle ilgili bir şeydi... 822 01:23:22,500 --> 01:23:27,585 algıladığımız dünyanın temelinde yatan mükemmel bir dünya... 823 01:23:27,750 --> 01:23:32,260 ya da gerçek dünya olduğu düşüncesi. 824 01:23:35,860 --> 01:23:40,147 Din kavramı, ötekilik kavramı, bir şey kavramı... 825 01:23:40,171 --> 01:23:46,152 insanın benimseyebileceği ve beslenebileceği manevi bir gerçeklik... 826 01:23:46,176 --> 01:23:48,980 Willy için ciddi anlamda önemliydi. 827 01:23:51,316 --> 01:23:57,280 Başka bir şeye ve o mükemmelliğe dair o duyguya ihtiyacı vardı. 828 01:23:57,457 --> 01:24:04,120 Ve sanırım bu, eserlerinde bulduğunuz şeffaflık duygusuna katkıda bulundu. 829 01:24:04,238 --> 01:24:10,380 Buzullarla birlikte, baktığınız yüzeyin ötesinde bir şey olduğu duygusu. 830 01:24:18,080 --> 01:24:22,140 Sence, onun hakkında bir film çekilmesi fikri hoşuna gider miydi? 831 01:24:26,197 --> 01:24:27,993 Hem evet hem hayır. 832 01:24:28,236 --> 01:24:31,308 Sanırım bu fikre bayılırdı... 833 01:24:31,660 --> 01:24:36,260 ama tıpkı kitapta olduğu gibi, neleri dahil ettiğiniz konusunda çok net olmak isterdi. 834 01:24:40,519 --> 01:24:42,801 Willy'ye ne kadar yaklaştım? 835 01:24:47,951 --> 01:24:50,660 Hayatta olmak ve yaşamak istiyorum. 836 01:24:50,789 --> 01:24:52,292 Şöyle yazmıştı... 837 01:24:55,567 --> 01:25:00,663 Geri dönüp tüm bunların hafızamda ne kadar doğru kaldığını görmeyi çok isterdim. 838 01:25:00,687 --> 01:25:03,860 Zihnimde capcanlı, ama abartmış olabilir miyim? 839 01:25:08,676 --> 01:25:13,140 Sanat eleştirmeni Walter Pater birikimle gelen dehadan bahsetmişti. 840 01:25:14,533 --> 01:25:16,959 Willy gittiği her yerde çalıştı. 841 01:25:17,420 --> 01:25:20,380 Birikimle gelen bir dehası vardı. 842 01:25:21,222 --> 01:25:24,300 Onunki bir beyin inşa etme hayatıydı. 843 01:25:25,788 --> 01:25:29,308 Beyni Grindelwald Buzulu tarafından... 844 01:25:29,540 --> 01:25:34,580 havasının inceliği, etkisinin derinliğiyle değişti. 845 01:25:35,973 --> 01:25:38,853 Zihinsel dünyasının sınırlarını zorladı. 846 01:25:39,761 --> 01:25:43,660 Ya da belki zihinsel dünyası onun sınırlarını zorladı. 847 01:25:44,820 --> 01:25:48,820 Devasa külliyatı onun kuş yuvasıydı. 848 01:25:49,740 --> 01:25:52,552 Bir bakıma gözleri işin içinde değildi. 849 01:25:52,780 --> 01:25:55,500 Retinaları görevini yapmıştı. 850 01:25:56,060 --> 01:26:02,900 Yuvasını biçim, neşe, Tanrı, manzara hakkındaki düşüncelerden inşa etti. 851 01:26:04,199 --> 01:26:07,420 Raphael ve Rilke'nin ruhunu taşıyordu. 852 01:26:10,209 --> 01:26:13,500 Wilhelmina Barnes Graham kendini tanıyor muydu? 67638

Can't find what you're looking for?
Get subtitles in any language from opensubtitles.com, and translate them here.